Hummalı altın arayışı Moritanya gençlerinin hayatını bitiriyor

Moritanya’daki gençler, yoksulluk ve işsizlikten ötürü altın kazısına başvuruyor (Independent Arabia)
Moritanya’daki gençler, yoksulluk ve işsizlikten ötürü altın kazısına başvuruyor (Independent Arabia)
TT

Hummalı altın arayışı Moritanya gençlerinin hayatını bitiriyor

Moritanya’daki gençler, yoksulluk ve işsizlikten ötürü altın kazısına başvuruyor (Independent Arabia)
Moritanya’daki gençler, yoksulluk ve işsizlikten ötürü altın kazısına başvuruyor (Independent Arabia)

Moritanyalılar, seneler önce başkent Novakşot’un kuzeyinde yerleşimin olmadığı bölgelerde altın arayışına başladı. Bu bağlamda on binlerce insan, modern yöntemlerle altın çıkarma faaliyeti yürüten Kanadalı Kinross Tasiast şirketinin hizasındaki topraklara doğru düzenlenmiş göç yolculuklarına katıldı.
Gençler bu yolculukta yanlarına az bir azık ve çokça zenginlik hayalleri aldı. Bu hızlı zenginleşme onlara işsizlik ve fakirlikle geçen yılları unutturacaktı. Gelgelelim yolları güllerle dolu değildi. Nitekim ölümcül kazalar kendilerine yoldaşlık ederken zenginlik hayalleri, hazin hikâyelere dönüştü. Müsebbibi ise sarı maden pırıltısının ardından koşturan seraptı.
Kuzeyden gelen ölüm
Independent Arabia Akrini Veled Meinouh'un haberine göre 3 sene önce binlerce insan, geleneksel ve ilkel araçlarla altın bulmak üzere ülkenin kuzey çöllerinin derinlerini yön tuttu. Onları bu göç yoluna, içinde bulundukları zorlu ekonomik koşullar ve yaygın işsizlik itmişti. Ama bilmedikleri bir şey vardı ki o da bu toprakların jeolojik özellikleri.
Kazı süreci, altının yıllar önce keşfedilip küresel bir şirket tarafından kullanılmaya başladığı bölgenin hizasındaki sınırlı bir coğrafi alanda başlıyor.
Altın arayan kişiler, düşük etkili arama cihazları kullanıyor. Yetkililerin, kazı için vatandaşlara izin verdiği en yeni bölgelerden biri olan Kelib Endor bölgesinden yeni dönen 20’li yaşlardaki Sidi Ali şöyle diyor: “Bize, enine ve boyuna dört metreyi aşmayacak küçük bir alan için izin veriliyor. Derin bir şekilde kazmaya başlıyoruz. Altın ararken kazdığımız ve ilkel cihazlarımızın var olma ihtimalini haber verdiği kuyular, güvenlik koşullarının olmamasından ötürü çöküyor”.
Sidi Ali, kazı esnasında ortağını kaybetmekten duyduğu derin üzüntüyü hatırlıyor ve olayı anlatıyor: “İki sene önce bir arkadaşımı kaybettim. Şami şehrinin banliyölerinde üzerine beş metre derinliğinde bir kuyu çöktü. İki gün bekledikten sonra özel çabalarımızla kumların altında boğulmaktan onu kurtarabildik”.
Altın arayışı ile ilgili öldürücü olaylara dair hikâyeler, buluştuğunuz kişiye göre çeşitleniyor. Bu geniş çöl bölgesi, zenginlik hülyalarını yanına alarak vahşi çöle gömülen kazıcılara ait pek çok drama sahne olmuş.
Altın arayan bir sanatçının trajedisi
Moritanya’da sevilen komedi sanatçısı Hune Veled Fal, Moritanya’nın kuzeydoğu uzaklarında Cezayir ve Mali sınırlarında yer alan kapalı askerî bölge Şekkat’ta altın arayan altı genç ile birlikte Moritanya ordusu devriyeleri tarafından tutuklandı. Bu tutuklanma hikâyesi, Moritanyalıların dikkatini daha iyi bir hayat peşinde olanların boğuştuğu sıkıntılara çekti. Bununla birlikte Moritanya çöllerinde ‘Sizifosvâri’ altın arayan oğullarını kaybeden onlarca ailenin hikâyesi ile karşılaştırıldığında sanatçı Hune’nin trajedisi sıradan görünüyor.
Yazarlar, güvenlikten ötürü siviller için sakıncalı olan bir bölgede altın ararken tutuklanan sanatçının serbest bırakılmasını talep etti. Ordu daha önce bu kapalı askerî bölgeye girilmesini yasaklamış ve kaçakçılarla yaşanan kovalamacalardan dolayı girilmemesi konusunda uyarmıştı. Basın kaynaklarına göre bu bölgede kaçakçılar ile kazıcılar çokça birbirine karıştırılıyor.
Altın kederleri
Moritanyalıların yüzeyde altın arayışları iki aşamadan geçti. Bunlardan ilki, 2015 yılında, başkentin kuzeyindeki Şami bölgesinin yakınlarında başladı. Bu aşamada altın arayanların kazdığı kuyuların çöktüğüne ve onlarca kişinin kazaya kurban gittiğine dair pek çok hikâye kayıtlara geçti.
İkinci aşamada ise altın arayanlar, özellikle Kelib Endor bölgesi olmak üzere Moritanya’nın uzak kuzeyine göç etti. Gazeteci Seyyid Ahmed Bubekr Sire’nin belirttiğine göre, “yetkililer, vatandaşlara kazı izni vermeyi birtakım şartlara bağladı. Bu şartlar, izin karşılığında sembolik bir ücret ödemek, gece çalışmasını durdurmak ve silah taşımamak. Aynı şekilde elde ettikleri ürünleri eyaletin başkentindeki Merkez Bankası şubesine satmalarını da şart koştu”.
Büyük gelirler
Moritanya’nın uzay kuzeyindeki Kelib Endor bölgesinde yüzey altını kazısında bir ay tam dolmamışken elde edilen gelirler, 1 milyar onsdan (yaklaşık 3 milyon dolar) 6 milyar onsa (18 milyon dolar) yükseldi. Bu kazılarda 600 kilogramdan daha fazla saf altın çıkarıldı ki bu, üç sene önce Moritanyalıların başına vuran altın arama hummasından bu yana hiç duyulmamış bir rakam.
Moritanya Merkez Bankası, altın arayan kimselere çıkardıkları altınlarını, eyaletin başkentindeki şubesine satmalarını zorunlu kılıyor. Altının ons fiyatı, Londra borsasına göre belirleniyor ve toprağın derinliklerinden çıkarılan ürünün ayarına göre değişiyor.
Yüzey altın kazısı, madeniyle adını duyurmuş Tiris Zemmur eyaletinde son dönemlerde görülmemiş bir canlılık kazandı. Moritanyalı olmayanlar, altın arama işleminden men ediliyor. Bölgeden yeni dönen Muhammed Mustafa’nın tahminine göre bu alanda çalışanların sayısı 25 bin.
Sigara, uyuşturucu ve yakıt kaçakçılarının tarihi sığınağı olan Kelib Endor bölgesinin birtakım coğrafi özellikleri var. Bubekr Sire, bu özellikleri şöyle açıklıyor:
“Kaçakçıların bu araziyi tercih etmelerinin, yasadışı faaliyetlerini kolaylaştıran birkaç pratik sebebi var. Altın arayanların çalışmasına izin verilen sınır şeridinin uzunluğu 35, eni 15 metreyi aşmaz. Kaçakçılar bu şeridi dörtçeker arabaları ile geçiyor ve güvenlik açısından sıkıntılı sınırlara giriyorlardı. Moritanyalı yetkililer, altın arayanlara herhangi bir silah taşımalarını yasakladı. Aynı şekilde ordu da ordunun bu tehlikeli bölgede yaptığı hava istihbaratı operasyonları sırasında kaçakçılar ile kazıcıların birbirine karıştırılmaması adına dörtçeker araba kullanımını yasak etti”.
Bu küçük coğrafi bölge hızlı zenginleşmenin yolunu arayan ve sarı madenin susuzluğunu çeken herkesin kıblesi haline geldi. Bu arayış serüveni yalnızca küçük bir elektrikli jeneratör, öğütücü bir alet ve küçük bir işçi topluluğu gerektiriyor. Ancak en önemlisi, Moritanyalı yetkililerden 15 dolar karşılığında alınacak izindir.
Kurtarma çabaları
Moritanyalı yetkililer birkaç ay önce kazı yapılan kapalı askerî bölgedeki Kelib Endor’da yer alan altın arama bölgelerine 4 büyük aracın girmesine izin verdi.
Bu araçlar, taş ocağının ağzında biriken ve çoğu zaman kazıcıların hayatı için bir tehdit oluşturan toprakları ortadan kaldırmada kullanıldığı gibi kurtarma operasyonlarında da kullanılıyor.
Yetkililer, Kelib Endor bölgesindeki kazı noktalarında kazaları azaltmak için ‘Geleneksel Madencilik’ adlı bir şirket kurmuş olsa da bu adım, kazıcılar arasındaki ölüm vakalarını önlemedi.
Mayıs ayında 11 kazıcı, farklı kazalarda hayatını kaybetti. Bu kazaların ortak noktası, Kelib Endor bölgesinde yer alan kuyuların çökmesiydi.
Kazı kuyularının çökmesi, kazıcılarının canını alan tek tehlike değil. Bununla birlikte trafik kazaları da hızlı zenginleşme hülyası peşinde koşan canların kaybında büyük katkı sahibi.



