Ürdün: İsrail Büyükelçisi Mescid-i Aksa için Başbakanlığa çağrıldı

İsrail güvenlik güçleri geçtiğimiz Perşembe günü Mescid-i Aksa girişlerinden birinde (AFP)
İsrail güvenlik güçleri geçtiğimiz Perşembe günü Mescid-i Aksa girişlerinden birinde (AFP)
TT

Ürdün: İsrail Büyükelçisi Mescid-i Aksa için Başbakanlığa çağrıldı

İsrail güvenlik güçleri geçtiğimiz Perşembe günü Mescid-i Aksa girişlerinden birinde (AFP)
İsrail güvenlik güçleri geçtiğimiz Perşembe günü Mescid-i Aksa girişlerinden birinde (AFP)

Ürdün hükümeti, İsrail'in Amman Büyükelçisi Amir Weissbrod'u çağırarak son zamanlarda Mescid-i Aksa’nın tarihi konumunu değiştirmeye yönelik İsrail eylemlerine son vermesi gerektiğini söyledi.
Ürdün Dışişleri ve Mülteci işlerinden sorumlu Bakanlıktan yapılan açıklamada, İsrail Büyükelçisi Weissbrod'un çağrılarak Mescid-i Aksa’da İsrail’in yaptığı ihlaller kınandı ve Mescid-i Aksa’ya yönelik İsrail’in provakatif eylemlerinin derhal sona erdirilmesi istendi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Süfyan el- Kudat, Bakanlık Genel Sekreteri Zeyd el-Luzi’nin İsrail büyükelçisi ile görüşmesinde İsrail’i Mescid-i Aksa’ya yaptığı baskınlar nedeniyle kınadığını söyledi. Luzi, Mescid-i Aksa’nın konumuyla ilgili bilgi verirken Yahudilerin burada ibadet etmelerini kınadı ve 144 dönüm mesafeye sahip Mescid-i Aksa’nın yalnızca Müslümanlar için ibadet yeri olduğunu belirtti.
Bakanlık yaptığı açıklamada, herhangi bir bahaneyle Mescid-i Aksa’ya girişin engellenmesini ya da kapılarının kapatılmasını kınadı ve İsrail’in uluslararası hukuka saygı göstermesi istendi.
Aynı şekilde Dışişleri Bakanı Avrupalı büyükelçilerle yaptığı toplantıda İsrail’in son dönemde yaptığı baskınlar kınandı ve İsrail’in yaptığı ihlallerin ciddi sonuçları konusunda uyarıldı.
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, uluslararası toplumu işgal altındaki Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlallerine son vermesi için acil ve etkili adımlar atmaya çağrıda bulundu.
Safadi, büyükelçilere Filistin’deki mukaddesatın korunması çabalarında Kral II. Abdullah’ın yaptıklarını anlattı ve ülkesi için Mescid-i Aksa’nın kırmızıçizgi olduğunu söyleyerek Kudüs’ün kapsamlı ve kalıcı barışın anahtarı olduğunu belirtti.
Safadi, uluslararası toplumun 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasına imkan tanıyan iki devletli bir çözüme uygun hareket etmesi gerektiğin vurguladı.
Ürdün Dışişleri Bakanı iki devletli çözümü destekleyen AB’ye övgüde bulunarak yine AB’nin UNRWA’ya verdiği desteği de övdü. Bakan, Ürdün'ün AB ülkeleriyle “güvenliğini ve istikrarını sağlama çabalarında ekonomik işbirliği, savunma, güvenlik, siyasi ve eşgüdümü gösteren” işbirliğiyle nedeniyle gurur duyduğunu vurguladı.



Focaccia, İtalya'dan değil Türkiye'den mi çıktı?

Bilim insanları focaccia ekmeğinin 9 bin yıllık bir geçmişi olabileceğini düşünüyor (Unsplash)
Bilim insanları focaccia ekmeğinin 9 bin yıllık bir geçmişi olabileceğini düşünüyor (Unsplash)
TT

Focaccia, İtalya'dan değil Türkiye'den mi çıktı?

Bilim insanları focaccia ekmeğinin 9 bin yıllık bir geçmişi olabileceğini düşünüyor (Unsplash)
Bilim insanları focaccia ekmeğinin 9 bin yıllık bir geçmişi olabileceğini düşünüyor (Unsplash)

İtalya'nın meşhur focaccia ekmeği, Mezopotamya'da ortaya çıkmış olabilir. 

İspanya'daki Barselona Özerk Üniversitesi, Türkiye'den Koç ve Roma'daki La Sapienza üniversiteleriyle işbirliği yaparak Cilalı Taş Devri'nden kalan seramik parçalarını inceledi. 

Şanlıurfa'daki Mezraa-Teleilat ve Akarçay Tepe höyüklerinin yanı sıra Suriye'deki arkeolojik kazı alanı Tell Sabi Abyad'da bulunan parçalar, MÖ 7 bin ila 5 bin yıl önceye tarihlendi.

Arkeologlar parçaların, Cilali Taş Devri'nde kullanılan kilden yapılmış bir tür oval tepsi kalıntısı olduğunu düşünüyor.

Çalışmalarını hakemli dergi Scientific Reports'ta detaylandıran ekip, tarih öncesi insanların yemek kültürüne ışık tuttu.

Analizler sonucu tepsi kalıntılarının, buğday ve arpa gibi tahılların izlerini taşıdığı tespit edildi. 

Ayrıca hayvansal yağ ve bitkisel çeşnilerin de kalıntılarına rastlayan ekip, Mezopotamya halkının farklı tarifler denediğini düşünüyor.
 

xuj7k
Araştırmacılar oval tepside ekmek pişirerek teorilerini test etti (Sergio Taranto)

Kullanım sonucu aşınma belirtilerinin yanı sıra organik kalıntıların 420 derecede bozunmaya uğradığı da bulundu. Araştırmacılar bütün bunların, tepsilerin foccacia gibi yassı emekler yapmada kullanıldığını "açıkça" gösterdiğini söylüyor.

Bilim insanları, tabanında oyuklar olan bu oval tepsilerde 3 kilogramlık ekmekler pişirilebileceğini ifade ediyor.

Bu da ekmeklerin muhtemelen bütün topluluk tarafından paylaşıldığna işaret ediyor. 

Araştırmacılar oval tepsinin replikasını ve Cilali Taş Devri'de kullanılanlar gibi bir ocak yaparak ekmek pişirmeyi denedi.

Deneyleri, tahminlerini destekleyerek tepsilerde büyük ekmekler yapılabildiğini gösterdi. Tepsinin tabanındaki oyuklar, pişen ekmeğin kolayca çıkarılmasını sağladı. 

Makalenin başyazarı Sergio Taranto bulguları şöyle değerlendiriyor:

Çalışmamız, yetiştirdikleri tahılları kullanarak çeşitli malzemelerle zenginleştirilmiş ve gruplar halinde tüketilen ekmekler ve 'focaccia' hazırlayan toplulukların canlı bir resmini sunuyor.

Araştırmacılar, Geç Cilalı Taş Devri'ne ait bu pişirme tekniğinin 600 yıl boyunca gelişim gösterdiğini ve Yakın Doğu'da geniş bir alana yayıldığını düşünüyor. 

Daha sonra başka bölgelere de geçen tekniğin, İtalya'ya bu şekilde ulaşmış olabilceğini söylüyorlar. 

Independent Türkçe, Popular Science, Greek Reporter, Scientific Reports