Ulusal Diyalog Komitesi için yeni üyeler ile temasa geçildi

Independent
Independent
TT

Ulusal Diyalog Komitesi için yeni üyeler ile temasa geçildi

Independent
Independent

Cezayir'deki Kapsamlı Ulusal Diyalog Komitesi Koordinatörü Kerim Yunus’un geçtiğimiz perşembe günü istifa eden 2 üyenin ardından geriye kalan 3 üye ile gerçekleştirdiği toplantı normal seyrinde ilerlemedi. Toplantının gerçekleştirildiği Golden Mouflons Hotel’de basından uzak durmaya çalışan Yunus, toplantıya yeni katılan üyelere istifa kararını bildirdi.
Kerim Yunus perşembe sabahı saat 10.00’da Cezayir Ulusal Diyalog Komitesi’nin kalan üyeleriyle bir araya geldi. İsmail Lalmas ve İzzeddin bin İsa komiteden istifa edenler isimler arasında yer alırken, toplantıya sadece Fatiha bin Abu, Buzeyd Lezhari ve Abdülvehhab bin Celul katıldı.
Yunus toplantının başlangıcında komite üyelerine geçen haftadan bu yana kötüleşen sağlık durumundan bahsetti. Sonrasında ise “Maruz kaldığım bu faaliyetin sırrını ve nedenlerini anlamıyorum. Şimdiye dek ulusal ve kutsal bir diyalog çağrısına cevap verdiğimi düşünüyordum” ifadelerini kullandı.  
“İstifasını geri çekmesi için iki saat ikna edilmeye çalışıldı”
Cezayir Ordusu Genelkurmay Başkanı’nın konuşması hakkında fazla yorum yapmayan Kerim Yunus, sadece bazı taleplerin karşılanmaması durumunda halkın önünde utanç verici bir durumla karşı karşıya kalınacağını söyledi. Bundan yaklaşık 40 dakika sonra beraberindekilere Ulusal Diyalog Komitesi’nden istifa ettiğini açıkladı. Üyeler, her ne yapılırsa yapılsın Ulusal Diyalog Komitesi’ne yönelik eleştirilerin durmayacağı gerekçesiyle istifa kararından geri dönmesi için Kerim Yunus’u ikna etmeye çalıştılar.
Independent Arabia’nın edindiği bilgilere göre Yunus ile konuşan bir komite üyesi, sosyal medyada söylenenlere kulak asmaması gerektiğini ve bütün hedeflere ulaşılsa bile eleştirilerin durmayacağını söyledi. Komitenin sarf etmiş olduğu çabalara ilişkin herhangi bir imtiyazı kabul etmeme yönündeki tutumunun devam ettiğini ve kendilerinin ise asıl fikirden ayrılmadıklarını dile getiren üye, yetkililerin taleplere cevap vermesi için ikna edilmeleri gerektiğini söyledi. Böylece üyeler öğle vaktine kadar süren çabaları sonucunda Yunus’u istifa kararından geri adım atması konusunda başarılı oldular.
Yeni üyelerle temasa geçildi
Kerim Yunus zaman zaman gazetecilerin çağrılarına cevap vererek, halihazırda bir toplantının içerisinde bulunduklarını, toplantının sonuçları hakkında kendilerini bilgilendireceklerini söyleyerek, anlayış göstermelerini istedi.
Öte yandan Yunus, komiteye katılması için önerilen bazı üyelerle iletişime geçti ve onlardan toplantı yaptıkları yere gelmelerini talep etti. Independent Arabia’nın edindiği bilgilere göre Avukat Fatıma bin İbrahim ve Gazeteci Hadda Hizam toplantıya dahil oldu. Cezayir Müslüman Alimler Birliği Başkanı Abdurrezzak Kasum ise katılım göstermesi yönünde kendisine götürülen teklifi kabul etti, fakat birtakım meşguliyetleri dolayısıyla katılamadığı için özürlerini iletti.
Diyalog ve arabuluculuk komitesi, toplantının gerçekleştirildiği gün istifasını sunan Kerim Yunus’u bu kararından vazgeçirdi ve ondan, ülkede yaşanan kriz için çıkış kapısı olabilecek ulusal diyaloğa ilişkin hazırlıklara devam etmesini istedi.
Mahkumlar dosyası
Toplantı, iki yeni üyenin katılımıyla öğlenden sonrada devam etti. Yunus, dava dosyalarını yakından takip eden Avukat Fatıma bin İbrahim’i yürüyüşler sırasında tutuklananlarla ilgili detaylı bir rapor hazırlamakla görevlendirdi. Tutuklular arasında geçen Haziran ayında yapılan yürüyüşler sırasında tutuklanan onlarca genç bulunuyor. Bu kimseler her ne kadar kendilerini siyasi mahkum veya düşünce tutukluları olarak isimlendirseler de yetkililer onların bu nitelendirmelerini reddediyor ve onların kamu mallarına zarar vermekten tutuklandıklarını söylüyor.
Yargının, söz konusu mahkumlardan bazılarını ulusal birliğe zarar vermekle itham ettiği, diğer bazılarını ise kamu mallarına zarar vermek veya yasaya aykırı hareket etmekle suçladığı biliniyor.
Bununla birlikte dikkat çeken bir diğer mesele, komite üyelerinin Adalet Bakanı Süleyman İbrahimi’nin görevden alınması ve onun yerine Belkasım Zağmati’nin getirilmesi konusunda konuşmalarıdır. Garip bir şekilde onların bu konuşmaları ‘Kerim Yunus’u memnun etme girişimi’ olarak değerlendirildi.
İlk toplantı pazar günü gerçekleştirilecek
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, ulusal diyalog komitesi, çalışmalarını yürütmek üzere bir merkez belirledi. Komite, Ekonomik ve Sosyal Konsey merkezinde bulunan bir süitin toplantı için kullanılması teklifini kabul etti. Cumhurbaşkanlığına bağlı olan bu kurum, ekonomik ve sosyal alandaki hükümet raporlarına paralel olarak rapor hazırlayan ekonomistleri içeriyor.
Öte yandan diplomat ve eski bir bakan olan Abdülaziz Rehabi başta olmak üzere bir dizi yeni kişinin komiteye katılması bekleniyordu. Yunus, komitenin önümüzdeki pazar günü çalışmalarına resmi bir şekilde başlayacağı kararı üzerine bağımsız kişilerle doğrudan iletişime geçmeye başladı.



