​Cebel-i Lübnan krizinde siyasi çözüm askeri seçeneği engelledi

General Joseph Avn
General Joseph Avn
TT

​Cebel-i Lübnan krizinde siyasi çözüm askeri seçeneği engelledi

General Joseph Avn
General Joseph Avn

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın gözetimindeki uzlaşma toplantılarında ulaşılan siyasi çözüm yolu krize dair askeri çözüm önerilerini boşa çıkardı.
Üst düzey bir bakanlık kaynağı, (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareketi (ÖYH)’nden bazı kesimlerin Cebel-i Lübnan krizine askeri çözümde ısrar ettiğini ancak ÖYH Genel Başkanı Cibran Basil’in uzlaşı toplantıları sonrası bu talepleri geri çevirdiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Avn, olaydan hemen sonra Yüksek Savunma Konseyi’ne başkanlık etmişti.
Kaynaklar askeri çözüm yerine siyasi çözümü savunmada Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin en başta gelen isim olduğunu belirtti.
Askeri çözüm taraftarlarının bu görüşlerini açıkça telaffuz etmekten kaçındıkları ancak bazı bölgelerde olaya karışanların tutuklanabilmesi için güvenlik şeridinin oluşturulması ya da bölgede ordu devriyelerinin gezmesi gibi önerilerin arkasına saklandıkları belirtiliyor.
Bakanlık kaynağı, Avn’ın askeri çözüme taraftar olmadığı siyasi çözüme odaklanılması gerektiğini düşündüğünü aktardı.
Kaynak, bazı bakanların orduyu siyasi sahaya çekme çabalarında başarılı olamadıkları ve ordunun görevinin istikrar ve huzuru sağlamak olduğunu belirtti ve siyasi nitelikteki diğer önlemlerle desteklenmeyen askeri çözümün de başarısız olacağını vurguladı.
Bazı bakanlar korkuları abartarak Avn’ı çekmek istedikleri yere çekmekte başarılı olamadılar. Özellikle bölgede olay çıkmasını engellemek için konuşlandırılan birliklerden sonra.
Mişel Avn’ın olayın gerçekleştiği ilk andan itibaren diğer bölgelere yayılma olasılığına karşı uyarıda bulunduğunu ve bu nedenle ordunun istikrarı korumak üzerinde yoğunlaştığı ifade edildi.  Cumhurbaşkanı Avn’ın yüksek siyasi kriz seviyesine rağmen ordunun istikrarı koruyan bir seviyede tutulmasını sağlayarak testi geçtiği vurgulandı.
Kaynağın belirttiğine göre bakanlardan biri olayı askeri çözüme taşımak niyetiyle güvenlik güçlerinden olayı araştıracak bir güvenlik komisyonu kurulmasını istemiş ancak bu pek çok sebepten dolayı reddedilmişti.
Cebel-i Lübnan krizi nedir?
Şeyh Nasıruddin el-Garib kendisini Cebel-i Lübnan'daki "Şeyhu’l Akl" (Tüm Dürzilerin Dini önderi) olarak kabul ediyor. ve Canbolat’ın muhalifi olduğu zikredilirken, Lübnan devleti ise Dürzileri temsil eden Dini otorite  Şeyhu’l Akl olarak Canbolat’ın da desteklediği Şeyh Naim Hasan'ı kabul ediyor.
Dürzi tabanlı İlerici Sosyalist Parti (İSP) ile (Dürzi) Lübnan Demokratik Partisi (LDP) arasındaki siyasi kriz, 30 Haziran’da Mültecilerden Sorumlu Devlet Bakanı Salih el-Garib’in 2 korumasının öldürülmesi ve 3 korumasının da yaralanması sonrasında tırmandı. Garib, İSP'nin rakibi LDP mensubu.
Saldırı Maruni Hristiyan tabanlı Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) Genel Başkanı Cibran Basil'in bölgeyi ziyareti esnasında Basil'in konvoyuna düzenlendiiği için Cebel-i Lübnan'daki Hristiyan kesimi de krizin bir tarafı yapıyor.
Cebel-i Lübnan ili, başkent Beyrut çevresindeki Lübnan'ın merkezi bölgesini oluşturuyor. 1 milyon 800 bin nüfuslu dağlık bölgenin yüzde 85'i Maruni Hristiyan, yüzde 10'u Dürzi, yüzde 3'ü Şii ve yüzde 2'si Sünnilerden müteşekkil. Krizin yaşandığı Aley ilçesinde ise Dürzi ağırlıklı olmakla birlikte Hristiyan nüfus da bulunuyor.
Lübnan kamuoyu ve Uluslararası toplum Cebel-i Lübnan'da patlak verecek bir iç çatışmanın tüm ülkeye yayılmasından ve 1975-1990 yıllarında yaşanan iç savaşın tekrarlanmasından endişe ediyor.



Rapor: ABD İsrail-Suriye anlaşması için ‘ön görüşmeler’ yapıyor

 ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

Rapor: ABD İsrail-Suriye anlaşması için ‘ön görüşmeler’ yapıyor

 ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

ABD'li haber sitesi Axios dün, ABD'li ve İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde Başkan Donald Trump yönetimi İsrail ve Suriye arasında olası bir güvenlik anlaşması için “ön görüşmeler” yürüttüğünü belirtti.

Axios'a göre, resmi normalleşme şu anda masada olmasa da bu görüşmeler, gergin İsrail-Suriye sınırı boyunca gerilimi azaltma ve güvenlik düzenlemelerini güncelleme çabalarına yönelik gelecekteki diplomatik angajmanların önünü açabilir.

Beyaz Saray dün yaptığı açıklamada, Trump'ın Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldıran bir kararname imzalayacağını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Axios'tan aktardığına göre üst düzey bir İsrailli yetkili, Washington'un İsrail ve Suriye arasında güven inşa etmeyi ve ilişkileri kademeli olarak geliştirmeyi tercih ettiğini, İsrail'in ise her türlü müzakerenin sonunda tam bir barış anlaşması ve normalleşmeyle sonuçlanacağına dair garanti istediğini ifade etti.

Bir başka İsrailli yetkili ise bir anlaşmanın “yakın olmadığı” uyarısında bulunarak, somut ilerleme kaydedilmesinin zaman alacağını vurguladı.

ABD web sitesine konuşan üst düzey bir İsrailli yetkili, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun bu ayın başlarında Trump'ın Suriye elçisi Tom Barrak'a, yeni Suriye hükümetiyle ABD arabuluculuğunda yeni bir güvenlik anlaşması müzakere etme arzusunu ilettiğini söyledi.

Kaynağa göre İsrail, 1974 tarihli ayrılma anlaşmasının güncellenmesiyle başlayıp, kapsamlı bir barış anlaşması ve tam normalleşmeyle sona erecek bir dizi geçici anlaşma hedefliyor.