Lübnanlı bir gassal: Şeyh Mütevekkil Alallah

Necef'teki Vadi es-Selam Mezarlığı (Sosyal paylaşım siteleri)
Necef'teki Vadi es-Selam Mezarlığı (Sosyal paylaşım siteleri)
TT

Lübnanlı bir gassal: Şeyh Mütevekkil Alallah

Necef'teki Vadi es-Selam Mezarlığı (Sosyal paylaşım siteleri)
Necef'teki Vadi es-Selam Mezarlığı (Sosyal paylaşım siteleri)

Şeyh Mütevekkil Alallah, gassallık mesleğini icra eden bir din adamı. Yani o bir ölü yıkayıcı.
Şey Mütevekkil’in alnının ortasında, “dini meslekler”de çalışan din adamları, hac rehberleri, hayır kurumlarındaki yetkililer, şehit aileleri, dul eşleri ve daha niceleri arasında yaygınlaşan ve kişinin dindar olduğu veya çokça namaz kıldığına işaret eden zebiba (siyah benek) yok.
Necef'te Şeriat Tahsili
Şeyh Mütevekkil Alallah’ın dediğine göre, artık gerçek adının yerine kullanılan Mütevekkil Alallah lakabını, 1940’lı yıllarda Beyrut'un güneyindeki Burc el-Beracine bölgesinde Şeyh Hüseyin Avvad’ın rahle-i tedrisinde İslami ilimler tahsil ettiği dönemde herhangi bir işi yapmak istediğinde sık sık tekrarladığı “Tevekkelna Alallah (Allah’a tevekkül ettik) ifadeleri sayesinde almış.
Mütevekkil, henüz 15’ine basmadan, Kuveyt’te bir fırında çalışarak biriktirdiği paralarla İslami ilimler tahsil etmek için Necef’e gitmiş.
Mütevekkil, beklenmedik bir olay sonrasında gassallık mesleğine ilk adımını atınca din adamlığını temsil eden başındaki sarık ağır gelmeye başlamış. 80 yaşındaki Mütevekkil, kendi tabiriyle “hayatının mesleği” olan gassalığı 18 yaşından bugüne kadar icra etmekte.
İslami ilimler eğitimi almasının başında sarıkla gezmesini gerektirmesine rağmen, sadece namazda imamlık yaptığı sırada sarığı sararmış ve çoğu zaman da cenaze namazlarını kıldırdığı esnada.
Bu tür durumlar dışında, üzerinde ağırlık oluşturan, hareketlerini ve kendisi için belirlediği hayat tarzını kısıtlayan beyaz sarığı sarmazmış.
Dediğine göre, sokak aralarında oturmayı; otobüse, taksiye binmeyi; yağmurda ve güneşin altında uzun yürüyüşlere çıkmayı seven biri. Ancak tüm bunlar, belirli bir noktaya kadar özel aracıyla gitmesi ve oradan da imamlık yaptığı yere yürümesi gereken bir kişinin sarığıyla uyuşmuyor.
Mütevekkil’e göre sarık hareket alanını, sohbet etmeyi, selam vermeyi, farklı dünyalardan insanlarla bir araya gelerek muhabbet etmeyi ve onlara bir şeyler öğretmeyi sınırlayan bir faktör.
Gassallık ve imamlık
Mütevekkil gassallık mesleğinde uzmanlaşmasına rağmen, ölünün cenaze namazını da kılıyor. O, imamlık ile ölü yıkamanın birbirinden ayrı olduğu algısına karşı duruyor.
Şeyh ayrıca talep halinde resmi olarak evli olanlar arasında dini esaslara göre bir akit isteyenlere imam nikâhı da kıyıyor.
Çoğu din adamının yaptığı bu görevlerin yanı sıra, toplumda evlilik müessesinin yürümesine de kendi çapında katkıda bulan Şeyh Mütevekkil, talep eden genç kızlara damat adayı veya evlenmeyi isteyen genç erkeklere eş bulmalarına yardımcı olmaya çalışıyor.
Ancak Şeyh Mütevekkil, icra ettiği ikinci görevi yani gençlerin yuva kurmasına ön ayak olma işini, birincil görevi olan din hizmetleri gibi açıktan yürütmüyor. Sözgelimi gassallık için hazırlattığı iletişim kartları gibi evlenmek isteyenler için reklam kartları basmak veya gassallık bürosu gibi evlendirme bürosu açmak gibi bir icraatı olmamış.