İsrail Ramallah'ın kuzeyindeki askeri kontrol noktasını kapattı

İsrail'in Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına düzenlediği baskında askeri araçlar çalışıyor (Reuters)
İsrail'in Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına düzenlediği baskında askeri araçlar çalışıyor (Reuters)
TT

İsrail Ramallah'ın kuzeyindeki askeri kontrol noktasını kapattı

İsrail'in Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına düzenlediği baskında askeri araçlar çalışıyor (Reuters)
İsrail'in Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına düzenlediği baskında askeri araçlar çalışıyor (Reuters)

İsrail güçleri, bu sabah Batı Şeria'daki Ramallah'ın kuzeyinde bulunan Atara askeri kontrol noktasını kapattı. Filistin Haber Ajansı (WAFA) haberinde, "işgal güçleri kontrol noktasını sabahın erken saatlerinde kapatarak, özellikle Ramallah'ın kuzeybatı ve batısındaki köylerden ve kasabalardan ve kuzeydeki vilayetlerden gelen ve giden vatandaşların hareketini aksattı" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Duvar ve Yerleşim Direnişi Komisyonu’nun ekim ayında yayınladığı rapordan aktardığına göre, Filistin topraklarını bölen kalıcı ve geçici engellerin toplam sayısı, askeri kontrol noktaları ve kapılar da dahil olmak üzere 916'ya ulaştı.


Lübnan'daki Birleşmiş Milletler gücü, askerlerinden birinin İsrail ateşiyle yaralandığını duyurdu

Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
TT

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler gücü, askerlerinden birinin İsrail ateşiyle yaralandığını duyurdu

Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL), dün güney Lübnan'daki mevzilerinden birinin yakınında İsrail'in düzenlediği saldırıda bir askerinin yaralandığını duyurdu ve İsrail'e "saldırgan davranışlarına son vermesi" çağrısını yineledi.

Bu, İsrail ve Lübnan arasında tampon güç olarak görev yapan ve İsrail ile Hizbullah arasındaki bir yıllık ateşkesi desteklemek için Lübnan ordusuyla iş birliği yapan UNIFIL'in güney Lübnan'da bildirdiği son olaydır.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre UNIFIL açıklamasında, "Bu sabah, Mavi Hat'ın güneyinde, Bastra köyünde yoldaki bir engeli inceleyen UNIFIL devriyesinin yakınlarına İsrail ordusunun mevzilerinden ağır makineli tüfek ateşi açıldı. Ateş, yakınlarda bir el bombasının patlamasının ardından başladı" ifadeleri yer aldı.

UNIFIL şöyle devam etti: "UNIFIL mülkünde herhangi bir hasar meydana gelmese de silah sesleri ve patlama nedeniyle barış gücü mensuplarından biri hafif bir beyin sarsıntısı geçirdi."

UNIFIL ayrıca dün, Lübnan'ın güneyindeki Kfarşuba kasabasında başka bir olayın yaşandığını bildirdi ve rutin operasyonel görev yürüten bir başka barış gücü devriyesinin, mevzilerinin yakınlarında İsrail tarafından ateş açıldığını belirtti.

Bu ayın başlarında UNIFIL, İsrail güçlerinin Lübnan'ın güneyinde barış güçlerine ateş açtığını bildirmişti.

UNIFIL, geçtiğimiz ay İsrail askerlerinin Güney Lübnan'daki güçlerine ateş açtığını bildirirken, İsrail ordusu barış güçlerini yanlışlıkla "şüpheli" olarak algıladığını ve onlara uyarı ateşi açtığını belirtti.

Ekim ayında UNIFIL, personelinden birinin Güney Lübnan'daki BM mevzisinin yakınlarına atılan bir İsrail el bombası nedeniyle yaralandığını bildirdi; bu, bir ay içinde yaşanan üçüncü benzer olaydı.

UNIFIL, barış güçlerine yönelik veya yakınlarında yapılan saldırıların, Kasım 2024 ateşkesinin temelini oluşturan BM Güvenlik Konseyi Kararı 1701'in "ciddi ihlalleri" olduğunu belirtti.

İsrail ordusuna, "Mavi Hat boyunca veya yakınında barış ve istikrar için çalışan barış güçlerine yönelik saldırgan davranışlarını ve saldırılarını durdurması" çağrısını yineledi.

İsrail, ateşkes anlaşmasına rağmen Lübnan topraklarına düzenli saldırılar düzenlemeye devam ediyor ve Hizbullah mevzilerini ve personelini hedef aldığını, onları yeniden silahlandıklarını iddia ederek suçluyor. İsrail ayrıca Güney Lübnan'ın stratejik açıdan önemli beş bölgesinde askeri varlığını sürdürüyor.


Mısır, Gazze anlaşmasının engellenmesine ve yeniden inşa çabalarının parçalanmasına karşı uyarıda bulundu

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
TT

Mısır, Gazze anlaşmasının engellenmesine ve yeniden inşa çabalarının parçalanmasına karşı uyarıda bulundu

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)

Arabulucuların, Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının hayata geçirilmesi için yürüttüğü çabalar sürerken, Mısır’dan bu sürecin önümüzdeki ocak ayında yürürlüğe girmesinin engellenebileceğine dair endişe ve uyarılar geliyor.

Uzmanlara göre, Gazze Şeridi’nin yeniden inşa çabalarının parçalanmasına, bölgenin bölünmesine ya da İsrail’in Gazze Şeridi’nde konuşlandırılacak istikrar güçlerine ilişkin şartlar dayatmasına karşı çıkan Mısır’ın bu tutumu, 29 Aralık’ta ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılması planlanan görüşme öncesinde İsrail üzerinde baskı oluşturmayı amaçlayan önemli mesajlar içeriyor. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, Mısır’ın söz konusu mesajları ışığında Washington’un ikinci aşamanın başlatılması yönünde baskı yapmasını beklediklerini dile getirdi.

Diğer yandan Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul dün yaptığı açıklamada, Almanya’nın Gazze için öngörülen barış planı kapsamında gelecek ay konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne, öngörülebilir gelecekte katılmayacağını duyurdu.

Bu gelişme, Mısır’ın endişelerini daha da güçlendirdi. Mısır Cumhurbaşkanlığı Devlet Enformasyon Servisi Başkanı Ziya Raşvan, Netanyahu’yu, ‘anlaşmada yer almamasına rağmen ikinci aşamayı direnişin silahsızlandırılması şartına indirgemeye çalışmakla’ suçladı. Raşvan, İsrail’in, istikrar gücünü, silahsızlandırma gibi yetki alanı dışındaki rollerle sürece dahil etmeye çalıştığını, buna da katılımcı ülkelerin onay vermeyeceğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Kahire el-İhbariyye televizyonundan aktardığına göre Raşvan, perşembe günü yaptığı açıklamada, “Netanyahu’nun girişimleri uygulamanın ertelenmesine ya da yavaşlatılmasına yol açabilir, ancak ikinci aşamayı durdurmayı başaramaz” dedi. Netanyahu’nun, Gazze’de ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesini engellemek ve Washington’u Tahran’la bir çatışmaya sürüklemek için her yolu denediğini ifade eden Raşvan, bunun Gazze Şeridi’nin yeniden alevlenmesine ve anlaşmanın ikinci aşamasının başarısız olmasına yol açabileceği uyarısında bulundu.

Öte yandan perşembe günü İsrail’in Ynet haber sitesi, bir askeri kaynağa dayandırdığı haberinde, Netanyahu’nun yıl bitmeden Trump ile yapacağı görüşmede, İran’ın balistik füze tehdidine ilişkin istihbarat bilgilerini paylaşacağını aktardı. Haberde, ABD’nin İran’ın balistik füze programını sınırlayacak bir anlaşmaya varamaması halinde İsrail’in İran’la karşı karşıya gelmek zorunda kalabileceği ifade edildi.

Farabi Siyasi Araştırmalar Merkezi Genel Sekreteri Dr. Muhtar Gubaşi, Mısır’dan gelen açıklamaların açık ve net olduğunu, İsrail ve Washington’a yönelik güçlü mesajlar içerdiğini söyledi. Gubaşi, Mısır’ın bu düzeyde doğrudan mesajlar vermesinin, Washington’un Kahire ile Tel Aviv arasında bir yakınlaşma noktası bulma arayışını gündemine almasına yol açtığını belirtti.

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal da Mısır’ın açıklamalarının, İsrail’in durumu siyasi değil güvenlik merkezli bir bakış açısıyla kalıcı hale getirme çabasına dair gerçek kaygılar barındırdığını vurgulayarak, Washington’un bu duruma son vermek için daha ciddi adımlar atması umudunun dile getirildiğini ifade etti.

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki yıkılmış evlerin genel görünümü (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki yıkılmış evlerin genel görünümü (AFP)

Mısır’ın tutumu yalnızca endişelerle sınırlı kalmıyor, aynı zamanda açık uyarılar da içeriyor. Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, perşembe günü Mısır televizyonuna verdiği demeçte, Gazze konusunda iki ‘kırmızı çizgi’ bulunduğunu belirterek, “Birinci kırmızı çizgi, Batı Şeria ile Gazze Şeridi’nin birbirinden ayrılmamasıdır. Bu kesinlikle mümkün değildir. İki bölge, kurulacak Filistin devletinin bölünmez bir bütünüdür. İkinci kırmızı çizgi ise Gazze Şeridi’nin bölünmemesidir” dedi.

Abdulati, Gazze’nin kırmızı ve yeşil bölgelere ayrılmasına ya da İsrail’in doğrudan kontrolü altındaki bölgelerde yeniden imar sağlanırken, nüfusun yüzde 90’ının bulunduğu diğer bölgelerde Hamas gerekçesiyle insanların aç ve susuz bırakılmasına ilişkin söylemleri ‘saçmalık’ olarak nitelendirdi. Abdulati, “Bu tür senaryolar ne gerçekleşir ne de üzerinde uzlaşı sağlanır” ifadesini kullandı.

Bu çerçevede değerlendirmelerde bulunan Gubaşi, Mısır’ın kırmızı çizgiler ilan etmesinin net bir sınır anlamına geldiğini ve sahadaki bazı uygulamaların Kahire açısından kabul edilemez olduğunu vurguladı. Gubaşi, Mısır’ın bu mesajları özellikle bu dönemde vermesinin, arabulucuların ikinci aşamanın yakın zamanda başlatılması yönündeki çabalarını güçlendirmeyi amaçladığını belirterek, “Washington isterse istediğini yapar; özellikle de anlaşmayı baltalayan İsrail adımlarını durdurma konusunda baskı söz konusuysa” dedi.

Öte yandan Israel Hayom gazetesi perşembe günü yayımladığı haberinde, Netanyahu ile Trump arasında yapılması beklenen görüşmenin, Gazze’de ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik kaydedilen ilerlemeye ilişkin bir açıklamayla sonuçlanacağını yazdı.

Ziya Raşvan da mevcut göstergelerin, ABD yönetiminin ocak ayının başında ikinci aşamanın başlatılması yönünde kararını verdiğini ortaya koyduğunu söyledi. Raşvan, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı’nı kabul etmesinin, ikinci aşamanın fiilen başlatılmasına dair net bir işaret olmasının muhtemel olduğunu ifade etti.

Nizar Nazzal ise Netanyahu’nun Trump ile görüşmesinde, İsrail’in sarı hatta kalmasını, Gazze’nin bölünmesini ve İsrail kontrolündeki alanlarda yeniden imarın başlatılmasını savunan bir anlatıyı öne çıkarmaya çalışacağını öngördü. Nazzal, “Mısır’dan gelen bu uyarı niteliğindeki mesajlar, anlaşma sürecini aksatabilecek yeni engelleri ya da ABD-İsrail uyumunu önlemeye yönelik ön alıcı bir adım niteliği taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.