Ebu Nidal örgütü ile Fransız istihbaratı arasındaki anlaşma tartışma konusu

Fransız istihbaratı ile Ebu Nidal grubu arasında yapıldığı ortaya çıkan sözlü anlaşmanın ardından ülkede tartışmalar patlak verdi

Ebu Nidal
Ebu Nidal
TT

Ebu Nidal örgütü ile Fransız istihbaratı arasındaki anlaşma tartışma konusu

Ebu Nidal
Ebu Nidal

Fransa “İç Güvenlik Genel Müdürlüğü”nün (DGSI) 83 yaşındaki eski Direktörü Yves Bonnet, 37 yıl önce -özellikle 1982'de- yaptığı çalışma nedeniyle son günlerde Fransız basınını işgal eden en önemli isim oldu.
Yves Bonnet, Fransa'nın eski Sosyalist Cumhurbaşkanı François Mitterrand yönetimi sırasında DGSI’ın başında bulunuyordu. 9 Ağustos 1982’de Filistin merkezli Ebu Nidal örgütüne bağlı üç kişilik bir grup, Les Rosiers Caddesi'ndeki Yahudi restoranı Jo Goldenberg’e baskın düzenledi. Restorana bomba ve silahlarla saldırıda bulunan grup 6 kişinin ölümüne ve 22 kişinin yaralanmasına yol açmıştı.
Yapılan istihbarat ve adli soruşturmaların ardından söz konusu grupta bulunan kişilerin Filistin Kurtuluş Örgütü'nden (FKÖ) ayrılan bir grup olan ve Fetih-Devrim Konseyi olarak bilinen Ebu Nidal örgütüyle ilişkileri olduğu ortaya çıktı. Ebu Nidal, bir dizi Arap başkenti arasında yer değiştirdi ve 2002 yazında Bağdat'ta öldü. Ebu Nidal’in ölümü hala belirsizliğini koruyor. Bazıları onun Irak istihbaratı tarafından tasfiye edildiğini söylerken, diğer bazı kimseler ise intihar ettiğini iddia ediyor. ABD istihbaratı asıl adı Sabri el-Benna olan Ebu Nidal’in aralarında Paris’in de bulunduğu 20 şehirde gerçekleştirdiği eylemler ile yüzlerce kişinin ölümünden sorumlu olduğunu açıkladı.
1983 ve 1985 yılları arasında DGSI’ın başında bulunan isim olan Bonnet neden son zamanlarda yeniden gündeme geldi?
Yves Bonnet, ilgili soruşturmadan sorumlu hakimin önünde, örgüt unsurlarının ülke topraklarında terör eylemlerinde bulunmamaları şartıyla Fransa’da dolaşmalarına göz yumulacağına dair Ebu Nidal örgütü ile sözlü bir anlaşma yaptığını itiraf etti.
Bu haber, üç gün önce Le Parisien Gazetesi’nde yer aldı ve sonrasında ülkede geniş çaplı bir tartışmanın başlamasına yol açtı. Olaya ilişkin ilk kınama Fransa'daki Yahudi cemaatinden geldi. Nitekim Fransa’da gerçekleştirilen terör eyleminde hedef alınan restoranın sahibinin Yahudi olmasının yanı sıra restoran müşterilerin çoğunluğu ve hakeza kurbanların büyük bir kısmı da Yahudi’ydi. Fransa Yahudi Kurumları Temsilciler Konseyi Başkanı Francis Kalifat, bu olayın soruşturması için bir meclis komitesi kurulması çağrısında bulundu. Kalifat, eski istihbarat başkanının açıklamalarının teyit edilmesi halinde bunun bir devlet skandalı olacağı ve ciddi sonuçlara yol açacağı değerlendirmesinde bulundu.
Aslında bu, Fransız istihbaratı ile Ebu Nidal örgütü arasında bir anlaşma yapıldığına dair ortaya çıkan ilk haber değil. Meşhur Fransız casuslardan biri olan General Philip Rondo da anılarında buna benzer açıklamalarda bulunmuştu. Ancak ilk kez bir anlaşmanın bulunduğuna dair teyit, bir istihbarat başkanı tarafından yapıldı. Bonnet, Ebu Nidal örgütünün temsilcileriyle şahsen görüşmediğini, fakat söz konusu anlaşmaya varmaları için yardımlarını gönderdiğini söylüyor. Bunun yanı sıra dönemin Cumhurbaşkanı Mitterrand Ofis Müdürü Gilles Menage’nin bu anlaşmadan haberinin olduğunu belirtiyor. Dolayısıyla bu durum Fransız Cumhurbaşkanı Mitterrand’ın da dolaylı olarak ilgili anlaşmadan haberinin olduğunu gösteriyor.
Bonnet, hakim önündeki soruşturmasında örgütle sözlü bir anlaşma yaptıklarını ve Fransız topraklarında daha fazla terörist saldırı gerçekleştirmemeleri karşılığında ülkeye gelmelerine izin verdiklerini söyledi. Bonnet, yardımcılarının kimliğini açıklamayı reddetti ve olayın tek sorumlusunun kendisini olduğunu ifade etti. Ayrıca anlaşma yapılan kimseler arasında Yahudi mahallesinde gerçekleştirilen operasyonlara katılanlardan kimsenin bulunmadığını dile getiren Bonnet, diğer örgüt unsurlarıyla bir anlaşma yapıldığı açıklamasında bulundu.
Fransa Yahudi Kurumları Temsilciler Konseyi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a “bu operasyondan sorumlu olanların Fransa'ya getirilmeleri ve hakim önüne çıkarılmaları için diplomatik ve adli seviyede gereken her şeyin yapılması” çağrısında bulundu.
Fransız adli makamları daha önce bu konuyla ilgili olarak dört kişi hakkında tutuklama emri çıkarmıştı. Bu kişilerden ikisi şuan da Ürdün’de, biri Filistin de, diğeri ise Norveç’te yaşıyor. İstihbarat görevlisinin açıklamasına göre anlaşmaya uyuldu ve 1983 yılının sonundan bu yana Fransız topraklarında herhangi bir terör saldırısı gerçekleşmedi. Le Parisien Gazetesi’nin aktardığına göre Bonnet, hakim karşısındaki açıklamasında, “Fransız topraklarında herhangi bir şey gerçekleşmediği takdirde, mesela İtalya’da terör eylemlerinde bulunmaları beni ilgilendirmiyor” ifadesini kullandı.



ABD, Venezuela açıklarındaki tankere el koydu: Trump’ın stratejisi nedir?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
TT

ABD, Venezuela açıklarındaki tankere el koydu: Trump’ın stratejisi nedir?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki petrol tankerine el koymasıyla Karayipler'de gerginlik arttı.

ABD Başkanı Donald Trump, dün yaptığı açıklamada Venezuela açıklarındaki petrol tankerine "iyi bir gerekçeyle" el koyduklarını savundu.

Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa ABD'nin hamlesi "hırsızlık ve uluslararası korsanlık eylemi" diye nitelendi.

Trump'ın "Venezuela petrolüne el koymak istediği" ve bu yüzden uyuşturucu kaçakçılığını bahane ederek ülke açıklarındaki gemilere saldırı düzenlediği savunuldu.

Adlarının paylaşılmaması şartıyla CBS'e konuşan kaynaklar, el konan tankerin adının Skipper olduğunu belirtiyor.

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 22 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 87 kişiyi öldürdü.

Kaynaklar, tankere yönelik harekatın USS Gerald R. Ford'dan kaldırılan iki askeri helikopterle gerçekleştirildiğini söylüyor.

20 yıllık tankere baskın düzenleyen ekipte özel harekatçıların ve donanma askerlerinin yer aldığı aktarılıyor.

ABD Adalet Bakanı Pam Bondi, X'ten yaptığı paylaşımda operasyonun görüntülerine yer vermiş, tankerin Venezuela'dan İran'a petrol taşıyarak yaptırımları deldiğini öne sürmüştü.

