ABD ve İsrail'den Rusya'ya: İran sadece Suriye'den değil Lübnan ve Irak'tan da çekilmeli

Netanyahu ile Washington, Moskova ve Tel Aviv’in ulusal güvenlik danışmanları Haziran 2019’da İsrail’de bir araya geldi (İsrail Başbakanlık Ofisi)
Netanyahu ile Washington, Moskova ve Tel Aviv’in ulusal güvenlik danışmanları Haziran 2019’da İsrail’de bir araya geldi (İsrail Başbakanlık Ofisi)
TT

ABD ve İsrail'den Rusya'ya: İran sadece Suriye'den değil Lübnan ve Irak'tan da çekilmeli

Netanyahu ile Washington, Moskova ve Tel Aviv’in ulusal güvenlik danışmanları Haziran 2019’da İsrail’de bir araya geldi (İsrail Başbakanlık Ofisi)
Netanyahu ile Washington, Moskova ve Tel Aviv’in ulusal güvenlik danışmanları Haziran 2019’da İsrail’de bir araya geldi (İsrail Başbakanlık Ofisi)

ABD, İsrail ve Rusya arasındaki Suriye’nin geleceği ve İran’a dair anlaşmazlık sürüyor. İsrail’de geçtiğimiz ay düzenlenen ve Washington, Moskova ve Tel Aviv’in üst düzey güvenlik yetkililerini bir araya getiren zirveden sızan bilgilere göre ABD ve İsrail, Rusya’ya İran’ın yalnızca Suriye’den değil Irak ve Lübnan’dan da askerî olarak çekilmemesi halinde Suriye'de geleceğe dair herhangi bir anlaşmayı reddettiklerini iletti.
İsrail haber kaynaklarının, zirvedeki konuşmaların bilgisine sahip olan ABD’li bir yetkiliden aktardığına göre Washington yönetimi ve Tel Aviv hükümeti, İran’ın bölgedeki geleceğini sona erdirmeyecek bir Suriye anlaşmasından yana endişe duyuyorlar. Zira İran’nın yalnızca Suriye'den çekilmesi, Lübnan ve Irak’taki konumunu güçlendirebilir. Kaynağın ifadesi ile “İranlıların Suriye’den çekilip komşu ülkelere taşınması, hiçbir şeyi çözmez.”
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Meir Ben Shabbat ve Rusya Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Nikolay Patruşev’in katıldığı Güvenlik Zirvesi’nde üç taraf da ortaya konulan meseleleri ele almaya devam ediyor.
Sızdırılan haberler arasında Rusya’nın Esed rejiminin istikrarını sağlayacak bir anlaşmaya varılması ve Batılı ülkelerin Suriye’nin yeniden inşası için yardım sunması gerekliliğine odaklandığı bilgisi de var.
İsrail, Rusya’nın İranlı unsurların İsrail sınırlarından uzaklaştığı konusundaki açıklamalarına itiraz ederek varlıklarının arttığını, hatta sınırlara yaklaşarak bir güvenlik tehdidi oluşturduklarını iddia etti. ABD’li kaynak, Rusya’nın İranlı güçleri Suriye’den ayrılmaya mecbur edecek herhangi bir adım atamayacağını, Şam ile ittifakı göz önünde bulundurulduğunda bunun peşinde koşmayacağını düşünüyor.
Lübnan’daki füze fabrikaları
İsrail’e göre İran’ın Suriye’deki varlığı, Lübnan’daki varlığı ve konuşlanmasının bir uzantısını temsil ediyor. İsrail ve ABD, Rusya’ya, İranlı güçlerin Suriye’den çekilmesinin herhangi bir anlaşmanın ilk şartı olmakla birlikte yeterli olmayacağını, bu çekilişin İran’ın Lübnan’daki askerî varlığını, özellikle de Hizbullah’ın kurduğu füze fabrikalarını da kapsaması gerektiğini iletti.
ABD’li kaynaklara göre; “Amerika-İsrail tarafından sergilenen tutum, meselenin İran’ın, Suriye’nin yanı sıra Lübnan’dan çekilmesi ile ilişkili olmadığını, Irak’taki varlığını da kapsaması gerektiğini açıkça gösterdi. Özellikle de Şii milislerin İsrail’i vurabilecek uzun menzilli füzelerle silahlanması söz konusu ise.”
İsrail’in Suriye’nin geleceğine ilişkin arzuladığı plana göre ilk aşamada Rusya’nın, füzeler ve bombaların dahil olduğu ağır silahlarını çıkarmaları için İranlılara baskı yapması gerekiyor.
İkinci aşamada ise İranlı güçler, Suriye, Lübnan ve Irak’tan çıkacak.”
İran direnirse İsrail'in hedefi olabilir
Independent Arabia’dan Emel Şehade’nin haberine göre İran meselesi, yalnızca İsrail’in güvenlik ve siyaset kurumları ile sınırlı kalmayıp, güvenlik araştırmaları merkezlerinde de ele alınıyor. Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre Tel Aviv’deki Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nün (INSS) gerçekleştirdiği son araştırmada, Enstitü Müdürü Udi Dekel ve Araştırmacı Carmit Valensi, İsrail’deki karar mercilerine, Rusya ve ABD tarafından İran’ı uzaklaştırmak için atılacak siyasi adımlara alan açma çağrısı yaptı. Bununla birlikte bu iki isme göre siyasi adımların başarısız olması halinde İsrail, hava saldırılarına dönebilir ve İran’ın bulunduğu noktaları vurabilir.
Söz konusu iki araştırmacı, İran’ın stratejik bir hedef olarak Suriye’de varlığını sürdürmeyi düşündüğünü ve yönetimin, sayılarını büyük oranda azaltmak zorunda kalsalar bile Suriye’de konuşlanmaya devam etme konusunda halen ısrarcı olduklarını düşünüyor.
Araştırmada ABD’nin Suriye’deki rolüne ilişkin ise Amerikan yönetimindeki yetkililer ve uzmanların, Esed rejimini ve İran’ın Suriye’deki rolünü güçlendirmesine ve Türkiye’nin de Suriye ile olan sınırı boyunca güvenlik bölgelerine egemen olmasına yol açacağı için Trump’tan ABD güçlerini Suriye’den çekme kararından vazgeçmesini talep ettikleri belirtiliyor.
İran’ın, bu durumu, Suriye-Irak sınırları tarafında etkisini artırmak ve bu bölgede unsurlarını yaymak üzere İran’a ait bir altyapı hazırlamak için kullanmasından endişe ediliyor.
Bu noktada İsrail’in Suriye meselesinde şu iki stratejik sisteme göre çalıştığına işaret ediliyor:
İlki, yabancı güçlerin yayılması ve Suriye’den çekilmesi konusunda Rusya ile işbirliği.
İkincisi ise, İran’a karşı koymak ve onu Suriye’de ve bölgede konuşlanma ve yayılmasını önlemek üzere ABD ile işbirliği ve iletişim kanalına yoğunlaşmak.



