​Keşmirliler liderlerinin yokluğunda hayal kırıklığı ve kafa karışıklılığı yaşıyor

Hindistan sınır muhafızları dün Cammu yakınlarındaki Pakistan sınırında devriye gezdiler (AFP)
Hindistan sınır muhafızları dün Cammu yakınlarındaki Pakistan sınırında devriye gezdiler (AFP)
TT

​Keşmirliler liderlerinin yokluğunda hayal kırıklığı ve kafa karışıklılığı yaşıyor

Hindistan sınır muhafızları dün Cammu yakınlarındaki Pakistan sınırında devriye gezdiler (AFP)
Hindistan sınır muhafızları dün Cammu yakınlarındaki Pakistan sınırında devriye gezdiler (AFP)

Hindistan hükümetinin nüfusunun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Cammu Keşmir’in ‘özel statüsünü’ iptal etmesinin üzerinden 10 gün geçti. Geçen zamana rağmen bölgenin her köşesinde vatandaşlar, “Önümüzdeki günlerde neler yaşanacak?” sorusunu soruyor.
Cammu Keşmir’in yazlık başkenti Srinagar’da mesaj çok açık; “Narendra Modi hükümetinin yaptığı tam bir zorbalık ve asla kabul edilemez.”
Eğitimini Hindistan'ın Pune şehrinde sürdüren ve Kurban Bayramı tatili için Srinagar'a dönen mühendislik öğrencisi Basharat Malik düşüncelerini, “Tüm insanları ulusal kimlikleri yüzünden mahrum ettiler. Bu his hala kalpleri daraltıyor.  Hepsinin içinde baskın bir öfke ve ihanet duygusu var” ifadeleriyle dile getirdi.
Bölgede Kurban Bayramı kutlamaları sessizce devam ederken insanlar bayram namazlarını iki büyük tarihi cami ‘Cihannüma Camii’ ve ‘Iydgâh Camii’ dışındaki camilerde eda etti. Sınırlı sayıdaki yetkililer dışında bölge halkının halen internet ağları, mobil ve sabit telefon hatları ve yerel televizyon kanalları dahil olmak üzere hiçbir iletişim olanağına erişimi bulunmuyor.
Keşmirliler, camilerde, evlerde ve sokaklarda her yerde siyasi ve güvenlik alanında yaşanan gelişmeleri konuşurken herkes Hindistan hükümetinin aldığı kararın verdiği şaşkınlığı üzerinden atmaya çalışıyor. Keşmirliler sadece birkaç saat içinde, birçok ülkenin anayasasına göre onlar için değerli olan bir şeyi kaybettiler. Tartışmalı bölgenin sakinleri, şimdi ‘bu büyük adaletsizliğin sebebini’ merak ediyorlar.
Kutlama ve hüzün bir arada
Keşmir'de temkinli ve belki de fitnenin hakim olduğu bir atmosfer varken, Cammu ve Ladakh'taki bazı bölgeler, Hindistan hükümetinin kararını kutluyor. Kutlamadan hoşnutsuzluğa, sevinçten umutsuzluğa, gururdan hayal kırıklığına kadar bölgede yaşayan insanların duyguları çeşit çeşitti.
Bölge sakinlerinden Mabsar Vani, Anayasa’nın 370’inci maddesinin iptal edilmesinin bölgedeki çatışmanın niteliğini değiştirmeyeceğini belirterek Keşmirlilerin otuz yılı aşkın bir süredir siyasi hakları için mücadele ettiğini söyledi. Hindistan hükümetinin kendilerini silah zoruyla bu bölgeye soktuğunu söyleyen Vani, "Bölgeye katıldığımızda, Pakistan ile değil Hindistan ile bir anlaşmamız vardı. Şimdi anlaşmayı bozdular. Şuan aramızda ne gibi bir ilişki var?” dedi. Amacın ülkenin tek Müslüman çoğunluğa sahip bölgesinin demografisini değiştirmek olduğunu ifade eden Vani, “Bu karar demokratik değil ve tamamen yasa dışıdır” diye konuştu.
Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de çalışan Cabir Ahmed ise duygularını şu sözlerle paylaştı;
“370’inci maddenin aniden iptal edilmesi, birçok soruyu gündeme getiriyor. Bunlardan biri de daha uygulanabilir bir karar alınabilir mi sorusu. Belki de hükümet, maddeyi yürürlükten kaldırma konusunda uzlaşmaya varmış olabilir. Ya da kararın uzun vadeli faydaları hakkında gerçekçi ve eğitici bir kampanya başlatarak sokaktaki insanın desteğini alabilir. Hükümet neden sakin olmak yerine şaşırtıcı ve güçlü kararlar almayı tercih ediyor? Bölgedeki çoğu insanın ‘özel statü’ ile olan duygusal bağları göz önüne alındığında iptal kararı, bölge nüfusu üzerinde uzun vadede duygusal olarak olumsuz etki yaratabilir."
Keşmirliler, özel günlerde ve kutlamalarda dahi internet ve mobil cihazlarda yaşanan kesintiler ve sokağa çıkma yasaklarına alışkın. Ancak, 5 Ağustos’tan bu yana devam eden kısıtlamalar daha öncekilere hiç benzemiyor. İnternet ve mobil hat sağlayıcılarının bağlantısının kesilmesinin yanı sıra sabit hat ve televizyon yayınları da durduruldu. Keşmir’deki medya organları bir hafta boyunca internet sayfalarını güncelleyemediler.
Bölgede ayrıca daha önce benzeri görülmemiş önlemler alınması nedeniyle yüzlerce düğün iptal edildi veya ertelendi. İletişim eksikliği ve yerel gazete ve kanalların askıya alınması nedeniyle bilgiye erişim neredeyse imkansız hale geldi. Aileler, çalışabilen birkaç medya kuruluşundan düğünlerinin iptal olduğunu duyurmaya çalışıyor. Bu düğünlerden biri olan Büşra’nın düğünü de damat ve ailesinin Yeni Delhi'den bölgeye ulaşamamasının ardından düğün gününden sadece 3 gün önce iptal edildi.
Keşmir dışındaki akraba ve arkadaşlarıyla tek bir telefon görüşmesi yapabilmek için saatlerce sıraya giren insanlara sık sık rastlanır oldu. Bölge yönetimi, insanların aileleriyle iletişim kurmasına izin vermek için bölgenin farklı yerlerinde cep telefonu kabinleri kurdu.
"Savaşmaya hazırız"
370’inci maddenin iptaliyle ilgili görüşleri sorulduğunda son derece öfkelenen 22 yaşındaki Tarık Şeyh, başlangıçta konuşmak istemese de ardından, “Konuşmak istemiyorum. Bu adım, bölgeye daha fazla savaşçının gelmesine neden olacak. Haklarımızı savunmak için savaşmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
Keşmir hükümetinde çalışan bir mühendis olan İbrar Ali ise öfkeli bir şekilde, “Hindistan Başbakanı, Keşmir'in statüsünü değiştirmenin bölgeye barış ve refah getireceğini iddia ediyor. Hayır, bu karar bölgedeki şiddeti artıracak” diye konuştu.
Keşmirliler yaşadıkları hayal kırıklığının yanı sıra duygularını ifade edebilecekleri bir liderlikleri olmadığının da farkındalar. Hindistan tarafından ‘ayrılıkçı’ olarak kabul edilen liderlerin çoğu, ya bölge dışına, ya Hindistan’ın diğer bölgelerine sürüldüler ya da ev hapsinde tutuluyorlar. Bölgenin önde gelen eski liderlerinden Ömer Abdullah ve Mahbube Mufti, Srinagar'da Hindistan polisi gözetimi altında iki farklı otelde kalmaya zorlandı.
Soyadını belirtmek istemeyen bölge sakinlerinden Maruf, konuya ilişkin şunları söyledi;
“Keşmirli liderlerin ev hapsinde olduğunu biliyoruz. Hindistan hükümeti her şeyi istediği gibi düzenledi. Ama aynı zamanda savaşın uzun süreli olduğunu ve bitmediğini de biliyoruz. Akıllı olunması lazım. Onları şaşırtmak için doğru zamanı beklemeliyiz.”
Diğer yandan Cammu Keşmir'deki ana siyasi akıma katılmak için Hindistan İdari Servisi’ndeki görevinden ayrılan Şah Faysal, “Yeni Delhi’nin Cammu Keşmir’e ‘özel statü’ veren maddeyi iptal etmesi ve ardından bölgenin ikiye bölünmesi kararı alması, bölgedeki siyasi ana akımı sona erdiren ve Hindistan Anayasası çerçevesinde Keşmir anlaşmazlığını çözmeyi amaçlayan tüm Cammu Keşmir halkının yüzüne inen bir tokattır” dedi.
‘The Indian Express’ gazetesine açıklamalarda bulunan Faysal, “Bunu ortak tarihimizde yıkıcı bir dönüşüm olarak görüyorum.  Herkes bunun ulusal kimliğimizin, tarihimizin, toprak ve var olma hakkımızın kaçınılmaz bir sonu olduğunu düşünüyor. 5 Ağustos'ta yeni bir aşağılanma dönemi başlamıştır” ifadelerini kullandı.
2009 yılında Hindistan’a gelen ilk Keşmirli olan Faysal, “Cammu Keşmir Halk Hareketi’ni kurarak siyasi arenaya katılmak üzere bu yılın başlarında Hindistan İdari Servisi’ndeki görevinden istifa etti.
Şuan bu durumun kendisine bir meşguliyet duygusu verdiğini söyleyen Faysal, “Yaşananlar, Anayasa’ya inanan ve Anayasa’dan biraz olsun adalet alacağımızı düşünen bir kimse için büyük talihsizliktir. Geçtiğimiz birkaç günde konuştuğum Keşmirliler, Hindistan Anayasası'nın bize umut vaat edeceğini ve ona güvenmemiz gerektiğini söylediler. Bugün, Hindistan'ın gerçek yüzünü gördünüz. Bu insanlara ne cevap vereceğimizi bilememek son derece üzücü” şeklinde konuştu.
Tüm bu kınamalar arasında, birtakım çevreler ise bölgenin özel statüsünün iptali kararına övgüde bulundular. Cammu’daki Müslüman bir topluluk olan ‘Gujjar Bakarval’ cemaati üyeleri, Anayasa’nın 370’inci maddesinin yürürlükten kaldırılmasını kutladı. R S Bora köyü sözcüsü ‘İndian Today’ adlı haber sitesine yaptığı açıklamada, “50 yılı aşkın bir süredir ayrımcılığa uğradık. Sonunda biz de siyasi olarak temsil edileceğiz” dedi.
Rajouri köyü sakinlerinden biri ise “Hükümet, yüksek düzeyde bir karar aldı ve biz onu destekliyoruz. Ancak mezhepsel gerilimlerden korkuyoruz. Hükümet sakinleşmeli. Burada her zaman barış içinde yaşadık ve bunun böyle devam etmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
1990'lı yıllarda bölgedeki şiddeti en yüksek seviyeye tırmandıran ve savaşa sürükleyenler başta olmak üzere Keşmirli Hindular da Hindistan hükümetinin söz konusu kararını kutlayanlardandı. Keşmir'den yarım milyondan fazla insan zorla göç ettirilirken evlerini ve mülklerini silah zoruyla geride bıraktılar.
Aynı şekilde Hindistan hükümetinin kararını destekleyenler arasında Budist Ladakh topluluğu da bulunuyor.



Zelenskiy: Rusya ile bin 200 esirin takası için çalışıyoruz

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Zaporijya bölgesindeki 65. Mekanize Tugayı'nı ziyareti sırasında askerlere hitap ediyor. (AFP)
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Zaporijya bölgesindeki 65. Mekanize Tugayı'nı ziyareti sırasında askerlere hitap ediyor. (AFP)
TT

Zelenskiy: Rusya ile bin 200 esirin takası için çalışıyoruz

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Zaporijya bölgesindeki 65. Mekanize Tugayı'nı ziyareti sırasında askerlere hitap ediyor. (AFP)
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Zaporijya bölgesindeki 65. Mekanize Tugayı'nı ziyareti sırasında askerlere hitap ediyor. (AFP)

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ve Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov, Kiev'in bin 200 Ukraynalının serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla Rusya ile esir takasını yeniden başlatmak üzere çalıştığını söyledi.

Zelenskiy bugün Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Takasların yeniden başlamasını sabırsızlıkla bekliyoruz... Bu amaçla birçok toplantı, müzakere ve görüşme yaptık” ifadelerini kullandı.

Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Umerov dün yaptığı açıklamada, Kiev'in ortaklarının desteğiyle Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) takasların yeniden başlatılması konusunda istişarelerde bulunduğunu söyledi. Umerov, “Bu müzakereler sonucunda taraflar İstanbul anlaşmalarına geri dönme konusunda anlaştılar... Bu, bin 200 Ukraynalının serbest bırakılmasıyla ilgili” dedi.

İstanbul anlaşmaları, 2022 yılında Türkiye'nin arabuluculuğuyla varılan esir takası anlaşmalarıdır ve Rusya ile Ukrayna arasında büyük ölçekli, koordineli takaslar için kurallar belirlemektedir.

O zamandan bu yana iki ülke binlerce esirin takasını gerçekleştirdi, ancak takaslar düzensizdi ve Şubat 2022'den bu yana Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşının cephe hatlarındaki gerginlikler nedeniyle sık sık kesintiye uğradı.

Operasyonun usul ve organizasyonel ayrıntılarını belirlemek için yakın gelecekte istişareler yapılacağını ifade eden Umerov, “Esaretten dönen Ukraynalıların Yeni Yıl ve Noel'i evlerinde, aile sofralarında ve sevdikleriyle birlikte kutlayabilmeleri için yorulmadan çalışıyoruz” dedi.

Diğer yandan Zelenskiy, Ukrayna'nın hava ve hava savunma kapasitesini güçlendirmek için yarın (pazartesi) Fransa ile imzalanacak bir anlaşma hazırlandığını, ertesi gün (salı) ise İspanya'da Ukrayna'ya hava savunma ve füze sistemleri konusunda destek verilmesi konusunu görüşeceğini söyledi.

Zelenskiy ayrıca, bugün Yunanistan ile kış aylarında doğal gaz ithalatına ilişkin bir anlaşma imzalayacağını bildirdi.


Ağır toplardan motosikletlere... Rusya, Ukrayna'daki askeri stratejisini nasıl değiştirdi?

Pokrovsk kenti yakınlarında Rus güçlerine havan topu ateşleyen Ukraynalı askerler (Reuters)
Pokrovsk kenti yakınlarında Rus güçlerine havan topu ateşleyen Ukraynalı askerler (Reuters)
TT

Ağır toplardan motosikletlere... Rusya, Ukrayna'daki askeri stratejisini nasıl değiştirdi?

Pokrovsk kenti yakınlarında Rus güçlerine havan topu ateşleyen Ukraynalı askerler (Reuters)
Pokrovsk kenti yakınlarında Rus güçlerine havan topu ateşleyen Ukraynalı askerler (Reuters)

Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı, son zamanlarda Moskova'nın askeri stratejisinde geleneksel savaş yöntemlerinden daha yenilikçi ve sıra dışı taktiklere doğru kayan önemli bir değişime tanık oldu.

Aylarca ağır topçu silahlarına yoğun bir şekilde güvenen ve ‘kıyma makinesi’ stratejisi olarak bilinen bir taktik izleyen Rusya yeni taktikler benimsemeye başladı. Bu taktikler arasında sivil araçların (motosikletler de dâhil) muharebe görevlerinde kullanılması da yer alıyor. Bu durum, Rusya’nın Ukrayna cephelerinde savaş yürütme biçiminde belirgin bir değişime işaret ediyor.

Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığına göre söz konusu değişim, sosyal medyada yaygın olarak paylaşılan (yoğun sisin içinden çıkan ve Ukrayna'nın doğusunda bulunan Donetsk bölgesindeki Pokrovsk şehrine doğru ilerleyen bir Rus askeri konvoyunu gösteren) bir videoda açıkça görülüyor. Videoda, bazı askerlerin motosikletlere bindiği, bazılarının ise harap bir kamyonun kasasında ayakta durduğu fark ediliyor. Bu sahne, Moskova'nın şu anda cephede uyguladığı alışılmadık taktikleri yansıtıyor.

Eğer Pokrovsk Rus kuvvetlerinin eline geçerse -ki bu artık giderek daha olası görünüyor-, burası Moskova’nın Mayıs 2023’te Bahmut’u ele geçirmesinden bu yana kontrol ettiği en büyük şehir olacak.

Bahmut gibi Pokrovsk da büyük ölçüde enkaza dönüştü ve stratejik önemi önemli ölçüde azaldı. Ancak Bahmut gibi Pokrovsk da Ukrayna direnişinin sembolü haline gelmiş bir şehir.

Bu nedenle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, burayı ele geçirmek için neredeyse her bedeli ödemeye hazır görünüyor. Dolayısıyla Ukrayna ordusu, durum her geçen gün kötüleşse de şehri savunmaya devam ediyor.

İki doğu kentinin kaderi birbirine çok benziyor gibi görünse de, sahadaki askerler, askeri gözlemciler ve analistler, Rusya'nın her iki kente yaklaşımının çok farklı olduğunu ve bu taktik değişikliğinin son iki yılda savaşın nasıl geliştiğini gösterdiğini söylüyor.

Bu değişimin başlıca nedeni, insansız hava araçlarının (İHA) yaygınlaşması. Modern teknolojik gelişmeler, bu araçların çok daha geniş mesafelere konuşlandırılmasını mümkün kıldı. Bu durum, Rus ve Ukrayna kuvvetleri arasındaki cephe hattının her iki tarafında ‘öldürme alanlarını’ fiilen genişletti ve böylece savaş alanında ilerlemeyi daha da zorlaştırdı.

‘Mantıklı bir değişim’

Pokrovsk'un kuzeydoğusundaki Kostyantynivka yakınlarında konuşlanmış Ukrayna 129. Tugayı’ndan bir asker CNN'e, birliğinin Rus kuvvetleriyle motosikletler üzerinde yaptığı ilk karşılaşmanın ‘son derece beklenmedik’ olduğunu, ancak buna rağmen mantıklı olduğunu söyledi.

“Bu mantıklı. Biz İHA'larla saldırıyoruz ve bu durumda onların hafif nakliye araçlarıyla hareket etmesi daha kolay” diyen asker, güvenlik nedeniyle isminin açıklanmamasını istedi.

Ukrayna Savunma Bakanlığı salı günü, yaklaşık 300 Rus askerinin Pokrovsk'ta olduğunu ve çatışmaların halen devam ettiğini bildirdi.

Tıbbi tahliye zorluğu

Rusya, 2024 yılının başlarında doğudaki Avdiyivka hattını yarıp geçmesinden bu yana, neredeyse iki yıldır yavaş bir şekilde Pokrovsk yönünde ilerliyor.

Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan Savaş Çalışmaları Enstitüsü (ISW) bünyesindeki Avrupa Savunma Projesi Direktörü Mason Clark, tıpkı Avdiyivka’nın ele geçirilmesinde olduğu gibi, Rusya'nın Pokrovsk’a doğru ‘nihayetinde Ukrayna güçlerini geri çekilmeye zorlamak veya onları tamamen kuşatmak amacıyla yavaş yavaş ilerlediğini’ belirtti.

Clark şöyle devam etti: “Bu, Bahmut’ta yaşanan süreçten farklı; Bahmut daha çok yoğun ve doğrudan bir kentsel saldırıydı. Pokrovsk’ta ise operasyonel hedef, şehri tamamen temizlemekten ziyade Ukrayna kuvvetlerini kuşatmaktı.”

Rus kuvvetleri Pokrovsk’u tamamen abluka altına alamamış olsa da, Ukrayna’nın ikmal hatlarını kesmeyi başardı.

Pokrovsk ve komşu Mirnograd kentinde halen çatışan bir Ukraynalı sağlık görevlisi, şehirden tıbbi tahliyenin neredeyse imkânsız olduğunu söyledi. Zira tahliye araçları şehre 10-15 kilometreden fazla yaklaşamıyor ve bu mesafe bile İHA’lar nedeniyle son derece tehlikeli.

Sağlık görevlisi CNN’e şunları söyledi: “Ağır yaralılar tıbbi stabilizasyon noktasına ulaşamıyor. Orta derecede yaralanan biri, şanslıysa oraya ulaşabilirse ağır duruma düşüyor. Hafif yaralanmalar ise çoğu zaman orta seviyeye dönüşüyor… Şu anda, yerlerinden çıkaramadığımız, iki haftadır ağır yaralı birkaç kişi var. Bir kişi de bir haftadır ağır durumda ve onu da çıkaramıyoruz.”

gt
Ukrayna'nın Donetsk bölgesindeki Pokrovsk kentinde hasar görmüş binaların önünden geçen Ukraynalı bir asker (AP)

Ukrayna ordusu, yaralıları tahliye etmek için insansız zırhlı araçlar kullanmayı deniyor ancak Pokrovsk’ta görev yapan sağlık görevlisi, bu araçların büyük miktarda Rus ateşine maruz kaldığını belirtiyor. Uluslararası hukuka göre, silahsız ve açık şekilde işaretlenmiş tıbbi taşıma araçlarına saldırmak yasak olmasına rağmen bu saldırılar devam ediyor.

Küçük gruplar gizlice sızıyor

2023’ün ilk yarısında Bahmut’taki savaş, Ukraynalıların ‘kıyma makinesi’ adını verdiği saldırılarla karakterize edildi. Bu taktik kapsamında Rus birlikleri, Ukrayna’nın iyi tahkim edilmiş mevzilerine doğru ilerlemeye devam ediyordu. Bu stratejinin temel fikri, Ukrayna kuvvetleri ateş açtığında kendi mevzilerini ele vermeleriydi.

Bu taktik, esasen öldürülmek üzere cepheye gönderilen Rus askerleri arasında çok yüksek kayıp oranlarına yol açtı. Geri çekilmek isteyenler, üstleri tarafından öldürülme tehdidiyle karşı karşıya kaldılar.

Bahmut'ta savaşan Ukraynalı askerler CNN'e, her gün onlarca Rus askerini öldürdüklerini ve cesetlerini tarlalarda donmaya bıraktıklarını, ertesi gün ise aynı görev için başka bir asker dalgasının gönderildiğini söylediler. Sonunda, ezici sayısal baskı sayesinde, bu Rus yöntemi aylarca süren çatışmalardan sonra Ukrayna ordusunu yormayı başardı.

Ancak şimdi taktikler değişti.

Mason Clark, “Bahmut'ta Wagner, Ukrayna'nın ateşini çekmek için adamlarını açık alanlara gönderiyor ve onların öldürülmesini bekliyordu. Şimdi amaç, bu adamların mümkün olduğunca çoğunu Ukrayna mevzilerine yaklaştırmak. Artık öldürülmek için gönderilmiyorlar” ifadelerini kullandı.

129. Tugay'dan bir Ukrayna askeri, Rus saldırı gruplarının küçüldüğünü bildirdi.

Güvenlik nedenleriyle isminin açıklanmamasını isteyen asker, “Kentsel alanlarda eskiden beş ila yedi kişilik gruplar halinde hareket ediyorlardı. Şimdi ise üç kişiden fazla olmuyorlar. Ekranda hareketlilik olmadığı için keşif İHA'larıyla onları takip etmek zor” dedi.

Ukrayna İHA biriminden başka bir asker, Rusların genellikle üç kişilik gruplar halinde hareket ettiğini ve kayıp oranlarının yüksek olduğunu bildirdi.

Geçen hafta isminin açıklanmaması kaydıyla CNN'e konuşan asker, “Onlar, üç kişiden ikisinin öldürüleceği, fakat birinin şehre ulaşarak orada tutunabileceği gerçeğine güveniyorlar” dedi.

Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı’nın tahminlerine göre, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya karşı başlattığı geniş çaplı işgalden bu yana verdiği 1,1 milyondan fazla zayiatın üçte biri yalnızca bu yıl öldürülen veya yaralanan askerlerden oluşuyor.

Clark, “Bu durum Ruslar açısından mantıklı. Çünkü son derece yavaş bir ilerleme temposunu kabullenmiş durumdalar ve bu tür operasyonel yaklaşım çok yavaş ilerliyor… Oysa 2022 ve 2023 yıllarında hâlâ hızlı ilerlemeye daha fazla önem veriyorlardı” ifadelerini kullandı.


Venezuela, Trinidad ve Tobago ile ABD arasında yapılan ‘sorumsuz’ askeri tatbikatları kınadı

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
TT

Venezuela, Trinidad ve Tobago ile ABD arasında yapılan ‘sorumsuz’ askeri tatbikatları kınadı

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro dün yaptığı açıklamada, Washington'ın Karayipler'deki askeri varlığını artırması nedeniyle, ABD ile müttefiki Trinidad ve Tobago arasında yapılan ‘sorumsuz’ askeri tatbikatları kınadı.

Karakas, Washington'un uyuşturucu çetelerine karşı olduğunu söylediği Karayipler'deki ABD askeri faaliyetlerinin, solcu lider Maduro'yu devirmek için bir bahane olduğunu düşünüyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre bu, ABD ile Trinidad ve Tobago tarafından bir aydan kısa bir süre içinde gerçekleştirilen ikinci ortak tatbikat.

Ekim ayında, güdümlü füzelerle donatılmış bir ABD destroyeri, Venezuela'nın ‘kışkırtıcı’ olarak nitelendirdiği eğitim tatbikatları yapmak üzere dört gün boyunca Trinidad'da demirledi.

Maduro dün Karakas'ta düzenlenen bir etkinlikte şunları söyledi: “Trinidad ve Tobago hükümeti, bir kez daha sorumsuz askeri tatbikatlar yapacağını duyurdu ve Sucre eyaleti açıklarındaki sularını, Venezuela gibi bir devleti tehdit etmeyi amaçlayan askeri tatbikatlar için kullanıma açtı.”

Maduro, doğu eyaletlerindeki destekçilerini, 16-21 Kasım tarihleri arasında yapılması planlanan tatbikatlar sırasında ‘protesto gösterileri’ düzenlemeye çağırdı.

Trump yönetimi haftalar önce Karayipler ve Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edilen tekneleri hedef alan saldırılar başlatmıştı. Ayrıca hava ve deniz kuvvetlerini de devreye soktu; uçak gemisi USS Gerald R. Ford’un salı günü bölgenin kıyılarına ulaştığı duyuruldu.

Son birkaç hafta içinde Washington, uluslararası sularda yaklaşık 20 tekneyi hedef alan saldırılar düzenledi ve ABD verilerine göre en az 76 kişi öldü.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth perşembe günü Latin Amerika'da ‘terörist uyuşturucu kaçakçılarına’ karşı askeri operasyon başlatıldığını duyurdu; ancak bu operasyonun mevcut ABD askeri konuşlanmasından nasıl farklılaşacağı belirsizdi.

ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela konusunda ne yapılacağına dair bir karar verdiğini ima ederek, “Ne olduğunu size söyleyemem, ancak uyuşturucu akışını durdurma konusunda Venezuela ile büyük ilerleme kaydettik” dedi.