Hamza bin Ladin'in kuşkulu ölümü ve Washington'un sessizliği

El Kâide lideri Usame bin Ladin’in Mayıs 2011’de öldürüldüğü yer (Getty)- Hamza bin Ladin çerçeve içerisinde (EPA)
El Kâide lideri Usame bin Ladin’in Mayıs 2011’de öldürüldüğü yer (Getty)- Hamza bin Ladin çerçeve içerisinde (EPA)
TT

Hamza bin Ladin'in kuşkulu ölümü ve Washington'un sessizliği

El Kâide lideri Usame bin Ladin’in Mayıs 2011’de öldürüldüğü yer (Getty)- Hamza bin Ladin çerçeve içerisinde (EPA)
El Kâide lideri Usame bin Ladin’in Mayıs 2011’de öldürüldüğü yer (Getty)- Hamza bin Ladin çerçeve içerisinde (EPA)

NBC televizyon kanalı, geçen çarşamba günü tarih ve mekan belirtmeden El Kâide örgütü liderinin oğlu Hamza bin Ladin’in, öldürüldüğünü açıkladı. ABD medya organları da haberi yayınlarken, The New York Times (NYT) gazetesi, ABD’nin de “Hamza bin Ladin’in öldürüldüğü süreçte rol oynadığını” belirtti. Ancak daha fazla ayrıntıya yer verilmedi. NBC veya NYT, Hamza’nın öldürülmesine dair tarih, yer ve koşullar hususunda ayrıntıya sahip değil. Ancak son iki yıl içerisinde öldürüldüğüne dikkat çekildi.
CNN terör uzmanı Paul Cruickshank, oğul Ladin'in ölüm haberinin El Kâide’yi takip ve analiz eden araştırmacılar açısından şaşırtıcı  olduğunu belirterek, “Hamza bin Ladin, aylar önce ölmüş olsaydı, El Kâide’nin bir tür yas faaliyeti düzenlemesi beklenirdi. Bunu yapmamış olmaları, Hamza’nın örgüt içindeki statüsünden dolayı olağandışı” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı Donald Trump ve üst düzey yetkililer de söz konusu habere dair açıklamada bulunmamayı tercih etti. Basın mensuplarının bu yöndeki sorularına da Trump’tan “Yorum yapmak istemiyorum” yanıtı geldi.
Bu çerçevede İngiltere’nin başkenti Londra’daki İslamcılar, çocukluğundan bu yana babasının yolunu takip eden ve terör örgütünün önde gelen liderleri arasında anılan Hamza bin Ladin'in öldürülmesine dair çeşitli sorular gündeme getirdi.
İran'dan ayrılan tüm El Kâide yöneticileri öldürüldü
Radikal bir lider de Şarku’l Avsat’a, “ABD basınında çıkan haberlere göre Hamza bin Ladin’in iki yıl içerisinde öldüğüne, üyelerinden biri öldüğünde bunu ilan eden El Kâide’nin suskunluğu ortasında inanmak zor” açıklamasında bulundu.
Örgüt kaynaklarının Şarku’l Avsat’a aktardığına göre ise, 2009 yılında ABD’nin insansız hava aracıyla öldürülen eski El Kâide liderinin oğlu Saad bin Ladin gibi örgüt liderlerinden İran’dan ayrılıp Pakistan’a giden herkes öldürüldü. Bilimsel kaynaklar da “İranlıların, kendilerinden ayrılan herkesin vücuduna izleme cihazı koydukları açık. Hamza ve erkek kardeşi Saad’a, İran’da yıllarda ev hapsinde tutulmaları sonrasında Pakistan sınırı aracılığıyla topraklarını terk etmeleri için baskı yaptılar. İzleme cihazları tarafından tespit edildiler ve ABD’lilerle anlaşmalar karşılığında pozisyonlarını açıkladılar” dedi.
Saad bin Ladin, Temmuz 2009’da Pakistan’da ABD’nin düzenlediği bir füze saldırısında öldürülmüştü. ABD kaynakları, Saad’ın bir insansız hava aracı tarafından ateşlenen füze tarafından öldürüldüğünü belirtti.
Bin Ladin, 2011 yılında öldürüldükten sonra Şarku’l Avsat tarafından yayınlanan Abbottabad’dan özel belge ve mektuplarının birinde, Abbottabad’dan taşınmadan önce eşlerinden birinin (Hayriye Sabir) İran’da bir diş hekimine gitmesi hususunda endişelerine yer verdi. Öyle ki ABD İstihbarat Merkezi’nin (CIA) diş dolgusu sırasında takip çipi yerleştirmiş olabileceği korkusunu belirtti. Mektupta ayrıca, eşinden okuduktan sonra mektubu imha etmesini de istedi.
Bir başka mektupta da El Kâide’nin eski lideri Bin Ladin, El Kâide’nin kaçırdığı kişileri kurtarmak için ödenen fidyelere yerleştirilebilecek takip cihazı hakkında da uyarı yapıyor.
NBC televizyonu, yetkililerin Hamza bin Ladin’in nerede ve ne zaman öldürüldüğüne, olayda ABD kuvvetlerinin veya istihbaratının rolü olup olmadığına dair ayrıntı vermeyeceğini belirtti. Bu çerçevede bilgi ve resmi yorum eksikliği, giderek daha büyük bir tehdit olarak görülen eski El Kâide liderinin oğlunun öldürülmesiyle ilgili şüphelerin artmasına yol açtı.
Başına 1 Milyon Dolar ödül konmuştu
ABD Dışişleri Bakanlığı, bu yılın başlarında, El Kâide örgütü içerisinde yükselen bir lider olarak nitelediği Hamza bin Ladin’in, 2015 yılından bu yana örgüt militanlarını ABD üslerine saldırmaya teşvik etmekle ve 2011 yılında öldürülen babasının intikamı almaya çalışmakla suçlayarak, Hamza’nın yakalanması için 1 milyon dolarlık ödül koymuştu. Uzmanlar, Hamza’nın El Kâide’de babasının yerine geçecek muhtemel bir lider olduğunu belirtti.
Yetkililer ise, operasyonun ve öldürme koşullarının ayrıntılarına dair yorum yapmayı reddederken, operasyonun hassas ve istihbarat bilgisi içerikli olduğunu ifade etmekle yetindi. Bazı yetkililer de Hamza bin Ladin’in öldürülmesini, yıllardır büyük çapta saldırı gerçekleştiremeyen El Kâide örgütünden gelen tehditleri ortadan kaldırmak için ABD hükümeti açısından sembolik bir zafer olarak niteledi.
Eski bir FBI çalışanı olan Ali Soufan, El Kâide hakkında, özellikle de Usame bin Ladin’in oğlu Hamza bin Ladin hakkında yoğun şekilde yazı yazan ve rapor sunan bir ajanın, örgüt liderlerinden birinin ölümünü ilan etmemesinin olağandışı olduğunu vurguladı. Soufan, “ABD hükümetinin değerlendirmesi doğruysa bu, El Kâide’nin ikinci bir nesle geçme planını imha etmek anlamına geliyor” dedi.
