Türkiye'nin en yüksek cam seyir terasına ziyaretçi akını

Türkiye'nin en yüksek cam seyir terasına ziyaretçi akını
TT

Türkiye'nin en yüksek cam seyir terasına ziyaretçi akını

Türkiye'nin en yüksek cam seyir terasına ziyaretçi akını

Artvin’deki doğa harikası Hatila Vadisi Milli Parkında bulunan Cam Seyir Terası, Ağustos ayı itibariyle 15 bin kişi tarafından ziyaret edildi. Dört günlük bayramım tatilinde ise 5 bin kişi ziyaret etti.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce Artvin'deki Hatila Vadisi Milli Parkı'nda yaptırılan Türkiye'nin en yüksek cam seyir terası, her gecen yıl ziyaretçi sayısını arttırıyor.
2016 yılının Ekim ayında hizmete giren ve il merkezine yaklaşık 12 kilometre uzaktaki Sıkıldım Kayası mevkiinde 490 metre rakımda, Hatila Deresi'nden ise 220 metre yükseklikte sarp kayalara monte edilen seyir terası, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya başladı. 
Kaya birleşim noktasından 15 metrelik mesafeye uzanan cam seyir terası, 7 metre uzunlukta ve 7,5 metre genişliğe sahip. Yaklaşık 50 metrekare genişliğinde cam alana sahip seyir terası, havaların ısınmasıyla birlikte yeni turizm sezonunda da ziyaretçilerinin akınına uğruyor. 
2018 yılı Ağustos ayı itibariyle cam seyir terasını 15 bin kişi ziyaret etti. Dört günlük kurban bayramında ise 5 bin kişi ziyarette bulundu. 2017 yılı içerisinde, 22 bin 500 kişinin ziyaret etti cam seyir terasını 2018 yılı sonun, bu sayıyı geçmesi bekleniyor.  



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology