Sudan'da yeni bir dönemin başlangıcı

Sudan’da düzenlenen kutlamalardan bir kare (AFP)
Sudan’da düzenlenen kutlamalardan bir kare (AFP)
TT

Sudan'da yeni bir dönemin başlangıcı

Sudan’da düzenlenen kutlamalardan bir kare (AFP)
Sudan’da düzenlenen kutlamalardan bir kare (AFP)

Sudan'ın başkenti Hartum’da bugün, siyasi anlaşmanın ve anayasa bildirisinin imzalanacağı tören hazırlıkları tamamlandı. Ayrıca Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) ve Askeri Geçiş Konseyi (AGK), imzalar atılmadan önce egemenlik konseyi temsilcilerinin isimlerini duyurmaya hazır olduklarını bildirdiler.
İsminin açıklanmasının istemeyen bir ÖDBG lideri, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, ÖDBG’nin konsey temsilcileri hususunda bir uzlaşıya vardığını ve bu temsilcilerin, ‘Sıddık Taver, Fadva Abdurrahman Ali Taha, Hasan Şeyh İdris ve Muhammed el-Feki Süleyman’ olduklarını açıkladı.
Öte yandan Şarku’l Avsat’a konuşan AGK Sözcüsü Şemseddin Kebaşi, AGK’nın egemenlik konseyi temsilcilerinin isimlerinin bugün resmi olarak duyurulacağını söyledi. Fakat daha önce basında yer alan haberlerde, Abdulfettah el-Burhan’ın konsey başkanı olarak belirlendiği, Muhammed Hamdan Daklu’nun onun yardımcılığı görevine getirildiği ve konseydeki diğer isimlerin ise Şemseddin Kebaşi, Salah Abdulhalık ve Yasir el-Atta olacağı kaydedilmişti.
Sudan devrimi yeni bir aşamaya giriyor
Belirlenen zaman çizelgesine göre egemenlik konseyi, yarın, anayasal yeminini gerçekleştirecek ve sonrasında AGK Başkanı Abdulfettah el-Burhan, askeri konseyin feshedildiğini açıklayacak. Anayasa bildirisinin ve siyasi anlaşmanın imzalanmasıyla birlikte Sudan devrimi yeni bir aşamaya geçmiş olacak. Özgürlük ve değişim koalisyonuna bağlı saha çalışma komitesi tarafından yapılan açıklamada, nihai anlaşmaların imzalanacağı 17 Ağustos 2019 gününün ulusal bir gün olacağı ve bunun ardından ülkenin talep edilen aşamaya geçiş yapacağı kaydedildi. Böylece adaletsizlik, zulüm ve ayrımcılığın sonuna gelindiğinin belirtildiği açıklamada, demokrasi ve eşitlik doğrultusunda yol alınacağı ifade edildi.
Yüksek Komite Başkanı General Muhammed Ali İbrahim, ilgili belgelerinin imzalanmasının Sudan'ı demokrasi, iyilik, kalkınma, barış ve özgürlük yoluna sevk edecek büyük bir başarı olduğunu söyledi. İmzaların atılmasının ardından Sudan'ın dış ilişkiler kapısını aralayacağını ifade eden General İbrahim, geçici hükümetin, ‘ülkenin terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılması’ sorununu çözeceğini söyledi.
General İbrahim, anlaşmaların imzalanması münasebetiyle gerçekleştirilecek kutlamaların, mücadele, devrim ve değişimin imgelerini yansıtacağını belirtti. Ayrıca gerek anlaşmaya ilişkin yapılan olumlu açıklamalar, gerekse de iktidarın sivillere devredilmesi konusundaki iyimserliğini dile getiren İbrahim, geçiş dönemi belgelerinin imza törenine bir dizi kardeş ve dost devlet başkanlarının katılacağını söyledi. General İbrahim, imza törenine katılacak olan devlet başkanları arasında Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali, Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta, Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi ve Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in yer alacağını söyledi. Ayrıca imza törenine, bölgesel ve uluslararası kuruluşların temsilcilerin de katılacağını belirtti.
Anlaşmanın, hükümetin geçiş döneminde izleyeceği temelleri ve uyacağı kuralları belirlediğini belirten general, bir sonraki aşamadaki önceliklerin barışın sağlamak ve kapsamlı bir kalkınma gerçekleştirmek olduğunu söyledi.



Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
TT

Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)

Tunus’ta çoğunluğu gençlerden oluşan protestocular, sivil toplum örgütleri, aktivistler ve bağımsız siyasetçiler dün, ‘adaletsizliğe karşı’ ve özgürlük talepleriyle bir yürüyüşe katıldı. Yürüyüş, İnsan Hakları Meydanı’ndan başlayarak başkentin merkezindeki 5. Muhammed Caddesi’ni geçerek devam etti.

Protesto yürüyüşü, Tunus’un güneyindeki Gabes'te çevre kirliliğine karşı geniş kapsamlı protestoların, sektörel grevlerin ve ‘devlet güvenliğine karşı komplo kurmak’ suçlamasıyla hapiste tutulan politikacılar için uzaktan yapılan duruşmalara tepki olarak düzenlendi.

Bu durum, gazetecilerin yargılanması, sivil toplum kuruluşlarının ve basın kuruluşlarının faaliyetlerinin dondurulmasına ilişkin mahkeme kararları, vergi denetim kampanyası ve siyasi partilerin faaliyetlerinde önemli bir düşüşün yaşandığı bir dönemde ortaya çıktı.