Yıkıntılar arasında Hartum... Hayata çekingen bir dönüş

Hartum'daki bir çarşıda yanmış dükkanlarının önünde oturan dükkan sahipleri (Şarku’l Avsat)
Hartum'daki bir çarşıda yanmış dükkanlarının önünde oturan dükkan sahipleri (Şarku’l Avsat)
TT

Yıkıntılar arasında Hartum... Hayata çekingen bir dönüş

Hartum'daki bir çarşıda yanmış dükkanlarının önünde oturan dükkan sahipleri (Şarku’l Avsat)
Hartum'daki bir çarşıda yanmış dükkanlarının önünde oturan dükkan sahipleri (Şarku’l Avsat)

Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında iki yılı aşkın süredir devam eden şiddetli savaşın ardından, Sudan'ın başkenti Hartum'da ticari faaliyetler ve günlük yaşam yavaş yavaş normale dönmeye başladı. Modernliğin ve güzelliğin sembolü olan şehir, bugün yıkımın enkazı üzerinde duruyor ve yeniden ayağa kalkmaya çalışıyor. Binlerce yıkık bina, başkentte Mehdi Devrimi’nden bu yana ilk kez yaşanan savaşın şiddetini gözler önüne seriyor.

uı8o9
Sudan Merkez Bankası binası ve yakınındaki bir otelde meydana gelen hasarın izleri (Şarku’l Avsat)

Savaşın izleri binalarda ve sokaklarda halen açıkça görülüyor. Başkentin birçok simgesel yapısı tamamen veya kısmen yakıldı ya da yıkıldı, binaların duvarlarında kurşun delikleri var. Bankalar ve devlet daireleri kapısız ve penceresiz hale geldi; içlerinden yangın ve is kokusu yayılıyor.

Toplu taşımaya temkinli dönüş

Hartum'un merkezindeki ana ulaşım istasyonu olan ve Jackson durağı olarak bilinen istasyonda, toplu taşıma araçları eyaletin şehirlerinden ve ilçelerinden vatandaşları taşımaya yeniden başladı, ancak Hartum'un en ünlü pazarlarından biri olan Arap Pazarı’na ulaşmak için halen yürüyerek veya özel araçlarla gitmek gerekiyor.

Yetmişli yaşlarında bir adam yorgun adımlarla pazara doğru yürüyordu. Yürümekten yorgun düşen adam, başındaki takkesini kaldırarak terini sildi. Şarku’l Avsat’a eski dükkanını kontrol etmek ve 200 bin Sudan cüneyhi (73 dolar) değerinde mal ve eşya satın almak istediğini söyledi. Şehrin en büyük ve en ünlü ticaret merkezi olan Vaha Hartum’u çevreleyen yıkıma işaret eden yaşlı adam, gözlerinden umut ışığı saçarak, “Bu yıkım yeniden inşa edilecek, önemli olan dersimizi almamız” dedi ve sonra sessizliğe büründü.

Altınlar nereye gitti?

Yanan Vaha Hartum'un yakınında arabalar hareket ediyor ve insanlar dolaşıyor, ancak dükkanlar henüz açılmadı. Bazıları sadece mallarını kontrol etmekle yetiniyor, diğerleri ise el-Fercabi Eczanesi yazan tabelanın altında arabalarının bakımını yapmaya devam ediyor.

frgthyuı
Savaşın izlerini taşıyan yıkık bir ticaret merkezi (Şarku'l Avsat)

Bir zamanlar Sudan'ın en büyük altın ticaret merkezlerinden biri olan Altın Binası, yangına rağmen halen ayakta duruyor. Öte yandan, Hartum Valisi ile şirket sahipleri arasında bölgedeki altın ticaretini canlandırmanın yollarını görüşmek üzere bir toplantı yapılacağı konuşuluyor.

Hartum Ulu Camii

1901 yılında Hidiv Abbas Hilmi Paşa tarafından açılan ve tarihi bir mimari eser olan Hartum Ulu Camii, savaştan nasibini aldı ve çevresi ile birlikte büyük hasara uğradı. Bakım çalışmaları tamamlanmak üzere olan caminin birkaç gün içinde ibadete açılması planlanıyor. Savaştan önce Hartum Ulu Camii, ibadet etmek ve ders halkalarına katılmak için Hartum'un dört bir yanından gelenlerden yoğun ilgi görüyordu.

yjuı
Başkentin merkezindeki bir ticaret merkezinde meydana gelen yıkımdan (Şarku'l Avsat)

Saray Caddesi

Hartum'un merkezindeki ana caddelerden biri olan Saray Caddesi, adını, güney kapısında bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan almıştır. Çatışmalar sırasında büyük bir savaş alanı olan cadde, son dönemde yeniden hareketlendi; özellikle Cumhuriyet Caddesi ile kesiştiği noktada özel araçların gelip gittiği görülüyor.

gthyujı
Cumhuriyet Caddesi'nin çukur kısımlarındaki su birikintileri (Şarku'l Avsat)

Diğer caddelerin aksine Saray Caddesi her iki yanında küçük su birikintileri olmasına rağmen en temiz cadde olarak kabul ediliyor. Seyyid Abdurrahman Caddesi ile kesiştiği noktada ise el-Ehli Bankası binasında bakım çalışmaları başladı; bankanın faaliyetlerine yeniden başlaması için hazırlıklar yapılıyor.

Hürriyet Caddesi

Hürriyet Caddesi, Hartum'un batı kesiminde, elektrikli ev aletleri mağazalarının bulunduğu bölgede yer alıyor. Esnaflardan bazıları dükkanlarına geri döndü; yetkililerin bölgeyi güvenli hale getirecekleri ve yıl sonuna kadar devlet vergilerinden muaf tutacakları sözü vermeleri üzerine, caddede nispeten canlanma başladı.

Dükkân sahipleri kurban kesip, şeker ve meyve suyu dağıttılar. Özgürlük Caddesi'ni Sudan bayraklarıyla süslediler ve hoparlörlerden milli marşlar çalarak Hartum'un ticaret merkezinde hayatın normale döndüğünü ilan ettiler.

jukılo
Başkent Hartum’un batısındaki Hürriyet Caddesi'nde hareketlilik yaşandı. (Şarku'l Avsat)

40 yıldır elektrikli ev aletleri satıcısı olan Babekir Hasan, “Bu dönüş, Hartum'da hayatın normale döndüğü anlamına geliyor. Tüm esnafı geri dönmeye çağırıyorum, çünkü durum şu anda istikrarlı” diyerek mutluluğunu dile getirdi. Bir diğer esnaf Salah Surkti ise, mallarını makul fiyatlarla satabilmek için vergilerin düşürülmesini talep etti ve savaş sırasında 200 milyon Sudan cüneyhi (73 bin dolar) kaybettiğini belirterek, “Tüccar kaybını üzülerek günlerini geçirmemeli, ayağa kalkıp yeniden başlamalı” dedi.

dvfgbh
Başkent Hartum'da işlerine geri dönen dükkanlar (Şarku'l Avsat)

Devlet ayağa kalkmaya çalışıyor

Başkent Hartum’daki yeni boyanmış binalar, istikrara dönüşün işaretlerini yansıtıyor. Öte yandan Hartum genelindeki birçok devlet kurumunda restorasyon çalışmaları başladı. Hartum Yasama Konseyi'ndeki (eyalet parlamentosu) hasara rağmen, bazı çalışanlar elektrik ve su olmadan çalışıyor. Yakındaki Elektrik İdaresi binası ise tamamen yanmış gibi görünüyor.

hyjuk
Başkent Hartum’da yaşanan savaş nedeniyle onlarca dükkân ve alışveriş merkezi yıkıma uğradı. (Şarku'l Avsat)

Bir çalışan, hizmetlerin yeniden sağlanmasının yakın olduğunu, ancak ‘en önemli konunun güvenliğin sağlanması’ olduğunu vurguladı.

Nil Nehri'nin iki kolunun birleştiği nokta, Hartum'un Omdurman'a açılan kapısı

El-Mukran bölgesi, adını Beyaz ve Mavi Nil nehirlerinin kesiştiği noktadan alıyor. Hartum ve Omdurman arasında yoğun trafik hareketliliğine sahne olan bu bölge, Omdurman'a giriş kapısı olmasının yanı sıra, Sudan Merkez Bankası Başkanlığı, Zain Telekomünikasyon Şirketi binaları, oteller, Sudan Müzesi ve diğer büyük kurumların da bulunduğu bir bölgedir. Ancak bu bölge de yıkım ve tahribattan nasibini aldı.

sdfghy
Başkent Hartum’daki bir çarşıda dükkanının yıkıntıları önünde duran bir esnaf (Şarku'l Avsat)

Büyük kayıplara ve geniş çaplı yıkıma rağmen Hartum yavaş ama emin adımlarla yeniden ayağa kalkmaya başladı. Dükkanların ve çarşıların yeniden açılması, camilerin ve devlet binalarının onarılması, savaşın yaralarını yaşayan bu şehrin, halkının desteği ve azmiyle yeniden ayağa kalkabileceğinin işaretleri.