Sudan: Geçiş dönemi üzerine geçici bir ittifak mı yoksa gerçek bir ortaklık mı?

Sudan: Geçiş dönemi üzerine geçici bir ittifak mı yoksa gerçek bir ortaklık mı?
TT

Sudan: Geçiş dönemi üzerine geçici bir ittifak mı yoksa gerçek bir ortaklık mı?

Sudan: Geçiş dönemi üzerine geçici bir ittifak mı yoksa gerçek bir ortaklık mı?

Askeri Geçiş Konseyi (AGK) ile Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) arasında 17 Temmuz Çarşamba günü imzalanan siyasi bildirinin ardından ÖDBG bileşenleri içinde anlaşmazlıklar ortaya çıktı. Yaşanan anlaşmazlıklarla birlikte; Ocak ayında kurulan ve 70 parti, sendika ve sivil toplum kuruluşunu bünyesinde barındıran bu koalisyonun akıbeti konusunda birtakım sorular gündeme geldi.
Özgürlük ve değişim koalisyonunu, eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejimini devirmeyi amaçlayan özel koşullar nedeniyle oluşan geçici bir ittifak olarak görenler ve bu sebeple geçiş dönemi sonrasında dağılacağını düşünenler var. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberinde, diğer bazı kimseler ise koalisyon ortaklığının bozulmasından dolayı endişelerin söylendiği kadar ciddi olmadığını dile getiriyor. Ayrıca bazı görüş ayrılıklarının ve anlaşmazlıkların yaşanmasının oldukça doğal olduğunu vurgulan taraflar, koalisyon bileşenlerini bir araya getiren şeylerin aralarındaki farklılıklardan daha büyük olduğunu söylüyor.
Geçici ittifak
Independent Türkçe’den İsmail Muhammed Ali’nin haberine göre, Ulusal Umma Partisi Siyasi Bürosu Üyesi Mühendis Osman, ÖDBG’nin parti, sendika ve sivil toplum kuruluşlarını içeren bir koalisyon olduğunu ve rejimi devirerek demokratik bir alternatif oluşturmanın koalisyon bileşenlerini bir araya getiren tek hedef olduğunu söyledi. Her ne kadar rejim devrilmiş olsa da devletin eklemlerinde hala eski rejimin kalıntılarının bulunduğunu dile getiren Osman,  söz konusu hedefin gerçekleştirilmesinde hala birtakım zorlukların bulunduğunu belirtti. Bileşenler arasındaki farklı görüşler dolayısıyla askeri konsey ile siyasi bildirinin imzalanması sırasında ilk sarsıntının yaşandığına dikkat çeken Osman, bu durumun devrimin amaç ve taleplerinde bir aksamaya yol açtığını söyledi.
Öte yandan özgürlük ve değişim koalisyonu bileşenleri arasındaki anlaşmazlıkların açık olduğunu ifade eden Osman, bazı grupların askeri bir varlığın söz konusu olmadığı sivil bir hükümette ısrar ettiğini ve diğer bazı bileşenlerin ise geçiş dönemi boyunca askeri konseyle olan ortaklılarına bağlı kaldıklarını dile getirdi. Ayrıca geçiş dönemi süresinin uzunluğu konusunda da birtakım anlaşmazlıkların bulunduğuna dikkat çekerek, gerek derin devletin ortadan kaldırılması gerekse de reformların yapılması için bazı blokların geçiş döneminin uzun olması gerektiğini düşündüklerini, buna karşılık bazı blokların ise halkın tercihi olmaması dolayısıyla bu dönemin kısa olması gerektiğini ifade ettiklerini söyledi.
