​Sadr’dan Abdulmehdi’ye, Irak’ta ‘yeni bir derin devlet kurulabilir’ uyarısı

​Sadr’dan Abdulmehdi’ye, Irak’ta ‘yeni bir derin devlet kurulabilir’ uyarısı
TT

​Sadr’dan Abdulmehdi’ye, Irak’ta ‘yeni bir derin devlet kurulabilir’ uyarısı

​Sadr’dan Abdulmehdi’ye, Irak’ta ‘yeni bir derin devlet kurulabilir’ uyarısı

Irak’ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, Başbakan Adil Abdulmehdi’yi, ‘yeni bir derin devletin kurulabileceği’ konusunda uyardı. Sadr, Başbakan Abdulmehdi’ye yaptığı ve ‘kardeşlik tavsiyesi’ olarak adlandırdığı çağrısında, “Sayın Başbakan’a çalışmalarında faydalı olacak kardeşçe tavsiyemde önemli noktalar bulunuyor. Bunlar, halkın ve Şii dini merciinin talepleridir. Ben de bunları iletmek zorundayım. Aksi takdirde, bu doğrultuda devam etmek ne yasal ne de mantıklı olacaktır. Aynı zamanda halk tarafından da kabul görmeyecektir” ifadeleri yer aldı.
Sadr, ilk noktanın, bir tarafın diğerine eğilimli değil, tamamen bağımsız olması gerektiği, aksi takdirde bağımsızlıktan sapmanın, yeni bir derin devletin kurulmasına neden olacağını söyledi. İkinci noktanın halen geç kalınmaya devam eden kamu hizmetleri dosyasının olduğuna dikkati çeken Sadr, “Başbakan'ın kamu hizmetlerini hayata geçirmek için çaba göstereceğini umuyoruz. Halk bu konudan oldukça muzdarip. Artık sabırları kalmadı” dedi. Üçüncü nokta olarak ise yolsuzlukla mücadele dosyasında birkaç suçlama dışında neredeyse hiçbir ilerleme kaydedilmesine dikkati çeken Sadr, bu sessizliğin yolsuzluğa çanak tuttuğunu ve bu durumun devam etmesi halinde incineceklerini vurguladı.
Sadr açıklamasında, Başbakan’a ‘devletin ve güvenlik kurumlarının prestiji, Irak’ın bağımsızlığı ve egemenliği için mücadele eden güvenlik birimlerini zayıflatanları cezalandırmakta tereddüt etmeme’ çağrısında bulundu.
Sadr’ın uyarı ve tavsiyeleri, son zamanlarda Irak hava sahasının ihlali ve geçtiğimiz hafta İsrail’in Bağdat'ın güneyinde Haşdi Şabi ve ortak bir federal polis kampına bombardıman gerçekleştirebileceği iddiasıyla ilgili ortaya çıkan söylentilerin ve aynı zamanda İran’a yakın bir din adamının Irak ordusunun lağvedilmesi talebinin ardından geldi.
Öte yandan Şarku'l Avsat'a konuşan Reform ve İmar Koalisyonu liderlerinden eski milletvekili Haydar el-Molla, Sadr’ın Abdulmehdi’ye gönderdiği mektubun daha çok tavsiye niteliğinde olduğunu söyledi.
Hükümetin Mukteda es-Sadr ve Hadi el-Amiri’nin ekseninden çıktığını belirten Molla, “Sonuç olarak, Sadr sorumluluklarını Abdulmehdi hükümeti tarafından temsil edilen Irak halkına yöneltemiyor” ifadelerini kullandı. Sadr’ın, şahsi olarak takındığı tutumlarıyla destekçisi olduğu Sairun İttifakı tarafından alınan pozisyonlar arasında rol alışverişinde bulunabileceğini belirten Molla, “Bu sorunun, siyasi blokları veya Irak halkını geçemeyeceğine ya da kandıramayacağına inanıyorum. Herkes, Sayın Sadr'ın bu hükümetin temelini atan kişi olduğunu bilir” diye konuştu. Molla açıklamalarını şöyle sürdürdü;
“Eğer Sayın Mukteda es-Sadr, hükümetin belirtilen alanlarda yükümlülüklerini yerine getiremediğine inanıyorsa net bir tutum sergilemek ve bu hükümetten desteğini çekerek ona karşı olduğunu ilan etmek zorundadır. Müzakere ekibi, Abdulmehdi hükümetini desteklemek için görüşmeler yaparken Başbakan Abdulmehdi'ye tavsiyelerde bulunmasının büyük bir çelişki olduğunu düşünüyorum. Burada Cuma hutbesinde durup tavsiyelerde bulunan din adamlarından bahsetmiyoruz. Aksine Abdulmehdi hükümetini kurulum aşamasında destekleyen Sairun olarak adlandırılan büyük bir ittifakın başını çeken bir figürle karşı karşıyayız. Dolayısıyla, bu mektup ister sadık ister muhalif biçimde olsun, siyasi bir açıklama olmadan genel bir tavsiyenin ötesine geçemez.”
Bunun la birlikte Sairun Bloğu Diyala Milletvekili Burhan el-Mamuri, Başbakan liderliğinde parlamentoda acil bir oturum düzenlenmesi çağrısında bulundu. Mamuri, dün yaptığı açıklamada, “Adil Abdulmehdi hükümetinin kurulmasının üzerinden bir yıl geçtikten sonra Irak halkının temsilcileri olarak, ülkedeki çeşitli önemli dosyalarda herhangi bir gelişmeye tanıklık edemedik” ifadelerini kullandı. Kamu hizmetleri, sağlık, eğitim, kültür, spor ve diğer alanlarda henüz önemli bir ilerleme kaydedilemediğine dikkati çeken Mamuri, açıkça bozulma görülen en önemli dosyalardan birinin kamu hizmetleri dosyası olduğuna işaret ederek, bu dosyanın tüm vatandaşların günlük hayatında onlarca yıldır sıkıntılar çekmesine neden olduğunun altını çizdi. Irak halkına zarar veren bu dosyanın, kasıtlı olarak sürüncemede bırakıldığını öne süren Mamuri, “Ülkenin sunduğu imkanlar ve devlet hazinesine giren fon, ileri düzeyde dev stratejik projeler gerçekleştirilmesi için yeterli. Yolsuzluk çeteleri ve yaygın olan himaye olgusu, bu hassas dosyada ciddi gerilemeye yol açan en önemli faktörlerden biri” şeklinde konuştu.
Diğer yandan ‘Fetih’ koalisyonunu oluşturan bloklardan biri olan Sadıkun Grubu lideri Hasan Salim konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Başbakan Adil Abdulmehdi'den yolsuzlukla mücadele etmesi talebinde bulunanların çoğunluğu kendi bakanları, temsilcileri veya yöneticileri aracılığıyla bunun içinde yer alıyorlar. Böylece denetleyici ve adli organlara, kendi partileri ve bloklarındaki yolsuzluk yapanları sorumlu tutmamaları konusunda baskı uyguluyorlar. Medyada yolsuzluk dosyalarıyla ilgili haberlerle, çıkar ve fayda sağlamak için lobi yapıyorlar. Yolsuzlukla mücadele ciddi bir iştir. Ciddiyet varsa, parti ve blokların yolsuzluğa karışan kadrolarından masum olduklarını beyan etmeleri veya yargının onları sorumlu tutmasını sağlamalılar” diye konuştu.



Suriye Cumhurbaşkanı, Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımların kaldırılması nedeniyle halkını tebrik etti ve yeniden inşa aşamasının başladığını duyurdu

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
TT

Suriye Cumhurbaşkanı, Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımların kaldırılması nedeniyle halkını tebrik etti ve yeniden inşa aşamasının başladığını duyurdu

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara dün yaptığı açıklamada, ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımları tamamen kaldırmasını memnuniyetle karşıladığını belirterek, bu adımın yıllar süren savaşın ardından ülkeye yatırımların geri dönmesinin önünü açacağını söyledi.

Şara, sosyal medya platformu X üzerinden yayımladığı ve bu platformdaki ilk paylaşımı olan görüntülü mesajında, “Bugün Allah’ın izniyle, ardından sizlerin 14 yıl süren çabası ve sabrı sayesinde Suriye yaptırımsız ilk gününe uyanıyor” ifadesini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump’a teşekkür eden Şara, “Suriye halkının çağrısına yanıt veren ABD Başkanı Donald Trump’a, Suriye halkının fedakârlıklarını takdir eden ve yaptırımların kaldırılması yönündeki talebine olumlu yaklaşan Kongre üyelerine özel teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

Şara, konuşmasında, “Suriye devrimi sürecinde fedakârlık yapan ve sabreden herkese, kimyasal silahlara maruz kalanlara, ülkesini terk etmek zorunda kalanlara, denizlerde hayatını kaybedenlere ve bu toprakları kanlarıyla sulayan şehitlere teşekkür ediyorum. Bu büyük zafer, Suriye üzerindeki kısıtlamaların tamamen kaldırılmasıyla taçlandı” ifadelerine yer verdi.

Şara ayrıca, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’ye de teşekkür etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı daha önce yaptığı açıklamada, yaptırımların kaldırılmasını ‘yeniden inşa ve kalkınma sürecine giriş kapısı’ olarak nitelendirmiş, ülke içinde ve dışında yaşayan tüm Suriyelileri ulusal toparlanma çabalarına katkı sunmaya çağırmıştı.

ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan ve Türkiye’den gelen talepler doğrultusunda Suriye’ye yönelik yaptırımların uygulanmasını iki kez askıya almıştı. Ancak Şera, yaptırımların ABD’deki hukuki sonuçlarından çekinen yatırımcıların Suriye’den uzak durmasını önlemek amacıyla, bu yaptırımların tamamen sona erdirilmesi için çaba göstermişti.

ABD Kongresi, çarşamba günü, Beşşar Esed döneminde Sezar Yasası kapsamında uygulamaya konulan yaptırımların nihai olarak kaldırılmasını onayladı.


Rubio: Hamas silahsızlandırılmadıkça Gazze'de barış olmayacak

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington'da düzenlediği basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington'da düzenlediği basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
TT

Rubio: Hamas silahsızlandırılmadıkça Gazze'de barış olmayacak

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington'da düzenlediği basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington'da düzenlediği basın toplantısında konuşuyor (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio dün yaptığı açıklamada, Hamas'ın silahsızlandırılması gerçekleşmeden Gazze Şeridi'nde "barışın" mümkün olmayacağını belirtti.

Gazetecilere yaptığı açıklamada, “Eğer (Hamas) gelecekte İsrail'i tehdit edebilir veya ona saldırabilirse, barış olmayacak ve iki veya üç yıl içinde yeni bir savaş çıkacağına inanan kimseyi Gazze'ye yatırım yapmaya ikna etmek mümkün olmayacak… Bu nedenle, silahsızlanma son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.

Rubio, İsrail ile Hamas arasındaki savaş nedeniyle harap olmuş Gazze Şeridi için planlanan uluslararası istikrar gücüne ülkelerin asker göndereceğine olan güvenini dile getirdi. "Bu konuda tüm taraflarca kabul edilebilir ve istikrar gücüne katılmaya hazır birçok ülke olduğuna çok eminim" dedi.

Öte yandan Washington'un Lübnan ve İsrail yetkilileri arasındaki görüşmelerin güçlü bir Lübnan hükümetinin kurulmasına ve Hizbullah'ın silahsızlandırılmasına yol açacağı umudunu dile getirdi.

Rubio, "Lübnan ve İsrail yetkilileri arasındaki görüşmelerin, çatışmanın tırmanmasını önleyecek bir çerçeve ve ileriye dönük bir yol haritası oluşturmasını umuyoruz" şeklinde konuştu.


UNIFIL: Güney Lübnan'da Hizbullah'ın yeniden silahlandığına dair herhangi bir belirti yok

Sınır kasabası Mays el-Cebel'de bulunan UNIFIL'deki Nepal taburundan askerler (EPA)
Sınır kasabası Mays el-Cebel'de bulunan UNIFIL'deki Nepal taburundan askerler (EPA)
TT

UNIFIL: Güney Lübnan'da Hizbullah'ın yeniden silahlandığına dair herhangi bir belirti yok

Sınır kasabası Mays el-Cebel'de bulunan UNIFIL'deki Nepal taburundan askerler (EPA)
Sınır kasabası Mays el-Cebel'de bulunan UNIFIL'deki Nepal taburundan askerler (EPA)

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL), İsrail ile Kasım 2024'te yürürlüğe giren ateşkesin ardından Hizbullah'ın yeniden silahlandığına dair hiçbir kanıt bulamadığını açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın DPA'dan aktardığına göre UNIFIL sözcüsü Candice Ardell dün yaptığı açıklamada, "Geçen yıl ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana, Güney Lübnan'da ülkeye yeni silahların girdiğine, devlet dışı aktörler tarafından yeni askeri altyapı inşa edildiğine veya devlet dışı aktörler tarafından askeri hareketlilik olduğuna dair herhangi bir kanıt görmedik" ifadelerini kullandı.

Durumu izlemek için barış güçlerinin her gün sahada olduğunu söyleyen Ardell, UNIFIL personelinin, açık çatışmaların başlamasından önce ve sonra, Güney Lübnan'daki operasyon bölgesinde Hizbullah da dahil olmak üzere devlet dışı aktörlerin faaliyetlerini gözlemlediğini ve raporladığını ifade etti.

Durumun güneyde hâlâ kırılgan olduğunu, ancak barış gücü mensuplarının, bölgenin geçen yıl yaşadığı çatışmanın ardından yeniden tesis edilen istikrarı pekiştirmek için çabalarını sürdürdüğünü belirtti.