Ehud Barak, 2000 yılında öldürülen Araplar için özür diledi

İsrail eski Başbakanı Ehud Barak (AFP)
İsrail eski Başbakanı Ehud Barak (AFP)
TT

Ehud Barak, 2000 yılında öldürülen Araplar için özür diledi

İsrail eski Başbakanı Ehud Barak (AFP)
İsrail eski Başbakanı Ehud Barak (AFP)

İsrail eski Başbakanı Ehud Barak, Knesset üyesi Arap asıllı İsrailli İsavi Ferec tarafından yapılan çağrının ardından, 2000 yılındaki kanlı protestolarda ‘1948 Araplar’ından (İsrail kurulurken topraklarında kalan Araplar) 12’si ile 1 Filistinlinin öldürülmesinden dolayı özür diledi.
İsrail kuvvetleri, Barak’ın başbakan koltuğunda olduğu 2000 yılında, İsrail işgaline karşı direnişin sembolü haline gelen Toprak Günü'nde, 30 Mart 1976 yılında öldürülenleri anmak için sokağa çıkan Araplara müdahale ederekl 13’ünü öldürmüştü.
İsrail, 30 Mart 1976’da ülkenin kuzeyindeki Celile bölgesinde yaşayan İsrail vatandaşı Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koymuş, Filistin halkı da söz konusu adımı protesto etmek için sokağa inmişti. İsrail polisinin kalabalığa ateş açması sonucu 6 Filistinli ölmüştü. Filistinliler öldürülenleri anmak için 30 Mart Toprak Günü’nde etkinlik düzenliyor.
Independent Arabia'nın haberine göre Knesset üyesi Arap asıllı İsrailli İsavi Ferec, sol eğilimli Haaretz gazetesinde dün kaleme aldığı yazıda, önümüzdeki eylül ayında düzenlenecek seçimlerde Başbakan Binyamin Netanyahu'nun güç kaybetmesini umut eden Barak’a 2000 yılında meydana gelen ölümler için özür dilemesi ve bu konuda sorumluluk alması çağrısında bulundu.
Ardından İsrail radyosuna demeç veren Barak konuya dair şunları söyledi:
“İsavi Ferec, acıdan kaynaklanan önemli sözler yazdı. Önemli ve acı verici şeyler. Başbakanlık görevim sırasındaki iyi ve kötü her şeyin sorumluluğunu üstleniyorum. Buna Ekim 2000'de 12 İsrailli Arap ve Gazzeli 1 Filistinlinin öldürüldüğü olaylar da dahil. Ailelerinin önünde pişmanlığımı ve özrümü bir kez daha ifade ediyorum.”
‘1948 Arapları’ olarak bilinen yaklaşık 1,3 milyon Arap, 1948’de İsrail kurulurken bu topraklarda kaldı. Söz konusu Araplar, İsrail nüfusunun yaklaşık yüzde 17,5'ini oluşturuyor.



İran, ABD ile müzakerelerin üçüncü turu öncesinde Avrupa troykası ile görüşmek üzere harekete geçti

ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)
ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)
TT

İran, ABD ile müzakerelerin üçüncü turu öncesinde Avrupa troykası ile görüşmek üzere harekete geçti

ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)
ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)

Dört diplomat dün yaptıkları açıklamada, İran’ın ABD ile müzakerelerin yeniden başlaması halinde 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın Avrupalı taraflarıyla Roma'da bir toplantı yapmayı önerdiğini belirtti. Diplomatlara göre toplantının cuma günü yapılması bekleniyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığı habere göre Avrupa troykasından bu öneriye şimdiye kadar herhangi bir yanıt gelmedi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, dün düzenlediği olağan basın toplantısında, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi tarafından geçtiğimiz hafta gönderilen mektuba Avrupalıların yanıt verip vermediğini bilmediğini söyledi.

İran, ABD ile cumartesi günü Umman'da yeniden başlayan nükleer programına ilişkin müzakerelerdeki ve geçtiğimiz hafta Rusya ve Çin ile yapılan görüşmelerdeki ivmeden faydalanmaya çalışıyor.

Ummanlı yetkililer, ABD-İran görüşmelerinin yeni turunun 3 Mayıs'ta Avrupa'da yapılabileceğini açıkladı. Ancak henüz resmi karara ilişkin bir duyuru yapılmadı. İran medyası, Tahran'ın yeni turun İngiltere'nin başkenti Londra'da yapılmasını reddettiğini bildirdi.

İran'ın Avrupa Troykası olarak bilinen İngiltere, Fransa ve Almanya'ya ulaşması Tahran'ın seçeneklerini açık tuttuğunu gösteriyor. Ancak Avrupalıların, 2015 tarihli nükleer anlaşmanın sona ereceği ekim ayından önce Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarını yeniden uygulamak üzere snapback mekanizmasını devreye sokma konusundaki tutumunu da değerlendirmek istiyor.

