Hanehalkı bütçesinden en büyük pay kiraya gitti

Fotoğraf: Pixabay
Fotoğraf: Pixabay
TT

Hanehalkı bütçesinden en büyük pay kiraya gitti

Fotoğraf: Pixabay
Fotoğraf: Pixabay

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), hanehalkı bütçe araştırmasının 2018 sonuçlarını yayınladı.
Veriler Türk halkının tüketim amaçlı harcamalarında en büyük payı yüzde 23,7 ile kira ve konut harcamalarının aldığını ortaya koydu.
Independent Türkçe'de yer alan haber göre, 2017’de yüzde 24,7 olan konut ve kira harcamalarının toplam harcamalardaki payının 1 puan düştüğü görüldü.
En az harcama sağlık ve eğitime
TÜİK verilerine göre, ikinci sırayı gıda ve alkolsüz içecek harcamaları aldı.
Bu harcama kalemi, geçen yıla göre 0,6 puanlık artışla %19,7'den %20,3'e yükseldi
Toplam tüketim harcamalarında en düşük payı alan harcama grupları ise %2,2 ile sağlık ve %2,3 ile eğitim hizmetleri oldu.
Sağlık ve eğitim harcamalarının payı geçen yıla göre değişmedi.

Grafik: TÜİK​
Giyim, ulaştırma ve alkollü içecek harcamaları düştü

Çeşitli mal ve hizmet harcamalarının payı yüzde 4,4'ten yüzde 4,9'a, haberleşme harcamalarının payı yüzde 3,4'ten yüzde 3,8'e, lokanta ve otel harcamalarının payı yüzde 6,2'den yüzde 6,5'e, mobilya ve ev eşyası harcamalarının payı yüzde 6,3'ten yüzde 6,5'e, eğlence ve kültür harcamalarının payı ise yüzde 2,7'den yüzde 2,9'a yükseldi.
Alkollü içecek, sigara ve tütün harcamalarının payı yüzde 4,5'ten yüzde 4'e, ulaştırma harcamalarının payı yüzde 18,7'den, yüzde 18,3'e, giyim ve ayakkabı harcamalarının payı yüzde 5'ten yüzde 4,8'e düştü.

Grafik: TÜİK​
Düşük gelirliler kiraya, yüksek gelirliler ulaşıma harcadı

Gelire göre sıralı %20'lik gruplar itibarıyla tüketim harcamalarının 2018 yılındaki dağılımına bakıldığında; en düşük gelir grubu olan birinci yüzde 20'lik grupta yer alan hanehalkları, konut ve kira harcamalarına gelirlerinin yüzde 31,4’ünü ayırdı, En düşük gelirli bu grubun gıda ve alkolsüz içecek harcamalarının oranı yüzde 28,7, ulaştırma harcamalarının oranı yüzde 9,3 ve mobilya ve ev eşyası harcamalarının oranı ise 5,9 olarak belirlendi..
En yüksek gelir grubu olan beşinci yüzde 20'lik grupta yer alan hanehalkları ise, ulaştırma harcamalarına yüzde 21,6, konut ve kira harcamalarına yüzde 20,3, gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 15,4 ve lokanta ve otel harcamalarına yüzde 7,8 pay ayırdı.
Maaş, ücret ve yevmiye ile çalışan hanehalkları, konut ve kira harcamalarına yüzde 22,4, ulaştırma harcamalarına yüzde 19,2 ve gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına ise yüzde 18,7 pay ayırdı. Müteşebbis geliri olan hanehalklarının, harcama oranları ise, ulaştırma yüzde 22,7, konut ve kira yüzde19,7 ve gıda ve alkolsüz içecek ise yüzde 19,5 olarak belirlendi.
Temel gelir kaynağı gayrimenkul ve menkul kıymet geliri olanlar ise konut ve kira harcamalarına bütçesinin yüzde 28,1’ini, ulaştırma harcamalarına yüzde 18,6 ve gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 16,4’ünü ayırdı. Emekliler ise bütçelerinden, konut ve kira harcamaları için yüzde 28,67, gıda ve alkolsüz içecekler için yüzde 25,5 ve ulaştırma için yüzde 13,4 oranında harcama yaptı.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe