Süveyda, savaşın içine çekilme tehlikesiyle karşı karşıya

Süveyda’daki Dürzi gençler (Şarku’l Avsat)
Süveyda’daki Dürzi gençler (Şarku’l Avsat)
TT

Süveyda, savaşın içine çekilme tehlikesiyle karşı karşıya

Süveyda’daki Dürzi gençler (Şarku’l Avsat)
Süveyda’daki Dürzi gençler (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin güneyinde Dürzilerin yoğun olarak yaşadığı Süveyda şehri, savaşın başlamasından bu yana rejim destekçileri, muhalifler ve Dürziliği korumak için çalışanlar arasında bir rekabet alanı haline geldi.
Süveyda her ne kadar Suriye'deki karmaşık çatışmadan uzak kalmaya çalışsa da özellikle sosyal, ekonomik ve insani düzeyde savaşın yıkımdan kaçamadı.
Süveydalı aktivistlere göre kendini savaştan uzak tutma hali, savaşın patlak vermesinden sonra bölge halkının Suriye ordusuna katılmayı reddetmesine de neden oldu. Yerel istatistiklere göre Süveyda’da orduya katılmayı kabul etmeyen gençlerin sayısı 50 bine ulaştı.
Suriye’de savaşın başlamasının ardından rejim, diğer illerde olduğu gibi kendisine karşı kalkışma yapılacağı endişesiyle Süveyda’ya sıkı güvenlik önlemleri uygulamaya girişti.
Ancak bu durum şehirde, 2012 yılında Vahid Belus’un liderliğinde ‘Onurlu Adamlar Hareketi’ ismi altında silahlı bir grubun kurulmasına yol açtı.
Grubun kuruluş amacının şehri korumanın yanı sıra Süveyda’daki gençleri güvenlik ve askeri kovuşturmalardan korumak olduğu ilan edildi.
Süveydalı gençlerden kurulan grup, dışarıdan gelen tehditlere karşılık verdi ancak şehir dışında hiçbir eyleme karışmadı.
Söz konusu grup, Suriye rejim kuvvetlerine kayıtlı değil ve Süveyda’da rejimin oluşturduğu Ulusal Savunma Tugayları veya Halk Komiteleri gibi rejim tarafından da yönetilmiyor.
Her ne kadar hareketin liderleri terör saldırılarında öldürülse de grubun Süveyda’daki varlığı halen sürüyor. Hatta kademeli olarak gücünü de artırıyor.
Grubun varlığı, rejimin Süveyda’ya yönelik saldırılarını sınırladığı gibi rejimin ülkenin geri kalanına yönelik gözaltılar veya zorla silah altına alma gibi eylemler gerçekleştirmesini de önlemiş durumda. Grup, Süveyda’daki Dürzi şeyhler ve bölge halkı tarafından da kabul edildi.
Bölge dolaylı olarak rejimin kontrolü dışında bulunuyor.
Suriye rejimi, savaş öncesi duruma dönerek ilde yeniden kontrolü sağlama, gençleri silah altına alma ve yerel gruplara son verme hedefiyle din adamları ve yöneticiler gibi Dürzilerin önde gelen isimlerini ikna etmek için bazı toplantılar gerçekleştirdi.
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Süveydalı aktivist Reyyan Maruf duruma dair şunları söyledi:
“Süveyda sokakları, Suriye rejiminin fiili otoritesine geri dönüşü destekleyenler ile buna itiraz edenler arasında bölünmüş durumda. Bu bölünme, DEAŞ’ın Temmuz 2018’de Süveyda’ya saldırarak çoğu çocuk ve kadın 200 kişiyi öldürmesinden ve onlarca kişiyi gözaltına almasından sonra hız kazandı. Aynı şekilde rejime bağlı güvenlik unsurlarının şehirde olmaması nedeniyle alışık olunmadığı şekilde adam kaçırma, hırsızlık ve cinayet gibi olayların yaşanması ve bununla birlikte savaşın başlamasıyla birlikte Dürzi ve Bedevi aşiretler arasında mezhep merkezli çatışmaların ortaya çıkması da bunu artırdı. DEAŞ'ın Süveyda’da kadın kaçırma olayları gibi saldırılarının ardından kadınlara kendilerini savunma amaçlı silah kullanımı konusunda eğitim verme girişimi de son zamanlarda yaygın hale geldi.”
Gözlemciler, Süveyda’nın savaşın yıkımından uzak kalmasına rağmen şehirde halen sorunlu birçok dosya olduğu görüşünde.
Rusya’nın komşu Dera ve Kuneytra’da kontrolü ele geçirdikten sonra Süveyda’ya önerdiği müzakere dosyası 2018 yılı ortasında açılmasına rağmen şu ana kadar bu konuda ilerleme kaydedilemedi.
Rusların gözünde bölge rejimin kontrolünden fiilen çıkmadı ve büyük operasyonlara da maruz kalmadı.
Bu durumun Suriye'nin kuzey dosyası ve uluslararası müdahalelerin sona ermesinden sonra anlaşma sürecini kolaylaştırabileceği belirtiliyor.
Süveyda, herhangi bir bombalama, yıkım veya saldırıya maruz kalmadı. Bu da altyapısının yanı sıra su, okul, elektrik ve ticaret gibi kamu hizmetlerinin Suriye rejiminin kontrolü dışındaki saldırılara maruz kalan diğer bölgelerden daha iyi halde kalmasını sağladı.
Bununla birlikte şehirde yüksek fiyatlar ve genel bir ekonomik durgunluk hüküm sürüyor. Süveyda halkı tarıma bağlı yaşıyor. Bölge üzüm, elma, badem ve incir üretimi ile biliniyor.
Şehrin tarafsızlığı ve savaş döngüsünden uzak olması nedeniyle tarım sektörü de Suriye'deki olaylardan büyük ölçüde etkilenmedi.
Süveyda’nın 350 bin kişilik nüfusu, çatışmalar nedeniyle Dera, Humus ve diğer bölgelerden kaçanlar nedeniyle iki katına çıktı.
Halen eski gelenek ve göreneklerin korunduğu şehirde Dürzi din adamları fikir önderleri olarak kabul ediliyor ve bölge halkının yaşamında etkili bir rol oynuyor.
Süveyda şehrinde son iki ayda kimliği belirsiz saldırganlar tarafından bazı liderlere, yerel gruplardaki unsurlara ve sivillere suikast düzenlenmesiyle güvensizlik ortamı oldukça arttı.
Suriye rejimine ait güvenlik birimleri de defalarca roket veya bombalarla hedef alındı. Ancak Süveyda’daki söz konusu saldırıların sorumluluğunu üstlenen olmadı.
Aktivistler, bu durumu Suriye rejimi ile savaş boyunca tarafsızlığını koruyan yerel gruplar arasında askeri bir çatışmayı kışkırtma girişimi olarak görüyor.



Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.


Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
TT

Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)

Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Tom Barrack'ın Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesi çağrısıyla ilgili zaman zaman yaptığı tehditleri kabul edilemez bir hata olarak nitelendirerek reddetti. Berri, "Hiç kimse Lübnanlıları tehdit edemez. Özellikle diplomatlar ve hele ki Büyükelçi Tom Barrack gibi bir isim tarafından Lübnanlılara bu şekilde hitap etmek, akıl almaz bir durumdur. Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesiyle ilgili söyledikleri ciddi ve kesinlikle kabul edilemez bir hatadır." dedi.

Öte yandan Berri, Basın Sendikası'ndan bir heyete, ilgili yasa konusunda yaşanan görüş ayrılıklarına rağmen, gelecek mayıs ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinin iptal edilmeyeceğini ya da ertelenmeyeceğini vurguladı.

Parlamento başkanlığından yapılan açıklamaya göre Berri'nin ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Michel Issa'yı 24 saat içinde ikinci kez kabul etmesi dikkat çekiciydi; zira görüşmede "iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra genel durumdaki gelişmeler ve güncel olaylar" ele alındı.


İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.