NASA, 73 ışık yılı uzaklıkta yeni gezegenler keşfetti

TOI-270 sisteminin parçası olan gizemli gezegenler “kayıp halkayı” tamamlıyor (Daily Mail)
TOI-270 sisteminin parçası olan gizemli gezegenler “kayıp halkayı” tamamlıyor (Daily Mail)
TT

NASA, 73 ışık yılı uzaklıkta yeni gezegenler keşfetti

TOI-270 sisteminin parçası olan gizemli gezegenler “kayıp halkayı” tamamlıyor (Daily Mail)
TOI-270 sisteminin parçası olan gizemli gezegenler “kayıp halkayı” tamamlıyor (Daily Mail)

NASA içlerinden biri Güneş Sistemimizdekilere hiç benzemeyen üç yeni gezegen keşfetti.
Bilim insanlarına göre TOI-270 sisteminin parçası olan gizemli gezegenler “kayıp halkayı” tamamlıyor ve bu, yabancı dünyaları arayan araştırmacılar için bir müjde olabilir.
Daily Mail gazetesinde yer alan habere göre, bu üç gezegen yalnızca 73 ışık yılı uzaklıktaki bir yıldızın yörüngesinde dönüyor. Bu onları şimdiye kadar keşfedilmiş en yakın ve en küçük ötegezegenler yapıyor.
Keşfi yapan araştırmacılar Nasa’nın Geçiş Halindeki Ötegezegen Araştırma Uydusu’nu (TESS) kullandı. Evrende dünya dışı yaşam barındırabilecek yıldız ve gezegenleri tarayan uydu, 2018’de uzaya fırlatılmıştı.
TOI-270’in yörüngesinde gezegenimizden biraz büyük kayalık bir Dev Dünya ile yine biraz daha geniş olan iki gaz gezegen bulunuyor. Bu onları Dünya veya Mars gibi daha küçük kayalık gezegenler ile Satürn ve Jüpiter gibi daha büyük gaz gezegenler arasında bulunduğu için “kayıp halka” yapıyor.
Araştırmacılar bu yıldız sistemini kullanarak bu boyuttaki gezegenlerin neden bu kadar az görüldüğü ve aynı zamanda Güneş sistemimizdeki kayaç ve gaz gezegenlerin nasıl bir arada bulunduğu sorularını cevaplamayı umuyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) araştırmanın başındaki isim Maximilian Gunther şunları söyledi: 
TOI-270 yakında bize Dünya benzeri kayalık gezegenlerle gazın egemen olduğu mini-Neptünler  arasındaki “kayıp halkayı” araştırma imkanı verecek çünkü burada tüm bu türler aynı sistem içerisinde bulunuyor.
Dünya benzeri ötegezegenin yanı sıra gezegenimizin iki katından biraz daha büyük boyutta iki gaz gezegen bulunuyor. Bunlardan yıldıza en uzak olanının Dünya dışı yaşamı destekleyebilecek sıcaklık aralığında bulunduğu düşünülmüştü. Ancak tahmin edilenden çok daha kalın ve yoğun atmosferi, çok fazla ısı hapsediyor ve yüzeyi de muhtemelen çok sıcak.   
Bilim insanları görece yakın olan bu dünyalar hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyor. Bu sistemdeki yıldız, yakın olması ve böyle sıra dışı dünyalara ev sahipliği yapmasının yanı sıra, alışılmadık derecede parlak. Üstelik bazen gözlem yapmayı engelleyebilen patlamalar veya fırtınalar da bulunmuyor.
Gunther konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
TOI-270 ötegezegen bilimi için gerçek bir Disneyland ve TESS’in keşfetmeyi amaçladığı başlıca sistemlerden biri. Sadece tek bir sebepten değil pek çok açıdan olağanüstü bir laboratuvar, gerçekten her derde deva.
Araştırmacılar bu yıldız sisteminde keşfedilmeyi bekleyen başka gezegenler de olabileceğini belirtiyor.
Keşfi yapan araştırmacılara göre gezegenler tek başlarına da yeterince ilgi çekici olmakla birlikte aynı zamanda birbirlerine “yörüngesel rezonansla” bağlılar. Bu yörüngelerinin tam sayı katlarında aynı çizgide sıralandıkları anlamına geliyor ve bu da birbirleriyle “rezonansta” olmaları demek.
Gunther sözlerine bunu şöyle açıkladı:
TOI-270’deki bu gezegenler ipteki boncuklar gibi hizaya geliyorlar. Bu epey ilgi çekici bir şey çünkü bizi dinamik davranışlarını araştırmaya sevk ediyor. Eğer daha fazla gezegen varsa genellikle bir sonrakinin daha ötede bir yerlerde, başka bir tam sayının katı olmasını beklersiniz.
Daha önce gezegenleri “rezonans” biçiminde sıralanan başka yıldız sistemleri de keşfedilmişti. Bizim sistemimizdeyse Jüpiter’in uyduları bu ilginç yolla sıralanıyor.



