ABD Cebel-i Lübnan krizinde adaletin sağlanması çağrısı yaptı

ABD Cebel-i Lübnan krizinde adaletin sağlanması çağrısı yaptı
TT

ABD Cebel-i Lübnan krizinde adaletin sağlanması çağrısı yaptı

ABD Cebel-i Lübnan krizinde adaletin sağlanması çağrısı yaptı

ABD yönetimi, Lübnan’da Cebel-i Lübnan kriziyle ilgili açıklama yaptı. Washington Beyrut'tan beklentisini açıkça dile getirerek mezhepçi ve bölgesel kışkırtmalar başlamadan adaletin sağlanması çağrısı yaptı.
Uluslararası boyutta olmayan, Lübnan'ın içişleriyle ilgili bir konuda nadiren açıklama yapan ABD'nin Beyrut Büyükelçiliği, krizin tüm siyasi taraflarını uyarması dikkati çekti.
ABD'nin Beyrut Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, "ABD herhangi bir siyasi müdahale olmadan adil ve şeffaf bir adli incelemeyi desteklemektedir” ifadeleri kullanıldı. Büyükelçilik "30 Haziran’da Cebel-i Lübnan'ın Kabr Şabun beldesinde yaşanan trajik olayın siyasi hedeflere ulaşmada kullanılmasının reddedilmesi gerektiğini" vurguladı.
Büyükelçilik, ABD hükümetinin "Lübnan makamlarına, bununla ilgili mezhepçi ve bölgesel çekişmeyi kışkırtmadan adaletin sağlaması yönündeki beklentisini açıkça dile getirdiğini" söyledi.
Lübnan’da siyasi kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, "ABD'nin bu yerel krizle ilgilenmesinin Washington'ın Lübnan'ın çok riskli bir aşamaya girdiği değerlendirmesiyle ilgili olduğunu ve bu nedenle konu hakkında açıklama yapma ihtiyacı duyduklarını" belirtti.
Açıklamanın, giderek artan gerilimle ilgili ülkenin bir dönüm noktasında olduğu uyarısını örtük olarak içerdiği ifade edildi.
ABD Büyükelçiliği bildirisi bu krizin tüm siyasi alana yaygınlaşmasından korktuğunun göstergesi.
Aktivist ve BM Araştırma ve Belge Merkezi'nin yöneticisi Lokman Selim Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ABD'nin Beyrut Büyükelçiliği'nin Lübnan'daki her siyasi ya da güvenlik gelişmesi hakkında açıklamada bulunmadığını hatırlatarak “ancak son gelişmeler daha önce görülmemiş siyasi aksamalara neden oldu” dedi.
ABD’nin Lübnan’da istikrarın devam etmesine destek bağlamında açıklama yaptığını söyleyen Selim, “Amerikan mantığına göre yargı bu konuda görevini üstlenmelidir ancak bazı Lübnanlılar yargıyı sorunun bir parçası olarak görüyor. Dolayısıyla çağrı siyasi arka planı olmayan adaleti sağlama şeklinde geliyor” dedi.
Cebel-i Lübnan krizi nedir?
Şeyh Nasıruddin el-Garib kendisini Cebel-i Lübnan'daki "Şeyhu’l Akl" (Tüm Dürzilerin Dini önderi) olarak kabul ediyor. ve Canbolat’ın muhalifi olduğu zikredilirken, Lübnan devleti ise Dürzileri temsil eden Dini otorite  Şeyhu’l Akl olarak Canbolat’ın da desteklediği Şeyh Naim Hasan'ı kabul ediyor.
Dürzi tabanlı İlerici Sosyalist Parti (İSP) ile (Dürzi) Lübnan Demokratik Partisi (LDP) arasındaki siyasi kriz, 30 Haziran’da Mültecilerden Sorumlu Devlet Bakanı Salih el-Garib’in 2 korumasının öldürülmesi ve 3 korumasının da yaralanması sonrasında tırmandı. Garib, İSP'nin rakibi LDP mensubu.
Saldırı Maruni Hristiyan tabanlı Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) Genel Başkanı Cibran Basil'in bölgeyi ziyareti esnasında Basil'in konvoyuna düzenlendiiği için Cebel-i Lübnan'daki Hristiyan kesimi de krizin bir tarafı yapıyor.
Cebel-i Lübnan ili, başkent Beyrut çevresindeki Lübnan'ın merkezi bölgesini oluşturuyor. 1 milyon 800 bin nüfuslu dağlık bölgenin yüzde 85'i Maruni Hristiyan, yüzde 10'u Dürzi, yüzde 3'ü Şii ve yüzde 2'si Sünnilerden müteşekkil. Krizin yaşandığı Aley ilçesinde ise Dürzi ağırlıklı olmakla birlikte Hristiyan nüfus da bulunuyor.
Lübnan kamuoyu ve Uluslararası toplum Cebel-i Lübnan'da patlak verecek bir iç çatışmanın tüm ülkeye yayılmasından ve 1975-1990 yıllarında yaşanan iç savaşın tekrarlanmasından endişe ediyor.



Şara İsrail'i uyardı: Bir alanda zafer kazanmak diğer alanda başarıyı garantilemez

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
TT

Şara İsrail'i uyardı: Bir alanda zafer kazanmak diğer alanda başarıyı garantilemez

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)

Bu sabah bir konuşma yapan Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara, İsrail'i “Suriye içinde ihtilaf yaratmakla” suçladı ve “(Süveyda vilayetindeki) durumun tırmanmasına eylemleriyle neden olduğunu” ifade etti.

 “Önümüzde iki seçenek var; ya İsrail'le yüzleşeceğiz ya da iç cephemizi onaracağız” diyen eş Şara sözlerini şöyle sürdürdü: "Kaos yaratma girişimlerine birlik içinde karşı koyacağız. Suriye kaos yaratılacak bir yer olmayacak ve Suriye'nin yeni bir savaşa sürüklenmesine izin vermeyeceğiz." “Suriye'yi bölmeye yönelik her türlü girişimi” reddettiklerini vurgulayan Suriye Devlet Başkanı, “Dürzilerin vatanın dokusunun bir parçası ve korunmalarının öncelikli olduğunu” belirterek, “Süveyda'da güvenliğin sağlanmasından yerel gruplar ve şeyhlerin sorumlu olduğunu” kaydetti.

Eş Şara konuşmasında, “Halkımız özgürlüğünü kazanmak için bir devrime girişti ve büyük fedakârlıklar yaparak bu devrimi kazandı. Hala tehdit altında olması durumunda onuru için savaşmaya hazır” dedi. “Eski rejimin devrilmesinden bu yana istikrarımızı hedef almaya ve aramızda anlaşmazlık yaratmaya alışkın olan İsrail varlığı, şimdi yine saf topraklarımızı bitmek bilmeyen bir kaos alanına dönüştürmeye çalışıyor ve bu yolla halkımızın birliğini bozmaya ve yeniden inşa ve ilerleme sürecinde ilerleme kabiliyetimizi zayıflatmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı, “Bu varlık, Suriyelilerin uzun tarihleriyle her türlü ayrılık ve bölünmeyi reddettiği gerçeğinden habersiz, anlaşmazlık ve çatışma tohumları ekmek için tüm yöntemleri kullanmaktan vazgeçmiyor” dedi. “Büyük bir güce sahip olmak mutlaka zafere ulaşmak anlamına gelmez ve bir alandaki zafer başka bir alanda başarıyı garanti etmez. Bir savaşı başlatabilirsiniz, ancak sonucunu kontrol etmek kolay değildir. Biz bu toprakların evlatlarıyız ve İsrail varlığının bizi parçalamaya yönelik tüm girişimlerinin üstesinden gelebiliriz ve kararlılığımız uydurma çekişmelerle sarsılmayacak kadar güçlüdür” şeklinde konuştu.

“Biz Suriye halkı olarak, bizi kimin savaşa sürüklemeye çalıştığını ve kimin bizi bölmeye çalıştığını çok iyi biliyoruz ve onlara halkımızı topraklarımızda ateşlemek istedikleri bir savaşa, ülkemizi parçalamaktan ve çabalarımızı kaos ve yıkıma doğru dağıtmaktan başka bir amacı olmayan bir savaşa dahil etme fırsatı vermeyeceğiz. Çünkü Suriye ne yabancı komploların deneme alanı ne de çocuklarımız ve kadınlarımız pahasına başkalarının emellerini uygulama yeridir.”

Eş Şara, “Suriye devletinin herkesin devleti, vatanın onuru ve gururu ve her Suriyelinin vatanının yeniden inşa edildiğini görme hayali olduğunu, bu devlet aracılığıyla Suriye'nin itibarını yeniden tesis etmek ve onu güvenlik ve istikrar içinde yaşayan ulusların ön saflarına yerleştirmek için ayrım gözetmeksizin hepimizin birleştiğini” vurguladı.

“Yeni Suriye'yi inşa etmek hepimizin devletimizin etrafında toplanmasını, ilkelerine bağlı kalmasını ve vatanın çıkarlarını her türlü bireysel düşüncenin ya da sınırlı çıkarın üzerinde tutmasını gerektiriyor. Bugün ihtiyacımız olan şey, hepimizin bu inşaya ortak olması ve karşılaştığımız tüm zorlukların üstesinden gelmek için el ele çalışmasıdır” diyen Suriye Devlet Başkanı, “birlik bizim silahımız, çok çalışmak yolumuz ve güçlü irademiz bu müreffeh geleceği inşa edeceğimiz temeldir” dedi.

Suriye Devlet Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konuşmamda, bu ülkenin dokusunun özgün bir parçası olan Dürzi halkımızı da ayrı bir yere koyuyorum. Suriye hiçbir zaman bölünme, parçalanma ya da halkı arasında nifak tohumları ekme yeri olmayacaktır. Haklarınızı ve özgürlüğünüzü korumanın önceliklerimizden biri olduğu konusunda sizi temin ederiz ve sizi dışarıdan bir tarafa sürükleme ya da saflarımızda bölünme yaratma girişimlerini reddediyoruz, hepimiz bu toprakların ortaklarıyız ve hiçbir grubun Suriye'yi ve çeşitliliğini yansıtan bu güzel tabloyu bozmasına izin vermeyeceğiz.”

“Suriye devleti, tüm kurumları ve liderleriyle, Süveyda'da Süveyda ve çevresindeki bölgelerden silahlı gruplar arasında eski anlaşmazlıkların ardından meydana gelen iç çatışmaları durdurmak için tüm iradesi ve kararlılığıyla müdahale etti, ancak devletin durumu sakinleştirmesine yardımcı olmak yerine, kaosa, huzursuzluğa ve fitne çıkarmaya alışkın yasadışı gruplar ortaya çıktı. Bu çetelerin liderleri, aylardır diyaloğu reddeden ve dar kişisel çıkarlarını ulusun çıkarlarından üstün tutanlarla aynı kişilerdir.”

Pazar günü Süveyda vilayetinde Dürzi ve Bedevi militanlar arasında çıkan çatışmalarda çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre çatışmaların şiddetlenmesi üzerine hükümet güçleri pazartesi günü çatışmaları durdurmak için eyalete müdahale edeceklerini duyurdu. İsrail, “Dürzileri korumak” amacıyla hareket ettiğini söyleyerek, Şam yakınlarında ve Suriye'nin güneyinde bir dizi saldırı düzenleyerek mücadeleye dahil oldu. Suriyeli yetkililer dün akşam Süveyda'daki Dürzi gruplarla ateşkes için anlaşmaya varıldığını duyurdu.