Hücresinde ölü bulunan ABD’li milyarder Jeffrey Epstein’in hikayesi

ABD'li milyarder Jeffrey Epstein hapishanedeyken (AP)
ABD'li milyarder Jeffrey Epstein hapishanedeyken (AP)
TT

Hücresinde ölü bulunan ABD’li milyarder Jeffrey Epstein’in hikayesi

ABD'li milyarder Jeffrey Epstein hapishanedeyken (AP)
ABD'li milyarder Jeffrey Epstein hapishanedeyken (AP)

ABD'li milyarder Jeffrey Epstein, cinsel taciz suçlamalarından yargılanmayı beklediği New York'ta yer alan Manhattan Metropolitan Merkez Hapishanesi'ndeki hücresinde ölü bulundu.
Kendisine yöneltilen suçlamaları reddeden Epstein, 2011 yılında New York Post gazetesine ‘cinsel arzusunu tatmin etmek için kendisine av arayan yırtıcı bir canavar’ olmadığını söyleyerek, “Sadece suçluyum. İkisi arasındaki fark, bir cinayetle kek hırsızlığı arasındaki fark gibi” şeklinde bir yorumda bulunmuştu.
Epstein (66), 2008 yılında hakkında açılan ve savcılık makamı ile varılan uzlaşma ile sonlanan soruşturmanın yeniden gündeme gelmesinin ardından 7 Temmuz’da tutuklandı.  
Ancak bu kez kendisine yöneltilen yeni suçlama, çocuklara cinsel taciz değil ‘seks amaçlı insan kaçakçılığı’ idi ve bu suçlama da bir kek çalma suçundan fazlasıydı.
Peki, küçük yaştaki kızlara karşı cinsel saplantısı bulunan ABD’li milyarder Epstein’in hikayesi neydi?
Epstein, 1953’te New York'ta basit bir işçinin oğlu olarak dünyaya geldi.
Üniversite eğitimini tamamlamayan Epstein, matematikteki yeteneği ile dikkat çekti. Bu yeteneği, 1973-1975 yılları arasında New York'taki seçkin Dalton Okulu’nda matematik öğretmenliği yapmasını sağladı.
BBC'ye göre söz konusu okuldaki öğrencilerinden birinin babası olan Alan Greenberg, Epstein'e finansal kurum Bear Stearns'te kendisi için çalışmayı teklif etti ve böylelikle Epstein zenginler dünyasına ilk adımını attı.
Epstein, bu büyük kurumda bulunduğu süre boyunca, iş adamları ve yatırımcılara ideal yatırım alanları hakkında tavsiyelerde bulundu.
Yatırım tavsiyesinde bulunduğu zengin isimler arasında, daha sonra finansal danışmanı olduğu ünlü kadın iç çamaşırı şirketi Victoria's Secret'in sahibi Leslie Wexner de vardı.
Epstein, 1982 yılında kendi yatırım şirketi J. Epstein & Co’yu kurdu. Karizması ile zekası sayesinde dünyanın en zengin insanlarını kendisine çeken Epstein, sadece milyarderlere hizmet etti. Epstein yatırım amacıyla kendisine para yatırmak isteyenlere bir milyar dolardan az para kabul etmeyeceğini söyledi.
Jeffrey Epstein, kısa sürede Manhattan’da bulunan 77 milyon dolar değerindeki en pahalı ve en büyük daireyi satın aldı. Florida ve New Mexico'da çiftlikler, Karayipler'deki özel bir ada ve Paris'teki lüks Foch Caddesi'ndeki bir apartman dairesine de sahip oldu.
Ünlüler, yıldızlar, sanatçılar ve üst düzey politikacılar Epstein'ın ev sahipliğinde düzenlenen partilerin müdavimi oldu.
Bunlar arasında ABD Başkanı Donald Trump, ABD eski Başkanı Bill Clinton aktör Kevin Spacey ve yönetmen Woody Allen da var.
Trump'ın iltifatları
Trump, 2002 yılında Epstein’den şu sözlerle bahsetti;
“Onu 15 yıldır tanıyorum. Harika bir adamdır. Onunla vakit geçirmek çok eğlencelidir. O da benim gibi güzel kadınlardan hoşlanır ve hepsi de gençtir. Hiç şüphe yok ki, Jeffrey sosyal hayatın tadını çıkarmasını bilir.”
Epstein, şu an tecavüz suçlamalarıyla yargılanan ABD’li film yapımcısı Harvey Weinstein ile 2003 yılında New York dergisini satın almayı denedi ancak bunda başarısız oldu. Aynı yıl Harvard Üniversitesi’ne 30 milyon dolar bağışta bulundu.
Halka açık etkinliklerde görünmekten ve akşam yemeği davetlerine katılmaktan kaçınan Epstein, özel hayatını her zaman gözlerden uzak tuttu.
Şikayetlerin başlaması
