Ürdün: İsrail Büyükelçisi Mescid-i Aksa için Başbakanlığa çağrıldı https://turkish.aawsat.com/home/article/1863256/%C3%BCrd%C3%BCn-israil-b%C3%BCy%C3%BCkel%C3%A7isi-mescid-i-aksa-i%C3%A7in-ba%C5%9Fbakanl%C4%B1%C4%9Fa-%C3%A7a%C4%9Fr%C4%B1ld%C4%B1
Ürdün: İsrail Büyükelçisi Mescid-i Aksa için Başbakanlığa çağrıldı
İsrail güvenlik güçleri geçtiğimiz Perşembe günü Mescid-i Aksa girişlerinden birinde (AFP)
Amman/Muhammed Hayr er-Revaşide
TT
TT
Ürdün: İsrail Büyükelçisi Mescid-i Aksa için Başbakanlığa çağrıldı
İsrail güvenlik güçleri geçtiğimiz Perşembe günü Mescid-i Aksa girişlerinden birinde (AFP)
Ürdün hükümeti, İsrail'in Amman Büyükelçisi Amir Weissbrod'u çağırarak son zamanlarda Mescid-i Aksa’nın tarihi konumunu değiştirmeye yönelik İsrail eylemlerine son vermesi gerektiğini söyledi.
Ürdün Dışişleri ve Mülteci işlerinden sorumlu Bakanlıktan yapılan açıklamada, İsrail Büyükelçisi Weissbrod'un çağrılarak Mescid-i Aksa’da İsrail’in yaptığı ihlaller kınandı ve Mescid-i Aksa’ya yönelik İsrail’in provakatif eylemlerinin derhal sona erdirilmesi istendi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Süfyan el- Kudat, Bakanlık Genel Sekreteri Zeyd el-Luzi’nin İsrail büyükelçisi ile görüşmesinde İsrail’i Mescid-i Aksa’ya yaptığı baskınlar nedeniyle kınadığını söyledi. Luzi, Mescid-i Aksa’nın konumuyla ilgili bilgi verirken Yahudilerin burada ibadet etmelerini kınadı ve 144 dönüm mesafeye sahip Mescid-i Aksa’nın yalnızca Müslümanlar için ibadet yeri olduğunu belirtti.
Bakanlık yaptığı açıklamada, herhangi bir bahaneyle Mescid-i Aksa’ya girişin engellenmesini ya da kapılarının kapatılmasını kınadı ve İsrail’in uluslararası hukuka saygı göstermesi istendi.
Aynı şekilde Dışişleri Bakanı Avrupalı büyükelçilerle yaptığı toplantıda İsrail’in son dönemde yaptığı baskınlar kınandı ve İsrail’in yaptığı ihlallerin ciddi sonuçları konusunda uyarıldı.
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, uluslararası toplumu işgal altındaki Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlallerine son vermesi için acil ve etkili adımlar atmaya çağrıda bulundu.
Safadi, büyükelçilere Filistin’deki mukaddesatın korunması çabalarında Kral II. Abdullah’ın yaptıklarını anlattı ve ülkesi için Mescid-i Aksa’nın kırmızıçizgi olduğunu söyleyerek Kudüs’ün kapsamlı ve kalıcı barışın anahtarı olduğunu belirtti.
Safadi, uluslararası toplumun 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasına imkan tanıyan iki devletli bir çözüme uygun hareket etmesi gerektiğin vurguladı.
Ürdün Dışişleri Bakanı iki devletli çözümü destekleyen AB’ye övgüde bulunarak yine AB’nin UNRWA’ya verdiği desteği de övdü. Bakan, Ürdün'ün AB ülkeleriyle “güvenliğini ve istikrarını sağlama çabalarında ekonomik işbirliği, savunma, güvenlik, siyasi ve eşgüdümü gösteren” işbirliğiyle nedeniyle gurur duyduğunu vurguladı.
İran, reformistlerin Tel Aviv ile temas kurduğu iddialarını yalanladıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5162230-i%CC%87ran-reformistlerin-tel-aviv-ile-temas-kurdu%C4%9Fu-iddialar%C4%B1n%C4%B1-yalanlad%C4%B1
İran, reformistlerin Tel Aviv ile temas kurduğu iddialarını yalanladı
Tahran'a yönelik İsrail saldırısının gerçekleştiği yerden yükselen dumanların fotoğrafını çeken insanlar, 23 Haziran 2025 (AP)
İran medya kuruluşları, 12 günlük savaş sırasında bazı İranlı yetkililerin İsrail'e mesaj göndererek, İran Dini Lideri’nin hedef alınması halinde ülkedeki liderlik boşluğunu doldurmaya hazır olduklarını bildirdikleri iddialarını yalanladı.
İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) bağlı Fars Haber Ajansı, ‘İsrail'in toplumda bölünme tohumları ekmek amacıyla reformistlerle ilgili uydurma iddiaları’ hakkında kısa bir açıklama yayınladı.
Açıklamada, “Son günlerde Siyonist varlık, tartışmalı iddialar yayarak 12 günlük savaş sırasında ülke içinde oluşan eşi benzeri görülmemiş birlik ve uyumu bozmak için büyük çaba sarf etti” denildi.
İranlı Öğrenciler Haber Ajansı (ISNA), bu anlatıyı destekleyen platformlar olarak hareket eden muhalif medya kuruluşlarının, iç anlaşmazlıkları körüklemeyi amaçlayan söylentilerin yayılmasına katkıda bulunduğunu belirtti.
Fars Haber Ajansı, yurtdışındaki Farsça yayın yapan medya kuruluşlarını ‘izleyicilerini motive etmek ve İran toplumu içinde bölünmeyi körükleme projesinde başarılı olmak için çeşitli söylentiler yaymakla’ suçladı.
Ajans, özellikle Manoto TV tarafından yayınlanan ve savaş döneminde reformist hareketin önde gelen isimlerinin Siyonist varlık yetkililerine gizli bir mektup göndererek, İran'da rejim değişikliği çabalarına destek istediklerini belirten bir habere atıfta bulundu.
Ajans, bu bağlamda yapılan araştırmaların ‘bu iddianın ilk olarak Siyonist varlığa bağlı hesaplar tarafından ortaya atıldığını ve daha sonra bu projenin medya kolu olarak Manoto TV tarafından büyütülüp desteklendiğini gösterdiğini’ bildirdi.
Fars Haber Ajansı’nda yer alan haberde, “Bu haberin ve son günlerde bu kanallar aracılığıyla yayılan diğer benzer haberlerin yalan olduğuna ve kamuoyunu, özellikle de devrimci kesimi kışkırtmak, yanlış kutuplaşmalar yaratmak ve toplumda fitne ve bölünme ortamı yaratmak amacıyla yayınlandığına şüphe yok” ifadeleri yer aldı.
İran Dini Lideri Ali Hamaney 23 gün sonra ilk kez kamuoyu karşısına çıkarak, cumartesi günü Tahran'da düzenlenen Aşura törenine katıldı. (AP)
ISNA tarafından cumartesi günü sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımda, “Bu haber ve son günlerde ortalıkta dolaşan diğer iddialar doğru değil; özellikle ülkenin devrimci çevrelerinde kamuoyunu karıştırmak, sahte bir kutuplaşma durumu yaratmak ve toplumu gerilim ve bölünmeye doğru itmek için tasarlanmış” ifadesi yer aldı.
Manoto TV cumartesi günü sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, İran ile İsrail arasındaki savaşın ilk haftasında, reformist hareketin önde gelen isimlerinden bir grubun İsrail tarafına bir mektup göndererek, İran'da rejim değişikliği sürecine destek istediklerini belirtti.
Kanal, ‘İsrail'de bilgi sahibi bir kaynak’ olarak tanımladığı kişinin mektubun bir dizi tanınmış reformist tarafından imzalandığını söylediğini aktardı. “Eğer İsrail rejim değişikliğini desteklerse, adaylarımız ülke yönetimini devralmaya tamamen hazırdır” ifadesinin yer aldığı mektupta, İsrail saldırısını kınayan eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ilk Dini Lider’in torunu olan müttefiki Hasan Humeyni ve Evin Cezaevi’nde tutuklu bulunan reformist aktivist Mustafa Taczade başta olmak üzere önde gelen isimlere atıfta bulunuldu.