Avrupalı güçlerin (Fransa, Almanya ve İngiltere) müzakerelerde yer almamasını yorumlayan Bekayi, Avrupalıların bu turun dışında kalmalarının kendi kararlarının bir sonucu olduğunu belirterek, “Avrupalıların bir sonraki aşamada olumlu bir rol oynayacaklarını ve yapıcı bir seçim yapacaklarını umuyoruz” diye konuştu.

Avrupa troykasından iki diplomat ve Batılı bir diplomat, geçtiğimiz cumartesi günü ABD ile yapılan görüşmelerin ardından İran'ın Roma'da toplantı yapılması için bir teklif gönderdiğini ve toplantının muhtemelen cuma günü yapılacağını söylediler.

Bu teklifin gerçekleşmemesi halinde İran'ın görüşmelerin bu tarihten önce Tahran'da yapılmasını da önerdiğini belirten diplomatlar, Washington ve Tahran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun Roma'da yapıldığını ifade ettiler. İran tarafından yapılan açıklamada bu turda da önemli anlaşmazlıkların devam ettiği belirtilmişti.

İranlı bir yetkili, böyle bir teklifin sunulduğunu doğruladı, ancak Avrupa troykasının henüz yanıt vermediğini belirti. Diplomatlar, İran'la şimdi mi görüşmenin yoksa Washington'la görüşmelerin nasıl gelişeceğini görmeyi mi beklemenin kendi çıkarlarına olacağını değerlendirdiklerini, fakat Tahran'da bir toplantı yapılmasını ihtimal dışı bıraktıklarını ifade ettiler.

2015 tarihli nükleer anlaşmanın tüm taraflarıyla uzlaşıya varmanın önemli olduğunu söyleyen İranlı yetkili, bu yüzden Amerikalılarla yapılacak bir sonraki tur müzakerelerinden önce bu hafta Avrupa troykası ile bir araya gelmenin faydalı olacağını ifade etti.

BM yaptırımları için son tarih

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, perşembe günü yaptığı açıklamada, görüşmeler için Avrupa'ya gitmeye hazır olduğunu ifade etti. Ancak iki taraf arasındaki ilişkilerin bozulmasının ardından topun Avrupa'da olduğunun sinyalini verdi.

Tahran ve Avrupalı güçler geçtiğimiz eylül ayından bu yana aralarındaki ilişkileri ve nükleer meseleyi görüşmek üzere üç kez bir araya geldi. En son mart ayında, yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer programının geri çekilmesini garanti altına alacak gelecekteki bir anlaşmanın parametrelerini araştırmak üzere teknik düzeyde bir toplantı yapıldı.

ABD Başkanı Donald Trump, İran'ın nükleer silah geliştirmesini engelleyecek yeni bir anlaşmaya hızla varılmaması halinde, İran’a saldırmakla tehdit etti. Trump, İran ile dünya güçleri arasında 2015 yılında varılan anlaşmadan 2018 yılındaki ilk başkanlık döneminde tek taraflı olarak çekilmişti.

Batı, İran'ın nükleer silah edinmenin peşinde olduğundan şüphelense de İran bunu reddediyor. Diplomatlar, yaptırımların yeniden başlatılması tehdidinin Tahran'a taviz vermesi için baskı yapmak üzere tasarlandığını ve Amerikalılar ile Avrupalılar arasındaki ayrıntılı görüşmeleri hayati hale getirdiğini söylüyor.

ABD, İran ile 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan 2018 yılında tek taraflı olarak çekildi. Bundan dolayı BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) anlaşmada yer alan yaptırımları yeniden uygulama mekanizmasını harekete geçiremiyor. Bu durumda anlaşmaya taraf olan üç Avrupa ülkesi, yaptırımların yeniden uygulanması için harekete geçebilecek tek alternatif olarak kalıyor.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Avrupalılarla görüşme önerisinin yaptırımların yeniden başlatılması konusuyla ilgili olup olmadığı sorulduğunda, bunun toplantının amacının bir parçası olduğunu belirterek “ABD ile görüşmeler, özellikle de nükleer adımlar konusunda hızlı ilerlemiyor, daha fazla zamana ihtiyacımız olduğu açık ve Tahran, ABD tarafına olan güven eksikliği nedeniyle geçici bir anlaşmadan yana değil” ifadelerini kullandı.

Bekayi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ya biz geçici bir anlaşma kapsamında adımımızı uygularsak ve diğer taraf bunu yapmazsa ne olacak?! Avrupalıların yeni bir anlaşma istediğimizi ve uranyum zenginleştirmemizi sınırlandırmak için adım atmaya hazır olduğumuzu anlamalarını istiyoruz, ancak zamana ihtiyacımız var.”

İngiltere ve Almanya dışişleri bakanlıkları, İran'ın bu hafta içinde bir toplantı teklif edip etmediği konusunda yorum yapmaktan kaçınırken, Fransa Dışişleri Bakanlığı, yorum talebine henüz yanıt vermedi.