Mısır Rusya'daki kaza ile Dabaa projesinin ilişkilendirilmesini reddetti

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 2017 yılında nükleer enerji santrali projesinin hayata geçirilmesi için anlaşma imzalanmasının ardından (Reuters-arşiv)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 2017 yılında nükleer enerji santrali projesinin hayata geçirilmesi için anlaşma imzalanmasının ardından (Reuters-arşiv)
TT

Mısır Rusya'daki kaza ile Dabaa projesinin ilişkilendirilmesini reddetti

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 2017 yılında nükleer enerji santrali projesinin hayata geçirilmesi için anlaşma imzalanmasının ardından (Reuters-arşiv)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 2017 yılında nükleer enerji santrali projesinin hayata geçirilmesi için anlaşma imzalanmasının ardından (Reuters-arşiv)

Rusya’nın Severodvinsk kentinde geçtiğimiz Perşembe günü bir askeri tesiste nükleer roket denemesi sırasında meydana gelen ve en az 2 kişinin ölümüne yol açan patlamada radyasyon seviyesinin normalin 16 katına çıkması Mısır’da tartışma konusu oldu. Mısır’da inşa edilen  Dabaa Nükleer Enerji Santrali, Rusya Devlet Nükleer Enerji Kurumu (Rosatom) tarafından yapılıyor. Mısır hükümeti, özellikle sosyal medya kullanıcıları tarafından Severodvinsk kentindeki olayı, Dabaa Nükleer Enerji Santrali ile ilişkilendirilmesine tepki gösterdi.
Konuya ilişkin açıklama, Mısır'daki sosyal medya kullanıcılarının, Rusya’nın Dabaa projesini güvenli bir şekilde uygulayabilme becerisine dair korku ve eleştirilerinin ardından geldi.
Mısır Başbakanlığı tarafından resmi Facebook hesapları üzerinden yapılan açıklamada, “Mısır Nükleer Santraller Kurumu (NPPA) Rusya'daki olay ve bunun Dabaa Nükleer Santrali’ne bağlanmaya çalışılması hakkındaki değerlendirmesinde, nükleer reaktörle çalışan seyir füzesi testi ile genel olarak nükleer enerji santralleri arasında kesinlikle hiçbir bağlantı olmadığını teyit etti” denildi.
Açıklamada ayrıca, “Dabaa'daki nükleer santral, üçüncü nesildir. Yakıt yüklü 400 ton ağırlığındaki uçağın çarpışmasına dayanabilecek çift katlı bir binadan oluşuyor. 14 metreye varan tsunamiye ve insan müdahalesi olmadan kendiliğinden güvenle kapanabilme kabiliyetine sahip” ifadeleri yer aldı.
Mısır, Rusya ile işbirliği içinde, ülkenin kuzeybatısındaki Dabaa bölgesinde toplam 4 bin 800 megawatt kapasiteli dev bir nükleer santral kuruyor.
Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom’a göre ülkenin kuzeyindeki Arkhangelsk bölgesinde yer alan Nionoksa şehrinde bulunan askeri üste füze denemeleri sırasında yaşanan patlamada Rosatom bünyesinde çalışan beş nükleer bilim adamı hayatını kaybetti.
Rus ordusu ise olayda iki kişinin öldüğünü açıkladı.
Moskova, olayla ilgili tam bir açıklama yapmadığı için vatandaşlar, uzmanlar ve uluslararası analistler tarafından geniş çapta eleştirildi.
Çevreci örgütler, Savunma Bakanlığı’nın patlama hakkında ilk başta sessiz kalmasını radyoaktif sızıntı oluşumunu ifşa etmemek amacı taşıdığını öne sürerek, Rus makamlarından, olayın ayrıntılarını ortaya çıkararak varsa sızıntıyı kabul etmelerini talep etti.



Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
TT

Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)

Gazze'deki sağlık çalışanları, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım noktalarında her gün Filistinlilerin öldürüldüğünü anlatıyor.

Han Yunus’taki Nasser Hastanesi’nden Dr. Muhammed Sakr, haftalardır yüzlerce kişinin acile getirildiğini belirterek şunları söylüyor: 

Görüntüler gerçekten şok edici, kıyamet gününün dehşetini andırıyor. Bazen yarım saat içinde 100 ila 150 arasında, ağır yaralanmalardan ölümlere kadar çeşitli vakalar geliyor. Bu yaralanma ve ölümlerin yaklaşık yüzde 95'i ‘Amerikan gıda dağıtım merkezleri’ olarak adlandırılan erzak noktalarından geliyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Guardian’a konuşan doktor, GHF’nin yarattığı kaosun halihazırda çökmenin eşiğindeki sağlık sistemine daha fazla yük bindirdiğini belirtiyor: 

Zaten her yatakta bir hasta var ve bu ek vakalar bize inanılmaz bir yük getiriyor. Hastaları acil servisin zemininde tedavi etmek zorunda kalıyoruz. Yaralanmaların çoğu göğüs ve kafaya ateşli silahla yapılan saldırılarla oluşmuş. Bazı hastalar bacakları ve kolları ampute edilmiş halde geliyor.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden yapılan açıklamada da doktorların büyük bir yük altında ve çok zor koşullarda çalıştığı ifade ediliyor. Özellikle yaralı sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çekiliyor: 

Bir aydan biraz fazla bir sürede tedavi edilen hasta sayısı, önceki yıl boyunca meydana gelen tüm kazalarda tedavi edilen toplam hasta sayısını aştı. Yaralılar arasında bebekler, gençler, yaşlılar ve anneler var. Yaralıların çoğunu genç erkekler ve çocuklar oluşturuyor. Birçok kişi sadece aileleri için yiyecek veya yardım almaya çalıştıklarını söylüyor.

Komitenin Refah’taki hastanesinde çalışan sağlık görevlilerinden Haytam Hasan, günde 30 ya da 40 kişinin ameliyathaneye alındığını belirtiyor.

İsrail ordusu, 7 Ekim 2023’ten beri sürdürdüğü saldırılarda Gazze’deki 36 hastanenin neredeyse yarısını kullanılmaz hale getirdi. Kalan hastanelerse çok düşük kapasitede çalışıyor. Bunlara ek olarak Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre İsrail, savaşın başından bu yana en az 1580 doktoru ve sağlık görevlisini öldürdü.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, pazartesi günü yaptığı açıklamada, orduya Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinde "insani yardım kenti" kurulması talimatını verdiğini duyurmuştu. Gazze'deki tüm sivillerin kademeli olarak bu bölgeye toplanması, daha sonra da başka ülkelere sürülmesi hedefleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "Ortadoğu'nun Rivierasına" çevirme planı da tepki çekmişti. Trump, Filistinlilerin çevre ülkelere yerleştirilmesiyle bölgenin kontrolünün ABD'ye geçmesini ve Gazze'nin turizm merkezine dönüştürülmesini önermişti. 

Reuters’ın görüştüğü Gazzeliler, ABD ve İsrail’in sürgün planını kabul etmeyeceklerini söylüyor. Filistinli Mansur Ebu Hayer, şu ifadeleri kullanıyor: 

Burası bizim toprağımız. Kime bırakacağız, nereye gideceğiz?

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Reuters