Husilerin ‘Ali Abdullah Salih kendiliğinden öldü’ iddiası tepkiye neden oldu

Yemen’in eski Cumhurbaşkanı Salih’in 4 Aralık 2017'de Husiler tarafından öldürüldüğü belirtilen ev. (Getty Images)
Yemen’in eski Cumhurbaşkanı Salih’in 4 Aralık 2017'de Husiler tarafından öldürüldüğü belirtilen ev. (Getty Images)
TT

Husilerin ‘Ali Abdullah Salih kendiliğinden öldü’ iddiası tepkiye neden oldu

Yemen’in eski Cumhurbaşkanı Salih’in 4 Aralık 2017'de Husiler tarafından öldürüldüğü belirtilen ev. (Getty Images)
Yemen’in eski Cumhurbaşkanı Salih’in 4 Aralık 2017'de Husiler tarafından öldürüldüğü belirtilen ev. (Getty Images)

Husilerin Sözcüsü Muhammed Abdusselam, Yemen’in eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’in 4 Aralık 2017'de Sana’dan Sanhan banliyösündeki memleketine kaçma girişimi esnasında ‘kendiliğinden’ öldüğünü iddia etti. Bu iddia, Yemenli aktivistler arasında alay konusu oldu.
Husilerin söz konusu iddiası, merhum Salih’in ailesini kısa bir açıklama yapmaya mecbur etti.
Aile, Sözcü Abdusselam’ın Rusya’nın ilgisini darbecilerin gündemine çekmek amacıyla gerçekleştirdiği Moskova ziyareti sırasında RT Arabic kanalına verdiği röportajdaki iddiaları yalanladı. 
Salih’in ailesi, merhum cumhurbaşkanının sadece kendisini savunurken değil anavatanını, halkını, ilkelerini, tüm Yemenlilerin iradesini, onurunu, ayrımcılığı ve nefretten uzakta onurlu bir yaşama hakkını cesurca savunurken öldüğünü bildirdi.
Salih, 2 Aralık 2017'de Husi milisleriyle olan ittifakının bozulduğunu duyurarak Sana'da kendisinin ve akrabalarının evlerini yağmalayan, ailesi ile yüzlerce destekçisini tutuklayan, Genel Halk Kongresi (GHK) Partisi’nden onlarca lideri azleden milisler tarafından öldürülmesiyle sona eren bir ayaklanmaya yol açtı.
Merhum cumhurbaşkanının ailesi, doğrudan Husi grubunu işaret etmese de Abdusselam’ın uluslararası toplum önünde kendilerini temize çıkarmak için öne sürdüğü ‘kendiliğinden öldü’ iddiası hakkında yorum yaptığı tüm kesimler tarafından biliniyor.
Salih’in oğulları ve ailesi, Yemen'deki tüm onurlu insanlarla birlikte ilkelere ve ulusal yaklaşıma sadık kalacaklarını vurgulayarak Salih’in tüm kalplerde ve tarihin sayfalarında büyük başarılarıyla ölümsüz olarak kalacağını ifade etti.
Husilerin Sözcüsü Abdusselam, Salih’in ‘kendiliğinden’ ölmesinin ardından, oğulları ve Genel Halk Kongresi Partisi liderlerinin katılımıyla Sana’da defnedildiğini öne sürmüştü.
Salih’e yakın isimler, merhum cumhurbaşkanının 4 Aralık 2017'de, GHK Partisi Genel Sekreteri Arif ez-Zuka ile birlikte Husilere karşı evinde savaşırken öldürüldüğünü duyurmuştu.
GHK Partisi'ndeki aktivistlere göre Husiler, Salih’in kendilerinden kaçarken öldüğüne ilişkin iddiayı onu korkak olarak göstermek amacıyla kasıtlı olarak dile getirdi.
Husi Sözcüsü’nün Salih’in kendiliğinden öldüğüne ilişkin iddiası aktivistlerin yanı sıra sosyal medyada da alay konusu oldu.
Yemenli sosyal medya kullanıcıları, Husilerin böylelikle kendileri tarafından iyi bilinen vahşiliklerini yumuşatmaya çalıştığını vurguladı.
GHK Partisi lideri Kamil el-Hudani de iddiaya ilişkin tepkisini yaptığı şu açıklamayla gösterdi:
“Husilerin Sözcüsü Muhammed Abdusselam’a Salih’in sağ elindeki silahı ile vatanını korurken evinde şehit olduğunu söyleyin. O kendiliğinden ölmedi. Abdusselam’a ayrıca Salih ve Zuka’nın kanlarının kurumadığını da söyleyin. Onun unutulduğunu öne sürenler varsa şunu bilmeliler ki partililer ve Yemenliler onu asla unutmayacak. Nesilden nesile bu intikam aktarılacak.”
GHK Partisi liderlerinden Meclis üyesi Abdurrahman Muzab da iddiaya şöyle cevap verdi:
“Hiç kimse, 1 Aralık 2017’de Salih Camisii’ne yapılan saldırıyı bilmiyor. Bu da ‘kendiliğindendi’. Aynı Salih’in evinin kuşatılması ve onun akrabalarının evine yapılan baskınlar gibi. Arif ez-Zuka’nın şehit edilmesi gibi. Onlar da kendiliğinden oldu.”
Muzab, Salih’in öldürülmesinin ardından el-Ceraf mahallesinde Husilerin yaptığı şükür secdesine atıfta bulunarak, “Hatta şükür secdeleri bile kendiliğinden oldu” ifadeleriyle alay etti.
Husi milisler, ölümünün ardından Salih ve akrabalarının tüm mallarına ve parasına el koydu.
Salih’in Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarına maruz kalan en büyük oğlu Ahmed Ali, Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yaşıyor.
GHK Partisi liderlerinin, partide önemli bir siyasi rol oynamasına hazırlık amacıyla Ahmed Ali’yi seyahat yasakları ve fonların dondurulmasını içeren yaptırım listesinden çıkarma girişimleri sürüyor.



Avrupa’nın en büyük füze üreticisi, Gazze’de çocukların öldürülmesinden kâr elde ediyor

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
TT

Avrupa’nın en büyük füze üreticisi, Gazze’de çocukların öldürülmesinden kâr elde ediyor

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)

Avrupa'nın en büyük füze üreticisi MBDA, Gazze’de çocukların ölümüne yol açan bombalarda kullanılan parçaları İsrail'e tedarik ediyor.

Guardian ve bağımsız gazetecilik kuruluşu Disclose’la Follow the Money’nin ortak araştırmasında, MBDA’nın ABD’deki fabrikası aracılığıyla İsrail’e GBU-39 bombaları için kanat sistemleri sağladığı tespit edildi. 

MBDA, ABD’nin Alabama eyaletindeki fabrikasında ürettiği “Diamond Back” isimli kanatları, Boeing yapımı GBU-39 bombalarına takılmak üzere temin ediyor. Bu bileşenler, İsrail’e ABD'nin askeri yardımı kapsamında gönderilen binlerce bombada kullanılıyor. 

Fransa merkezli firma, İtalyan Leonardo, Hollandalı Airbus ve Britanyalı BAE Systems’ın ortaklığından oluşuyor. Şirketin gelirleri, Birleşik Krallık’taki MBDA UK aracılığıyla Fransa’daki ana firmaya aktarılıyor. 2024’te MBDA grubu, hissedarlarına toplamda 350 milyon sterlin (yaklaşık 19 trilyon TL) temettü dağıttı.

Analize göre GBU-39 bombaları Gazze’de en az 24 saldırıda kullandı. Bu saldırılarda 100’den fazlası çocuk olmak üzere en az 500 kişi öldürüldü. Saldırıların 16’sında okullar hedef alınırken, diğerlerinde kamplar, evler ve camiler vuruldu. 

Avustralya merkezli Silahlanma Araştırma Hizmetleri’nden (ARES) Trevor Ball, GBU-39 bombalarının okul ve sığınak gibi yerleri vurmak için sıkça kullanıldığını söylüyor. Bunun kanat sistemleri üzerindeki yazılardan ve kuyruk parçalarından tespit edilebildiğini belirtiyor. 

Britanya merkezli Silah Ticaretine Karşı Kampanya (CAAT) grubundan Sam Perlo-Freeman da “MBDA, İsrail’in silahlandırılmasından kâr ediyor” diyor.

MBDA'nın Guardian’a gönderdiği açıklamada, şirketin ABD'deki faaliyetlerini veya İsrail'e satılan ekipmanlara parça tedarikini durdurma planına ilişkin bilgi verilmedi. Açıklamada, “şirketi yasadışı uygulamalara dahil edebilecek faaliyetler yasaktır” dendi.

BAE Systems ve Airbus, MBDA'nın yanıtına ekleme yapmadı. Leonardo, “askeri teçhizat ihracatıyla ilgili ulusal ve uluslararası düzenlemelere her zaman tam olarak uyulduğunu” savundu. Boeing, soruları ABD Dışişleri Bakanlığı’na yönlendirdi, bakanlığın açıklamasında Washington’ın İsrail'in kendini savunma hakkını desteklediği belirtildi. 

Independent Türkçe, Guardian, France 24