​Trump'ın eleştirisinden sonra gösterime girmeyen 'The Hunt' filminin hikayesi

Filmin fragmanından bir sahne (Universal Pictures)
Filmin fragmanından bir sahne (Universal Pictures)
TT

​Trump'ın eleştirisinden sonra gösterime girmeyen 'The Hunt' filminin hikayesi

Filmin fragmanından bir sahne (Universal Pictures)
Filmin fragmanından bir sahne (Universal Pictures)

Amerikalı film şirketi Universal Pictures, 27 Eylül tarihinde vizyona girmesi beklenen korku filmi The Hunt’ı piyasaya sürmeyeceğini açıkladı.
Söz konusu karar, ABD’de tartışmaları da beraberinde getirdi. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın geçtiğimiz günlerde, ülkedeki ırkçılık sorunuyla ilgili yaptığı açıklamada, Hollywood’u hedef göstererek ‘liberal’ nitelemesinde bulunmasının ardından The Hunt filminin gösterime girmemesi dikkat çekti.
The Hunt filminin konusu ne?
Şiddet içerikli film, ABD’nin kırsal bölgelerinden gelen masum insanların ülkedeki sözde elit liberaller tarafından avlanarak akabinde kaçırılmasını konu ediniyor.
Time dergisinde yer alan makaleye göre film, 12 kişinin yaşadıkları yerden uzakta, hiç bilmedikleri bir coğrafyada kendilerini bulmasıyla başlıyor. Karakterler, bu ıssız bölgeye getirilme nedenlerini başta bilmiyorlar. Ancak daha sonradan orada var olma nedenlerinin, ABD’nin kırsal bölgelerinden getirilen ‘sefilleri’ hedef alan bir grup elit liberal tarafından avlanmak olduğunu öğreniyorlar.
2016 yılındaki ABD başkanlık seçimlerinde Demokratların adayı olan Hillary Clinton da, seçim sürecinde Trump'ın destekçilerine atıfta bulunarak ‘sefiller’ ifadesini kullanmıştı.
Filmin fragmanında, bazı karakterlerin Mississippi, Wyoming ve Florida gibi Cumhuriyetçilerin kazandığı eyaletlerden geldiği gösteriliyor.
The Hunt filminin prodüksiyonluğunu, Paranormal Activity, The Cleansing ve bu yıl Oscar kazanan Blackkklansman filmlerinin de prodüksiyonluğunu yapan Palmhouse Productions üstlendi.
Oscar ödüllü aktris Hilary Swank'ında rol aldığı filmin yönetmenliğini Craig Zobel üstlenirken, senaryoyu Lost’un da senaristliğini yapan Damon Lindelof kaleme aldı.
Universal Pictures şirketi The Hunt’ı neden piyasaya sürmedi?
Şirket tarafından yayınlanan resmi açıklamada, Universal Pictures’ın bağımsız film yönetmenlerinin vizyonlarını ve onların yaratıcı planlarını desteklemeye devam edeceği belirtilirken, "Filmi, gösterime sokmak için şu an uygun bir zaman değil" ifadeleri kullanıldı.
Ancak pek çok kişi, Trump'ın Twitter hesabından The Hunt filmini dolaylı olarak eleştirdiği açıklamalarından bir gün sonra filmin piyasaya sürülmesinin engellendiğini ifade etti.
Trump konuya ilişkin açıklamasında, "Gösterime girecek film, kaos yaratmayı hedefliyor. Kendi şiddetlerini yaratıyorlar sonra onunla başkalarını yakmak istiyorlar. Asıl ırkçı onlar ve ülkemiz için son derece tehlikeliler" dedi.
ABD Başkanı Trump'ın açıklaması, geçtiğimiz haftalarda ABD’de meydana gelen silahlı saldırılarla eş zamanlı geldi.
Film hiç gün yüzüne çıkmayacak mı?
The Hunt’ın yapımcılığını üstlenen Palmhouse Productions, filmin gösterime girmemesi kararı hakkında sessizliğini koruyor.
18 milyon dolar harcanarak çekilen The Hunt, 365 milyon dolara mal olan The Avengers gibi şirketin prodüksiyonluğunu üstlendiği diğer filmlere oranla maliyeti oldukça düşük kalıyor.
Yapım şirketinin sessizliğiyle birlikte filmin sinemalarda gösterime girip girmeyeceği ya da ücretli, çevrimiçi platformlara yüklenip yüklenmeyeceği ise halen daha belirsizliğini koruyor.
ABD’de The Hunt’la aynı kaderi paylaşan başka filmler de var mı?
Evet, ülkede yaşanan şiddet eylemlerinin ardından bazı filmlerin gösterimi iptal edilerek ileri bir tarihe ertelenmişti.
Bu filmler arasında 2003 yılının Nisan ayrında gösterime giren uzun metrajlı Phone Booth da yer alıyor. Filmin yönetmenliğini Joel Schumacher’ın üstlenirken başrolde İrlandalı aktör Colin Farrell oynamıştı.
Asıl gösterim tarihi 15 Kasım 2002 olan Phone Booth filmi, ABD’nin başkenti Washington’da meydana gelen keskin nişancı saldırıları nedeniyle 4 Nisan 2003 tarihine ertelenmişti.
NBC kanalında yayımlanan suç ve psikolojik gerilim dizisi Hannibal da 15 Nisan 2013 tarihinde Boston Maratonu'na düzenlenen bombalı saldırı sonrası toplu katliam içeren bir bölümünü kaldırmıştı.



