Irak ordusunun feshedilmesini isteyen İran yanlısı din adamına tepkiler sürüyor

Irak ordusuna destek için yapılan gösteriler (Al Arabiya kanalı)
Irak ordusuna destek için yapılan gösteriler (Al Arabiya kanalı)
TT

Irak ordusunun feshedilmesini isteyen İran yanlısı din adamına tepkiler sürüyor

Irak ordusuna destek için yapılan gösteriler (Al Arabiya kanalı)
Irak ordusuna destek için yapılan gösteriler (Al Arabiya kanalı)

Irak Nuceba Hareketi üyesi Yusuf Nasıri’nin Irak ordusuna yönelik ‘paralı askerler’ sözlerine tepkiler sürüyor.
İran yanlısı Iraklı din adamı Nasıri, Perşembe günü katıldığı bir televizyon programında ‘paralı askerler’ nitelemesini kullandığı Irak ordusunun feshedilerek yerine Haşdi Şabi’nin getirilmesi teklifinde bulunmuştu.
Nasıri, dünkü açıklamasında da teklifini yineleyerek, Saddam Hüseyin’in düşmesinin ardından 2004’te ABD'nin Irak'taki sivil yöneticisi Paul Bremer kararıyla kurulan ordunun, feshedilmesi ve ABD’nin Bağdat Büyükelçisi’nin sınır dışı edilerek, büyükelçiliğin kapatılması gerektiğini söyledi.
Irak Savunma Bakanlığı’ndan Perşembe günü yapılan açıklamada, Nasıri hakkında dava açıldığı bildirilmişti.
Bakanlık, açıklamasında, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Parlamento Başkanlığı’na ‘Irak ordusunun yanında olma ve hakaret eden herkesin hesap vermesini sağlama’ çağrısında bulunuldu. Ayrıca ordunun ‘paralı değil, ulusal olduğu’ vurgusu yapıldı.
Nuceba Hareketi yetkilileri ise Nasıri’nin orduyla ilgili açıklamalarının hareketi temsil etmediğini belirtti.
Nuceba Hareketi Genel Sekreter Yardımcısı Nasr eş-Şummari, geçtiğimiz Perşembe günü yaptığı açıklamada, Nasıri’nin hareketle bağlantısı olmadığını belirterek, ordu ile ilgili ifadelerin hareketi temsil etmediğini, Nasıri’nin şahsi görüşü olduğunu vurguladı.
Şummari: Talihsiz bir görüş olarak değerlendiriyoruz
Şummari, “Talihsiz bir görüş olarak değerlendiriyoruz. Ordu olmadan devletin var olması ve hayatta kalması kesinlikle söz konusu değildir” dedi.
Nuceba Hareketi, önceki gün orduya gönderdiği telgrafta, ordu için ‘Irak’ın surları, güçlü kalesi ve ulusunun kimliği’ nitelemelerinde bulunurken, orduya karşı yapılan açıklamaların, hareketi ve kadrolarını temsil etmediği belirtildi.
Geçtiğimiz yıllarda Asaib Ehli Hak grubundan ayrılarak kurulan ve Suriye savaşında yer alan İran destekli silahlı milis grubu Nuceba Hareketi, hâlihazırda Haşdi Şabi çatısı altında faaliyetlerini sürdürüyor.
Haşdi Şabi tarafından yapılan açıklamayla, Nasıri’yle bir bağlantısı oldukları iddiaları reddedildi. Açıklamada, Nasıri’nin Haşdi Şabi’ye bağlı olmadığı, örgüt içerisinde makam ve resmi bir sıfatının bulunmadığı kaydedildi.
Sadr Hareketi tarafından desteklenen, Irak’ta Halk Protestolarını Denetleme Merkez Komitesi, önceki gün bazı sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla başkent Bağdat başta olmak üzere bazı illerde orduya destek gösterileri düzenledi.