2005 yılında bir kadın polisi aradı ve 14 yaşındaki üvey kızının Palm Beach mahallesinde yaşayan zengin bir adam tarafından cinsel tacize uğradığını söyledi.
Söz konusu kız, polis soruşturması sırasında lüks malikanede başına gelenleri anlattı. Beyaz saçlı bir adamın kendisinden soyunarak ona masaj yapmasını istediğini dile getirdi.
Polis, bölgede yaşayan varlıklı insanların fotoğraflarını küçük kıza gösterdi. Bunların arasında Epstein de bulunuyordu ve kız onu hemen tanıdı.
Soruşturma raporlarına göre çoğu yoksul aileler veya yetimhanelerden olan yüzlerce kıza ziyaret başına 200 ile 300 dolar arasında verildi.
Söz konusu genç kızlardan başka kızlar da getirmeleri istendi. Kızlar, arkadaşlarını getirdiği için de para alıyordu. Hatta kızlardan biri 100’den fazla kız arkadaşını onlara götürdüğünü söyledi.
Epstein'ın koşulları basit ve açıktı: Genç yaştaki kızlar, sarışınlar ve zayıfları istiyordu.
Polisin düzenlediği baskında, Epstein’in evinde çok sayıda uygunsuz fotoğraf ve seks oyuncakları ele geçirildi.
Palm Beach Polis Şefi, "Soruşturma, sadece bir kızın taciz şikayetiyle karşılaşmadığımızı gösteriyor. Aynı detayları anlatan 50'den fazla kızın yaşadıklarından bahsediyoruz” yorumunda bulundu.
Muazzam nüfuza sahip bir sanık
Epstein o kadar güçlüydü ki, ilk kez yargılanırken başsavcı ondan çekiniyordu.
Çünkü Epstein, Bill Clinton’un, Donald Trump’ın, İngiltere Kraliçesi’nin oğlu ve Prens Charles’ın kardeşi Prens Andrew’ın yakın arkadaşıydı.
Ayrıca savunma ekibinde, ABD’nin en deneyimli avukatlarını hatta Harvard’dan bir hukuk profesörü yer alıyordu.
Bu ekip, iddia makamı ile sanık arasındaki anlaşmanın tüm şartlarını belirledi.
Başsavcı Alexander Acosta, savunma ekibiyle, Epstein’in suçlu olduğunu itiraf etmesi karşılığında 18 ay hapis cezasını öngören bir anlaşma imzaladı.
Bu anlaşma, Epstein'ın federal mahkemeye çıkarılmamasına ve FBI soruşturmasının kapatılmasına izin verdi.
Anlaşmanın hükümleri arasında, üzerinde anlaşmaya varılanların gizli tutulması, davaya karışan kişilerin isimlerinin gizlenmesi ve mağdurların anlaşmanın içeriği hakkında bilgilendirilmemesi vardı.
Hapishanede bulunduğu dönemde, kendisine günde 12 saat hapishane dışına çıkma izni verildi.
13 ay sonra ‘iyi hal’ nedeniyle serbest bırakıldı ve hapishaneden tahliye edilmesi üzerine Prens Andrew’ın da katıldığı büyük bir parti düzenlendi.
Epstein, New York'ta üçüncü dereceden cinsel suçlular listesine dahil edildi bu da aynı suçları tekrar işleyebilme ihtimalinin yüksek olduğu anlamına geliyordu.
Küçük düşürücü son
Epstein, 6 Temmuz’da özel uçağı ile Paris’ten döndüğü sırada tekrar tutuklandı. FBI ajanları da, söz konusu suçların çoğunun işlendiği Manhattan’daki lüks konutuna baskın düzenledi ve birçok belgeye el koydu.
ABD’li milyarderin kefalet başvurusu geçen ayın başlarında reddedildi ve suçlu bulunduğu takdirde 45 yıl hapis cezası ile karşı karşıya kalacağı ifade edildi.
Basında geçen ay yer alan haberlere göre Epstein'ın bir intihar girişimi sonucu hapishanesinde yaralandığı tespit edildi. Hücresinde baygın halde bulunan Epstein’in boynunda çürük izleri vardı ve saldırı olasılığı konusunda bir soruşturma başlatıldı.
Sonunda, milyarder Epstein, cinsel taciz suçlamalarından yargılanmayı beklediği New York'ta bulunan Manhattan Metropolitan Merkez Hapishanesi'ndeki hücresinde ölü bulundu.
Ölümü, Trump'ın, Bill Clinton'ın bir şekilde Epstein'ın ölümünden sorumlu olduğunu öne sürmesi gibi birçok komplo teorisine yol açtı.
Trump, Epstein’in hücresinde ölü bulunmasından saatler sonra, "Epstein, Bill Clinton hakkında bilgi sahibiydi ve şu an ölü" şeklinde bir tweet attı.



Oscar kazanması beklenen film neden 10 yılda çekilemedi?

Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)
Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)
TT

Oscar kazanması beklenen film neden 10 yılda çekilemedi?

Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)
Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)

Ethan Hawke, yönetmen Richard Linklater'la son işbirliği Mavi Ay'ın (Blue Moon) 10 yılı aşkın süredir yapım aşamasında olduğunu açıkladı.

Mavi Ay'da Hawke'un hayat verdiği Broadway söz yazarı Lorenz Hart, (efsanevi ikili Rodgers ve Hammerstein'ın yarısı olan) eski ortağı Richard Rodgers çığır açan hit müzikali Oklahoma!'nın açılış gecesini kutlarken, özgüveninin yıkılmasıyla yüzleşiyor.

Margaret Qualley, Andrew Scott ve Bobby Cannavale'nin de rol aldığı müzikal drama, Hawke'un Linklater'la çalıştığı 9 film.

Perşembe günü Variety & CNN Actors on Actors röportajında Sydney Sweeney'yle sohbet eden Hawke, Linklater'la onlarca yıldır süren dostluğunun başlangıcını anlattı.

55 yaşındaki Oscar adayı aktör, "23-24 yaşındayken Richard Linklater'ın seçmelerine katıldım ve Gün Doğmadan (Before Sunrise) filmine seçildim. Böylece 30 yılı aşan bir dostluk başladı" dedi. 

10 yıl önce bana [Mavi Ay] senaryosunu verdi. Ben de 'Bu filmi çekmeliyiz' dedim. O da 'Evet, çekeceğiz ama henüz değil' dedi.

Kafası karışan Hawke, "Şimdi çekelim" diye ısrar etmiş ancak Linklater ona "Hayır. Hazır değilsin. Sadece hayal etmeyi sürdürelim" demiş.

Aktör, "Böylece neredeyse 10 yıl boyunca, 18 ayda bir okuma yapıp bunun üzerine konuştuk" diye açıkladı.

En sonunda mutfak masamda bir okuma yaptık, herkes gitti ve ben Rick'e baktım. O da 'Hazırız' dedi.

Hawke, parayı denkleştirip artık başlama vakti olduğunu fark ettiği zaman "korkunun kapıyı çaldığını" söyledi.

Hawke, "O zaman 'Bir saniye, burada çok fazla laf kalabalığı var. Daha fazla zamana ihtiyacım var' diye düşündüm" diye anlattı. 

[Linklater] 'Daha fazla zamanımız yok. Çalışman lazım' dedi.

Görsel kaldırıldı.
Margaret Qualley, Mavi Ay'da Hart'ın ilham perisini canlandırıyor (Sony Pictures)

Önceki günlerde Hawke, içtenlikle canlandırdığı Hart rolüyle Altın Küre adaylığı aldı. Yapım da Müzikal veya Komedi türünde En İyi Film'e aday gösterildi.

Hawke, Sweeney'ye karakteri hakkında "Larry odadaki en küçük ve en büyük kişi" dedi. 

Gey ve bir kadına aşık. Kıskançlıkla içten içe çürüyor ama aynı zamanda sıcakkanlı ve duyarlı biri.

Ekimde vizyona giren Mavi Ay, eleştirmenlerin gözünde başarılı oldu. The Independent'tan Clarisse Loughrey, üç yıldızlı eleştirisinde "Linklater, 1940'ların Broadway ortamını tüm kırılgan zekası ve zarafetiyle ustaca yansıtıyor" diyerek filmi övdü. 

Filmde Frank Sinatra'dan Küçük Kardeşim'e (Stuart Little) kadar her konuda sivri espriler içeren zekice diyaloglar da bolca mevcut.

Ancak Loughrey filmin sorununun, "Hart'la barda geçirdiğimiz süre uzadıkça hikayenin daha da klostrofobik ve moral bozucu hale gelmesi" olduğunu savundu.

Independent Türkçe


Beklenen dövüş filmi "absürt denecek kadar zengin" kadrosuyla geliyor

Beklenen dövüş filmi "absürt denecek kadar zengin" kadrosuyla geliyor
TT

Beklenen dövüş filmi "absürt denecek kadar zengin" kadrosuyla geliyor

Beklenen dövüş filmi "absürt denecek kadar zengin" kadrosuyla geliyor

Canlı çekim Street Fighter filminin ilk fragmanı yayımlandı. 

Video oyunu serisinden uyarlanan filmden ilk görüntüler, Los Angeles'ta düzenlenen The Game Awards'ta izleyicilerle buluştu. 

1993'te geçen filmin oyuncuları da sahneye çıktı. 

Resmi senaryo özetine göre, yolları ayrılan Ryu ve Ken gizemli Chun-Li'nin çağrısıyla dünya çapındaki bir dövüş turnuvasına katılarak yeniden bir araya geliyor. Ancak bu turnuva, hem birbirleriyle hem de geçmişleriyle yüzleşmelerini gerektiren ölümcül bir arka plana sahip.

Ryu'yu canlandıran Andrew Koji, Ken Masters rolündeki Noah Centineo ve Chun-Li'ye hayat veren Callina Liang'ın dışında kadroda pek çok önemli oyuncu var: Cody Rhodes (Guile), Orville Peck (Vega), 50 Cent (Balrog), Jason Momoa (Blanka), Vidyut Jammwal (Dhalsim), Oliver Richters (Zangief), Hirooki Goto (E. Honda), David Dastmalchian (M. Bison), Roman Reigns (Akuma), Andrew Schulz (Dan Hibiki), Eric André (Don Sauvage), Mel Jarnson (Cammy), Rayna Vallandingham (Juli), Alexander Volkanovski (Joe).

Kültür ve sanat siteleri filmin kadrosunun "absürt denecek kadar zengin" olduğunu söylüyor. 

Video oyunlarına odaklanan Kotaku, 1994'te çekilen Son Savaş'a (Street Fighter) kıyasla bu filmin kendisini daha az ciddiye alıyor gibi göründüğünü ve ilk fragmanın heyecan verdiğini bildiriyor. 