Şeyh, mesleği icabı ölülerin yakın ve akrabaları ile kurduğu iletişim sayesinde birçok insanla tanışma fırsatı bulmuş. Rahat yapısı ve yüzünden eksik olmayan tebessümü bu süreçte kendisine bir hayli yardımcı olmuş. Gassalın tebessümü, yıkadığı ölülerin yüzüyle zıtlık arz eder ve ölü için yapılan defin işlemlerinin gerektirdiği yüz ifadesiyle çelişir.
Mütevekkil’in gassallık mesleğine ilk adımı
Mütevekkil 18 yaşında bir akrabasının vefatı üzerine Lübnan’ın güneyindeki Cezin ilçesine bağlı Urumta köyüne gider. Merhumun akrabaları definden önce ölüyü yıkayacak kimseyi bulamaz. Köyün Şeyh’i ölüyü yıkamasına yardım etmesi için cenazeye gelen gençler arasından Mütevekkil’i seçer ve beldedeki camiye götürerek bir ölünün nasıl yıkanacağını gösterir. Ölüyü öne arkaya, sağa, sola yatırarak okunacak duaları öğretir.
Şeyh, gelenler arasında sağlam bir cüsseye sahip olduğu için Mütevekkil’i seçer. Mütevekkil’i camiye götürmeden önce ölüden korkup korkmadığını sorar sorar ve şöyle ekler: “Ölü yıkamanın şartı ölülerden ve bir gün gelip bizi de bulacak olan ölümden korkmamaktır.”
Hayatın ve ölümün temizliği
Ölüyle karşı karşıya gelmek sadece ölünün kendisiyle karşılaşmaktan çok öte anlamlar taşır. Zira ölünün hareketsiz, sararmış, şişmiş ve ruhunu teslim etmiş bedeniyle karşı karşıya gelmek aynı zamanda ölümle de karşılaşmak demektir.
Ölülerin rengi giderek sararır, cildi dökülür, elmacık kemikleri belirginleşir ve cesetten dünyada benzeri olmayan bir koku yayılır. Bu nedenle ölünün kokmasını engellemek için kokulu sabunlar kullanılır.
Ceset evvela teneşirin üzerine uzatılır. Ardından sabun ve suyla yıkanır. Her azası üç defa yıkanır. Başı boyunla birlikte yıkadıktan sonra sol tarafına çevrilerek sağ omuzundan ayağının altına kadar su dökülür ardından aynı işlem sol tarafa çevrilerek yapılır.
İlk yıkamada sidr ve su birlikte kullanılır ve şu sözler kullanılır: Bu cenazeyi Yüce Allah yakınlaştırması için sidirli su ile yıkıyorum.” İkinci yıkamada, sidirle yıkanan yerler kafur ile hilallenir.
Üçüncü yıkamada ise saf su kullanılır ve şu sözlerle dua edilir: Bu cenazeyi Yüce Allah'a yakınlaştırması için saf ve temiz suyla yıkıyorum.”
Bu türden bir ölü yıkama işlemi Mütevekkil’in köyünde doğal yollarla ölenler için doğal bir prosedür.
Ancak ölüm baki olsa da ölümün çeşitleri artık farklılaştı. Sözgelimi meydana gelen bir trafik kazasında hayatını kaybedenler, binaların üst katından atlayanlar, elektrik akımına yakalananlar, silah veya roketlerin hedefi haline gelen kurbanların cesetleri her zaman tek parça olarak kurtulamayabilir.
Bu tür cesetleri teneşir üzerinde bulan gassalların yeni yöntemlere başvurması gerektiği açıktır.
Gövdesi yara içinde kalmış, kemikleri kırılmış veya tamamen ezilmiş olan cesetlerin azaları teneşir üzerinde uzatılıp suyla yıkanamayacağı malum. Gassal bu durumlarda cesetteki yaraları dikmesi veya bütün cesedi kirletmesini önlemek için kanamanın olduğu kısmın üzerini bir parça naylonla örtmek zorunda kalabilir. Ya da cesedi sıcak suyla yıkaması, eklemlerini ve bacaklarına masaj yapması gerekebilir.
Şeyh Mütevekkil, gassalın bu işi yapmak için bir diploma veya üniversite eğitimine ihtiyacı olmayacağını ancak başkalarının hayatına saygı duyacak bir vicdanı ve Allah’a imanı olması gerektiğine dikkat çekti.
Gassallık mesleği içerisinde de sahtekârlığa tevessül eden yok değil. Gassal bazen işini tam olarak yapmıyor veya cesedi yıkamadan naylona sarıp kefenleyebiliyor.
Ölülere artık hürmet edilmediğinden yakınan Şeyh Mütevekkil, “zaman değişti ve yer değiştirdi” diyor ve ekliyor: “Vefat edenlerin aileleri, sanki ölüden kurtulmaya çalışıyor gibi. Kanaatimce cenazelerdeki insanların ölülerin üzerine ağlaması üzüldüklerinden değil. Bilakis definden sonra üzerinde tartışabilecekleri değerli bir miras bırakılmadığı için ağladıklarını düşünüyorum. Biri tencereleri, biri kanepeleri öbürü de televizyonu alacak. Artık zenginlerin neden ölüleri için ağlamadıklarını öğrenmiş oldun. Zenginlerin ölümü, uzun zaman boyunca kabre girmesini bekleyen mirasçıları için neşedir.”
Ölen kişinin ailesi artık ölüsünü gasilhaneye getiriyor. Bu yüzden gassallık da diğer reklam gerektiren meslekler gibi reklam isteyen bir mesleğe dönüştü.
Bu nedenle Şey Mütevekkil iletişim bilgilerinin yer aldığı kartlar bastırmış. Kartın alt kısmında şu ibareler yer alıyor: “Şehit ve alimler gasilhanesi. Kadınlar için kadın gassalımız mevcut. Mezar başında hatim ve dua okunur. Necef ve Kerbela’ya cenaze taşıyacak ambulanslar mevcuttur”
Ölü yıkamanın ücreti hakkında belirli bir miktar bulunmuyor. Bu daha ziyade ölünün ailesinin takdirine bırakılıyor. Ama en azından ölüyü yıkama ve kefenlenmesi sırasında kullanılan malzemelerin masraflarından daha az bir miktar olmuyor. 100 bin Lübnan lirası veya 100 dolar arasında değişen rakamlar söz konusu.
Necef ve Kerbela’ya getirilen cenazeler
Kabir azabıyla ilgili hikayeler okuyan veya onu dinleyen peygamberden veya onu kurtaracak bir imamdan şefaat istemelidir. Özellikle hayatı boyunca İslam öğretilerine aykırı yaşamış ve son nefesini vermeden önce tövbe eden kimselerin şefaat talep etmesi elzemdir.
Bu şekilde son nefesinde tövbe eden zengin kimseler Necef’teki “Vadi es-Selam”a gömülmek isterler.
Bu şekilde tövbe edenler bir evliyanın veya imamın yanına gömülmesiyle çekeceği azaptan kurtulacağına inanırlar. Bu nedenle Şeyh Mütevekkilin de aralarında olduğu bazı gassallar bunu talep edenler için ölüyü Beyrut’tan naklederek Vadi es-Selam’a gömüyor.
Böyle bir nakil işleminin ücreti on bin doların üstüne çıkabiliyor. Elbette bu paranın hepsi gassalın cebine girmiyor. Ölünün Irak topraklarına girişini sağlayabilmek için bu paradan yaklaşık 4 bin dolar Lübnan’daki Irak Büyükelçiliği’ne ayrılıyor. Maliyetin yarısı da uçak veya ambulans taşımasına gidiyor. Geriye kalan da Vadi es-Selam’da cenaze namazını kıldıran imam ve defin işlemlerine ayrılıyor. Cenazenin peygamberlerin, İmam Ali’nin türbesi ve ondan sonra gelenlerin mezarlarına yakın veya uzak olmasına göre fiyatlar değişiyor.
*Lübnanlı Gazeteci ve Şair Fidel Speety’in Independent Arabia’da yayınlanan analizi



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.