Geçmişten günümüze Lübnan'ın düğün gelenekleri

Lübnanlı bir gelin, ailesinin evinden ayrılırken (AFP)
Lübnanlı bir gelin, ailesinin evinden ayrılırken (AFP)
TT

Geçmişten günümüze Lübnan'ın düğün gelenekleri

Lübnanlı bir gelin, ailesinin evinden ayrılırken (AFP)
Lübnanlı bir gelin, ailesinin evinden ayrılırken (AFP)

Yıllar geçerken geleneksel düğün ritüelleri unutulmaya başladı. Ancak hala geleneklerine bağlılık gösteren bazı bölge ve köylerde bazı ritüellerin devam ettiği de doğru. Ancak kendi miras ve geleneklerimizden uzak olmalarına rağmen çeşitli modern ritüeller bugün daha popüler hale gelerek yerlerini aldı.
Öte yandan bazı modern düğünlerin de modern dokunuşların yapıldığı geleneksel ritüellerle dekore edilerek, özel ve kendine özgü bir doğaya sahip olduğu açık.
Düğünler
Birkaç yıl boyunca genel olarak benzer düğünlerde niteliksel bir değişime tanık olduk. En önemlisi olarak, ecdadlarımızın hatıralarında derinleşmiş geleneklere hakim olan bazı unsurlardan vazgeçildi. Lübnan mirasının bir parçasını oluşturan bu ritüeller, yeni bir modernite dalgası tarafından ortadan kalktı.
Bugünün düğünleri, köklerini koruma ile Batı’yı temsil etmek ve zamana ayak uydurmak arzusu arasında savaşan Lübnanlılar tarafından giyilen modern bir elbise oldu. Bu durum, bazı düğünlerde zaman zaman mirasımız olarak bildiğimiz bazı geleneksel ritüellerin benimsenmesinde de netlik gösterdi. Bununla birlikte bazı uzak köyler, düğünlerde Lübnan gelenek ve göreneklerinden arta kalanlara bağlı kalmayı sürdürüyor.
Çeyiz
Independent Arabia’dan Carine Eliane’a konuşan Lübnan Arap Bilimleri Tarihi Derneği Başkanı Joseph Eliane, düğünlere dair geleneklere değinirken, önceden özenle hazırlanmış ve değerli bir tahta sandığa konulmuş çeyizin, gelin ile birlikte “gelin evine” götürüldüğünü ve bu çeyizin, havlu, çarşaf, işlemeli eşarp ve tığ işi seti içerdiğini ifade etti. Joseph Eliane, bu alışkanlığın yavaş yavaş değiştiğini ve bazı alanlarda tamamen kaybolduğunu belirtti. Yetkili, bazı köylerde, çeyizin gelinin annesi, teyzesi, nişanlısının ailesi tarafından önceden hazırlanarak gelecekteki evine götürüldüğünü, bireylerin zevklerini göstermek için özenle hazırlandığını hatırlattı.
Mezara kadar…
Dr. Eliane ayrıca, dedelerin bugün hala bazı bölgelerde düğün sonrasındaki geleneği sürdürdüğünü belirterek, “Düğün sona erer. Gelin ve damat davetlilerle birlikte evlerine gider. Kadınlar şarkı söyler. Yollara çiçekle dökülür. Gelin, evine girmeden önce kayınvalidesi kendisine, kapı eşiğine yapıştırdığı maya, para, buğday tanesi ve mavi bir boncuk verir. Sonra bu evi mezara gidene kadar bırakmayacağının bir göstergesi olarak gelin yüzü arkaya dönük şekilde içeriye girer.
Eşiyle birlikte davetlilere eşlik eder. Yiyecek ve içecek ikram eder. Bazı vatandaşlar, düğünden bir hafta sonra tebrik etmek için gelinin evine gider. Genellikle, kapı eşiğine yapışmış olan maya bazı bölgelerde hala iyiye işaret eder, yeni evli çiftin yeni evlerinde bereket manasına gelir. Düğünden sonra Hristiyan bir gelinin, düğünü takip eden pazar gününe kadar herhangi bir yere çıkmaması gelenekseldir” ifadelerini kullandı.
Her bölgenin kendine özgü adetleri var
Cebel-i Lübnan’daki Balat kasabası muhtarı İlyas Musa, bölgedeki bazı köylerdeki halkın bugüne kadar düzenlediği düğünlerde görülen bazı geleneklere değindi.
Musa, “Düğüne, kiliseden davet yapmak gelenektir. Rahip, düğün tarihini açıklayıp, herkesi düğüne katılmak üzere davet eder” dedi.
İlyas Musa, “Eski düğünler, haftanın ilk günlerinde başlar, damadın isteğine göre devam ederdi. Eğer orta sınıfsa kutlamalar, bir hafta ve 10 gün arasında değişirdi. Yoksullar açısından ise eğer harcama yapacak güçleri yoksa köylüler harcama hususunda onlara yardım eder ve uygun düğün yapılırdı” şeklinde konuştu.
Zılgıt ve gözyaşı
Balat kasabası muhtarı İlyas Musa, sözlerinin devamında ise şunları söyledi.
“Günümüzde genelde olduğu gibi, gelinin ailesinin evinden ayrılışı gözyaşları eşliğinde olur. Ancak eski günlerde, evden çıkmadan önce davetlilerden para almak gelenekseldi. Bunlar, boncuklu kadife bir kesede toplanırdı ve uygun vakit geldiğinde geri ödemek için isimleri yazılırdı. Bugün bu şeyler değişti. Damadın ailesinden kadınlarla birlikte gelen kayınvalide, gelin tarafından davetlilerin önünde geline altın veya elmas bir set takımı takar.
Gelin, ailesinin evinden çıktığında kalabalık bir alay, onlara eşlik eder. Meşhur Debke folklör oyunu oynanır. Kadınlar, çiçek ve pirinçler fırlatır.
Bugün, geline büyük bir konvoy eşlik ediyor, ama gelin ve damat, çiçeklerle süslenmiş lüks bir arabada bulunuyor.
Bugüne kadar genellikle, düğünden iki gün önce damadın, gecenin ortasında ailesinden gençlerle katıldığı, genç kız ve kadınlara özel bir akşam düzenleniyor. Ancak birçok bölgede kadınların erkeklerden ayrı olduğu, ya da ikisi birlikte düzenlediği bir kutlama yapılıyor.”
“Damadın cevabı”
Geçmişte, düğünün ertesi sabah gelinin ailesinin geline çeşitli yiyecekler getirdiğini söyleyen İlyas Musa’ya göre bugün, artık bu gelenek yok. Öyle ki gelin ve damat, balayı yapmak için seyahat ederek, bir süre evlerinden uzaklaşıyor.
Musa ayrıca, “Kuzeyde damadın ailesi gelinin ailesine “damadın cevabı” olarak bilinen geleneksel bir ziyarette bulunur” dedi. Bu uygulama çerçevesinde dans edilir, debke oynanır ve genellikle geleneksel bir misafirperverlik ortaya koyulur. Damadın ailesi, kasıtlı olarak evden 3 eşyayı gizlice alır. Ardından gelinin annesi evi kontrol eder ve kayıp eşyayı tespit eder. Bu uygulama, Lübnan’ın kuzeyinde bazı köylerinde hala mevcut.
Düğünlerle ilgili çok sayıda gelenek mevcut. Bunlardan bazıları hala varlığını sürdürüyor. Geleneğimizin önemli birer parçası olarak tekrar uygulanmalarını umuyorum. Bunlar, geleneklerimizi yansıtan düğünlere özel bir tat veriyor.
Düğün takvimi
Müslümanlar arasında geleneksel olarak düğün takvimi:
Pazartesi:
Kına gecesi, hamam
Salı: Ekmek ve kibbeh nayyeh akşamı
Çarşamba: Gelinin öğle yemeği
Perşembe: Kadın ve erkek kutlama geceleri
Cuma: Nikah ve düğün
Hristiyanlar ise kutlamalara pazartesi başlarken, düğün cumartesi ve pazar günleri yapılır.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.