ABD Hazine Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları ve Hizbullah arasındaki petrol kaçakçılık ağında rol oynadığı gerekçesiyle Skipper'ı 2022'de yaptırım listesine almıştı.

Bakanlığın açıklamasında tankerin, yine ABD'nin yaptırım uyguladığı Rus iş insanı Viktor Artemov'un kontrolündeki şirketlerden birine ait olduğu savunulmuştu.

Geminin üzerinde Guyana bayrağı olması da dikkat çekti. Ancak Guyana yönetiminden yapılan açıklamada, geminin ülkede kaydı olmadığı iddia edildi.

Diğer yandan Reuters'ın aktardığına göre Venezuela limanlarında 80'den fazla tanker var ve bunlardan en az 30'u ABD'nin yaptırım listesinde.

Analizde, Venezuela'dan hareket eden tankerlerin genellikle konumlarını gizleyerek Çin ve Malezya'ya petrol taşıdığına dikkat çekiliyor. Bu gemilere, Venezuela devletine ait petrol şirketi PDVSA'nın limanlarında sahte isimler altında yükleme yapıldığı öne sürülüyor.

CNN'in haberinde de Trump'ın ekonomik baskıyı artırmak için tankeri hedef aldığı belirtiyor. Bölgede yaptırımları delerek petrol taşıyan "gölge filo" kaptanlarına gözdağı verilmek istendiği de yazılıyor.

Trump, ABD'nin 2019'dan beri yaptırım uyguladığı Latin Amerika ülkesine ekonomik baskıyı artıracaklarını önceki açıklamalarında belirtmişti.

Independent Türkçe, CBS, CNN, Reuters


ABD, UNRWA’yı terör örgütü mü ilan edecek?

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında 370'ten fazla UNRWA çalışanı öldürülmüştü (AFP)
Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında 370'ten fazla UNRWA çalışanı öldürülmüştü (AFP)
TT

ABD, UNRWA’yı terör örgütü mü ilan edecek?

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında 370'ten fazla UNRWA çalışanı öldürülmüştü (AFP)
Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında 370'ten fazla UNRWA çalışanı öldürülmüştü (AFP)

ABD, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) yaptırım uygulamayı planlıyor.

Reuters'ın aktardığına göre ABD Dışişleri Bakanlığı, UNRWA'ya terör suçları kapsamında yaptırım uygulamaya hazırlanıyor.

Gazze Şeridi, Batı Şeria, Lübnan, Ürdün ve Suriye'deki faaliyetleriyle milyonlarca Filistinliye yardım, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler sağlayan kuruma yönelik planların, bakanlıktaki bazı yetkililer tarafından endişeyle takip edildiği aktarılıyor.

Adlarının paylaşılmaması şartıyla konuşan kaynaklara göre UNRWA'nın "yabancı terör örgütü" listesine alınması da gündemde.

Böyle bir hamlenin, mültecilere yardım çabalarını altüst edebileceği ve halihazırda finansman kriziyle boğuşan UNRWA'nın faaliyetlerini felce uğratabileceği aktarılıyor.

Diğer yandan tüm ajansa mı yoksa UNRWA'da görev yapan belirli yetkililere mi yaptırım uygulanacağı henüz belli değil.

Dışişleri Bakanlığı'ndan gönderilen açıklamada UNRWA, "teröristlere yardım ve yataklık yaptığı kanıtlanmış yozlaşmış bir kuruluş" diye nitelendi:

Tüm seçenekler değerlendiriliyor. Henüz nihai bir karar alınmadı.

UNRWA'nın Washington direktörü William Deere ise ajansın yabancı terör örgütü ilan edilmesinin "hem eşi benzeri görülmemiş hem de haksız" bir karar olacağını vurguluyor:

Ocak 2024'ten bu yana, ABD Ulusal İstihbarat Konseyi de dahil 4 bağımsız kuruluş UNRWA'nın tarafsızlığını inceledi. Farklı zamanlarda ve farklı bakış açılarından yapılmış araştırmaların hepsi aynı sonuca vardı: UNRWA vazgeçilmez, tarafsız ve insani yardım alanında faaliyet gösteren bir kuruluştur.

