Dünyanın en uzun kitap stantları İsveç’te kurulduhttps://turkish.aawsat.com/home/article/1862746/d%C3%BCnyan%C4%B1n-en-uzun-kitap-stantlar%C4%B1-isve%C3%A7%E2%80%99te-kuruldu
İsveç’in başkenti Stockholm’de 20 yıldır düzenlenen Stockholm Kültür Festivali çerçevesinde dünyanın en uzun kitap stantları kuruldu.
İsveç’in başkenti Stockholm’de 20 yıldır düzenlenen Stockholm Kültür Festivali'nde meraklılar, kitaplar, uzunçalarlar, eski film afişleri ve arşivlik eserlerle bir araya geliyor. Her yıl bir hafta botunca Stockholm Drottninggatan’de (Kraliçe Caddesi) düzenlenen festivalde sahaflar yıl boyunca topladıkları eserleri sanatseverlerle buluşturma imkânı buluyor. Bu yıl düzenlenen festivalde kurulan kitap stantlarının uzunluğu 4 kilometreyi geçti. Kurulan stantların sorumlusu Björn Andersson İsveçlilerin dünyanın en çok okuyan halklarından biri olduğunu ve okumanın teşviki için belediyenin kitap stantlarından işgaliye bedeli almadığını söyledi Andersson yaptığı açıklamada, “İsveç bundan bir kaç yıl önce en çok kitap ülkelerin başında geliyordu. Maalesef akıllı telefonlar nedeniyle okuma oranın düşmesine rağmen, İsveçliler yine de çok okuyan bir halk. Ayrıca Stockholm Belediyesi okumaya teşvik için hiçbir sahaftan işgaliye almıyor” dedi.
Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımıhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5087517-b%C3%BCy%C3%BCk-ke%C5%9Ffin-ard%C4%B1ndan-bilim-insanlar%C4%B1ndan-yoga-hap%C4%B1-ad%C4%B1m%C4%B1
Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımı
Fotoğraf: Unsplash
Çığır açan bir beyin devresi keşfi, anksiyete ve stres bozuklukları için yeni tedavilere ve potansiyel olarak yoganın faydalarını sağlayan bir hapa önayak olabilir.
ABD'deki Salk Enstitüsü'nden araştırmacılar, farelerin beyinlerinde istemli nefes alma ve duygusal düzenlemenin arkasındaki yolu keşfetti.
Nature Neuroscience adlı akademik dergide kısa süre önce yayımlanan çalışmalarında, beynin daha karmaşık bölgeleriyle nefes almanın duygusal durumla koordinasyonunu sağlayan ilkel beyin sapının nefes alma merkezi arasındaki bağlantıları ortaya çıkardılar.
Nefes almak çoğunlukla otomatik olsa da insanlar ve bazı hayvanlar soluk almayı yavaşlatarak kendi kendilerini sakinleştirebiliyor. Bu yaklaşım farkındalık ve yoga gibi uygulamaların ana parçalarından biri.
Beynin nefes almayı tam olarak nasıl düzenlediği ve bunun anksiyeteyi ve kişinin duygusal durumunu nasıl etkilediği çok az anlaşılmış durumda. Bilim insanları şimdiye kadar sadece beyin sapındaki bilinçaltı nefes alma mekanizmalarının tam olarak anlaşıldığını söylüyor.
Yeni çalışmada araştırmacılar, duygusal düzenleme ve nefes almayı birbirine bağlayan, bilinçli yukarıdan aşağıya mekanizmaları bulmak için yola çıktı.
İlk olarak farklı beyin bölgeleri arasındaki bağlantıları araştırmak için bir beyin bağlantı veri tabanını değerlendirdiler. Analiz, anterior singulat korteks adı verilen frontal bir bölgeyi, daha sonra hemen altındaki medullaya bağlanan bir ara beyin sapı bölgesine bağlayan potansiyel bir solunum devresini ortaya çıkardı.
Önceki çalışmalar, medullanın aktif olduğunda nefes almayı başlattığını ancak beyin sapı bölgesinden gelen sinyallerin bu aktiviteyi engellediği ve nefes almayı yavaşlattığını ortaya koymuştu.
Araştırmacılar, belirli duyguların veya davranışların beyin sapı bölgesinin aktivasyonuna yol açabileceğini, bunun da medulladaki aktiviteyi azaltabileceğini ve nefesi yavaşlatabileceğini varsaydı.
Teoriyi test etmek için, farelerde koklama, yüzme ve içme gibi aktivitelerin yanı sıra korku ve endişe uyandıran koşullar sırasında nefes alış verişleri değiştiğinde beyin aktivitesini kaydettiler.
Araştırmacılar, korteks ve beyin sapı bölgesi arasındaki bağlantı aktive edildiğinde, farelerin daha sakin olduğunu ve daha yavaş nefes aldığını buldu.
Kaygı uyandıran durumlardaysa bu iletişim azaldı ve nefes alma hızları arttı.
Araştırmacılar bu yolu takip ederek, farelerin beyninin ön korteksinde beyin sapına bağlanan ve nefes alma gibi temel işlevleri yöneten bir grup nöron keşfetti.
Araştırmacılar, bu bağlantının farelerin nefes alış verişlerini mevcut davranışları ve duygusal durumlarıyla koordine etmelerini sağladığını söylüyor.
Bağlantının daha ileri analizleri, bilim insanlarının ilaçlarla hedeflenebileceğine inandığı yeni bir dizi beyin hücresi ve molekülü ortaya çıkardı.
Araştırmacılar bulguların anksiyete, stres ve panik bozukluğu olan insanlar için uzun vadeli çözümlere yol açabileceğini söylüyor.
Çalışmanın ortak yazarı Jinho Jhang, "Bulgularımız beni düşündürdü: Bu nöronları aktive edecek ve panik bozukluğunda nefesimizi kendi kendimize yavaşlatacak veya hızlı solumayı önleyecek ilaçlar geliştirebilir miyiz?" dedi.
Çalışmanın başka bir yazarı Sung Han, "Bu bulguları bir yoga hapı tasarlamak için kullanmak istiyorum. Kulağa aptalca gelebilir ve çalışmamızın pazarlanabilir bir ilaca dönüştürülmesi yıllar alacak ancak artık nefes almayı anında yavaşlatabilecek ve huzurlu, meditatif bir durumu başlatabilecek ilaçlar üretmek için potansiyel olarak hedeflenebilir bir beyin devresine sahibiz" dedi.