Bayramda İstanbul’da kalanlara alternatif eğlence rotaları

Bayramda İstanbul’da kalanlara alternatif eğlence rotaları
TT

Bayramda İstanbul’da kalanlara alternatif eğlence rotaları

Bayramda İstanbul’da kalanlara alternatif eğlence rotaları

Kurban Bayramı’nı İstanbul’da geçireceklere birbirinden farklı eğlenceli aktiviteler sunuluyor. 
Türkiye’nin perakende ve eğlence sektörünün önde gelenlerinden Viaport, Kurban Bayramı'nda İstanbul’da kalanlara, eğlencenin kapılarını açacak. 9 fonksiyonlu Viaport Marina, serinlemek isteyenleri aquapark’a, safari keyfini İstanbul’da yaşamak isteyenleri Aslan Park’a, sualtı dünyasının egzotik canlılarıyla derinlere dalmayı isteyenleri Timsah Park’a, adrenalin tutkunlarını ise Korsan Adası Tema Park’a davet ediyor. Ayrıca eğlence imkanları arasında sinema, bowling ve eğlence merkezi de bulunuyor. 
Marina Aquapark’ta adrenalin zirve yapıyor 
Viaport Marina’da bu yıl kapılarını açan 17 su kaydırağı, özel temalı interaktif çocuk grubu, sprey park ve dalga havuzu bulunan park, İstanbul’un en büyük aquapark’ı olarak hizmet veren Marina Aquapark, içerisinde konumlanan, Avrupa’nın en yüksek kaydırağı olan Looping Rocket, adrenalin isteyenlere de 24,5 metre yüksekliğinden aşağı kayma keyfini yaşatıyor. Tesiste sadece çocuklara özel de 9 adet kaydırak bulunuyor. 
Korsanlar eğlenceye davet ediyor 
Viaport Marina içerisinde bulunan eğlence meydanına kurulan dev Korsan Gemisi, eğlencenin yeni giriş kapısı olarak hizmet veriyor. Geminin içerisinde bulunan korsanlara ait olan dekorlar müze keyfinde bir deneyim yaşatırken, korsan gemisinin hemen ardında bulunan dev tema park da yine bayramda eğlenmek isteyen aileleri bekliyor olacak. 2,5 saniyede 110 km hıza çıkabilen, Avrupa’nın en hızlı 5. Roller coaster’ı Red Fire’ın bulunduğu Korsan Adası Tema Park’ta yine her yaştan ziyaretçiye özel eğlence üniteleri bulunuyor. Korsan Gemisi ise her akşam 19:30’da ve 21:00 de düzenlenen korsan dans show’uyla, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. 
Dünyada 30 adet bulunan Beyaz Aslan’ın 4’ü AslanPark’ta 
İstanbul Tuzla'da sekiz dönüm arazi üzerine kurulan Türkiye'nin ilk Aslan Parkı'nda, aralarında aslan, kaplan, puma ve leoparların da yer aldığı kedigiller ailesinden canlılar ziyaretçilerini bekliyor. Dünyada yalnızca 30 adet kalan ve nesilleri tükenmekte olan Beyaz Aslan’ların 4 tanesi de yine Aslan Park’ta ziyaretçileri bekliyor. Mayıs ayında Aslanpark’ta dünyaya gelen ve İstanbul’un ilk bengal kaplanları olarak ünlenen bebek kaplanları sevmek ve fotoğraf çektirmek de bayramda yapılması gerekenlerden biri. 
Sualtının nefes kesen dünyasını keşfetmek 
Tuzla Viaport Marina içerisinde konumlanan Timsah Park ise, sualtı dünyasının nefes kesen yaşamına tanıklık etmek isteyenleri bekliyor. Köpekbalıkları, dev vatozlar ve binlerce deniz canlısına ev sahipliği yapan Timsah Park’ta, kaplumbağlar, cüce timsahlar ve yüzlerce kuşun içerisinde bulunduğu ve ziyaretçilerin elleriyle kuş besleyebildiği Kuş Cenneti bulunuyor. Egzotik Sualtı Dünyasına dair canlılar ile buluşmak bayramda diğer bir alternatif. 
Dünyaca ünlü markaların “outlet” ürünleriyle Viaport Marina’da hizmet veriyor. 



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience