​Keşmirliler liderlerinin yokluğunda hayal kırıklığı ve kafa karışıklılığı yaşıyor

Hindistan sınır muhafızları dün Cammu yakınlarındaki Pakistan sınırında devriye gezdiler (AFP)
Hindistan sınır muhafızları dün Cammu yakınlarındaki Pakistan sınırında devriye gezdiler (AFP)
TT

​Keşmirliler liderlerinin yokluğunda hayal kırıklığı ve kafa karışıklılığı yaşıyor

Hindistan sınır muhafızları dün Cammu yakınlarındaki Pakistan sınırında devriye gezdiler (AFP)
Hindistan sınır muhafızları dün Cammu yakınlarındaki Pakistan sınırında devriye gezdiler (AFP)

Hindistan hükümetinin nüfusunun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Cammu Keşmir’in ‘özel statüsünü’ iptal etmesinin üzerinden 10 gün geçti. Geçen zamana rağmen bölgenin her köşesinde vatandaşlar, “Önümüzdeki günlerde neler yaşanacak?” sorusunu soruyor.
Cammu Keşmir’in yazlık başkenti Srinagar’da mesaj çok açık; “Narendra Modi hükümetinin yaptığı tam bir zorbalık ve asla kabul edilemez.”
Eğitimini Hindistan'ın Pune şehrinde sürdüren ve Kurban Bayramı tatili için Srinagar'a dönen mühendislik öğrencisi Basharat Malik düşüncelerini, “Tüm insanları ulusal kimlikleri yüzünden mahrum ettiler. Bu his hala kalpleri daraltıyor.  Hepsinin içinde baskın bir öfke ve ihanet duygusu var” ifadeleriyle dile getirdi.
Bölgede Kurban Bayramı kutlamaları sessizce devam ederken insanlar bayram namazlarını iki büyük tarihi cami ‘Cihannüma Camii’ ve ‘Iydgâh Camii’ dışındaki camilerde eda etti. Sınırlı sayıdaki yetkililer dışında bölge halkının halen internet ağları, mobil ve sabit telefon hatları ve yerel televizyon kanalları dahil olmak üzere hiçbir iletişim olanağına erişimi bulunmuyor.
Keşmirliler, camilerde, evlerde ve sokaklarda her yerde siyasi ve güvenlik alanında yaşanan gelişmeleri konuşurken herkes Hindistan hükümetinin aldığı kararın verdiği şaşkınlığı üzerinden atmaya çalışıyor. Keşmirliler sadece birkaç saat içinde, birçok ülkenin anayasasına göre onlar için değerli olan bir şeyi kaybettiler. Tartışmalı bölgenin sakinleri, şimdi ‘bu büyük adaletsizliğin sebebini’ merak ediyorlar.
Kutlama ve hüzün bir arada
Keşmir'de temkinli ve belki de fitnenin hakim olduğu bir atmosfer varken, Cammu ve Ladakh'taki bazı bölgeler, Hindistan hükümetinin kararını kutluyor. Kutlamadan hoşnutsuzluğa, sevinçten umutsuzluğa, gururdan hayal kırıklığına kadar bölgede yaşayan insanların duyguları çeşit çeşitti.
Bölge sakinlerinden Mabsar Vani, Anayasa’nın 370’inci maddesinin iptal edilmesinin bölgedeki çatışmanın niteliğini değiştirmeyeceğini belirterek Keşmirlilerin otuz yılı aşkın bir süredir siyasi hakları için mücadele ettiğini söyledi. Hindistan hükümetinin kendilerini silah zoruyla bu bölgeye soktuğunu söyleyen Vani, "Bölgeye katıldığımızda, Pakistan ile değil Hindistan ile bir anlaşmamız vardı. Şimdi anlaşmayı bozdular. Şuan aramızda ne gibi bir ilişki var?” dedi. Amacın ülkenin tek Müslüman çoğunluğa sahip bölgesinin demografisini değiştirmek olduğunu ifade eden Vani, “Bu karar demokratik değil ve tamamen yasa dışıdır” diye konuştu.
Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de çalışan Cabir Ahmed ise duygularını şu sözlerle paylaştı;
“370’inci maddenin aniden iptal edilmesi, birçok soruyu gündeme getiriyor. Bunlardan biri de daha uygulanabilir bir karar alınabilir mi sorusu. Belki de hükümet, maddeyi yürürlükten kaldırma konusunda uzlaşmaya varmış olabilir. Ya da kararın uzun vadeli faydaları hakkında gerçekçi ve eğitici bir kampanya başlatarak sokaktaki insanın desteğini alabilir. Hükümet neden sakin olmak yerine şaşırtıcı ve güçlü kararlar almayı tercih ediyor? Bölgedeki çoğu insanın ‘özel statü’ ile olan duygusal bağları göz önüne alındığında iptal kararı, bölge nüfusu üzerinde uzun vadede duygusal olarak olumsuz etki yaratabilir."
Keşmirliler, özel günlerde ve kutlamalarda dahi internet ve mobil cihazlarda yaşanan kesintiler ve sokağa çıkma yasaklarına alışkın. Ancak, 5 Ağustos’tan bu yana devam eden kısıtlamalar daha öncekilere hiç benzemiyor. İnternet ve mobil hat sağlayıcılarının bağlantısının kesilmesinin yanı sıra sabit hat ve televizyon yayınları da durduruldu. Keşmir’deki medya organları bir hafta boyunca internet sayfalarını güncelleyemediler.
