​Hariri’nin Washington ziyaretinde gündem Hizbullah ve Doğu Akdeniz

 Hizbullah dosyası Hariri’nin Washington ziyaretinde ele alınacak konulardan biri (AP)
Hizbullah dosyası Hariri’nin Washington ziyaretinde ele alınacak konulardan biri (AP)
TT

​Hariri’nin Washington ziyaretinde gündem Hizbullah ve Doğu Akdeniz

 Hizbullah dosyası Hariri’nin Washington ziyaretinde ele alınacak konulardan biri (AP)
Hizbullah dosyası Hariri’nin Washington ziyaretinde ele alınacak konulardan biri (AP)

Lübnan Başbakanı Saad Hariri, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve bazı ABD’li yetkililerle bir araya gelmek üzere dün sabah saatlerinde  Washington’a ulaştı.
Hariri’ye yakın kaynaklar Şarku’l Avsat’a tarihi daha önce belirlenen ziyaretin Lübnan’da ve bölgedeki genel durumu değerlendirmek ve ikili ilişkiler konularında görüşmek için fırsat olacağını aktardı.
Hariri’nin danışmanı Nadim el-Mina, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Başbakan’ın Washington’a yaptığı ziyaretin esas olarak özel bir gündemi olmadığını, Lübnan ve bölge ile ilgili konuları görüşeceklerini söyledi.
Beyaz Saray çevrelerine göre ise, ABD’nin Lübnan ya da dışında Hizbullah örgütü ve liderlerine giderek arttırdığı yaptırımların gölgesinde ziyarette konuşulacak baş konunun Hizbullah olacağı beklentisi hakim.
Bununla birlikte bu siyasi çevreler, ABD’nin Hariri’ye karmaşık koşullarından dolayı Hizbullah konusunda yoğun baskı yapmanın akılcı bir davranış olmayacağını düşünüyor.
Lübnan’da fiilen bir güç olan Hizbullah yararına oluşacak bir güç dengesizliği, Hariri’nin karşılaştığı sorunlar karşısında dayandığı siyasi dengeyi bozabilir.
Buna karşılık Washington’da şiddet yanlısı şahin olarak bilinen çevreler, Lübnan’da tarafların İran’ın bölgede oynadığı rolü dikkate alarak sorumluluklarını yerine getirmesi için baskı yapmanın gerekliliğine inanıyor.
ABD medyasına göre, Başkan Trump yönetimi Washington’ın Hizbullah’a uyguladığı yaptırımları tatbik etmek için Lübnan mali kurumlarına daha fazla baskı yapmak istiyor. Bu çevrelere göre Lübnan kurumlarından Hizbullah’ın yaptırımları delmesine engel olmak için daha sıkı önlemler alması istenmeli.
ABD'nin Lübnan ordusuna desteği, Lübnan ve Suriye arasındaki sınır bölgelerinin güvenliğini sağlamaya büyük önem vermesinden dolayı gündemde olacak.  ABD Suriye’den yerel ve uluslararası güçler çekildiğinde DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmaması için bölgeyi güvence altına almak istiyor.
ABD’de Hizbullah’ın etkisine karşı Lübnan ordusunun daha fazla rol almasını savunan bazı senatörler daha keskin bir çizgi izliyor. Bu nedenle bazı çevreler Hizbullah’a yönelik desteği kesmek için sınırlar ve limanları daha sıkı kontrol etmesi için Lübnan ordusuna daha fazla baskı yapılmasına çağrı yapıyor. Bu baskının Hizbullah yanlısı milletvekillerini de kapsaması gerektiği de vurgulanıyor.
Doğu Akdeniz’deki enerji krizi
Görüşmelerde ele alınması beklenen konulardan biri de, Doğu Akdeniz’de bulunan doğal gaz rezervlerinin çıkarılmasında sorun teşkil eden Lübnan- İsrail sınırı konusunda ABD’nin arabuluculuk meselesi olacak.
ABD Enerji Kaynakları Devlet Sekreteri Yardımcısı Francis Fanon, Başbakan Saad Hariri ile Yunanistan, Ürdün ve (Güney) Kıbrıs’ı da kapsayan turu sırasında Beyrut’ta bir araya gelmişti. Bu görüşmede ABD’nin Lübnan’ın enerji ve elektrik sektöründe geliştirme çabalarında desteği konusu ele alınmıştı.
Hariri’nin Washington ziyaretinin zamanlaması manidar. Zira Cebel-i Lübnan bölgesindeki Kabr Şamun beldesinde meydana gelen olaylardan sonra Lübnan hükümetinin istikrarı konusunda tartışmalar yaşanıyor ve Cebel-i Lübnan krizi 1975-1990 yılları arasında yaşanan iç savaşı hatırlattığı için endişe yaratıyor. Bu nedenle geçen hafta ABD’nin Beyrut Büyükelçiliği benzerine az rastlanan bir açıklama yaparak Cebel-i Lübnan krizinin siyasileştirilmesinden uzak kalınarak iç barışın korunmaya çalışılmasına çağrı yapmıştı.



Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
TT

Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)

Suriye Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile koordinasyon halinde, Nada el-Gabra, Lema es-Savaf, Rana el-Baba ve devrik rejim döneminde gözaltına alınan ve kaybolan muhaliflerin kayıp çocuklarıyla ilgili dosyada yer alan diğer sanıkların tutuklandığını duyurdu. Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü, sanıklara yönelik tutuklama emrinin, çocukların aileleri ve yakınlarının kişisel iddiaları ve açılan davalar üzerine Şam Savcılığı tarafından çıkarıldığını bildirdi.

Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü Samir el-Kirbi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi'ni yöneten Nada el-Gabra ve Lema es-Savaf ile Şam'daki el-Mubarrah Yetim Sponsorluk Derneği'ni yöneten Rana Muvaffak el-Baba'nın, ‘Şam Cumhuriyet Savcılığı tarafından çıkarılan bir tutuklama emrine göre, kaybolan çocukların dosyasının saklanmasına karışan diğer sanıklarla birlikte tutuklandığını’ belirtti.

El-Kirbi bu önlemin, önceki dönemlerde mahkûmların çocuklarının kaybolmasıyla ilgili davalara karıştıkları yönündeki suçlamaların arka planında geldiğini söyledi. El-Kirbi, “Resmi ve sivil makamların yanı sıra konuyla ilgili herhangi bir bilgiye sahip olan herkesi, bu çocukların akıbetini aydınlatmak ve haklarını güvence altına almak için soruşturma komitesiyle iş birliği yapmaya çağırıyoruz” dedi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, çocukların dosyasıyla ilgili bir dizi kişi tutuklandı ve bu kişiler, ‘çocukların akıbetiyle ilgili olası suiistimal ve ihlallere karıştıklarından şüphelenildiği için resmi soruşturma altına alındı.’ Söz konusu adımlar, Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı’nın 2025 tarihli ve 1806 sayılı kararı uyarınca, bu dosyayı araştırmak ve çocukların akıbetini takip etmek üzere özel bir komite oluşturulmasını takiben atıldı.

3 bin 700 çocuk yetimhanelere yerleştirildi

İnsan hakları örgütleri ve medya raporları, eski rejime muhalif mahkûmların Şam'daki yetimhanelere veya çocuk esirgeme kurumlarına yönlendirilen 3 bin 700 çocuğu olduğunu gösteriyor. Esed'in devrilmesi ve kaçışından sonra yayınlanan gizli Suriye istihbarat belgelerine göre, yaklaşık 400 çocuk tutukluluk yılları boyunca muhaliflerin ailelerinden ayrılarak Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi, Daru’r Rahme Yetimhanesi ve Çocuk Köyleri de dahil olmak üzere dört yetimhaneye yerleştirildi.

 Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi bir televizyon röportajında, eski rejimin yıkılmasından önce 2015-2024 yılları arasında 27 çocuğun kendisiyle birlikte yetimhanede kaldığını ve güvenlik güçlerinin bu çocukları gizli notlarla şube mahzenlerinden yetimhaneye gönderdiğini itiraf etti. Güvenlik güçleri bu çocukları gizli emirlerle yetimhaneye gönderiyor, isimlerini değiştiriyor ve Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı'ndan yazılı onay almadıkça kimsenin onları ziyaret etmesine izin vermiyordu.

Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)

Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi Müdürü Meys Acib bir televizyon kanalında yayınlanan açıklamalarında, kompleksin geçmişte özel durumları olan çocukları kabul ettiğini ve devrik Devlet Başkanı’nın eşi Esma Esed'in bu çocukların dosyalarını bizzat takip ettiğini itiraf etti. Öte yandan SOS Çocuk Köyleri yetkilileri de 2014-2018 yılları arasında resmî belge ve kayıtları olmayan 139 çocuğu kabul ettiğini ve bunların çoğunu Esed'in yetkililerine iade ettiğini ve o dönemde bakanlıktan bu tür vakaların gönderilmemesini istediğini kabul etti.

Samir el-Kirbi, çocukların akıbetinin belirlenmesi ve halen hayatta olup olmadıkları ya da toplu mezarlara gömülüp gömülmedikleri konusunda, bu çocuklar için özel toplu mezarların varlığının söz konusu olmadığını vurguladı. El-Kirbi, “Bugüne kadar yaptığımız dikkatli araştırma ve incelemeler sonucunda çocuklar için toplu mezarların varlığına rastlamadık, ancak bu çocukların yetimhanelere ve çocuk derneklerine yönlendirildiğini kanıtlayan belge ve kanıtlara sahibiz. Kayıp Çocuklar Komitesi, gerçeği ortaya çıkarmak ve çocukların ailelerine ve yakınlarına adalet sağlamak amacıyla bu dosyaları ilgili bakanlıklarla paylaşıyor” ifadelerini kullandı.

 Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Mart 2011'den bu yana Suriye'de Esed rejimi tarafından en az 23 bin çocuğun öldürüldüğünü, bunlardan 190'ının işkence altında hayatını kaybettiğini ve 5 bin 200 çocuğun da zorla kaybedildiğini belgeledi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Hind Kabavat tarafından kurulan Kayıp Çocuklar Komitesi'nde Adalet, İçişleri ve Vakıflar bakanlıklarından birer temsilci ile devrik rejim döneminde kaybolan kişiler ve mahkûmlar konusunda çalışan sivil derneklerin başkanları yer alıyor.