Hukuk çevreleri ise Nasıri hakkında, 1969 yılında kabul edilen 111 numaralı kanun maddesinin 169’uncu maddesi uyarınca işlem yapılması çağrıları yapıyor. Söz konusu maddeye göre, ‘halk arasında fitne çıkararak düşmanın ülkeye girmesine veya ilerlemesine yardım etme, silahlı kuvvetlerin moralini zayıflatma, ordu mensuplarının düşmana katılmasına, teslim olmasına teşvik etme veya ülkeye olan bağlılıklarını ve onu korumaya yönelik güvenlerini sarsma’ suçlarını işleyenlerin idamla cezalandırılması öngörülüyor.
Hükümet sessiz kaldı
Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi hükümetinden orduyla ilgili ifadelere karşılık henüz bir açıklama yapılmadı.
İbadi: Irak’ı savunmak boynumuzun borcudur
Irak’ın eski Başbakanı Haydar el-İbadi ise Twitter hesabı üzerinden paylaştığı orduya destek mesajında, “Sizinle birlikte savaştım. Halkınızdan yana olan vatanseverliğiniz bütün halklara bir dokunuş sağladı. Bir yöneticiden, bir mezhepten veya bir partiden taraf olmadınız. Vatanına sadık askerler oldunuz. Sizlere şunu diyorum: Irak’ı savunmak boynumuzun borcudur. Bugün kahramanlık, egemenlik ve fedakârlığın sembolü sizsiniz” diye yazdı.
Irak eski Başbakanı ve Vataniyye Koalisyonu lideri İyad Allavi, önceki gün Twitter üzerinden paylaştığı mesajda, “Irak ordusunun tarihi ve fedakârlığı, onu küçümseyen, rolünü hafife alan, Irak’a ait silahlı kuvvetlerin veya onun cömert halkını savunan bir ordusunun olmamasını arzulayan açıklamalardan daha büyüktür” ifadelerini kullandı.
Islah ve İmar Koalisyonu Parlamento Grup Başkanı ve Sairun Hareketi yöneticilerinden Sabah es-Saidi, bir silahlı grubun yöneticisi konumundaki ismin, orduyu ‘paralı asker’ olarak niteleyerek, ‘Irak'ın egemenliğini ve cesaretini temsil eden anayasal ve ulusal bir kuruma karşı haddini aştığını’ söyledi.
Saidi, Irak Silahlı Kuvvetler Başkomutanı olması itibarıyla Başbakan Abdulmehdi’ye ‘devletin kurumlarına saygı duymayan denetimindeki silahlı grupların fonksiyonlarını düzenlemesi’ çağrısında bulundu.
Ortak Operasyonlar Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada, Nasıri’nin ordu için kullandığı ‘paralı askerler’ ifadeleri için ‘garip’ tanımlamasında bulunuldu.
Açıklamada, Nasıri’nin ifadelerini geri çekerek, özür dilemesi gerektiği belirtildi.
Irak Parlamentosu Hukuk Komitesi üyesi Faik eş-Şeyh Ali, ordunun feshedilmesi talebinin İran’a ait olduğunu söyledi.
Ali, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “20 yıl önce Sayın Muhammed el-Sadr’ın suikastıyla ilgili elindeki belgeler için Şeyh’i (Yusuf en-Nasıri) ziyaret ettim. Düşünceli bir biçimde ona baktım ve şunu sordum: Londra’da yaşamana rağmen daha önce seninle hiç karşılaşmamam garip değil mi?! Bana şöyle yanıt verdi: Vaktimin çoğunu İran’da geçiririm. Sonra 20 yıl boyunca gözlerden kayboldu ta ki beklenmedik bir çıkışla ordunun feshedilmesini talep edene kadar. Ordunun feshedilmesi talebi İran’a aittir” dedi.
Ali, diğer mesajında ise Nasıri’nin gerçek isminden şüphe duyduğunu belirterek, “O, Yusuf da değil, Nasıri de değil. Onun ismi İmad Kakai” ifadesini kullandı.
Irak Parlamentosu Güvenlik ve Savunma Komitesi Üyesi Muhammed Kerbuli, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Ordu, Iraklılar için ilk sırada yer alan güvenlik kurumudur. Iraklıların kalplerinde sevgiyle karşılık bulan tek kurumdur. Feshedilmesi çağrısını ancak bir yabancı ajan yapar.  Ona dil uzatan ancak parayla tutulmuş biridir” dedi.



Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonunda yakınlarını kaybedenler, Filistinli örgütün kara para aklamasını sağladığı gerekçesiyle kripto devi Binance'e dava açtı.

306 ABD vatandaşının açtığı ve pazartesi günü kamuoyuyla paylaşılan davada, Hamas'ın saldırısında hayatını kaybeden, yaralanan veya rehin alınan kişilerin yakınları Binance'in yaptırımları deldiğini savunuyor. 

Davacılar, kripto borsasının Hamas, Hizbullah, Filistin İslami Cihad Örgütü ve İran Devrim Muhafızları'nın platform üzerinden 1 milyar dolardan fazla para transferi yapmasına göz yumduğunu iddia ediyor. 

Bu tutarın en az 50 milyon dolarının Gazze savaşını başlatan 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından transfer edildiği belirtiliyor. 

ABD'nin Kuzey Dakota eyaletinde açılan davada, sözkonusu örgütlerin Binance'i kullanarak şüpheli hesaplar üzerinden kara para akladığı ileri sürülüyor. Bu örgütlerin hepsi ABD'nin yaptırım listesinde yer alıyor. 

Şikayette "CZ" diye de anılan Çinli iş insanı Changpeng Zhao'nun kurduğu kripto borsasına dair şu ifadeler yer alıyor: 

Binance yasadışı faaliyetler için kasıtlı olarak bir sığınak şeklinde faaliyet gösteriyor. Bugüne dek Binance'in temel iş modelini anlamlı biçimde değiştirdiğine dair hiçbir gösterge yok.

Şirketin açıklamasında davanın detaylarına ilişkin yorum yapılmazken "uluslararası alanda tanınan yaptırım yasalarına tam olarak uyulduğu" savunuldu. 

Kasım 2023'te ABD Adalet Bakanlığı, kara para aklamayı önleme ve yaptırım yasalarının ihlali nedeniyle Binance'le 4,3 milyar dolarlık bir uzlaşmaya varmıştı. Bu rekor tutar şirket tarafından kurumsal olarak ödendi. CZ ise aynı anlaşma kapsamında CEO'luk görevinden ayrılmış ve şirketten bağımsız olarak 50 milyon dolarlık kişisel para cezasını ödemeyi kabul etmişti.

Amerika'da yürütülen ceza yargılamasının ardından Zhao'ya gerekli kara para aklama kontrollerini uygulamadığı gerekçesiyle 4 ay hapis cezası verildi ve iş insanı bu cezasını tamamen çekerek tahliye edildi. Geçen ay ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan af kararıyla da yeniden CEO'luğa dönmesi önündeki engeller kaldırılmış oldu.

Independent Türkçe, Times of Israel, Reuter


BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
TT

BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bugün yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın bölgenin ekonomisini mahvettiğini ve Filistin topraklarının ‘bekasını’ tehdit ettiğini belirterek, uluslararası ‘acil’ müdahale çağrısında bulundu.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayınlanan yeni bir raporda, Gazze'nin yeniden inşasının maliyetinin 70 milyar doları aşacağı ve onlarca yıl sürebileceğini belirtildi. Raporda, savaş ve ablukanın ‘Filistin ekonomisinde eşi benzeri görülmemiş bir çöküşe’ neden olduğu uyarısında bulunuldu.

Askeri operasyonların hayatta kalmanın her temel unsurunu önemli ölçüde zayıflattığı ifade edilen raporda, “Gazze Şeridi, gıdadan barınmaya ve sağlık hizmetlerine kadar insan eliyle yaratılmış bir uçuruma itildi” denildi.