Bölgede ayrıca daha önce benzeri görülmemiş önlemler alınması nedeniyle yüzlerce düğün iptal edildi veya ertelendi. İletişim eksikliği ve yerel gazete ve kanalların askıya alınması nedeniyle bilgiye erişim neredeyse imkansız hale geldi. Aileler, çalışabilen birkaç medya kuruluşundan düğünlerinin iptal olduğunu duyurmaya çalışıyor. Bu düğünlerden biri olan Büşra’nın düğünü de damat ve ailesinin Yeni Delhi'den bölgeye ulaşamamasının ardından düğün gününden sadece 3 gün önce iptal edildi.
Keşmir dışındaki akraba ve arkadaşlarıyla tek bir telefon görüşmesi yapabilmek için saatlerce sıraya giren insanlara sık sık rastlanır oldu. Bölge yönetimi, insanların aileleriyle iletişim kurmasına izin vermek için bölgenin farklı yerlerinde cep telefonu kabinleri kurdu.
"Savaşmaya hazırız"
370’inci maddenin iptaliyle ilgili görüşleri sorulduğunda son derece öfkelenen 22 yaşındaki Tarık Şeyh, başlangıçta konuşmak istemese de ardından, “Konuşmak istemiyorum. Bu adım, bölgeye daha fazla savaşçının gelmesine neden olacak. Haklarımızı savunmak için savaşmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
Keşmir hükümetinde çalışan bir mühendis olan İbrar Ali ise öfkeli bir şekilde, “Hindistan Başbakanı, Keşmir'in statüsünü değiştirmenin bölgeye barış ve refah getireceğini iddia ediyor. Hayır, bu karar bölgedeki şiddeti artıracak” diye konuştu.
Keşmirliler yaşadıkları hayal kırıklığının yanı sıra duygularını ifade edebilecekleri bir liderlikleri olmadığının da farkındalar. Hindistan tarafından ‘ayrılıkçı’ olarak kabul edilen liderlerin çoğu, ya bölge dışına, ya Hindistan’ın diğer bölgelerine sürüldüler ya da ev hapsinde tutuluyorlar. Bölgenin önde gelen eski liderlerinden Ömer Abdullah ve Mahbube Mufti, Srinagar'da Hindistan polisi gözetimi altında iki farklı otelde kalmaya zorlandı.
Soyadını belirtmek istemeyen bölge sakinlerinden Maruf, konuya ilişkin şunları söyledi;
“Keşmirli liderlerin ev hapsinde olduğunu biliyoruz. Hindistan hükümeti her şeyi istediği gibi düzenledi. Ama aynı zamanda savaşın uzun süreli olduğunu ve bitmediğini de biliyoruz. Akıllı olunması lazım. Onları şaşırtmak için doğru zamanı beklemeliyiz.”
Diğer yandan Cammu Keşmir'deki ana siyasi akıma katılmak için Hindistan İdari Servisi’ndeki görevinden ayrılan Şah Faysal, “Yeni Delhi’nin Cammu Keşmir’e ‘özel statü’ veren maddeyi iptal etmesi ve ardından bölgenin ikiye bölünmesi kararı alması, bölgedeki siyasi ana akımı sona erdiren ve Hindistan Anayasası çerçevesinde Keşmir anlaşmazlığını çözmeyi amaçlayan tüm Cammu Keşmir halkının yüzüne inen bir tokattır” dedi.
‘The Indian Express’ gazetesine açıklamalarda bulunan Faysal, “Bunu ortak tarihimizde yıkıcı bir dönüşüm olarak görüyorum.  Herkes bunun ulusal kimliğimizin, tarihimizin, toprak ve var olma hakkımızın kaçınılmaz bir sonu olduğunu düşünüyor. 5 Ağustos'ta yeni bir aşağılanma dönemi başlamıştır” ifadelerini kullandı.
2009 yılında Hindistan’a gelen ilk Keşmirli olan Faysal, “Cammu Keşmir Halk Hareketi’ni kurarak siyasi arenaya katılmak üzere bu yılın başlarında Hindistan İdari Servisi’ndeki görevinden istifa etti.
Şuan bu durumun kendisine bir meşguliyet duygusu verdiğini söyleyen Faysal, “Yaşananlar, Anayasa’ya inanan ve Anayasa’dan biraz olsun adalet alacağımızı düşünen bir kimse için büyük talihsizliktir. Geçtiğimiz birkaç günde konuştuğum Keşmirliler, Hindistan Anayasası'nın bize umut vaat edeceğini ve ona güvenmemiz gerektiğini söylediler. Bugün, Hindistan'ın gerçek yüzünü gördünüz. Bu insanlara ne cevap vereceğimizi bilememek son derece üzücü” şeklinde konuştu.
Tüm bu kınamalar arasında, birtakım çevreler ise bölgenin özel statüsünün iptali kararına övgüde bulundular. Cammu’daki Müslüman bir topluluk olan ‘Gujjar Bakarval’ cemaati üyeleri, Anayasa’nın 370’inci maddesinin yürürlükten kaldırılmasını kutladı. R S Bora köyü sözcüsü ‘İndian Today’ adlı haber sitesine yaptığı açıklamada, “50 yılı aşkın bir süredir ayrımcılığa uğradık. Sonunda biz de siyasi olarak temsil edileceğiz” dedi.
Rajouri köyü sakinlerinden biri ise “Hükümet, yüksek düzeyde bir karar aldı ve biz onu destekliyoruz. Ancak mezhepsel gerilimlerden korkuyoruz. Hükümet sakinleşmeli. Burada her zaman barış içinde yaşadık ve bunun böyle devam etmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
1990'lı yıllarda bölgedeki şiddeti en yüksek seviyeye tırmandıran ve savaşa sürükleyenler başta olmak üzere Keşmirli Hindular da Hindistan hükümetinin söz konusu kararını kutlayanlardandı. Keşmir'den yarım milyondan fazla insan zorla göç ettirilirken evlerini ve mülklerini silah zoruyla geride bıraktılar.
Aynı şekilde Hindistan hükümetinin kararını destekleyenler arasında Budist Ladakh topluluğu da bulunuyor.



Trump, başkentin bir simgesine daha gözünü dikti

Donald Trump, Lincoln Anıtı Yansıma Havuzu'nu "Biden'ın pisliği ve beceriksizliğinden" arındırma planlarını açıkladı (Reuters)
Donald Trump, Lincoln Anıtı Yansıma Havuzu'nu "Biden'ın pisliği ve beceriksizliğinden" arındırma planlarını açıkladı (Reuters)
TT

Trump, başkentin bir simgesine daha gözünü dikti

Donald Trump, Lincoln Anıtı Yansıma Havuzu'nu "Biden'ın pisliği ve beceriksizliğinden" arındırma planlarını açıkladı (Reuters)
Donald Trump, Lincoln Anıtı Yansıma Havuzu'nu "Biden'ın pisliği ve beceriksizliğinden" arındırma planlarını açıkladı (Reuters)

Sıradaki hedefinin Washington DC'nin hangi simgesi olduğunu açıklayan Donald Trump, Lincoln Anıtı Yansıma Havuzu'ndan "Biden'ın pisliğini ve beceriksizliğini" temizlemek istediğini iddia etti.

ABD Başkanı sosyal medyada bir video paylaşarak İçişleri Bakanı Doug Burgum'un yardımıyla tarihi havuzu "düzeltmeyi" planladığını söyledi.

30 saniyelik videoda opera sanatçısı Andrea Bocelli'nin Time to Say Goodbye şarkısı eşliğinde sudaki yapraklar ve kirler gösteriliyor.

Görüntülerde, halka sudan uzak durma uyarısı yapan bir tabela ve havuz temizleyicilerinin kirli, bataklık yeşili maddeleri fırçaladığı görülüyor.

Trump, Truth Social'da "Bu, Lincoln Anıtı Yansıma Havuzu'nun, İçişleri Bakanı Doug Burgum ve ben onu düzeltmeden önceki hali" diye yazdı. 

İyice inceleyin çünkü kısa süre sonra bu Biden pisliğini ve beceriksizliğini göremeyeceksiniz!

Videoda "Washington DC'yi Yeniden Güzel Yap" yazıyor.

Lincoln Anıtı'nın ev sahipliği yaptığı, Washington'ın en büyük yansıma havuzunun yapımı 1923'te tamamlandı. Washington DC'nin en ikonik yerlerinden biri haline gelen havuz, Martin Luther King Jr.'ın "I Have a Dream" (Bir Hayalim Var) konuşması gibi tarihi olaylara sahne oldu.

ABD Milli Park Hizmeti'ne göre geçen yıl yaklaşık 8,5 milyon ziyaretçiyi ağırladı.

Başkanın havuzla ilgili tam ne planladığı belli olmasa da Trump, ikinci döneminde sevilen simgelerde büyük değişiklikler yapmaktan geri durmadı.

Geçen ay, 300 milyon dolarlık bir balo salonuna yer açmak amacıyla tarihi Beyaz Saray Doğu Kanadı'nın buldozerlerle yıkılmasını emretmişti.

Trump o zaman yaptığı açıklamada, ülke başkanlarının "150 yıldır" içinde tuttuğu bir dileği yerine getirdiğini iddia etmişti.

Beyaz Saray'ın geleneksel olarak First Lady'ye ayrılan kısmını yıkma kararı, Michelle Obama başta olmak üzere birçok kişi tarafından eleştirildi.
 

ABD Başkanı, Washington DC'de Zafer Takı tarzında dev bir kemer inşa etmeyi planladığını duyurdu (AFP)

cdsfgrt
ABD Başkanı, Washington DC'de Zafer Takı tarzında dev bir kemer inşa etmeyi planladığını duyurdu (AFP)

Eski First Lady, "Burayı yermek, yıkmak, önemsizmiş gibi davranmak, o role nasıl baktığınızı gösterir" diye yanıt vermişti.

Daha sonra Trump, özel yatırımcıların fonuyla inşa edilecek balo salonu için Doğu Kanadı'nı yıkmasına gerek olmadığını itiraf etmiş ve sırf istediği için tarihi binayı yıkmasıyla ilgili espri yapmıştı.

Trump, Fox News'un The Ingraham Angle programında "Balo salonunu onun etrafına inşa edebilirdim" demişti. 

Ortada kalacak şekilde bırakarak harika bir balo salonunu sıradan bir balo salonuna feda etmek istemedim.

ABD Başkanı ayrıca Lincoln Anıtı'nın karşısına Zafer Takı tarzı devasa bir kemer inşa etme planlarını da açıklamış ve Jackie Kennedy'nin gül bahçesini kaldırımla kaplayıp Oval Ofis'e altın süslemeler yerleştirmişti.

The Independent cevap hakkı için Beyaz Saray ve İçişleri Bakanlığı'yla iletişime geçti.

Independent Türkçe 


Amerikan-Rus uzay mürettebatı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda sekiz aylık göreve başladı

Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
TT

Amerikan-Rus uzay mürettebatı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda sekiz aylık göreve başladı

Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)

Üç kişilik Amerikan-Rus mürettebat, dün bir Rus uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatıldıktan sonra görevlerine başladı.

Rus Soyuz MS-28 uzay aracı Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nden saat 04:27'de fırlatıldı.

Uzay aracında NASA astronotu Chris Williams ve iki Rus meslektaşı Sergey Mikaev ve Sergey Kud-Sverchkov bulunuyordu. Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre uzay aracı Uluslararası Uzay İstasyonu'na başarıyla kenetlendi.

Jcjc
Soyuz MS-28 uzay aracı, Rusya'nın Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nden Uluslararası Uzay İstasyonu'na bir keşif gezisi için fırlatılırken... 27 Kasım 2025 (Reuters)

Üç astronotun yörünge istasyonunda yaklaşık sekiz ay geçirmesi bekleniyor. NASA, fizikçi Williams ve askeri pilot Mikayev için bunun ilk uzay uçuşu olduğunu açıkladı. Kud-Sverchkov için ise bu, uzaya ikinci yolculuğu olacak.