Bu gelişme, İsrailli ‘Terror Alarm’ hesabının 28 Haziran'da X platformunda yaptığı bir paylaşımda, ‘eski İran Cumhurbaşkanı'nın birkaç gün önce DMO tarafından düzenlenen bir suikast girişiminden kurtulduğunu’ iddia etmesinin ardından geldi.
Hasan Ruhani hükümetinde İstihbarat Bakanı ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın özel yardımcısı olan Mahmud Alevi cumartesi günü katıldığı bir televizyon programında, “İsrail Tahran'a girmeye, rejimi değiştirmeye ve İslam Cumhuriyeti'nin sonunu kutlamaya hazırlanıyordu” dedi.
Alevi sözlerini şöyle sürdürdü: “Düşman, durumdan şikâyetçi olan bazı vatandaşların kritik bir anda rejimi terk edeceğini düşündü ama yanlış hesap yaptı. İsrail savaşta üstünlüğü ele geçirseydi yeni bir hamle yapabilirdi. Tabii ki spesifik bir şey öngörmüyorum.”
Geçtiğimiz ay Reuters, Hamaney'in halefinin seçilmesine yönelik yoğun tartışmalara aşina olan beş kaynağa dayanarak en önemli iki adayın 56 yaşındaki oğlu Mücteba ve kurucu liderin (Humeyni) torunu 53 yaşındaki Hasan Humeyni olduğunu aktarmıştı. Mücteba Hamaney ve Hasan Humeyni isimleri şaşırtıcı değil, zira bu iki isim en az 10 yıldır Hamaney'in halefi olma ihtimaliyle ilişkilendiriliyordu. Hasan Humeyni reformcu hareketin favorisi olarak görülürken, Mücteba Hamaney DMO liderliği tarafından destekleniyor.
DMO Siyasi ve İdeolojik İşlerden Sorumlu Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Mesud Senayirad, “Siyonist varlığın ya da bu şer ittifakı içindeki müttefiklerinin herhangi bir aptalca eylemi, İran tarafından çöküşlerini hızlandıracak sert bir yanıtla karşılanacaktır” dedi.
İran'ın muhalifleri için olası senaryolardan birinin ‘gri bölgeye’ dönmek ve ‘içerdeki yıkıcı ve hain unsurları’ kullanmak olduğunu söyleyen Senayirad, güvenlik servislerinin ‘savaş sırasında biriken ve halen devam eden deneyim ve hazırlıklara sahip olduğunu’ ifade etti.
Senayirad, “Yakın zamanda keşfedilen ağlar, onlarca yıllık gizli güvenlik ve istihbarat çalışmalarının sonucudur. Son çatışma, savaş sırasında kullanılan bu uyuyan hücreleri izleme fırsatı sağladı. Son tutuklamalar, güvenlik güçlerine gelecekte etkili saldırılar gerçekleştirmelerine yardımcı olması beklenen önemli bilgiler sağladı” ifadelerini kullandı.
Bulunan her ipucunun bu yıkıcı ağların farklı boyutlarının ortaya çıkarılmasına yol açabileceğini ifade eden Senayirad, kurumların daha önce bunlar hakkında kısmi bilgiye sahip olduğunu, ancak son olayların bunları daha geniş bir şekilde açığa çıkardığını açıkladı.
Yerel basına göre DMO dün ülkenin batısında, İran-İsrail savaşı sırasında İsrail bombardımanının vurduğu bir bölgede patlayıcıları imha etmeye çalışan iki üyesinin öldüğünü duyurdu.
Şarku’l Avsat’ın DMO'ya bağlı Tesnim haber ajansından aktardığına göre, iki DMO üyesi dün ülkenin batısında bulunan Hürremabad'da Siyonist rejimin saldırısı sonucu geride kalan patlayıcıların bulunduğu bir alanı temizlerken, patlayıcıların infilak etmesi sonucu öldü.
İsrail saldırıları, İran'ın nükleer programındaki üst düzey askeri yetkililerin ve bilim adamlarının ölümüne neden oldu. İran yargısı, savaşın en az 936 kişinin ölümüyle sonuçlandığını bildirdi.