Protesto yürüyüşü organizatörlerinden oluşan komisyonun sözcüsü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Amacımız safları birleştirmek. Bildiğiniz gibi, bugün iklim zorlu. Adaletsizliği durdurmayı ve ülkenin uçuruma sürüklenmesini önlemeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Protestolar sırasında göstericiler “Özgürlük, özgürlük, polis devleti bitti” ve “İş, özgürlük, ulusal onur” sloganları attılar. Göstericiler ayrıca üzerinde ‘Sadece adaletsizlik ve tehditleri bilen bir başkan! Halkın ve halkın isteklerinden uzaklaşan yolun nereye gidiyor?’ yazan büyük bir pankart açtılar.

Muhalefet kanadından Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Riyad Şuaybi, Alman Basın Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Ulusal sahnede yaşanan çok yönlü siyasi, sosyal ve çevresel gelişmeler çerçevesinde, bu yürüyüş, beş yıldan fazla bir süredir durmuş olan demokrasi ve kalkınma sürecinin yeniden başlatılması hedefine ilişkin gerçek bir ulusal konsensüsü ifade ediyor” dedi.

Bu hareket, sokakta yetkililer ile Tunus'un en büyük sendikası olan Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) da dahil olmak üzere çeşitli parti ve örgütlerden muhalefet kanadındaki gruplar arasındaki gerginliğin bir göstergesi olarak görülüyor.

Paris'te yaşayan Tunuslu muhalif siyasetçi ve Fransa'daki Tunuslular Demokratik Derneği Başkanı Tarık Tukabri, “Siyasi partilerin genel sekreterlerinin çoğu bugün hapiste. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, kamu özgürlüklerini savunmak ve onların serbest bırakılmasını talep etmek önemli” ifadelerini kullandı. Tukabri, “Siyasi ve demokratik hayata dönmemiz, partilerin ve sivil toplumun rolünü yeniden tesis etmemiz ve uzaktan yargılamalara son vermemiz gerekiyor” diye ekledi.

2019 yılında iktidara gelen Cumhurbaşkanı Kays Said, muhaliflerini devleti içeriden parçalamaya çalışmakla, yabancı güçlerle bağlantıları olmakla ve devlet kurumlarında yaygın şekilde yolsuzluğa neden olmakla suçluyor.

Öte yandan Adalet Bakanı Leyla Ceffal, ifade özgürlüğüne karşı davalar veya kovuşturmalar ya da hapishanelerde muhaliflere işkence uygulandığı iddialarını reddediyor. Ancak Tunus İnsan Hakları Birliği ve Tunus Gazeteciler Sendikası gibi insan hakları örgütleri, kamusal özgürlüklerde ciddi bir gerileme olduğuna işaret ederken hapishanelerde tutuklu bulunan politikacıların sağlık durumunun kötüleştiğini vurguluyor.

Yetkililer, özgürlük kısıtlamalarını kaldırmak, kamu hizmetlerini ve yaşam koşullarını iyileştirmek ve artan fiyatlarla mücadele etmek konusunda çifte baskı altında bulunuyor.

Tukabri, yaptığı açıklamada ayrıca “Bu boşluk bir an önce kapatılmalı ve vatandaşların sağlık, çevre kirliliği, barınma ve diğer alanlardaki gerçek sorunlarına çözüm bulmaya özen gösterilmeli” diye vurguladı.


Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
TT

Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Sudan’da Kordofan'ın kuzey bölgelerinde, özellikle stratejik öneme sahip Babnusa şehrinde şiddetli çatışmalar devam ederken çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne de sıçradı. Kuzey Eyaleti’nin yönetim şehri Dongola, Sudan ordusu ile ‘Evlad Kamari’ adıyla bilinen yerel milisler arasında patlak veren ilk çatışmaya tanık oldu. Bu olay, yerel halk arasında terör ve korku dalgasına yol açarken, çok sayıda milis öldürüldü ve liderleri ağır yaralı halde hastaneye kaldırıldı.

Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD Başkanı Donald Trump'ın Sudan'daki savaşı sona erdirme isteğini memnuniyetle karşıladı. Cumartesi günü, BAE Devlet Başkanı Diplomasi Danışmanı Enver Karkaş, ‘Sudan’daki kanlı iç savaşın acilen sona erdirilmesi ve acil ateşkes’ çağrısında bulundu.

Karkaş, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, Sudan'ın birliğine vurgu yaparken Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) etkisinin geri dönüşünün ciddi endişe kaynağı olduğunu söyledi. Karkaş, Sudan’da çatışan her iki tarafta da ihlallere karışanların hesap vermesi gerektiğinin altını çizdi.


Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi “başbakanın görevlerini” belirledi

KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi
KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi “başbakanın görevlerini” belirledi

KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi
KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi

Irak’ta Şii siyasi güçlerin ittifakı olan Koordinasyon Çerçevesi’nin başbakanlık için potansiyel adaylara ön koşullar getirmeyi kabul ettiği bildirildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Koordinasyon Çerçevesi, Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki’ye cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlığı (üç başkanlık) makamlarına atanacak isimlerle ilgili müzakereleri yürütmek üzere ‘tam yetki’ verdi.

Kaynaklara göre başbakanlık adayı Sünni ve Kürt güçler tarafından kabul edilebilir olacak ve ne Washington’ın ne de Tahran'ın hassasiyetlerini tetikleyecek. Bu da onu uzlaşı adayı haline getirecek.

Kaynaklar, adayın kimliğinin, yürütme kararlarının parlamentoda çoğunluğu elinde bulunduran Şii güçlerde kalmasını sağlayan önceden belirlenmiş bir siyasi programı uyguladığı sürece Koordinasyon Çerçevesi için ‘artık bir önem teşkil etmediğini’ belirttiler.

Kaynaklar ayrıca Koordinasyon Çerçevesi komisyonunun, adaylardan Şii partilerle nüfuz mücadelesine girmemelerini ve mali kriz ile artan kamu borcunu çözmek için çalışmasını istediğini aktardı.