SDG Komutanı: Türkiye’den gelebilecek herhangi bir askeri adıma karşı 600 kilometrelik bir cephe açacağız

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Kobani
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Kobani
TT

SDG Komutanı: Türkiye’den gelebilecek herhangi bir askeri adıma karşı 600 kilometrelik bir cephe açacağız

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Kobani
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Kobani

Kürt ve Araplardan oluşan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Kobani (Abdi), Türkiye ve Fırat’ın doğusundaki Türkiye yanlısı grupların kendilerine yönelik herhangi bir adımına, Suriye’nin kuzeyinde Irak sınırı yakınlarındaki Haseke'ye bağlı el-Malikiye’den (Derik) ve Türkiye sınırı doğrultusunda Fırat nehri yakınlarındaki Ayn el-Arab’a (Kobani) kadar 600 kilometrelik bir cephe açarak cevap vereceklerini söyledi. SDG komutanı 5 kilometrelik bir güvenli bölge oluşturulmasını kabul etmeye hazır olduklarını da sözlerine ekledi.
Hollanda merkezli Kürtçe yayınlanan “Yeni Özgür Politika” adlı gazeteye konuşan ve Suriyeli Kürt siteleri tarafından aktarılan röportajında Kobani, sahada, Suriye’nin kuzey sınırına büyük birlikler takviye eden Türkiye’nin atacağı her türlü adıma hazır olduklarını belirterek, “Afrin'de olanlar, burada (Fırat’ın doğusu) tekrar edilemez, buna asla izin vermeyeceğiz. Türk ordusunun bölgelerimizden herhangi birine askeri bir operasyon başlatması, büyük bir savaşa neden olacaktır” şeklinde konuştu.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Girê Sipi’ye (Tel Abyad) askeri operasyon gerçekleştirmesinin “bölgeyi Menbiç’ten Derek’e kadar büyük bir savaş alanına çevireceğini” söyleyen Kobani, SDG liderliğinin kararını, başta ABD ve Fransa olmak üzere DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) ülkelerine bildirdiğini belirtti. SDG komutanı, böyle bir savaşın Suriye'de ikinci bir iç savaşa yol açacağını ve Türkiye geri çekilinceye kadar devam edeceğini vurguladı.
Türkiye’nin bölgeye yönelik olası bir askeri operasyonuna karşı Washington’ın tutumuna ilişkin olarak ise Kobani, “ABD ile DEAŞ’a karşı mücadele konusunda bir anlaşmamız var. Şuan Rakka ve Deyr-i Zor bölgelerinde DEAŞ’a karşı savaşıyoruz. Bize karşı bir saldırı olursa SDG içindeki Halk Koruma Birlikleri (YPG) sınır bölgelerine çekilecek. Bu da anlaşmaya zarar verecek” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Suriye’nin kuzey sınırına büyük birlikler takviye ettiğini söyleyen Kobani, “Bizim de bunun için hazırlıklarımız var. Bir hata veya bir kıvılcım gerginliğe yetebilir. Fırat’ın doğusu ile Afrin aynı değildir. Bunlar iki farklı bölgeler. Burada, Afrin'de olanları tekrarlanamaz, buna asla izin vermeyeceğiz. Afrin’de stratejik bir karar aldık. Çatışmaların yayılmasını istemedik. Bunun Afrin’le sınırlı kalmasını istedik. Mesele buydu. Aynı şey Fırat’ın doğusunda olmayacak. Eğer Türk ordusu bölgelerimizden birine saldırırsa bu, büyük bir savaşa neden olacaktır” diye konuştu.
TSK'nın Girê Sipi’ye (Tel Abyad) askeri operasyon gerçekleştirmesinin “bölgeyi Menbiç’ten Derek’e büyük bir savaş alanına çevireceğini” söyleyen Kobani, “Bu bizim kararımız. Bu kararı ABD ve Fransa dahil herkese ilettik. Eğer saldırıya uğrarsak, sınır bölgesi 600 kilometrelik bir savaş bölgesine dönüşecek. Bu da Suriye’de ikinci bir iç savaş anlamına gelecek. Türkiye'nin stratejisi, Girê Sipi ve Kobani’yi kuşatmaya dayanıyor. Ancak herhangi bir saldırı, Türk devleti geri çekilinceye kadar devam edecek bir savaşa neden olacaktır” şeklinde konuştu. ABD ve DMUK’da yer alan diğer 73 ülkenin kendileriyle yapılan anlaşmanın zarar görmesini istemediklerini belirten Kobani, “Bu uluslararası bir konudur. Bu nedenle, Türk devleti üzerinde büyük bir baskı var, ancak aynı baskı Afrin'de yoktu” dedi.
Güvenli bölgeyle ilgili olarak ise Kobani, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018’den bu yana yaptığı açıklamalarda, Türk ordusunun hazırlıklarını tamamladığını ve Fırat’ın doğusuna operasyon başlatacaklarını söylüyor. Bununla birlikte son yedi yıldır Türkiye’ye hiçbir saldırı yapılmadığını da biliyoruz. Ancak varlığımız Erdoğan ve Türk devleti için bir mesele, bir sorun. Biz her zaman yeni bir savaş istemediğimizi söylüyoruz. Büyük bir savaş. Yani, herhangi bir saldırı büyük bir savaşa dönüşecektir ve ateşkes de olmayacak. Müttefiklerimizden bu mesajı iletmelerini istedik. Bunu ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’e söyledik. Kendisi de memnuniyetle ileteceğini belirtti” ifadelerini kullandı.
Güvenli bölgeyi yönetmenin bir sınır meselesi olduğunu söyleyen Kobani, “Türk devleti, 30 kilometre derinliğinde güvenli bir bölge oluşturulmasını istiyor. Biz ise 5 kilometre derinlikte bir güvenli bölge oluşturulmasının yanı sıra YPG’nin bölgeden çekilmesi ve yerlerini yerel güçlere bırakmasını istiyoruz. Burada kastettiğimiz yerel güçler; Kobani, Serekaniye (Resulayn), Qamişlo (Kamışlı), Girê Sipi ve Derik'in yerel halkıdır. Top ve tanklar gibi Türkiye'ye ulaşan menzillerdeki tüm ağır silahları bölgeden çıkaracağız. 20 kilometre menzilli silahlarımız var. Eğer bunların da tehdit oluşturduklarını söylerlerse onları da çekeceğiz. Türkiye, bu bölgeyi yönetenlerin yerel halk olmadığını, ancak yerel halkın bu bölgeyi yönetmesine izin verebileceğini ve böylece sorunun çözüleceğini söylüyor” diye konuştu.
Öte yandan uluslararası güçlere sınırda devriye görevi gerçekleştirme çağrısında bulunan SDG komutanı, “Bu uluslararası güçler, DMUK veya başka bir uluslararası gücün parçası olmalı. Türkiye devleti bu sınır meselesine taraftır. Biz de tarafsız bir uluslararası güç istiyoruz. Türkiye'nin sınır devriyelerine katılmasını kabul etmemiz için Afrin’ten çekilmesi ön şartımız” dedi.



İsrail ordusu Hamas deniz komandolarının 6 komutanının öldürüldüğünü duyurdu

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bombardımanının ardından dumanlar yükseliyor (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bombardımanının ardından dumanlar yükseliyor (AP)
TT

İsrail ordusu Hamas deniz komandolarının 6 komutanının öldürüldüğünü duyurdu

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bombardımanının ardından dumanlar yükseliyor (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bombardımanının ardından dumanlar yükseliyor (AP)

İsrail ordusu ve Şin Bet'in dün yaptığı açıklamaya göre Hamas'ın “deniz komandoları”nın altı üst düzey yöneticisi Gazze Şeridi'nde düzenlenen bir dizi operasyonda öldürüldü.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre Hamas'ın deniz kuvvetleri komutanları mayıs ortasında başlayan Gazze saldırısı sırasında hedef alındı. Ordu, operasyonların İsrail Donanması, İstihbarat Müdürlüğü, ordunun Güney Komutanlığı ve Genel Güvenlik Servisi (Şin Bet) tarafından yönetildiğini belirtti.

Ordu, Hamas mensuplarının “İsrailli asker ve sivillere karşı gelişmiş deniz saldırıları gerçekleştirdiğini ve bazılarının 7 Ekim 2023 saldırısının planlanmasında yer aldığını” ifade etti.

İsrail ordusu öldürülen kişilerin, “Gazze'nin kuzeyindeki deniz kuvvetlerinin komutanı Ramzi Salah, Gazze'nin merkezindeki deniz kuvvetlerinin komutanı Cemal el-Baba, Gazze Şehrindeki deniz kuvvetlerinin komutanı Ratib Ebu Suheyban, Han Yunus'taki deniz kuvvetlerinin komutanı Ömer Ebu Celala, Refah'taki deniz kuvvetlerinin komutanı Muhammed Kişta ve Gazze Şehrindeki deniz kuvvetlerinin komutanı olarak Halife Ebu Suheyban’ın halefi Ahmed Ali” olduğunu açıkladı.

Ordu, Hamas'ın deniz kuvvetlerine karşı operasyon düzenlediğini ve "donanma gemileri, silah depoları ve diğer muharebe teçhizatı da dahil olmak üzere çok sayıda hedefi etkisiz hale getirmek" için çalıştığını doğruladı.

İsrail ordusu, Salah'ın bu ayın başlarında bir kafeye düzenlediği ve 24 kişinin ölümüne yol açan hava saldırısında öldüğünü duyurmuştu.