Cep telefonu deneyinin sonuçları bilim insanlarını şaşırttı

Fotoğraf: Unplash
Fotoğraf: Unplash
TT

Cep telefonu deneyinin sonuçları bilim insanlarını şaşırttı

Fotoğraf: Unplash
Fotoğraf: Unplash

Araştırmacılar, işyerinde akıllı telefonunuzu kenara koymanın ertelemeyi durdurmak için yeterince iyi bir strateji olmayabileceğini söyledi.

Akıllı telefon erişiminin sınırlandırılması kullanımın azalmasına sağlasa da yakın zamanda yapılan çalışmada, katılımcıların sadece odaklarını farklı bir cihaza kaydırdığı tespit edildi.

Londra Ekonomi Okulu'ndan araştırmacı Dr. Maxi Heitmayer yaptığı açıklamada, "Bu çalışma, akıllı telefonu bir kenara bırakmanın işin bölünmesini ve ertelemeyi azaltmak ya da odaklanmayı artırmak için yeterli olmayabileceğini gösteriyor" dedi.

Sorun cihazın kendisinden değil, cihazlarımızla geliştirdiğimiz alışkanlık ve rutinlerden kaynaklanıyor.

Heitmayer, Frontiers in Computer Science adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın yazarı.

Bu küçük deneyde Londra'da yaşayan, çalışan ya da okuyan 22 katılımcı yer aldı. Çoğunluğu kendini kadın olarak tanımlıyordu ve yaşları 22'yle 31 arasındaydı.

Katılımcılardan iki gün boyunca özel, ses geçirmez odada çalışmaları ve normalde iş için yanlarında bulundurdukları cihazları getirmeleri istendi. Özellikle, bildirim ayarlarında herhangi bir değişiklik yapmadılar.

Deneylerden birinde telefonlar doğrudan katılımcıların masasına yerleştirildi. Bir diğerindeyse telefon, yaklaşık 1,5 metre uzaklıktaki ayrı bir masaya yerleştirildi. Telefon daha uzakta olduğunda, araştırmacılar daha az kullanıldığını ancak dikkatin daha yakındaki dizüstü bilgisayara kaydığını tespit etti.

Heitmayer, "Bu sizin sevdiklerinizle ve işinizle olan bağlantınız. Navigasyon sisteminiz, çalar saatiniz, müzik çalarınız ve bilgi kaynağınız. Beklendiği üzere kişiler, her şeyi yapan araca yöneliyor" dedi.

Net amacınız olmasa bile, sosyal medya hesaplarınızı içerdiğini ve eğlence sağlayabileceğini biliyorsunuz.

Kişilerin işin bölünmesinin önüne geçmek için yapabileceği şeyler var. Bildirimlerini belirli zamanlarda gelecek şekilde ayarlayabilirler. Telefonlarını sessize alabilirler.

Ancak özellikle sosyal medya uygulamalarının cazibesinden ötürü çekim gücü epey yüksek. Reviews.org'un 2023'teki araştırmasına göre, Amerikalıların yüzde 40'ından fazlası telefonlarına bağımlı olduğunu kabul ediyor.

Heitmayer, "Telefonlarımızı kullanırken her birimizin verdiği ve hiç adil olmayan bir savaş var" diye açıkladı.

Telefonların içinde bulunan ve en çok dikkat çeken şeyler, onları kullanma isteğimize karşı koyamamamızdan büyük kazanç sağlayan büyük şirketler tarafından geliştiriliyor. Tüm bunlar kelimenin tam anlamıyla bile bile yapılıyor.

Independent Türkçe