İyi bir gece uykusu çekmek için 5 öneri

Uzmanlara göre telefonu farklı bir odada bırakmak ve hangi yiyecekleri yediğine dikkat etmek daha kaliteli bir uyku çekmenize yardımcı olabilir (Pinterest)
Uzmanlara göre telefonu farklı bir odada bırakmak ve hangi yiyecekleri yediğine dikkat etmek daha kaliteli bir uyku çekmenize yardımcı olabilir (Pinterest)
TT

İyi bir gece uykusu çekmek için 5 öneri

Uzmanlara göre telefonu farklı bir odada bırakmak ve hangi yiyecekleri yediğine dikkat etmek daha kaliteli bir uyku çekmenize yardımcı olabilir (Pinterest)
Uzmanlara göre telefonu farklı bir odada bırakmak ve hangi yiyecekleri yediğine dikkat etmek daha kaliteli bir uyku çekmenize yardımcı olabilir (Pinterest)

Dünyada yapılması en doğal olan şey olabilir ancak bazen yatağa gidip uykuya dalmak imkansız bir görev gibi geliyor.
Neyse ki, saatlerce uyanık kalsanız ya da gecenin bir yarısında uyansanız da daha iyi bir gece uykusu çekebilmenizin bazı yolları var. Uykumuzu sabote etmek için bilmeden neler yaptığımızı bulmak amacıyla The Independent, uyku uzmanı ve Sleep Like A Boss (Bir Patron Gibi Uyuyun) sitesinin kurucusu Christine Hansen’a danıştı. Hansen, neden uykuya dalamadığımızı anlattı ve en genel uyku sorunlarımız için basit öneriler sundu.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Hansen’a göre uyumak “yapmak için doğduğumuz şey” ve mükemmel bir gece uykusu çekme şansınızı yükseltmek için yapabileceğiniz 5 değişiklik var.
1. Yatmadan önce bir saat dinlenin   
Uykumuzu olumsuz etkileyen bir şey varsa o da yatmadan önce dinlenecek zaman ayırmamaktır. Hansen şunları söylüyor:
Uykuya dalmayı bir süreç olarak düşünmelisiniz. Bu hızlı bir arabanın durmak için vites değiştirmesine benzer.
İsterseniz gece cilt bakımı ritüelinizi uygulayın, isterseniz bir kitap okuyun ya da yatmadan önceki son saatinizi sosyal medyayı inceleyerek geçirin, ama uykuya dalmadan önce bunu yapmak için zaman ayırdığınızdan emin olun.
Hansen’a göre bu bir saat, uykudan önce ihtiyacınız olan her şeyi bitirmenize izin verecek ve böylece bunun stresini yaşamayacaksınız. Ayrıca vücudunuzu da sakinleştirecek.
Hansen kendinizi takip etmek için uyumadan önce bir zamanlayıcı ayarlamanızı tavsiye ediyor. Böylece gece rutininizi tamamlamak için yeterli zamanınız olduğundan emin olabileceksiniz.
2. Ne kadar uykuya ihtiyacınız olduğunu hesaplamaktan vazgeçin
Hansen şu ifadeleri kullanıyor:
İnsanlar ne kadar uyku uyumaları gerektiği konusunda stres oluyor ve bazen normalde uyuduklarından daha fazla uyumaya ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlar. Böylece aslında daha azına ihtiyaçları varken 8 saat ya da 7 buçuk saat uykuya ihtiyaçları olduğunu hesaplayabiliyorlar.
Hansen’a göre uyku saatini hesaplamayla ilgili bu takıntının aksi yönde bir etkisi olabilir. Özellikle de bu hesap, çok erken uyumanızı gerektiriyorsa.
Kaç saat uyuduğunuz konusunda endişeli olsanız bile, eğer kendinizi yorgun hissetmiyorsanız aslında hemen uyumak zorunda değilsiniz. İç saatinizin işini yapmasına izin vermek stressiz bir uyku yaşamanız için faydalı olacaktır.
3. Hangi yiyecekleri yediğinizi dikkate alın
Hansen uykumuzu olumsuz yönde etkileyenin “asla tek bir şey olmadığını” söylüyor ancak uykusuz gecelerin sebebinin genellikle gıda hassasiyeti olabileceğini de sözlerine ekliyor.
Hansen’a göre sağlıklı bile olsa hassasiyetiniz olan bir yiyeceği tüketmeye devam ederseniz bu vücudunuzda iltihaplanmaya ve ardından uykunuzu bozabilen doğal bir iltihaplanma önleyici hormon olan kortizola neden olabilir. Kortizolun uyarıcı ve uykuya zarar veren bir hormon olduğunu söyleyen Hansen şöyle devam ediyor:
Kendinizi gece 2’de uyanmış bulursanız bu genellikle ya bağırsağınızda bir iltihaplanma olduğunun ya da hormonal bir dengesizlik yaşadığınızın göstergesidir.
Bu durumda suçlanabilecek yiyecekleri besin listenizden çıkarmayı denemek, iyi bir başlangıç olabilir.
4. Telefonunuzu farklı bir odada bırakmayı deneyin
Telefonlarımızın bazen uyku sorunlarımızın kökenini oluşturduğunu ifade eden Hansen “telefonlarımızın yanında uyumanın çok kişiye özgü bir durum” olduğunu ancak bazı insanların elektromanyetik frekanslara karşı aşırı duyarlı olduğunu belirtiyor ve bu durumun uykuyu etkileyebileceğini vurguluyor.
Hansen’a göre, telefonunuza yakınlığınızın uyku sorunlarına yol açtığını düşünüyorsanız, telefonunuzu ve şarj aletinizi farklı bir odaya koyarak bu duruma çözüm bulabilirsiniz.
Daha önce yapılmış araştırmalar da yatağınızdan teknolojiyi çıkarmanın uyku kalitenizi artırabileceğini ortaya çıkarmıştı.
5. Sizi uyanık tutacak duygu ve düşünceleri kabul etmek için daha sonraya zaman ayırın     
Stres ve endişe kalitesiz uyku açısından önemli faktörler. Bu da demek oluyor ki sorunlar ve olumsuz düşünceler ile aklınıza geldiği anda boğuşmak çoğu zaman uyku zamanı geldiğinde onları unutmanıza yardımcı olabilir. Hansen şunları söylüyor:
Yatağa gittiğimizde ortam sessiz ve karanlık oluyor. İşte tam bu anda gün içinde bir kenara ittiğimiz düşünceler aniden ortaya çıkıyor.
Düşüncelerinizin uykuya müdahale etmesine engel olmak amacıyla “sizi tetikleyen herhangi bir düşüncenin farkına varmak için gün içinde zaman ayırmayı” öneren Hansen şöyle devam ediyor:
Rahatsız edici bir şey ortaya çıktığında gün içinde buna zaman ayırırsanız, bu bir kişiden gelen bir yorum ya da yerine getirmediğiniz bir görev de olabilir, sadece bunu kabul edin ve bunu gördüğünüzü, fark ettiğinizi ve hissettiğinizi bilin ve bırakın gitsin.
Gün içinde hislerinizi yazıya da dökebilirsiniz. Bu, sizi bunaltan belli bir olay ya da düşünce ile ilgili hislerinizi yönetmenize yardımcı olacaktır.
Hansen’a göre uyku davranışlarınıza ve alışkanlıklarınıza değişiklikler getirdiğinizde ve “temiz bir uykuya” odaklandığınızda uykuya ulaşmanız çok uzak olmayacak. Hansen, vücudunuzun bu değişimlere nasıl yanıt verdiğini görmenin 3 ya da 4 gün süreceğini belirtiyor.