Ali Soufan, NYT’ye yaptığı açıklamada, diğer El Kâide liderinin aksine Hamza bin Ladin’in aleni konuşmalarında DEAŞ’ı eleştirmediğini, bunun da El Kâide’yi takip eden ve aynı ideolojiyi paylaşan DEAŞ üyeleri tarafından bir lider olarak kabul edilme ihtimali çerçevesinde bir taktik olduğunu ifade etti. Soufan, ancak DEAŞ üyelerinin daha sonra kontrolden çıktıklarına dikkati çekti.
Usame bin Ladin’in, 2011 yılında Pakistan’ın Abbottabad şehrindeki evine düzenlenen bir saldırıda ölmesinin ardından üst düzey iki yardımcısı, Hamza bin Ladin’i liderlik rolü için hazırlamaya başladı. Hamza, söz konusu yardımcıların birisinin kızıyla evlendi ve babasının ölümünün intikamını almaya yemin etti. Hamza, Ağustos 2015’te örgütün sözcüsü olarak sunuldu. O dönemde, “örgütün hedefini omuzlarında taşıyan bir aslan yavrusu” olarak nitelendi.
Hamza’nın aylarca yazdığı mektuplar sansürlendi; ancak geçen mayıs ayında yayınlanan ve kendisine atfedilen bir makale mevcut. Terör örgütlerini takip eden ve SITE İstihbarat Grubu’na göre El Kâide, Aralık 2017’de bir mesaj yayınladı. Mesajda Hamza, 12 yaşındaki oğlunun öldürüldüğünü belirtti. Mesaj, ölüm koşullarına değinmedi. Bu çerçevede çocuğun, babasına yapılan saldırılarda ölmüş olabileceğine dikkati çekiliyor.
Demokrasileri Savunma Vakfı'nda (FDD) üst düzey bir yetkili olan Thomas Jocelyn de Hamza’nın muhtemelen Pakistan-Afganistan sınırında faaliyet gösterdiğini belirtti. Jocelyn, örgütü yönetecek bir sonraki isim olduğu düşüncesi şüpheli olsa da hem Taliban’la ilişkiler açısından hem de örgütün sözcüsü olarak önemli bir rol üstlendiğini ifade etti. Jocelyn, “Onu bir gün lider olmaya hazırlıyorlardı. Ancak şu anki varis o değil” şeklinde konuştu. “Usame bin Ladin” kitabının yazarlarından Jean Sasson ise El Kâide’nin kurucusu Bin Ladin’in, örgüt için Hamza ismini kullandığını ve onu örgütün yüzü yapmak için manevra yaptığını belirtti.
Hamza, El Kâide liderinin bilinen 23 oğlundan 15’incisi. Usame bin Ladin’in, oğlu Hamza’ya güveni tamdı ve El Kâide liderinin 2011 yılında öldürülmesi sonrasında CIA tarafından açıklanan Abbottabad belgelerine göre onu, halef olarak seçmişti. Hamza, 1980 yılının ikinci yarısında doğdu. Dışişleri Bakanlığı verileri, doğum tarihinin 1986- 1989 yılları arasında olduğunu ifade ediyor. Usame bin Ladin’in Hayriye Sabir’den olan oğlu, babasının 2011 yılında ABD özel kuvvetleri tarafından öldürüldüğü şehir olan Pakistan’ın Abbottabad şehrinde yaşadı.
Hamza, 11 Eylül 2001 tarihi öncesinde babasına Afganistan’da eşlik etti. Orada, silah kullanımını öğrendi. İnternet üzerinde yayınlanan videolarda “Haçlı” olarak nitelediği ABD’yi ve Yahudileri kınadı. Usame bin Ladin tarafından planlanan 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından Hamza, babasından ayrıldı ve İran’ın üst düzey istihbarat ve askeri yetkililerin himayesinde birkaç yıl İran’da diğer akrabalarının yanında yaşadı.



Yeni ankete göre Kamala Harris, Trump'a karşı en iyi adaydı

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde yenilmiş olsa da yeni anket, onun Donald Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor (AFP)
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde yenilmiş olsa da yeni anket, onun Donald Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor (AFP)
TT

Yeni ankete göre Kamala Harris, Trump'a karşı en iyi adaydı

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde yenilmiş olsa da yeni anket, onun Donald Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor (AFP)
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde yenilmiş olsa da yeni anket, onun Donald Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor (AFP)

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde Donald Trump'ı yenememiş olsa da yakın zamanda yapılan anket, onun Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor.

Say24/YouGov'un 5 bin 136 kayıtlı seçmenle yaptığı ankete katılanların yüzde 46'sı Harris'e oy verdiğini söyledi. Trump, Seçiciler Kurulu'nu kolayca kazandığı için bu oran Harris'in Beyaz Saray'ı kazanmasına yeterli değildi. Ancak anket, Harris'in Cumhuriyetçi aday Trump'a karşı diğer olası Demokrat adaylardan daha yüksek bir oy oranına sahip olduğunu açığa çıkardı.

Harris'in mağlubiyetinin ardından bazı Demokratlar, onun performansından Biden'ın adaylıktan geç çekilmesini sorumlu tutmuştu. Partinin kapsamlı bir ön seçim yaparak Trump'a karşı daha farklı bir aday seçmesi gerektiğini söylemişlerdi.

Anket, Biden'ın yarışta kalması halinde Trump yerine ona oy vereceğini söyleyenlerin, Harris'e oy veren yüzde 46'nın çok gerisinde kalarak yalnızca yüzde 41 olduğunu ortaya koydu.

Ayrıca Harris'in geride bıraktığı tek aday Biden değildi.

Aday Pensilvanya Valisi Josh Shapiro olsaydı ankete katılanların yalnızca yüzde 37'si ona oy vereceğini, yüzde 6'sı da hiç oy kullanmayacağını söyledi.

Katılanların yüzde 44'ü Trump'a oy vereceğini belirtirken yüzde 10'u kime oy vereceğinden emin olmadığını söyledi.

Harris'in başkan yardımcısı adayı olabileceği söylenen Shapiro, Demokrat Parti'de bir lider olarak öne çıkıyor. Ancak Birleşik Devletler'in çoğunluğu kendisini pek tanımıyor.

Michigan Valisi Gretchen Whitmer'la Trump arasında varsayımsal bir eşleşme durumunda, katılımcıların yüzde 38'i Whitmer'a oy vereceğini söylerken yüzde 48'i yine Trump'ı seçeceğini belirtti.

Bu durumda daha az katılımcı kime oy vereceğinden emin olmadığını söyledi, bu da Whitmer'ın adının biraz daha bilindiğini gösteriyor.

Varsayımsal eşleşmenin analizi, Whitmer'ın, üniversite eğitimli genç seçmenler arasında en iyi performansı sergilediğini tespit etti. Shapiro'yla karşılaştırıldığında Whitmer siyah ve Hispanik seçmenler ve küçük bir farkla kadınlar arasında da daha iyi sonuçlara sahipti.

Ancak Whitmer ve Shapiro'nun rakamları yine de Harris'in çok gerisinde, bu da gösteriyor ki Demokratik aday kim olursa olsun, Trump'ı yenmekte zorlanacaktı.
 

rtrhyjuk
Michigan Valisi Gretchen Whitmer, 2028'de başkanlık için olası bir aday gibi görülüyor, ancak ankete göre Whitmer, Trump'a karşı iyi bir performans sergilemezdi (AP)

Demokratların halihazırda Biden'a yarıştan çekilmesi için baskı yapmasının sebebi, ilk başkanlık münazarasının ardından düşen anket rakamlarıydı. Harris, yeni bir Biden yönetimine şüpheyle yaklaşan seçmenleri geri kazanmak ve daha geniş bir yurttaş kitlesine erişmek umuduyla Biden'ın yerine geçmişti.
 

gbrn
Pensilvanya Valisi Josh Shapiro'nun, Harris'in başkan yardımcısı adayı olarak değerlendirildiği bildirilmişti. Anket, aday olsaydı Shapiro'nun da 2024'te Trump'a karşı zayıf bir performans sergileyeceğini belirtti (Reuters)

Demokratlar Harris'in kampanyasının başkanlığı kazandıracağına dair umutluydu ancak birçok kişi yüksek enflasyon, karşılanamayan konut fiyatları, artan göç ve yurtdışında tırmanan gerilim sebebiyle ülkenin büyük bir kısmının ne kadar hoşnutsuz olduğunu hafife almıştı.

Kimileri başkanlığı kaybedilmesinde Harris'i günah keçisi ilan etmeye çalışsa da son anket, seçmenleri Demokrat Parti'de kalmaya ikna etmek için olağanüstü bir aday gerektiğini gösteriyor.

Liberallerin 2028'de yeniden Beyaz Saray'a ulaşma fırsatı olacak ve ilk anketler Harris'in yarışta hâlâ adaylık için güçlü bir temeli olduğuna işaret ediyor.
Independent Türkçe