Washington, UNRWA'nın en büyük finansal destekçisiydi. Ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın selefi Joe Biden, İsrail'in kuruluşu Hamas'a 7 Ekim 2023 saldırısında yardım etmekle suçlaması üzerine geçen yıl ocak ayında UNRWA'ya finansal desteği durdurmuştu. ABD, Hamas'ı terör örgütü listesine 1997'de almıştı.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, yıllardır UNRWA'nın kapatılmasını talep ediyor. Tel Aviv yönetimi, UNRWA'nın faaliyetlerini ve İsrail makamlarıyla temas kurmasını 30 Ocak'ta yasaklamıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel


AP’nin kadrajından: Yıla damga vuran 10 fotoğraf

İsrail ordusunun bu yıl da sürdürdüğü saldırılar nedeniyle savaşın başından beri öldürülen Filistinlilerin sayısı 70 bini geçti (Fotoğraflar: AP)
İsrail ordusunun bu yıl da sürdürdüğü saldırılar nedeniyle savaşın başından beri öldürülen Filistinlilerin sayısı 70 bini geçti (Fotoğraflar: AP)
TT

AP’nin kadrajından: Yıla damga vuran 10 fotoğraf

İsrail ordusunun bu yıl da sürdürdüğü saldırılar nedeniyle savaşın başından beri öldürülen Filistinlilerin sayısı 70 bini geçti (Fotoğraflar: AP)
İsrail ordusunun bu yıl da sürdürdüğü saldırılar nedeniyle savaşın başından beri öldürülen Filistinlilerin sayısı 70 bini geçti (Fotoğraflar: AP)

Gazze ve Ukrayna'daki çatışmalardan çeşitli ülkelerdeki protesto gösterileri ve doğal afetlere kadar bu yıl da dünyada birçok önemli olay yaşandı.

Amerikan haber ajansı Associated Press (AP), yıla damga vuran olayların fotoğraflarını paylaştı.

wef

Foto haber dosyasının kapağında, martta tutuklanmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'na destek protestolarından bir kare yer aldı.

ewf

6 Mart'ta çekilen başka bir fotoğraftaysa Ramazan'da Sultanahmet Camii'nin arkasından batan yarım ay görüntülendi.

ef

Ayasofya Camii önünde ağustosta düzenlenen Filistin'e destek gösterileri de ajansın Ortadoğu fotoğraflarının kapağında yer aldı.

er

Yazın çıkan orman yangınları ülkedeki birçok şehri etkiledi. AP, Çanakkale'ye bağlı Güzeleli'ndeki yangında ölen hayvanlarından birinin yanında ağlayan 64 yaşındaki çiftçi Turkan Özkan'ın fotoğrafını da paylaştı.

e

Suriye'de 8 Aralık'ta Beşar Esad'ın devrilmesi, bu yıl Ortadoğu’daki en çarpıcı gelişmelerden biri oldu. Devrik Suriye liderinin babası ve eski Suriye Cumhurbaşkanı Hafız Esad'ın heykeli rejim karşıtı isyancılar tarafından parçalandı.

fref

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonuyla başlayan savaşta İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırıları bu yıl da onbinlerce can aldı.

erfr

Nepal'de gençlerin başını çektiği protestolar sonucu hükümet devrildi. Eylülde başlayan eylemlerde göstericilerle polisler arasında sert çatışmalar yaşandı.

e

Enflasyon ve ekonomik krizle boğuşan Arjantin'de emekli maaşlarının iyileştirilmesi için düzenlenen haftalık protestolar dikkat çekti.

fer

ABD Başkanı Donald Trump'ın göçmenlere karşı başlattığı operasyonlar birçok şehirde bu yaz protesto edildi. En büyük eylemler Los Angeles'ta yaşandı.

erf

Grönland'ın Nuuk kentindeki evlerin üzerinde beliren Kuzey Işıkları'nın nefes kesici görüntüsü de AP'nin kadrajındaydı.
 

Independent Türkçe, AP