Cezayir’de öğrenci protestoları 25. haftasında

​13 Ağustos’ta Cezayir sokaklarındaki gösterilerden bazıları (AP)
​13 Ağustos’ta Cezayir sokaklarındaki gösterilerden bazıları (AP)
TT

Cezayir’de öğrenci protestoları 25. haftasında

​13 Ağustos’ta Cezayir sokaklarındaki gösterilerden bazıları (AP)
​13 Ağustos’ta Cezayir sokaklarındaki gösterilerden bazıları (AP)

Yüzlerce Cezayirli öğrenci, üniversitelerin tatilde olmasına rağmen, yoğun güvenlik önlemlerine rağmen yorulmaksızın rejim değişikliği ve demokrasi talep ederek, 25. haftada da başkent ve komşu şehirlerde gösterilerini sürdürdü.
Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) aktardığına göre başkentteki gösterilerde katılımcı sayısı her zamankine göre daha azdı. Ancak eylemciler, Ağustos ayında tüm üniversitelerin ve liselerin tatile girmesine rağmen “her salı günü iktidara karşı baskıyı sürdürme” çağrısı yaptı.
Cezayir Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih’in açıklamalarını protesto eden eylemciler, 1962 yılında ülkenin bağımsızlığından bu yana rejimde etkin tüm politikacı ve bürokratların görevden ayrılmasını talep etti.
Kayid Salih, son olarak 22 Şubat’tan bu yana devam eden ülke tarihinde eşi görülmemiş protesto hareketinin temel taleplerinin tam olarak karşılandığını ifade etmişti.
Öğretim görevlilerinin ve sıradan vatandaşların eşliğinde başkentteki eylemciler, “Rejim defol”, “Tutukluları serbest bırakın”, “Özgür ve Demokratik Cezayir” ve “Halk Bağımsızlık istiyor” şeklinde sloganlar attı. Yetkililer tarafından önerilen diyaloğu reddettiklerini açıklayan eylemciler, Ulusal Diyalog ve Arabuluculuk Heyeti’nin idaresine seçilen, eski Ulusal Halk Konseyi Başkanı ve eski Bakan Kerim Yunus’a karşı da sloganlar dikkaleri çekti.
Yetkililer, söz konusu heyeti 2 Nisan’da istifaya zorlanan eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın yerine geçecek ismi belirleyecek olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin koşullarını sağlamak amacıyla istişarelerde bulunmak için oluşturdu. Ancak protesto hareketi, geçici Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih ve General Ahmed Kayid Salih başta olmak üzere Buteflika döneminden (1999- 2019) kalan üst düzey yetkililerin istifasını istiyor.
Eylemciler, başkent sokaklarında 13 Ağustos’ta gerçekleşen protesto gösterileri sırasında medya organlarında çıkan haberleri de eleştirirken, özgürlük, şeffaflık ve halkın yanında durma çağrısı yaptı.
Öte yandan eylemciler, 13 Ağustos’ta askeri kuruluşun ülkedeki siyasi hayattan ayrılmasını talep eden sloganlar attı, protesto hareketi sırasında tutuklanan vicdan mahkumlarının serbest bırakılması hususundaki taleplerini ve sivil isyan çağrılarını yineledi. Söz konusu ayaklanma, Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih ve Başbakan Nureddin Bedevi başta olmak üzere eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika rejiminin tüm kalıntılarının istifasını hedefleyen taleplerine yanıt verilmesi amacıyla yeni bir baskı adımı olarak nitelendi. Eylemciler, Bin Salih’i Buteflika’nın en yakınındaki isimlerden biri olarak görüyor. Hareket ayrıca, Nureddin Bedevi’yi Buteflika ve partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi tarafından kazanılan seçimlerde “sahtekarlık mühendisi” olmakla suçluyor.
Genel İşler Fakültesi’nde öğrenci olan 22 yaşındaki Rania, 13 Ağustos’ta başkent Cezayir’de patlak veren gösteriler sırasında AFP’ye yaptığı açıklamada, “Cezayir gerçekten özgür ve demokratik olana kadar mücadelemizi sonuna kadar sürdürmemiz gerekiyor” dedi. Ulusal İstatistik Koleji öğrencisi olan 19 yaşındaki Sabrina Harbi ise “ifade özgürlüğü ve adaletle gerçek bir bağımsızlığa kadar” eylemleri devam ettireceklerini söyledi.
Şarku’l Avsat’ın haberine göre Eylemciler, Buteflika’dan bu yana ülkede güçlü bir isim olan Ahmed Kayid Salih’e atıfta bulunarak başkentte “İktidardaki askerlere hayır”, “Sivil devlete evet, askeri devlete hayır” sloganları attı.
Cezayir Üniversitesi’nde öğrenci olan 20 yaşındaki Hamid Masbah, “Talepler aynı ve yerine getirilene kadar devam edecek” dedi.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.