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda mürettebat, NASA astronotları Mike Fincke, Zena Cardman ve Johnny Kim, Japon Uzay Ajansı astronotu Kimiya Yui ve Rus kozmonotlar Sergey Ryzhikov, Alexey Zubritsky ve Oleg Platonov'a katılacak.

NASA, Williams'ın insan uzay keşiflerini ilerletmek ve dünyadaki yaşamın iyileştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla istasyonda bilimsel araştırmalar ve teknik deneyler yürüteceğini duyurdu.


Rusya, uzaktan kumanda için beyin çipleriyle donatılmış "biyo-dronlar" sürdü piyasaya

Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)
Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)
TT

Rusya, uzaktan kumanda için beyin çipleriyle donatılmış "biyo-dronlar" sürdü piyasaya

Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)
Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)

Devlet kurumları tarafından desteklenen önde gelen bir Rus nöroteknoloji şirketi, beyinlerine yerleştirilen sinir çipleri kullanılarak uzaktan kontrol edilebilen güvercin sürüsü geliştirmek için yeni bir proje açıkladı. GB News'e göre bu hamle Batılı istihbarat teşkilatları arasında yaban hayatının modern casusluk amacıyla kullanılma potansiyeli konusunda endişelere yol açtı.

Ulusal Teknoloji Girişimi ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu'ndan fon alan şirket, PJN-1 veya "Biyo-Drone" adlı prototipinin, kuşun beynindeki belirli bölgeleri uyararak operatörlerden uçuş komutları alabildiğini belirtti.

Şirket, sistemin elektronik aksamlar ve bir GPS takip ünitesi içeren küçük, güneş enerjisiyle çalışan sırt çantasına bağlı bir mikroçipe dayandığını açıklıyor. Teknisyenler, kuşun içgüdülerini etkileyen ve sanki kendi kararını veriyormuş gibi sağa veya sola doğru yön değiştirmesini sağlayan darbeler göndererek ona rehberlik ediyor.

Şirketin kurucusu Alexander Panov, bu teknolojinin diğer büyük kuşlara da uygulanabileceğini belirterek, "Şu anda güvercin kullanıyoruz, ancak sistemler daha ağır yükleri taşımak için kargaları, kıyı gözetimi için martıları veya geniş okyanus alanlarında uçuş yapmak için albatrosları kullanacak şekilde geliştirilebilir" dedi.

Şirket, tek bir kuşun önceden eğitim almadan günde 310 mil, haftada ise bin 800 milden fazla yol kat edebileceğini iddia ediyor. Ancak, beyne mikro elektrot yerleştirilmesinden kaynaklanabilecek herhangi bir ölüm oranı açıklanmadı. Bu işlem, yalnızca birkaç milimetrelik hata payına sahip, oldukça hassas bir cerrahi müdahale gerektiriyor.

Şirket tanıtım açıklamasında, "Biyodronik güvercin, kafasından çıkan ince bir tel ve elektronik bileşenleri içeren küçük bir sırt çantası dışında, sıradan bir güvercinden hiçbir farkı yok" diyerek, temel amacının sivil ve endüstriyel gözetim, arama kurtarma ve güvenliği artırmak olduğunu vurguladı.

Açıklamada, bu kuşların düşme olasılığının "doğal kuş düşme olasılığından farklı olmadığı, düşük" olduğu ve bu nedenle kullanımlarının "şehir içinde güvenli" olduğu belirtildi. Ayrıca, özellikle Moskova gibi büyük güvercin popülasyonlarına sahip Rus şehirlerinde, bu kuşların doğal ortamlarına kolayca uyum sağladıkları ve bu nedenle tespit edilmelerinin "neredeyse imkansız" olduğu belirtildi.

Ancak güvenlik uzmanları, bu teknolojinin, minyatür kameralar veya gelişmiş sensörler yerleştirilerek veya hatta ulaşılması zor yerlerde hassas bilgileri toplamak için platformlara dönüştürülerek gelişmiş casusluk operasyonları için kullanılma potansiyeli konusunda uyardı.

Şirketin projelerinin tartışmalara yol açması ilk kez olmuyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre daha önce de süt üretimini artırmak için ineklerin sinir sistemini manipüle etmeye çalıştığı iddialarıyla karşı karşıya kalmıştı. Rusya'nın ayrıca, deniz yollarını devriye gezmek, mayın döşemek ve su altı keşif görevleri yürütmek için yunusları eğitmek de dahil olmak üzere, hayvanları askeri amaçlarla kullanma konusunda uzun bir geçmişi var.