Kolombiya Devlet Başkanı, ABD ile istihbarat paylaşımının askıya alınmasını emretti

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro (Reuters)
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro (Reuters)
TT

Kolombiya Devlet Başkanı, ABD ile istihbarat paylaşımının askıya alınmasını emretti

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro (Reuters)
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro (Reuters)

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, ülkesinin kamu güvenlik güçlerine, Washington Karayipler'deki teknelere yönelik saldırılarını durdurana kadar ABD istihbarat teşkilatlarıyla istihbarat paylaşımını askıya almaları talimatını verdi.

Petro, X platformunda yaptığı paylaşımda, iki ülkenin uyuşturucu kaçakçılığına karşı iş birliği geçmişine atıfta bulunarak, "Uyuşturucuyla mücadele, Karayip halkının insan haklarına saygı göstermelidir" ifadesini kullandı.


İran, ABD ve İsrail'in yürüttüğü casusluk şebekesinin dağıtıldığını duyurdu

Başkent Tahran'ın genel görünümü (Arşiv- Reuters)
Başkent Tahran'ın genel görünümü (Arşiv- Reuters)
TT

İran, ABD ve İsrail'in yürüttüğü casusluk şebekesinin dağıtıldığını duyurdu

Başkent Tahran'ın genel görünümü (Arşiv- Reuters)
Başkent Tahran'ın genel görünümü (Arşiv- Reuters)

İran dün, Tahran ve İsrail arasındaki 12 günlük savaştan aylar sonra, ABD ve İsrail istihbarat teşkilatları tarafından yönetildiğini iddia ettiği bir casusluk ağını çökerttiğini duyurdu.

İran Devrim Muhafızları İstihbarat Teşkilatı, devlet televizyonunda yayınlanan açıklamasında, "İran'da ulusal güvenliğe düşman, ABD ve İsrail istihbarat teşkilatlarının yönetimi altında faaliyet gösteren bir hücreyi ortaya çıkarıp çökerttiğini" duyurdu.

Açıklamada, "operasyonun çeşitli illerde koordineli bir şekilde yürütüldüğü" belirtilirken, operasyonların zamanlaması, yeri veya tutuklanan kişi sayısı hakkında ayrıntı verilmedi.

Haziran ayında İsrail, İran'a eşi benzeri görülmemiş saldırılar düzenleyerek aralarında üst düzey subayların ve nükleer bilim insanlarının da bulunduğu yüzlerce kişiyi öldürdü. Tahran, İsrail'e füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarıyla misillemede bulunarak 25'ten fazla kişiyi öldürdü.

İsrail'in başlıca müttefiki olan ABD de, gerginliğin artmasının ardından İran'ın nükleer tesislerine hava saldırıları düzenledi.

İran ve İsrail arasında 24 Haziran'dan bu yana ateşkes yürürlükte.

Son aylarda İranlı yetkililer, casusluk suçlamasıyla çok sayıda tutuklama yapıldığını ve İsrail istihbarat teşkilatı Mossad ile iş birliği yapmaktan hüküm giyen kişilerin infaz edildiğini duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İran ekim ayında, kırk yılı aşkın süredir düşman olarak gördüğü İsrail veya Amerika Birleşik Devletleri adına casusluk yapmakla suçlananlara verilen cezaları ağırlaştıran bir yasa çıkardı.


İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer görevinden istifa etti

İsrail'in Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer (Arşiv- Reuters)
İsrail'in Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer (Arşiv- Reuters)
TT

İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer görevinden istifa etti

İsrail'in Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer (Arşiv- Reuters)
İsrail'in Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer (Arşiv- Reuters)

Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yakın müttefiki olan Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, dün görevinden istifa ettiğini duyurdu.

Dermer, Netanyahu'ya yazdığı mektupta, "Bakan olarak yemin ettiğim gün, aileme sadece iki yıl görev yapacağıma söz verdim" diye yazdı. "Bu hükümet, 7 Ekim saldırısı ve ardından gelen iki yıl süren, yedi cepheli savaşı yönetmesiyle hatırlanacak" ifadesini kullandı.

Dermer, ailesinin onayıyla görev süresini iki kez uzattığını belirtti: Birincisi, haziran ayında İran'ın askeri nükleer kapasitesinin oluşturduğu varoluşsal tehdidi ortadan kaldırmak, ikincisi ise ekim ayında Gazze'de ateşkes müzakereleri yapmak ve orada tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak.

Sözlerini şöyle tamamladı: "Geleceğin ne getireceğini bilmiyorum ama bir şeyden eminim: Yaptığım her şeyde, Yahudi halkının geleceğini korumada rolümü oynamaya devam edeceğim."

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Dermer, Netanyahu'nun hükümetindeki en yakın ve en önemli müttefiki. Hamas ile dolaylı görüşmelerde müzakere ekibine başkanlık etti ve Amerikalılarla iletişimden sorumluydu.

Suriye hükümetiyle de iletişimi yürüttü.

Miami'de doğan Dermer’ın istifası, 2022 sonlarında İsrail'in Washington Büyükelçisi olarak yıllarca görev yaptıktan sonra bu göreve atandığı dönemin sonu anlamına geliyor.