Netflix'in iptallerine tepki yağıyor: İzleyiciler öfkeli

The Residence; Grey's Anatomy, Scandal ve Bridgerton gibi popüler dizilere imza atan yapım şirketi Shondaland'in en son projesiydi (Netflix)
The Residence; Grey's Anatomy, Scandal ve Bridgerton gibi popüler dizilere imza atan yapım şirketi Shondaland'in en son projesiydi (Netflix)
TT

Netflix'in iptallerine tepki yağıyor: İzleyiciler öfkeli

The Residence; Grey's Anatomy, Scandal ve Bridgerton gibi popüler dizilere imza atan yapım şirketi Shondaland'in en son projesiydi (Netflix)
The Residence; Grey's Anatomy, Scandal ve Bridgerton gibi popüler dizilere imza atan yapım şirketi Shondaland'in en son projesiydi (Netflix)

Netflix'in yılın en büyük çıkış yapan dizilerinden Pulse ve The Residence'ı iptal etmesi tepkiyle karşılandı. Her iki yapım da bu yılın başlarında gösterime girmişti.

What's On Netflix tarafından yılın en başarılı 5 yeni dizisi arasında gösterilmelerine rağmen bu övgüler dizileri kurtarmaya yetmedi.

Öte yandan, Bad Thoughts ve Bet gibi daha az izlenen bazı diziler ikinci sezon onayını almayı başardı.

Beyaz Saray'da geçen polisiye The Residence, Bıçaklar Çekildi (Knives Out) serisine benzetiliyordu. Uzo Aduba'nın, "dünyanın en iyi dedektifi" diye anılan Cordelia Cupp'ı canlandırdığı dizi, yayına girdikten sonraki iki hafta içinde yaklaşık 15 milyon izlenmeye ulaşmıştı.

Platformun ilk İngilizce medikal dizisi Pulse ise "Netflix'in Grey's Anatomy'si" diye anılmaya başlamıştı. Miami'deki hareketli Maguire Hastanesi'nde geçen dizi, acil servis ve cerrahi asistanlarının hem profesyonel hem kişisel mücadelelerini konu alıyordu. Pulse da ilk iki haftasında yaklaşık 15 milyon izlenmeye ulaşmıştı.

Ancak etkileyici final sahnesine rağmen dizi sessiz sedasız iptal edildi. 

Lisa Kudrow'un dizisine ne olacak?

Seyirciler için esas şok dalgasıysa, Aralık 2024'te yayın hayatına başlayan No Good Deed'in de geleceğinin belirsizliğe sürüklenmesiydi. Ray Romano ve Friends yıldızı Lisa Kudrow'un başrollerinde yer aldığı dizinin de akıbeti henüz netlik kazanmadı.

Yüksek profilli oyuncu kadrolarına ve olumlu eleştirilere rağmen The Residence'ın iptal edilmesi, No Good Deed'in de tehlikede olması Netflix'in kararlarını sorgulatan tepkilere neden oldu.

Birçok izleyici sosyal medyada tepkisini dile getirirken, özellikle The Residence'a yoğun destek verildi. Reddit'te bir kullanıcı, "Karakterin geçmişine dair geri dönüşleri çok beğenmiştim. İkinci sezonda karakteri daha da derinleştirebilirlerdi" dedi. 

Bir diğeriyse "Düşündüğümden çok daha fazla keyif aldım. İptal edilmesi çok üzücü" yorumunu yaptı.

"Sıcacık bir diziydi"

Yayın devinin "kaliteli dizileri iptal edip zayıf yapımları sürdürme" alışkanlığına vurgu yapan yorumlar da dikkat çekti. Bir başka kullanıcıysa "Bu sıcacık bir diziydi. Devamını izlemeyi gerçekten çok isterdim" diyerek üzüntüsünü paylaştı.

X'te de benzer yorumlar geldi: 

The Residence, şimdiye dek izlediğim en iyi dizilerden biriydi. O sezon ne yapması gerekiyorsa yaptı.

Bir hayran ise "Bu iptale çok sinirlendim" diyerek tepkisini ortaya koydu.

Bazı kullanıcılar The Residence'ı kurtarması için yapımcı Shonda Rhimes'a çağrıda bulundu: 

Çözülecek cinayetler furyası devam etmeli!

Independent Türkçe, Express, Metro