Mühendis Osman görüş ayrılıklarının ve anlaşmazlıkların koalisyonu kırılgan kıldığını dile getirerek, “Koalisyon, geçiş dönemi sivil hükümetin sona ermesi ve genel seçimlerin yapılmasıyla birlikte ortadan kalkacak. Çünkü her parti kendisini inşa etmeye çalışacak ve bundan dolayı, uzlaşı ve ittifaktan rekabete doğru giden sürecin sonunda koalisyon dağılacak. Koalisyon, eski Devlet Başkanı el-Beşir rejiminin devrilmesi, rejimin sembol isimlerinin iktidardan uzaklaştırılması ve tek partili bir devletten adalete ve barışa dayalı bir ulus devlete geçilmesi gibi hedefler çerçevesinde bir araya geldi. Belirli bazı koşulların gerektirmesiyle oluşan bu koalisyon, bu koşulların ortadan kalkmasıyla dağılacak. Meydana gelebilecek herhangi bir karşı devrimle mücadele edilmesi ve Sudan halkının taleplerinin yerine getirilmesi için bu koalisyonun birliği sürdürmesi ve hayatta kalması gerekiyor. Bu birliğin bozulması bütün siyasi sürece zarar vermekle birlikte diğer tarafın güçlenmesine yol açacaktır” dedi.
Farklılıklar abartılıyor
ÖDBG liderlerinden İsmail el-Tac, koalisyonun bileşenleri arasındaki anlaşmazlıkların abartıldığını dile getirerek, bu gibi farklılıkların endişe verici olmayan normal bir durum olduğunu ve daha fazla istişare ile ihtiva edilebileceğini söyledi. Yeni geçiş hükümetinin kurulmasının ardından koalisyon bileşenleri arasındaki endişelerin söylendiği kadar ciddi olmadığını ifade ederek, bugünün müttefiklerini yarının düşmanlarına dönüştürmenin mümkün olmadığını vurguladı. El-Tac, koalisyon bileşenlerini bir araya getiren şeylerin, aralarındaki farklılıklardan daha büyük olduğunu söyledi.
Siyasi anlaşmanın imzalanması dolayısıyla bazı bileşenlerin eleştirilerine değinen el-Tac, eleştirilerine rağmen bu blokların -silahlı hareketler de dâhil olmak üzere- koalisyonun birliğine bağlılık konusunda olumlu sinyaller verdiklerini söyledi.
Parçalanma riski
Yazar ve siyasi analist Burak el-Varrak, ilgili bileşenler tarafından imzalanan Özgürlük ve Değişim Bildirgesi'nde kaydedilen hedeflerin üzerinde ittifak edilen hedefler olduğunu söyledi. Ayrıca hedeflerin gerçekleşmesini sağlayacak gerçek gücü temsil eden kitlelerin, bloklar tarafından bu bildiri aracılığıyla ikna edildiğini belirterek, bunun tersine çevrilmesi ve geri dönülmesi zor bir aşama olduğunu vurguladı. Ayrıca ÖDBG’nin birlikte çalışmak dışında herhangi bir seçeneğinin olmadığını dile getirerek, herhangi bir bölünme ya da parçalanmanın sadece koalisyon için değil, ülke ve demokratik dönüşüm projesi için de felaket olacağını belirtti.
Yazar el-Varrak, Sudan'daki benzer siyasi ittifakların parçalanma riskiyle karşı karşıya kaldığı önceki deneyimleri hatırlatarak, iktidardan uzak olan siyasi partilerin tiranlığı yenmek için yüksek siyasi eylem örneği olan faaliyetler yürüttüklerini ve sonrasında iktidarı elde ettiklerinde ise çocukça nitelendirilecek uygulamalara yöneldiklerini söyledi. Ayrıca ayrıntılara ilişkin yaşanan anlaşmazlıkların koalisyonu bir araya getiren temellerin görmezden gelinmesine yol açtığına dikkat çekerek, bizzat demokrat yaklaşımın ve metodun takip edilmesiyle bunların üstesinden gelinebileceğini belirtti.
Sudanlı siyasi analist, siyasi partilerin gerek üzerinde uzlaştıkları hedefleri gerekse de halkın özlemlerini gerçekleştirmek için bu ittifakı sürdürmekten başka fırsatlarının bulunmadığını vurgulayarak, ittifaktan vazgeçildiği takdirde koalisyonun çok fazla şey kaybedeceğini ve içinde bir kez daha küçük bloklara dönüşecek tohumları taşıyan gruplar olarak dağılacağını söyledi.



