Kurban bayramı öncesi kredi kullanma talepleri arttı

Kurban bayramı öncesi kredi kullanma talepleri arttı
TT

Kurban bayramı öncesi kredi kullanma talepleri arttı

Kurban bayramı öncesi kredi kullanma talepleri arttı

Bankaların tüketici kredisi faiz oranları, ortalama yüzde 1,70 bandına indi. Kredi faizlerinde yaşanan bu düşüşle birlikte tüketicilerin kredi talepleri de artmaya başladı. Kredilerin internet ortamındaki aranma hacmi son bir aylık döneme göre yüzde 63 artış gösterdi. 
Yaklaşan bayram öncesi faiz oranlarındaki olumlu değişim, kredi kullanma oranlarındaki ivmeyi arttırdı. Özellikle Kurban Bayramı’nda vatandaşların tüm alımlarında ve tatil ihtiyaçlarında kullanmak üzere oluşturacakları bütçelerde doğan para ihtiyacı, Merkez Bankası’nın açıkladığı yeni faiz indirimi ve beklenen yeni düzenlemeler ile kredi başvurularını artırdı. 
Kredilerin internet ortamındaki aranma hacmi yüzde 63 arttı 
Merkez Bankası, 25 Temmuz’da gerçekleşen Para Politikaları Toplantısında politika faizini 425 baz puan düşürerek yüzde 19,75’e çekti. Enflasyondaki düşüş eğilimiyle birlikte finansal koşulların kısmen iyileşmeye başladığını öngören Merkez Bankası, küresel ekonominin zayıflaması ve gelişmiş ülkelerdeki olası genişleyici para politikası adımları beklentisiyle birlikte ciddi bir faiz indirimi gerçekleştirdi. Ekonomideki birçok dinamiği yakından etkileyecek bu indirim sonrasında piyasaların tepkisi merak edilirken, faiz indirimi beklentisiyle son haftalarda düşüş eğilimine girmiş olan kredi faiz oranları aşağı yönlü hareketine devam etti. Bankaların tüketici kredisi faiz oranları, son dönemde ortalama yüzde 1,70 seviyelerine indi. Kredi faizlerinde yaşanan bu düşüşle birlikte tüketicilerin kredi talepleri de artmaya başladı. Kredilerin internet ortamındaki aranma hacmi son bir aylık döneme göre yüzde 63 artış gösterdi. 
Geçtiğimiz üç ayla karşılaştırınca tüketici ne kadar kârda? 
Kredi uzmanı Oray Durmazoğlu, kredi faiz oranlarının düşmesinin tüketicilere daha uygun koşullarda nakit bulma kolaylığı sağladığını belirterek, “Bankaların son dönemdeki faiz oranlarını karşılaştırdığımızda birçok bankadan kredi almak önceki döneme göre bugün daha kârlı. En çok tercih edilen kredi vade ve tutarı olan 36 ay vadeli 15 bin TL kredide, faiz indirimi öncesi döneme göre tüketiciler ortalama 3 bin TL daha az geri ödeme yapacak. Aynı tutar ve vadede aylık taksit tutarları da ortalama 100 TL düşmüş durumda. Mart ayında tüketici kredilerinde maksimum vadenin 60 aya çıkarılmasıyla birlikte tüketiciler daha az aylık taksitle kredi alabilmeye başlamıştı. Özellikle 60 ay vadede kredi faiz oranları diğer vadelere göre nispeten daha düşük durumda” şeklinde bilgi verdi. 
"Tüketici kredilerinde yeniden yapılandırma fırsatı" 
Kredi faiz oranlarında yaşanan düşüşle birlikte tüketiciler nispeten daha yüksek faiz oranlarından çekmiş olduğu kredileri tekrar yapılandırma yoluna gitme şansını yakalıyor. Hangikredi.com CEO’su Oray Durmazoğlu’nun konuyla ilgili açıklaması şu şekilde: 
“Kredilerde yaşanan faiz indirimiyle birlikte tüketicilerin kredi taleplerinde de ciddi bir artış görüyoruz. Bunun yanında özellikle faizlerin daha yüksek olduğu dönemde kredi çekmiş müşterilerimiz faiz indirimiyle birlikte refinansman/yeniden yapılandırma şansı yakalıyor. Tüketicilerimiz mevcut bankalarıyla ya da farklı bankalarla vade ve faiz oranlarını değiştirerek daha uygun koşullarda ödemelerine devam edebiliyor. Vatandaşın ihtiyaçlarına en uygun ve hızlı karar verebilmesinin temel yolu en kıymetli şey olan zamanı iyi değerlendirmek” 
“Ramazan Bayramı’na göre bu bayram faiz oranları daha düşük” 
Durmazoğlu, Ramazan Bayramı’na göre bu bayramda faiz oranlarının daha düşük seviyede olduğunu dile getirerek, “Bir ihtiyaç kredisi ürünü olan bayram kredisinde de geçen bayrama göre daha avantajlı faiz oranları söz konusu. Bankaların kredi faiz oranlarında indirime gitmesiyle bayrama özel hazırlanan ve daha avantajlı faiz oranlarına sahip olan bayram kredileri de daha düşük oranlarla sunulmaya başlandı. Tüketicilerin bayramda artan ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini hedefleyen bayram kredileri Ramazan Bayramı ile karşılaştırınca şu an daha avantajlı” şeklinde konuştu. 



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal