Buteflika’nın partileri, Cezayir’in siyasi sahnesine geri dönüyor

Buteflika’nın partileri, Cezayir’in siyasi sahnesine geri dönüyor
TT

Buteflika’nın partileri, Cezayir’in siyasi sahnesine geri dönüyor

Buteflika’nın partileri, Cezayir’in siyasi sahnesine geri dönüyor

Cezayir’deki yandaş partiler, 22 Şubat’ta halk hareketinin başlamasından bu yana mazruz kaldıkları izolasyonun üstesinden gelmeye çalışıyor. Söz konusu partiler, son birkaç hafta içerisinde krizden kurtulmak için siyasi girişimler sunarak, çeşitli güncel konular hakkında görüşlerini ifade ederek ve birkaç konuya dair açıklama ve eleştiriler yaparak güçlü bir şekilde geri döndü.
Siyasi girişim
Yönetimin en güçlü ve en büyük partileri olan Kurtuluş Cephesi (FLN) ve Demokratik Ulusal Birlik (RND) partileri, liderlerinin yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanması dolayısıyla sahneden neredeyse tamamen geri çekilmelerinin ardından tıkanıklıktan kurtulmak için siyasi girişimlerde bulunuyor. Bu çerçevede RND, “Cumhuriyetçi Dönüşüm” başlığıyla bir girişim ortaya koyarken, FLN de 7 Ağustos günü partinin girişimini ilan etmek amacıyla yaklaşık 800 üyesini harekete geçirdi.
Yandaşların Zekası
Siyaset Bilimi Profesörü Rabah Lounici, Independent Arabiya’dan Ali Yahi’ye yaptığı açıklamada, otoritenin, hareketlilik şokunu üzerinden atmak için zamana ihtiyaç duyduğunu, ardından gençler, seçkinler ve aydınlar gibi tarafların girişim ve forumlarıyla ortaya koyulan fırsatlarla geri döndüğünü belirtti. Lounici, “Bu fırsatlar, FLN ve RND başta olmak üzere yandaş partilerin dağıtılması talebi de dair hareketin bazı taleplerinin çarpıtılmasında ciddi şekilde rol oynadılar. Tüm bunlar da hareketliliğin dışlayıcı olmaması gerektiği bahanesiyle oldu” şeklinde konuştu.
Lounici, yandaş partilerin, kendilerini yeniden üretmeyi başardıklarına inandığını ifade etti. Söz konusu partilerin, Abdulaziz Buteflika’nın destekçileri olduğunu söyleyen Lounici, bunların muhalefetin bölünmesini ve aralarında uzlaşı sağlanamamasını desteklediklerini ifade etti. Rabah Lounici, yandaş partilerin, hareket içerisinde ideolojik ve kimlik tartışmalarının oluşmasında büyük rol oynadığını belirtirken, halk hareketinin 1988 sonrasında alınan dersten fayda sağlamadığını da söyledi.
Dışlama yok
FLN’nin Genel Sekreteri Muhammed Cemii, yaptığı açıklamada partinin, bu tür zor ve belirleyici koşullarda Cezayir’i, siyasi meraklıların ellerine bırakmayacağını söyleyerek, krizden çıkmanın tek yolunun, “hiçbir partiyi dışlamayan diyalog ve adil cumhurbaşkanlığı seçimleri düzenlemek” olduğunu vurguladı. Cemii, bazı diyalog komitesi üyelerinin ve muhalefet partilerinin, ülkenin tanık olduğu krizin sorumluluğunu iktidar partiye yüklemeye çalıştığını ve krize katkıda bulunanların, halk hareketinin taleplerine cevap olarak uzaklaştırıldığını edildiğini ifade etti.
FLN, durumu görüşmek ve ülkenin yaşadığı siyasi krizi çözme yollarını incelemek için iki gün boyunca bir araya gelecek. Toplantıların, krizi sona erdirecek siyasi bir girişimin ilanıyla bitmesi bekleniyor.
Cumhuriyetçi Dönüşüm
Aynı şekilde RND de krizden kurtulmak ve halkın taleplerini şekillendirmek için “Cumhuriyetçi Dönüşüm” başlıklı bir siyasi girişim ortaya koydu. Bu bağlamda partinin Genel Sekreteri İzzeddin Mihubi, geçen çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada, “popülizme” atıf yaparak partinin, demokratik toplumun siyasi haritadan dışlanmasını kabul etmeyeceğini belirtti.
Mihubi, ortaya koyulan girişimlerin ciddi olduğuna inandığını söyleyerek, ancak bazı tarafların dışlanması sonucu cesaret eksikliğine ve başarısızlık belirtilerine tanık olduklarına dikkati çekti. Genel Sekreter, parti yandaşı gençlerin, baştan beri halk hareketine katıldığını hatırlatarak, daha önce kabul edilen uygulamaların çoğunu yeniden gözden geçirme ve tüm girişimlere açık olma zamanı geldiğinin de altını çizdi.
Medya, muhalifleri gizliyor
Rabah Lounici, yandaş partiden aktivistlerin, muhaliflerin girişimlerini engelleme faaliyetlerine değerlendirirken, bunların bir hükümet medyası tarafından da desteklendiğini vurguladı. Muhaliflerin kaybolmadığını söyleyen Lounici, aksine bunların faaliyetlerini açıklamaktan kaçındığını belirtti. Lounici, “Medya, Demokrat Alternatif güçlerin, ulusal bir toplantıya hazırlanan taraflarla temaslarından neden bahsetmiyor?” şeklinde konuştu.
 Ülkedeki mevcut durumun takipçileri, muhalefetin “ortadan kaybolma” sebeplerini, Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih’in son konuşmasına bağladı. Kayid Salih, diyaloğun, dikte etme noktasına ulaşan önkoşullardan uzak tutulması çağrısında bulunmuştu. Aynı şekilde söz konusu kaynaklar, herhangi bir diyaloğa başlamadan önce muhalif güçlerin ve Demokrat Alternatif’in ortaya koyduğu ve Diyalog ve Arabuluculuk Komitesi tarafından Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih’e sunulan ön koşullara dikkati çekti.



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.