Trump–Netanyahu görüşmesi sonrası Gazze’de ikinci aşama tartışması

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
TT

Trump–Netanyahu görüşmesi sonrası Gazze’de ikinci aşama tartışması

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)

Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının ocak ayı ortalarında başlayabileceği yönündeki söylentiler, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasındaki görüşmenin önemli sonuçları arasında yer aldı. Öte yandan İsrail kaynaklarından ‘aşamanın başlaması konusunda anlaşma sağlandığı, ancak uygulama mekanizmalarında hala boşluklar olduğu’ yönünde sızıntılar geldi.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre ikinci aşamada haftalarca süren durağanlığın ardından ortaya çıkan bu olası süreç, Washington'ın anlaşmayı uygulamaya istekli olmasına bağlı. İsrail'in ikinci aşamaya devam etmeyi kabul edeceği ve şartlarını, kontrolü altındaki bölgelerde yeniden inşa hakkı verecek ve Hamas'ı silahsızlandırma bahanesiyle geri çekilmemesini sağlayacak şekilde düzenleyeceği beklentileri arasında, bu durum geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe giren ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planını karmaşık hale getiriyor.

İsrail gazetesi Israel Hayom dün, Trump’ın Kaliforniya’daki Mar-a-Lago tatil köyünde Netanyahu ile yaptığı görüşmede, Gazze'deki planının ikinci aşamasını 15 Ocak'ta başlatması için Netanyahu'ya bir tarih belirlediğini bildirdi.

Bir diğer İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, İsrailli kaynaklara dayandırdığı haberinde Trump’ın Gazze'deki planını mümkün olan en kısa sürede uygulamaya koymayı taahhüt ettiğini ve ikinci aşamanın başlamasını Gazze Şeridi'nden son rehinenin cesedinin iadesi ile ilişkilendirmeme sözü verdiğini yazdı.

ABD merkezli Axios internet sitesi dün, iki kaynağa dayandırdığı haberinde, Netanyahu'nun, Trump'ın ekibiyle uygulama mekanizmaları konusunda anlaşmazlıkları olmasına rağmen, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesini kabul ettiğini bildirdi.

İsrail basını, Netanyahu ile Trump'ın yakın çevresi arasında ikinci aşamaya geçiş ve Hamas’ın ortadan kaldırılması konusunun atlanması konusunda önemli görüş ayrılıkları olduğunu ortaya koydu. Netanyahu ile görüşmesinin ardından Trump, Florida'da düzenlenen ortak basın toplantısında çoğu konuda anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Netanyahu ile Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda konuştuğunu da sözlerine ekleyen Trump, Hamas’ın ‘bunu yapmak için çok az zamanı olduğunu, aksi takdirde ağır bir bedel ödeyeceğini’ vurguladı. Ancak, Hamas tamamen silahsızlandırılmadan önce İsrail'in Gazze'den askerlerini çekip çekmeyeceği sorulduğunda, “Bu daha sonra konuşacağımız başka bir konu” yanıtını verdi.

vgt
ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'deki savaşı sona erdirme planının ikinci aşaması halen bazı eksikliklerle karşı karşıya (Mısır Başkanlığı)

Al-Farabi Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Sekreteri Dr. Muhtar Gubbaşi, tarih belirleme konusunun Washington'ın iradesine ve İsrail'in uygulamasına bağlı olduğunu düşünüyor. Dr. Gubbaşi’ye göre pazartesi günü Trump ve Netanyahu arasında yapılan toplantıda yaşananlar, birden fazla konuda ortak koordinasyonlarına rağmen Trump'ın işleri hızla ilerletmeye istekli olduğunu gösteriyor.

Öte yandan Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mattava’ya göre Trump ve İsrailli yetkililerin farklı vizyonlara sahip olduğu açık. Trump, hızlı hareket etmek istiyor, ancak silahsızlanma engeliyle karşı karşıya, İsrail ise ikinci aşamayı bölmek istiyor, bu da o aşamada takılıp kalacağımız anlamına geliyor.

Mattava, ikinci aşamanın planlandığı gibi başlamasını bekliyor. Bu aşamada, sınır kapılarının açılması, yardım kamyonlarının sayısının artırılması, bir ‘barış konseyi’ ve Gazze Şeridi’ni yönetmek için bir komite atanması gibi adımlar atılacak. Bunun yanında Washington, Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda bir anlaşmaya varılamaması halinde İsrail'in kontrolündeki bölgelerde yeniden inşa çalışmalarına başlamasına izin verecek.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, CNN televizyonuna verdiği röportajda “Mısır, Gazze'deki ateşkesi istikrara kavuşturmak ve ikinci aşamaya geçmek, erken iyileşme ve yeniden inşa çabalarına devam etmek için çabalarını sürdürecek” dedi.

fvgb
Gazze şehrinin sahil şeridinde sıralanan ve Filistinli mültecileri sert kış koşullarından koruyan çadırlar (AFP)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, Netanyahu'nun Trump ile görüşmesinden önce yaptığı açıklamada, Hamas’ın ‘Başkan Trump’ın Gazze Şeridi ve tüm bölgede barışı sağlama yeteneğine güvenmeye devam ettiğini’ söyledi.

Kasım, Trump'a ‘İsrail'e daha fazla baskı uygulayarak Şarm ei-Şeyh'te alınan kararlara uymasını sağlaması’ çağrısında bulundu.

Kasım, Hamas'ın silahsızlandırılması talepleri hakkında resmi bir yorumda bulunmadı, ancak Hamas, daha önce bunun için bazı koşullar belirlemişti.

Öte yandan İsrail'in engellerinin ikinci aşamanın hızlı ilerlemesini geciktireceğini, ancak Mısır'ın bu engelleri aşmak için çabalarını sürdüreceğini düşünen Gubbaşi, “İsrail'in Trump ile yapılan görüşmenin sonuçlarına bağlılığı ışığında, ikinci aşamanın başlangıç tarihi veya gecikmesi konusunda her şey mümkün” diye ekledi.


Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
TT

Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)

Sudan Başbakanı Dr. Kamil Idris, dün Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan 2026 mali yılı için acil durum bütçesini "mucize" olarak nitelendirdi.

Maliye Bakanlığı'nı, olağanüstü koşullar altında harcamaları kontrol altına aldığı, devlet kaynaklarını etkin bir şekilde yönettiği ve gelirleri artırdığı için övdü.

Sudan Başbakanı, ilk "mucizenin" bütçenin yaklaşık yüzde 9'luk bir GSYİH büyüme oranı beklentisi olduğunu, ikincisinin ise 2026 yılı boyunca ortalama enflasyon oranının yüzde 65'e düşürülmesi olduğunu belirtti.

Maliye Bakanı Dr. Cibril İbrahim, bütçenin ücretlerin iyileştirilmesini ve hizmet sektörünün giriş seviyesinde iş imkanlarının sağlanmasını içerdiğini belirterek, gelir tabanının genişletilmesinin yatay genişlemeye bağlı olduğunu ve vatandaşlara yeni vergi yükleri getirmeyi gerektirmediğini açıkladı. Bütçe ayrıca, 2025 yılındaki %101,9'luk orana kıyasla, 2026 yılı için ortalama enflasyon oranını %65'e düşürmeyi hedefliyor.

İbrahim, bütçenin kamu maliyesini reforme etmeye, belirli harcamalara ve kamu giderlerine öncelik vermeye, silahlı kuvvetlerin ve güvenlik hizmetlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya, bakanlıkların ve hükümet birimlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamaya, ayrıca komşu ülkelerdeki yerinden edilmiş ve mülteci Sudanlıların koşullarını iyileştirmeye ve onlara insani yardım sağlama maliyetlerini karşılamaya odaklandığını belirtti.

Maliye Bakanı, savaşın devam eden zorluklarına rağmen 2025 bütçesinin performansının beklentileri aştığını, kamu gelirlerinin %147'lik bir performans oranına ulaştığını ve harcamaların temel ihtiyaçlara yönelik olarak sürdürüldüğünü açıkladı. Bakan, bütçenin Hartum'a dönüş için uygun bir ortam yaratmaya ve Hartum Havalimanı'nı rehabilite etmeye yönelik olduğunu ifade etti.


Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)
TT

Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)

Tunus, ülkedeki olağanüstü hal uygulamasını yarından 30 Ocak'a kadar geçerli olarak bir ay daha uzattı.

Uzatma kararı, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından Resmi Gazete'de yayımlandı. Önceki uzatma, 2025 yılının tamamını kapsıyordu.

Ülkede olağanüstü hal, 24 Kasım 2015 tarihinde başkent merkezinde başkanlık güvenlik otobüsünü hedef alan ve 12 güvenlik görevlisi ile saldırının failinin de öldüğü ve DEAŞ’ın üstlendiği terörist bombalı saldırıdan bu yana on yıldan fazla bir süredir yürürlükte.