​Trump: Macron'a yakında cevap vereceğiz

ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Japonya'nın Osaka şehrinde düzenlenen G-20 Zirvesi'nde (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Japonya'nın Osaka şehrinde düzenlenen G-20 Zirvesi'nde (AFP)
TT

​Trump: Macron'a yakında cevap vereceğiz

ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Japonya'nın Osaka şehrinde düzenlenen G-20 Zirvesi'nde (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Japonya'nın Osaka şehrinde düzenlenen G-20 Zirvesi'nde (AFP)

Paris yönetiminin büyük internet şirketlerine vergi uygulamasının ardından sonra ABD Başkanı Donald Trump, cuma günü yaptığı açıklamada Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron'un “budalalığına” cevap vereceğini bildirdi.
Fransız Haber Ajansının aktardığına göre Trump, Twitter'da yaptığı paylaşımda şunları söyledi:
“Fransa, büyük Amerikan teknoloji şirketlerine yeni vergiler getirdi. Birileri bu şirketlere vergi uygulayacaksa bu kendi ülkeleri ABD olur. Macron'un budalalığına karşı en kısa zamanda önemli bir karşı eylem ilanı yapacağız. Her zaman söylemişimdir, Amerikan şarabı Fransız şarabından daha iyidir!”
Beyaz Saray ekonomi danışmanı Lawrence Kudlow, söz konusu verginin çok ciddi bir hata olduğunu söyledi.
Kudlow, CNBC kanalına yaptığı açıklamada “Fransa'nın dijital sektöre böyle bir vergi uygulamasından memnun değiliz” ifadesini kullandı.
Trump, haziran ayında yaptığı açıklamada Paris ile süren yarışın dürüst olmadığını ve bu yarışmayı kazanmak istediğini söylemiş, Fransa’ya ek gümrük vergilerinin uygulanabileceğini ima etmişti.
Trump, CNBC'ye verdiği uzun röportajda “ABD, Fransız şarabı için düşük bir vergi uyguluyorken Fransa, Amerikan şarabı için ağır bir vergi uyguluyor" demişti. “Bu durum karşı bir şeyler yapacağız”demişti.
Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Maire, geçen hafta  Fransa'da düzenlenen G-7 Maliye Bakanları Zirvesi'nde ülkesinin büyük internet şirketlerine vergi uygulamaktan vazgeçmeyeceğini bildirmişti.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP