Meme kanseri erkeklerde de görülebiliyor

Meme kanseri erkeklerde de görülebiliyor
TT

Meme kanseri erkeklerde de görülebiliyor

Meme kanseri erkeklerde de görülebiliyor

Meme kanseri hakkında önemli bilgiler aktaran Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Metehan Gümüş, her 8 kadından 1’inde görülebilen hastalık için erken teşhisin önemine dikkat çekti. 
VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Meme Sağlığı Ünitesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Metehan Gümüş, günümüzde her 8 kadından birinde yaşamları boyunca meme kanseri görüldüğünü ve bu oranın çok ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Özellikle yakın akrabalarında meme kanseri olanların ayrıntılı olarak incelenmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Metehan Gümüş, hastalığa dair önemli bilgiler verdi. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinde son yıllarda teşhis ve tedavide büyük ilerlemeler kaydedildiğini ifade eden Gümüş, bu sayede erken tanı ve başarılı tedavilerle yüzleri güldüren sonuçlar elde edilebildiğini belirtti. Gelişen ameliyat yöntemleri ile memenin korunabildiğini söyleyen Gümüş, memede şekil bozukluğu oluşmadan kanserli dokular çıkarılabildiği ve memenin tamamını almak gerektiğinde ise yerine ya hastanın kendi dokularından veya protez kullanılarak yeniden meme yapılabildiğini dile getirdi. Meme kanserinin nadiren erkeklerde de görülebildiğini ifade eden Doç. Dr. Metehan Gümüş, erkeklerde kadınlara oranla farkındalık daha az olduğundan hastalığın daha ileri evrede yakalanma riski taşıdığını söyledi. 
"Meme kanseri tedavisinde başarı için en önemli nokta farkındalıktır" 
Meme kanserinin kadınlarda görülen kanserlerin üçte birini oluşturduğunu kaydeden Dr. Gümüş, "Meme kanseri, süt kanallarının içerisindeki veya süt bezlerindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıkıyor. Meme kanseri tedavisinde başarı için en önemli nokta farkındalıktır. Buna ilginç bir örnek vermek istiyorum. Bir erkek hastam televizyon seyrederken meme kanseri erkeklerde de görülür diye bir haber duyuyor ve bunun üzerine hemen kendi memelerini kontrol ediyor, nohut büyüklüğünde bir şişlik tespit ediyor ve hastaneye müracaat ediyor. Yaptığımız incelemeler neticesinde hastada erken evrede meme kanseri olduğu saptandı. Hastayı ameliyat ederek kitleyi çıkardık, koltuk altı lenf bezlerinden örnek aldık, aldığımız örneklerde tümör yoktu ve başka bir işleme gerek kalmadı. Ameliyat sonrası kemoterapiye ihtiyaç duyulmadı. Sonuçta hastada oluşturulan farkındalık ve hızlı tanı ve tedavi sayesinde hasta sağlığına kavuşmuş oldu" diye konuştu. 
"Hormon etkisinin en az olduğu dönemde kendi kendini muayene etmeli" 
Meme kanserinin belirtilerinden bahseden Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Metehan Gümüş: "Memede veya koltuk altında ele gelen kitle, meme ucundan tek kanaldan gelen kanlı ya da şeffaf renkli akıntı, meme cildinde ödem, kızarıklık, yara, çekinti ve şişme, meme başında ödem, şişlik ve içe doğru çekinti, meme boyutunda veya şeklinde değişiklik, meme başı ve etrafında soyulma, kabuklanma fark edildiğinde uzmana müracaat edilmesi gerekiyor.” Bu belirtileri fark etmek içinde kendi kendine muayene alışkanlık haline getirilmelidir. Her kadın yirmili yaşlardan itibaren ayda bir kez, adet başlangıcından 5-7 gün sonra yani hormon etkisinin en az olduğu dönemde kendi kendini muayene etmeli. Kendi memelerini tanıyan ve normal meme dokusunun özelliklerini öğrenen kadınlar yeni ortaya çıkan belirtileri daha erken dönemde fark edebilirler. Bu durumda hemen bir uzmana başvurmalıdır" şeklinde konuştu. 
"Uzman muayenesi yaptırması erken ve etkin bir tedavi için çok değerlidir" 
Erken teşhisin önemine dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Metehan Gümüş: “Herhangi bir değişiklik fark etmese bile kendisinin fark edemeyeceği bazı değişiklikleri gözden kaçırmamak için 40 yaşından önce 1-3 yılda bir, 40 yaşından sonra yılda bir uzman muayenesi yaptırması erken ve etkin bir tedavi için çok değerlidir. Muayene ile belirtiler ortaya çıktıktan sonra saptanabilmektedir. Halbuki görüntüleme yöntemlerinde özellikle mamografi taramalarında kanserin hiçbir belirtisi ortaya çıkmadan, evre '0' olarak tarif ettiğimiz aşamada kanser işaretlerini tespit etme şansı vardır. Böylece kanserin yayılma özelliği kazanmadan yakalanmasına ve hastanın kanserden tamamen kurtulmasına olanak sağlar. Bu yüzden hiçbir problemi olmayan hasta için 40 yaşından sonra yılda bir, riskli hastalarda ise risk derecesine göre daha erken yaşlarda mamografi yaptırmak hastalara çok büyük avantaj sağlayacaktır" ifadelerini kullandı. 



Pamela Anderson neden adını değiştirmek istiyor?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Pamela Anderson neden adını değiştirmek istiyor?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Pamela Anderson, aile tarihini onurlandırmak için ünlü soyadını değiştirmeyi umuyor.

58 yaşındaki oyuncu, yakın zamanda Vogue Scandinavia'ya verdiği röportajda, Finlandiyalı ailesinin anısına soyadını Hyytiäinen olarak değiştirmek istediğini söyledi.

Yayına, "Bazen Pamela Anderson olmak istemiyorum. Pamela Hyytiäinen olmak istiyorum" diye konuştu.

Adımı değiştirmek istiyorum ama izin vermiyorlar.

Hyytiäinen, büyükbabası Herman'ın, ailesi Finlandiya'dan Kanada'ya geldiğinde Anderson olarak değiştirilmeden önce soyadıydı. Anderson'ın büyükbabası bir oduncu ve şairdi. Oyuncu, çocukken büyükbabasının hayal gücünü genişletmesini sağladığını belirtti.

Ayrıca Herman'ın nezaketinin ve kişiliğinin, bir oyuncu, model ve yazar olarak hayatında neşe bulmasına yardımcı olduğunu söyledi.

Hayal gücüm yıllar içinde benimle kontrolden çıktı. Farklı insanlar olmayı denedim. Bazen her şeyi kat kat soyup yeniden başlamak zorunda kalıyorsun.

Anderson'ın 2007'de babası ve akrabalarıyla Finlandiya'ya gitmesine aile mirası ilham vermişti. Ayrıca büyükbabasına ait olan toprakları da görmek istiyordu. Anderson, eski eşi Tommy Lee'yle sahip oldukları iki çocuğu 29 yaşındaki Brandon ve 27 yaşındaki Dylan'la oraya dönmeyi umuyor.

Baywatch oyuncusu, "Finlandiya'ya dönmeyi çok isterim, belki oğullarımla birlikte gideriz. Kendimi daha iyi tanımak, o yanımı keşfetmek için. Belki adımı değiştirir ve köklerime geri döneriz" diye açıkladı.

Uzak hissettiriyor ama benim bir parçam. İnsanlara Fin olduğumu söylemekten, bunun ne anlama geldiğini bilmeden önce bile, her zaman gurur duydum."

Eylülde kendine özgü sarı saçlarını kızıla boyatmasından bahsederek "Ekranın köşesinde kendi görüntümü görüyorum, kendimi o kızıl saçla tanıyamıyorum" diye ekledi.

Kim o? Belki de Pamela Hyytiäinen'dir.

Anderson'ın büyükbabası ona çocukken Fince de öğretmiş ve sık sık yanında bir sözlük taşırmış. Ancak, "hayatımda bana en yakın kişi" dediği büyükbabası 11 yaşındayken vefat ettikten sonra dili öğrenmeye devam etmemiş.

Bir nevi onunla birlikte gitti.

Oyuncu ailesinin Fince soyadının kendisi için ne kadar önemli olduğundan daha önce de bahsetmişti. 2015'te Esquire'a verdiği röportajda, ailesinin Kuzey Avrupa ülkesinden Kanada'ya taşınmasını anlatmıştı. Büyükbabasını ülkesinden ayrılırken adını değiştiren "Finlandiyalı bir şifacı" diye tanımlamıştı.

Independent Türkçe


Eleştirmenlerin "sönük bir deneyim" dediği dizi zirveye oynuyor

7 bölümden oluşan The Abandons'ın 52 yaşındaki Emmy adayı yıldızı Lena Headey, Game of Thrones'daki Cersei Lannister rolüyle tanınıyor (Netflix)
7 bölümden oluşan The Abandons'ın 52 yaşındaki Emmy adayı yıldızı Lena Headey, Game of Thrones'daki Cersei Lannister rolüyle tanınıyor (Netflix)
TT

Eleştirmenlerin "sönük bir deneyim" dediği dizi zirveye oynuyor

7 bölümden oluşan The Abandons'ın 52 yaşındaki Emmy adayı yıldızı Lena Headey, Game of Thrones'daki Cersei Lannister rolüyle tanınıyor (Netflix)
7 bölümden oluşan The Abandons'ın 52 yaşındaki Emmy adayı yıldızı Lena Headey, Game of Thrones'daki Cersei Lannister rolüyle tanınıyor (Netflix)

Western türü popülerliğini korurken, Netflix de sevilen dizi Yellowstone'la yarışabilecek yeni bir yapım arayışını sürdürüyor. Platformun son denemesi The Abandons da 4 Aralık'ta bu hedefle izleyiciyle buluştu.

Game of Thrones'la tanınan Lena Headey ve The X-Files'ın yıldızı Gillian Anderson'ın başrolünde yer aldığı dizi, ilk etapta merak uyandırsa da eleştirmenlerden gelen düşük puanlar beklentileri hızla azalttı.

Buna rağmen The Abandons izlenme listelerini domine etmeyi başarıyor. FlixPatrol'a göre dizi, küresel sıralamada halihazırda ikinci sırada yer alıyor. Listenin zirvesindeki Stranger Things ise 5. sezonunun prömiyerinden beri koltuğunu bırakmış değil.

Dizi ABD’de üçüncü sıraya yerleşirken, Türkiye'de ise izlenme listesinin zirvesine çıktı.

The Abandons, Sons of Anarchy'nin yaratıcısı Kurt Sutter'ın imzasını taşıyor. Ancak Sutter, ilk sezon çekimlerinin bitimine haftalar kala, Ekim 2024'te projeden ayrıldı. 

Ayrılık nedeni açıklanmazken, kaynaklar ilk bölümlerin kaba kurgusuna ilişkin "yaratıcı anlaşmazlıkların" Sutter'ın projeden ayrılmasına yol açtığını belirtiyor.

Netflix ve Sutter bu iddialar üzerine sessizliğini korurken, yönetmen Otto Bathurst ve Rob Askins yapım sorumluluğunu devraldı.

1850'lerin Washington'ında geçen dizi, biri zengin, diğeri yoksul ama birbirine sıkı sıkıya bağlı iki ailenin, kanunun işlemediği sınır bölgesinde üstünlük kurmak için verdiği mücadeleyi anlatıyor.

Başroller Headey ve Anderson'a Nick Robinson, Diana Silvers, Aisling Franciosi ve Lucas Till eşlik ediyor.

Eleştirmenlerden sert tepkiler

Dizi, televizyon yazarlarından son derece düşük puanlar aldı. Eleştirileri derleyen Rotten Tomatoes'daki başlangıç skoru yüzde 50'lerdeyken, daha fazla incelemenin yayımlanmasıyla bu oran yüzde 27'ye kadar düştü.

Eleştirmenlerin ortak görüşü şöyle:

The Abandons, güçlü başrollerine rağmen zayıf karakterleri, özgünlükten uzak yapısı ve heyecansız anlatımıyla sönük bir deneyim sunuyor.

Time dergisinden Judy Berman ise çok daha sert bir değerlendirme yaptı ve The Abandons'ı "2025'te televizyona dair yanlış olan her şeyi" temsil ettiğini yazdı. Berman Headey'yi dizinin "en güçlü tarafı" diye överken, Anderson'ın performansının "tutarsız ve donuk" olduğunu belirtti. Genç oyuncuların ise "orta çağda yaşayan karakterleri gençlik dizisindeki gibi oynadığı" yorumunu yaptı.

Independent Türkçe, CBR.com, MovieWeb, Rotten Tomatoes, Time


Stephen King evrenindeki 40 yıllık gizem nihayet çözüldü

It: Welcome to Derry'de, Pennywise ve Bob Gray rolünde 35 yaşındaki İsveçli aktör Bill Skarsgård var (HBO)
It: Welcome to Derry'de, Pennywise ve Bob Gray rolünde 35 yaşındaki İsveçli aktör Bill Skarsgård var (HBO)
TT

Stephen King evrenindeki 40 yıllık gizem nihayet çözüldü

It: Welcome to Derry'de, Pennywise ve Bob Gray rolünde 35 yaşındaki İsveçli aktör Bill Skarsgård var (HBO)
It: Welcome to Derry'de, Pennywise ve Bob Gray rolünde 35 yaşındaki İsveçli aktör Bill Skarsgård var (HBO)

Stephen King'in O (It) romanının yayımlanmasının üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen, "Bob Gray" adının kökeni hayranlar arasında bitmeyen bir tartışma konusuydu. Kötücül varlığın zaman zaman kullandığı bu adın nereden geldiği hep merak edilmişti. 

Artık cevap net: Bob Gray gerçekten yaşamış biriymiş ve ardında epey hüzünlü bir hikaye var.

Bob Gray ve Pennywise isimleri nereden geliyor?

Pek çok hayran, Bob Gray'in Derry sokaklarında daha rahat dolaşmak için şekil değiştiren O'nun benimsediği bir kimlik olduğunu düşünüyordu. 

Why does It call itself "Bob Gray?"
byu/Wolf_Tactics inMovieIt

Beverly Marsh karakterinin çocukluk evine yaptığı ziyarette O'nun farklı bir formu olan Bayan Kersh'le karşılaştığı ve onun Bob Gray'in babası olduğunu söylediği sahne de bu teoriyi destekliyordu.

*Bundan sonrası It: Welcome to Derry'nin 7. bölümüne dair sürprizleri bozabilir, bizden uyarması*

It: Welcome to Derry'nin son bölümünde tanıştığımız Bob Gray, aslında 1900'lerin başında küçük gezici panayırlarda "Dans Eden Palyaço Pennywise" adıyla sahne alan sıradan bir adam. 

Dizi, Bob'un trajik hikayesine de değiniyor: Eşini kaybetmiş yalnız palyaço, artık küçük kızları Ingrid'e tek başına bakıyor.

Bir sahnede Bob'u karavanının arkasında içki içerken görüyoruz; kırmızı peruğu da çit direğinin üzerinde duruyor. Tam o sırada ormanın içinden tuhaf bir çocuk beliriyor.

Gizemli karakter gölgelerin içinden "Çocuklar seni seviyor gibi" diyor.

Çocuk, Bob'dan ailesini bulmasına yardım etmesini istiyor; Bob önce meşgul olduğunu söylese de uzaklardan bir kadının yardım çığlığını duyunca fikrini değiştiriyor. Çocuk onun elini tutup karanlığa doğru götürüyor. 

1962'de Pennywise formundaki O, Ingrid'e aslında babası olmadığını, Bob'u yediğini ve onun kimliğine büründüğünü söylüyor. Böylece 40 yıllık gizem de çözülmüş oluyor.

"İkinci ve üçüncü sezonda pek çok soru cevap bulacak"

Dizinin yaratıcısı ve yönetmeni Andy Muschietti, ekimde SFX dergisine yaptığı açıklamada, izleyicilerin O evrenine dair daha geniş bir mitoloji göreceğini söylemişti:

Kitabı ya da filmleri sevenler için daha büyük bir mitolojiye kapı açıyoruz. İlk sezonda attığımız tüm tohumlar, ikinci ve üçüncü sezonda karşılığını bulacak. O'nun ne istediği, neden burada olduğu gibi yıllardır gizemini koruyan pek çok sorunun cevabını göstereceğiz.

It: Welcome to Derry, HBO Max'te izlenebiliyor.

Independent Türkçe, GamesRadar, Reddit, Comic Book Club Live, SFX