Sistematik bir şekilde devam eden yıkımın, Gazze'nin kendini yaşayabilir bir alan ve toplum olarak yeniden inşa etme yeteneğini zedelediği belirtilen raporda, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların İsrail'in güneyine düzenlediği saldırıda çoğu sivil olmak üzere bin 221 kişi ölürken İsrail, Gazze Şeridi’ne  iki yıl süren yıkıcı bir savaş başlattı.

cdvfgthy
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’na geri dönen yerinden edilmiş Filistinlilerin görüldüğü havadan çekilmiş bir fotoğraf (AFP)

BM’nin güvenilir kabul ettiği Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre İsrail, Hamas'ın saldırısına misilleme olarak Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava ve kara saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 69 bin 756 Filistinliyi öldürdü.

Savaş, Gazze Şeridi'nde büyük yıkıma ve BM’nin bazı bölgelerde kıtlık ilan etmesine neden olan bir insani krize yol açtı.

UNCTAD raporuna göre Gazze Şeridi'ndeki yıkımın boyutu, ard arda ekonomik, insani, çevresel ve sosyal krizleri tetikleyerek, bölgenin gelişme düzeyindeki düşüşü tam bir yıkıma dönüştürdü.

Raporda, çift haneli büyüme ve önemli dış yardım desteğine rağmen, Gazze'nin 7 Ekim 2023 öncesi refah düzeyine geri dönmesinin onlarca yıl sürebileceği vurgulandı.

UNCTAD, koordineli uluslararası yardım, havale işlemlerinin yeniden başlatılması ve ticaret, hareket ve yatırım kısıtlamalarını hafifletmeye yönelik önlemleri bir araya getiren kapsamlı bir kurtarma planı çağrısında bulundu.

Gazze halkı ‘ciddi ve çok boyutlu bir yoksullukla’ karşı karşıya kalırken, UNCTAD, Gazze'deki her bireye yenilenebilir ve koşulsuz aylık nakit transferi sağlayan kapsamlı bir acil temel gelir programının başlatılmasını istedi.

Raporda, Gazze ekonomisinin 2023-2024 döneminde yüzde 87 oranında küçüldüğü ve kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 161 dolar gibi cüzi bir rakama gerilediği, bu rakamın da küresel olarak en düşük oranlardan biri olduğu belirtildi.

Öte yandan Batı Şeria'da durum o kadar vahim olmasa da raporda ‘şiddet, Yahudi yerleşim birimlerinin inşasındaki hız ve işçi hareketliliğine getirilen kısıtlamaların’ buranın ekonomisini vurduğu ve UNCTAD'ın verileri kaydetmeye başladığı 1972 yılından bu yana en kötü ekonomik gerilemeye yol açtığı ifade edildi.


Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
TT

Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)

Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus kentinin Mevasi bölgesinde, bugün (Salı) sabah saatlerinde etkili olan yoğun yağışlar sonucu çok sayıda sığınmacı çadırı sular altında kaldı.

d
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici kampta, Filistinli çocuklar yağmurdan korunmaya çalışıyor (AFP)

Filistin Haber Ajansı WAFA bölgede çok sayıda çadırın yağmur suları nedeniyle zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. Kurtarma ekipleri su baskınından etkilenen çadır alanlarına müdahalelerini çeşitli noktalarda sürdürüyor.

csdfrg
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta, yağmur sonrası eşyalarını düzenleyen Filistinli bir aile (AFP)

Gazze Şeridi genelinde şiddetli sağanak yağış ve fırtınalarla birlikte sığınmacı kamplarında ek olumsuzluklara yol açmaktadır.

Öte yandan, 15 Kasım’da meydana gelen yağışlar sırasında da binlerce çadırın su baskını nedeniyle zarar görmüştü.

sd
Filistinliler, sular altında kalan sokaklardan, eşek arabalarıyla geçiyor (DPA)