Hartum'da on binlerce gösterici devrim şehitlerini anmak için toplandı

Hartum Yeşil Meydan’da bulunan kabalık devrim şehitlerini anarken (Reuters)
Hartum Yeşil Meydan’da bulunan kabalık devrim şehitlerini anarken (Reuters)
TT

Hartum'da on binlerce gösterici devrim şehitlerini anmak için toplandı

Hartum Yeşil Meydan’da bulunan kabalık devrim şehitlerini anarken (Reuters)
Hartum Yeşil Meydan’da bulunan kabalık devrim şehitlerini anarken (Reuters)

Sudan polisi, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nin (ÖDBG) çağrısı ile “devrim şehitlerini” anmak için Hartum'un güneyinde halka açık bir meydanda gösteri yapan kalabalığa göz yaşartıcı gazla müdahale etti. Sudan'da Askeri Geçiş Konseyi (AGK) ve ÖDBG arasında siyasi anlaşma belgesinin imzalanmasından bir gün sonra on binlerce kişinin katılımı ile protestocular gösteri yürüyüşlerine devam etti. Ayrıca taraflar arasında bugün yapılmasını planlanan müzakerelerin ertelendiği duyuruldu.
Sudan Meslek Grupları Birliği (SPA) liderleri tarafından dün gerçekleştirilen basın açıklamasında, AGK birliklerinin, Hartum’un merkezinde bulunan Jackson’daki toplu taşıma duraklarında ÖDBG’nin çağrısına cevap vererek devrim şehitlerini anmak için gelen kişilere göz yaşartıcı gaz kullandıkları belirtildi.
Sudan tarihindeki en kalabalık gösterilerden biri
Açıklamada, Askeri Geçiş Konseyi’nin bütün göstericilerin güvenliğinden sorumlu olduğu belirtilerek, gösteri haklarının korunması çağrısı yapıldı. SPA liderleri açıklamasında, gösteri ve yürüyüş yapmanın meşru bir hak olduğunu, askeri konseyin ise tüm devrimcilerin güvenliğinden sorumlu olduğunu düşündüklerini ifade etti. Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nin çağrısı ile Özgürlük Meydanı’na akın eden binlerce gösterici, “Önce Adalet” sloganı ile devrim şehitlerini anmak için gösteriler düzenledi.
Gösteriler görevinden azledilen Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejimini destekleyen kitlelere tanıklık eden halka açık bir olan Yeşil Meydan’da gerçekleşti. Meydanın ismi daha sonra Özgürlük Meydanı olarak değiştirilmişti.
Sudan’daki protesto gösterilerinin başlamasında bu yana yüzlerce askeri araç, AGK kuvvetleri tarafından çeşitli gösteri noktalarına yerleştirildi. Hızlı Destek Kuvvetleri ise protestocuların meydanlara gelmesine saatler kala alandan ayrıldı.
Meydan, Güney Sudan’ın vefat etmiş lideri John Grang’ın 2005 yılında Naivasha anlaşmasını imzalamasının ardından Sudan tarihindeki en büyük kalabalıklardan birine şahitlik etti.
Görgü tanıkları, göstericilerin devrim şehitleri ve Sudan bayraklarını taşıyarak gösterilerde hayatını kaybedenlerin intikamını talep eden sloganlar attıklarını aktardı.
Yüzlerce kişi hayatını kaybetmişti
Sudan'ın başkenti Hartum'da ordu karargâhı önünde oturma eylemi yapıldığı sırada ordu birlikleri tarafından açılan ateş sonucu yaklaşık 200 kişi hayatını kaybederken, yüzlercesi de yaralanmıştı. Yaşanan bu durum Sudanlılar arasında öfkeye sebep olurken, AGK ve ÖDBG arasındaki müzakereler bir süre durmuştu. Yaşanan çatışmaların ardından önceki gün taraflar arasında imzalanan anlaşma hükmündeki belgede, ordu ve sivillerin yönetime ortak katılımını ve konsey başkanlığının dönüşümlü olarak yürütülmesini öngörüyor. Her ne kadar anlaşmanın Sudan’ın tüm kesimini kapsadığı ifade edilse de, Sudan Komünist Partisi, Askeri Geçiş Konseyi ile Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri arasında varılan anlaşmayı reddettiklerine dair bir açıklama yayınladı.
Öte yandan ÖDBG tarafından yapılan basın açıklamasında bugün yapılmasını planlanan son istişarenin ertelendiği duyuruldu. ÖDBG liderlerinden Munzur Ebu el-Maali, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, bugün gerçekleşmesi planlanan toplantıda Anayasa konusunun müzakere edilmesi konusunun ele alınacağını belirtirken, taraflar arasındaki yeni tartışmalar nedeniyle toplantının bir süreliğine ertelendiği ifade etti.
Munzur Ebu el-Maali konu ile ilgili yaptığı basın açıklamasında, anayasa belgesinde Egemen Konsey başkanı ve üyelerine verilen mutlak dokunulmazlığın müzakerelerde ele alınacak en karmaşık dosya konusu olduğuna dikkat çekerek, Yasama Konseyi, güvenlik birimlerinin yapısı ve Egemen Konsey’deki bakanların atama ve yetkilerine ilişkin onay konusunda tartışmaların olabileceğini ifade etti.
Sudan’da yayın yapan bağımsız et Teyyar gazetesinin dünkü haberine göre, mutlak dokunulmazlık ikilemi üzerindeki kısıtlamaların çözülebilir bir mesele olduğu aktarıldı. Kaynaklar, Askeri Geçiş Konseyi’nin ABD’nin Sudan Özel Elçisi Donald Booth baskısı ile karşı karşıya kaldığını ve kısıtlayıcı dokunulmazlığı kabul ettiğini iddia etti.
Alghad televizyon kanalı, AGK sözcüsü Korgeneral Şemseddin Kebbaşi’nin dün, silahlı kuvvetler memurlarına yasalarca garanti edilen dokunulmazlığın ötesinde bir dokunulmazlık talep etmediği açıklaması yaptığını aktardı. Sözcü, taslak anayasada yer alan dokunulmazlık hükümlerinin Uzmanlar Komitesi’nce hazırlandığını ve bununla ilgisi olmadıklarını belirterek, bu konunun anayasa belgesi müzakeresinde karşı karşıya kalınabilecek en zor hususlardan biri olduğunu dile getirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Şarku’l Avsat’a konuştu
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, Sudan muhalefeti ve AGK tarafından önceki gün Hartum’da imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı. Bakanlık her iki taraf açısından da anlaşmanın derhal uygulanmaya konulması çağrısında bulundu. Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Sudan'da Askeri Geçiş Konseyi ve ÖDBG arasında imzalanan siyasi anlaşmadan memnuniyet duyduklarını belirterek, ülkenin karşılaştığı zorluklarla başa çıkmak ve yeni siyasi liderlerle bir araya gelmek için beklemede olduklarını dile getirdi. Sözcü, Afrika Birliği ve Etiyopyalı arabuluculara çabalarından ötürü teşekkür ettiklerini söyledi.



Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
TT

Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)

26 yıldır tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan, Ankara’yı, Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam arasında bir anlaşma sağlanmasına aracılık etmeye çağırdı. Bu çağrı bugün, Kürt yanlısı Türkiye’deki Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından iletildi.

Öcalan, 30 Aralık tarihli yazılı mesajında, “Türkiye’nin bu süreçte kolaylaştırıcı ve yapıcı bir rol oynaması, süreci diyalog odaklı yürütmesi çok önemlidir. Bu, bölgesel barış ve kendi iç barışını güçlendirmek için hayati bir gerekliliktir” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Ankara ve Şam, SDG’yi 10 Mart’ta imzalanan Suriye ordusuna entegrasyon anlaşmasını uygulamakta gecikmekle suçladı ve Suriye’nin birliği ile istikrarına yönelik herhangi bir girişimi reddettiklerini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye medyasından aktardığına göre SDG, ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Halep’in kuzeyinde iç güvenlik noktalarına saldırdı.

Dün gelen haberlere göre, Halep’te eş-Şeyhan kavşağındaki İç Güvenlik Kuvvetleri (Asayiş) ve SDG’ye bağlı güvenlik güçlerinin ortak kontrol noktasına Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı birimler tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda iki Asayiş mensubu yaralanırken, güvenlik birimleri saldırıya karşılık verdi ve bölge çevresinde güvenlik önlemleri artırıldı.


Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
TT

Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)

Suriye haber ajansı SANA'nın haberine göre, Lazkiye vilayetindeki iç güvenlik güçleri bugün şehirde saat 17:00'den yarın sabah 06:00'ya kadar gece sokağa çıkma yasağı ilan etti.

İç Güvenlik Komutanlığı yaptığı açıklamada, sokağa çıkma yasağının acil durumları, sağlık personelini, ambulans ve itfaiye ekiplerini kapsamadığını belirtti.


İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
TT

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)

İsrail'in Somaliland'ı ‘bağımsız devlet’ olarak tanıma kararı, Filistinlilerin bu ayrılıkçı bölgeye yerleştirileceğine ve İsrail'in Kızıldeniz kıyılarını gören bölgede askeri üsler kuracağına dair endişeleri artırdı.

Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre, ‘İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Somaliland'daki planının Afrika Boynuzu'nda gerilimi artıracağı’ uyarısında bulundu. Barre, bu hamlenin ‘Sudan, Somali ve diğer ülkeler dahil olmak üzere bölge için ciddi sonuçlar doğuracağını’ söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, cuma günü, Somaliland'ı ‘bağımsız egemen bir devlet’ olarak tanıdığını duyurdu. Böylece Somali içindeki ‘ayrılıkçı bölge’ ilk kez tanındı. Somaliland Cumhurbaşkanı Abdurrahman Muhammed Abdullahi Arawa, bu hamleyi ‘tarihi bir an’ olarak nitelendirdi.

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı, Arap, İslam ve Afrika ülkeleri tarafından kınandı. Arap ve İslam ülkeleri, Arap Birliği (AL), Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Afrika Birliği Komisyonu, İsrail'in bu adımını tamamen reddettiklerini belirten açıklamalar yayınladı. Somali Başbakanı Barre, İsrail’in tanıma kararını Gazze Şeridi'nden Filistinlilerin yerinden edilmesiyle ilişkilendirdi. Barre, pazar günü Al-Qahera News'e verdiği röportajda “Tüm işaretler Netanyahu'nun Gazzelileri Somaliland'a yerleştirmeyi planladığını teyit ediyor” dedi. Somalili yetkili, ‘ülkesinin bunu kabul etmeyeceğini’ vurgularken, Filistin halkının kendi topraklarında yaşama ve kendi bağımsız devletine sahip olma hakkı olduğunu belirtti.

İsrail'in Somaliland’ı tanımasının Netanyahu’nun ‘Büyük İsrail’ adlı planının bir parçası olduğuna inanan Barre, İsrail'in, Somali'nin kuzeyindeki varlığının Kızıldeniz ve Babu’l-Mendeb Boğazı'nı kontrol etmesine ve bölgede askeri üsler kurmasına olanak sağlayacağını düşünerek, mevcut siyasi ve bölgesel koşulları istismar etmeye çalıştığını belirtti.

Somali hükümeti tarafından cuma günü yapılan açıklamada ‘Filistin’in işgalinin ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini kategorik olarak reddedildiği’ belirtilerek, ‘Somali’nin Filistin halkının vatansız bırakılmasını asla kabul etmeyeceği’ vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, Somali'yi vekalet savaşlarına sürükleyecek veya bölgesel ve uluslararası düşmanlıkları ülkeye taşıyacak herhangi bir yabancı askeri üs veya düzenlemenin kurulmasına izin verilmeyeceğinin altı çizildi.

İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)

Somaliland bölgesinden araştırmacı ve siyasi analist Numan Hasan, ‘Somaliland hükümetinin Filistinlilerin kendi topraklarına yerleştirilmesini kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Somalilandlı yetkililer, bölgenin, bağımsız devlet olarak tanınması için herhangi bir siyasi çözümü engelleyeceğini düşünen Hasan, Filistinlilerin yerinden edilmeyi reddettiklerini açıkça ifade ettiklerini ve halkın da aynı fikirde olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hasan, Somaliland hükümetinin, komşu ülkelere zarar vermemeleri koşuluyla, bölgede İsrail askeri üslerinin kurulmasına itiraz etmeyeceğini düşündüğünü, özellikle Arap ve İslam dünyasının İsrail'in tanınmasını reddetmesi gibi son gelişmeler çerçevesinde bölgenin herhangi bir dış müdahaleye hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Numan Hasan'a göre bağımsızlığın tanınması Somaliland hükümetinin birincil hedefi olmaya devam ediyor. Hasan, bu adımın başka hiçbir ülkenin çıkarlarına zarar vermeyeceğini düşündüğünü belirtti.

Öte yandan Somalili siyasi analist Hasan Muhammed Hac, İsrail'in tanınmasının, kalkınma veya güvenlik bölgeleri ve egemen tesislerin kurulması bahanesiyle yerel halkın veya Filistinlilerin bölgeye yerleştirilmesine kapı açarak, bölgenin demografik yapısı üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri artırdığını değerlendiriyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hac, bu tanıma kararının Kızıldeniz kıyısında ve Babu’l-Mendeb bölgesinde İsrail’in askeri üsleri veya istihbarat tesislerinin kurulmasına kapı açacağına dair endişelerin arttığını belirtti.

Bunun, bölgeyi uluslararası çatışmaların merkezine yerleştireceğini ve Somali'nin iç meselesinden bölgesel ve uluslararası rekabetin sahnesine dönüştüreceğini söyleyen Hac, bu senaryoların (yerinden edilme ve militarizasyon) risklerinin daha geniş bölgeye ve Afrika'ya yayılacağını, kabile gerilimlerini körükleyeceğini ve kapsamlı siyasi çözümlerin şansını zayıflatacağını kaydetti.

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi ve Yüksek ve Stratejik Araştırmalar Askeri Akademisi danışmanı Tümgeneral Adil el-Umde, Somali'de yaşananların, ayrılmayı teşvik eden hareketler arasında olumsuz algıları güçlendirerek Afrika devletleri arasındaki parçalanma ve bölünmeyi daha da şiddetlendirdiğini düşünüyor. Somali'nin bölünmesinin bölgesel ve uluslararası istikrarı etkileyeceğini, çünkü bu bölgenin dünyadaki çoğu ülkenin stratejik çıkarlarıyla bağlantılı olduğunu söyledi.

Umde, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “İsrail'in Somaliland'ı tanıyarak bölgedeki çatışmada yeni bir cephe açmak ve uluslararası toplumun dikkatini Gazze Şeridi'nden başka yöne çekmek istediğini” düşündüğünü belirtti. Ayrıca, “Somali'nin birliğini ve egemenliğini korumak, Kızıldeniz bölgesinde Arap ve Mısır'ın ulusal güvenliğini korumak anlamına gelir” ifadesini kullandı.

Somali Başbakanı Barre'ye göre ülkesi, İsrail'in hamlelerine karşı egemenliği için bölgesel ve küresel destek bekliyor. Barre, yaptığı açıklamalarda, ülkesinin Netanyahu'nun kararına karşı diplomatik kanalları bir seçenek olarak kullandığını, ayrıca ülkesinin birliğini savunmak için yasal önlemler aldığını açıkladı. Barre, "anayasanın (Somaliland'ın) bunu yapmasına izin vermediğini" kaydetti.

Somaliland, 1991 yılından bu yana Somali Federal Cumhuriyeti'nden tek taraflı olarak ayrıldığını ilan etti, ancak şimdiye kadar uluslararası taraflarca tanınmadı.