Çekimleri 18 Ağustos'ta Avustralya'da başlayan filmin yönetmen koltuğunda Şaka Peşinde'yle (Bad Trip) tanınan Kitao Sakurai oturuyor. Sakurai, 2024'te projeden ayrılan Danny ve Michael Philippou'nun yerine geçti. Philippou kardeşler, korku türündeki Konuş Benimle (Talk to Me) ve Onu Geri Getir'le (Bring Her Back) dikkat çekmişti. 

Başta 20 Mart 2026 diye açıklanan vizyon tarihi de bu değişiklikle birlikte 16 Ekim 2026'ya alındı.

Independent Türkçe, Variety, Kotaku, Rolling Stone


Elden Ring filmi: Hayranlar muazzam bir deneyime hazır olsun

Tarnished (Lekelenmiş) diye seslenilen sürgün savaşçının hikayesi beyazperdeye taşınıyor (FromSoftware)
Tarnished (Lekelenmiş) diye seslenilen sürgün savaşçının hikayesi beyazperdeye taşınıyor (FromSoftware)
TT

Elden Ring filmi: Hayranlar muazzam bir deneyime hazır olsun

Tarnished (Lekelenmiş) diye seslenilen sürgün savaşçının hikayesi beyazperdeye taşınıyor (FromSoftware)
Tarnished (Lekelenmiş) diye seslenilen sürgün savaşçının hikayesi beyazperdeye taşınıyor (FromSoftware)

Los Angeles'ta düzenlenen The Game Awards'ta projelerini detaylandıran Bandai Namco Entertainment, yeni video oyunlarının yanı sıra Elden Ring filmine dair de açıklama yaptı. 

Japonya merkezli oyun devinin CEO'su Nao Udagawa, geçmişte Disney ve 21st Century Fox'ta üst düzey yöneticilik yapan Peter Rice'ın projeye dahil olduğunu resmen duyurdu. 

A24 ortak yapımcılığında gerçekleştirilecek film uyarlamasının senaristliğini ve yönetmenliğini Alex Garland'ın üstlendiğini hatırlatan Udagawa, geliştirme aşamasının sürdüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:

Projenin nasıl şekilleneceği bizi çok heyecanlandırıyor. İlk önceliğimiz gerçekten Elden Ring hayranları olacak. Uzun süredir bu seriyi destekleyen hayranların müthiş bir film ve muazzam bir deneyim hissine kavuştuğundan emin olacağız. Belki oyunu oynamadan filmi izleyenler de 'Bu dünyayı görmek ve farklı açılardan deneyimlemek için oyunu deneyeyim' diyecek.

2022 yapımı fantastik oyunun kurgusal dünyası, Game of Thrones'un yazarı George R.R. Martin tarafından kaleme alınmıştı.

FromSoftware'den Hidetaka Miyazaki'nin yönettiği oyun, Lands Between (Aradaki Topraklar) denen mitolojik dünyada geçiyor. 

Uzun süredir en iyi oyunlardan biri kabul edilen Elden Ring, 30 milyondan fazla kopya sattı ve çeşitli ödüller kazandı.

Alex Garland, son dönemde 28 Gün Sonra (28 Days Later) serisiyle gündemde.

Danny Boyle'ın 20 seneyi aşkın süre sonra 28 Yıl Sonra'yla (28 Years Later) yeniden başlattığı ve 28 Yıl Sonra İkinci Bölüm: Kemik Tapınağı'nda (28 Years Later: The Bone Temple) yönetmenlik koltuğunu Nia DaCosta'ta bıraktığı serinin yeni filmi için çalışmalara resmen başladı. 

28 Hafta Sonra (28 Weeks Later) hariç önceki filmlerin senaryosunu kaleme alan Garland, yeni yapımın hikayesi üzerinde de çalışıyor.

2003'teki ilk filmde başrol oynayan Cillian Murphy'nin de seriye geri dönebileceği konuşuluyor. 

Independent Türkçe, Variety, Deadline