3I/ATLAS'a "uzaylı aracı" diyen gökbilimci geri adım attı

3I/ATLAS, Oumuamua ve Borisov'dan sonra Güneş Sistemi'nde saptanan ilk yıldızlararası cisim (Gemini Rasathanesi)
3I/ATLAS, Oumuamua ve Borisov'dan sonra Güneş Sistemi'nde saptanan ilk yıldızlararası cisim (Gemini Rasathanesi)
TT

3I/ATLAS'a "uzaylı aracı" diyen gökbilimci geri adım attı

3I/ATLAS, Oumuamua ve Borisov'dan sonra Güneş Sistemi'nde saptanan ilk yıldızlararası cisim (Gemini Rasathanesi)
3I/ATLAS, Oumuamua ve Borisov'dan sonra Güneş Sistemi'nde saptanan ilk yıldızlararası cisim (Gemini Rasathanesi)

Yıldızlararası bir cisim olan 3I/ATLAS'ın uzaylılar tarafından gönderildiğini savunan gökbilimci fikrini değiştirdi. Avi Loeb bunun "yüksek ihtimalle doğal" bir cisim olduğunu söyledi.

Bu yıl temmuzda keşfedilen 3I/ATLAS bilim dünyasında büyük bir heyecan yaratmıştı. Bugüne kadar Güneş Sistemi'nden geçen üçüncü yıldızlararası cisim olmasının yanı sıra kıyasla çok daha hızlı hareket etmesi de dikkat çekiyordu.

Dünya çapından gökbilimciler aylar süren gözlemlerle bu kuyrukluyıldız hakkında pek çok şey öğrendi. Yaşamın temel moleküllerini taşıması ve belki de saptanan en eski kuyrukluyıldız olması kritik bilgiler arasında yer alıyor.

Öte yandan 3I/ATLAS, bu bilimsel keşiflerin yanı sıra bazı spekülasyonlara da konu oldu.

Harvard Üniversitesi'nden fizikçi Avi Loeb'in başını çektiği teorilerde kuyrukluyıldızın, aslında uzaylıların Dünya'ya zarar vermek için gönderdiği bir araç olabileceği iddia ediliyordu. 

Bu süreçte gökcismi üzerinde çeşitli makaleler ve yazılar kaleme alan Loeb, temmuzdaki bir blog yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:

3I/ATLAS, Dünya'ya göre Güneş'in tam karşısındaki tarafta günberi noktasına ulaşıyor. Bu, cismin en parlak olduğu zamanlarda veya gizlendiği açıdan Dünya'ya cihazlar gönderdiğinde, Dünya'daki teleskopların ayrıntılı gözleminden kaçınmak için kasten yapılıyor olabilir.

Cisim, günberi veya Güneş'e en yakın noktasına 30 Ekim'de ulaştı ve herhangi bir hamle yapmadı. 

Gökbilimci ağustosta da 3I/ATLAS'ın kuyruğu olmamasına dikkat çekerek bunu bir anomali olarak tanımlamıştı.

Anak cisim daha sonra bir kuyruk ve Güneş'e doğru bakan bir "anti kuyruk" da geliştirmişti. Loeb bu ikincisini de anomali olarak değerlendirirken, gökbilimci Jason Wright şöyle diyor:

Evet pek çok kuyrukluyıldız bunu yapmaz ancak bu durum eşsiz de sayılmaz. Ayrıca Loeb bunun doğal yolla gerçekleşme nedenini açıklayan ilk kişi olduğu gibi yanlış bir iddia da ortaya atıyor ancak bu durum 50 yıldır biliniyor.

Bu tür iddialar bilim dünyasında belki pek yankı bulmasa da internette uzaylı tehlikesiyle ilgili temelsiz endişelere yol açabiliyor.

Loeb dışındaki bazı isimlerin de dile getirdiği "düşman uzaylı" teorileri, internette kaygılı tepkilere yol açtı. Örneğin bir Reddit kullanıcısı, "3I/ATLAS'ın yarattığı kaygıyla başa çıkmakta gerçekten zorlanıyorum" ifadelerini kullandı.

Gökcisminin 19 Aralık'ta, 270 milyon kilometre mesafeden Dünya'ya en yakın geçişini yaptığı zaman bu tür kaygılı ifadeler daha da arttı. IFLScience'ın belirttiği gibi eğer gezegeni gözetlemek veya yok etmek için gönderildiyse, bu mesafeden çok iyi bir görüş açısı elde edememiş demektir.

Bu geçişten sonra News Nation'a konuşan Loeb, "Şimdiye kadar her şey yolunda. 3I/ATLAS, Dünya'ya en yakın geçişinde herhangi bir manevra yapmadı veya olağandışı bir aktivite göstermedi" diyerek ekledi:

Şu anda sahip olduğumuz tüm veriler göz önüne alındığında, bunun yüksek ihtimalle doğal bir cisim olduğunu kabul ediyorum. Ama yine de anlamadığımız birçok şey var.

Aslında Loeb daha önce, Güneş Sistemi'nden geçen ilk yıldızlararası cisim 1I/'Oumuamua için de benzer iddialar ortaya atmıştı.

Uzmanlar güçlü verilere dayanmayan bu tür iddiaların, yarattığı endişenin yanı sıra uzun vadeli uzaylı arayışına zarar verebileceği uyarısı yapıyor.

Toronto Üniversitesi'nden gökbilimci Bryan Gaensler "Eğer uzaylıları bulursak (ki bence önümüzdeki 10-20 yıl içinde zeki olsun ya da olmasın bir tür yaşam tespit etme şansımız son derece yüksek) 'yalancı çoban' sorunuyla karşı karşıya kalacağız" diyerek ekliyor: 

Bunun gerçek kanıtını bulan kişiler muhtemelen hak ettikleri takdiri alamayacaklar çünkü bütün bunları daha önce de duyduk.

Halihazırda Jüpiter'e doğru yol alan 3I/ATLAS daha sonra Güneş Sistemi'ni terk edecek.

Independent Türkçe, IFLScience, News Nation, Medium, BBC


Hideo Kojima rekortmen animasyona hayran kaldı: "İki gözüm iki çeşme ağladım"

Aksiyon ve müzikal türlerini harmanlayan animasyon, daha önce platformun en çok izlenen filmi olan Red Notice'i geride bıraktı (Netflix)
Aksiyon ve müzikal türlerini harmanlayan animasyon, daha önce platformun en çok izlenen filmi olan Red Notice'i geride bıraktı (Netflix)
TT

Hideo Kojima rekortmen animasyona hayran kaldı: "İki gözüm iki çeşme ağladım"

Aksiyon ve müzikal türlerini harmanlayan animasyon, daha önce platformun en çok izlenen filmi olan Red Notice'i geride bıraktı (Netflix)
Aksiyon ve müzikal türlerini harmanlayan animasyon, daha önce platformun en çok izlenen filmi olan Red Notice'i geride bıraktı (Netflix)

Hideo Kojima, sosyal medyada film yorumları paylaşmayı sürdürüyor ve bu kez Netflix yapımı K-Pop: İblis Avcıları (KPop Demon Hunters) için övgü dolu sözler sarf etti.

62 yaşındaki Kojima, "K-Pop: İblis Avcıları'nı rasgele izlemeye başladım, kısa sürede kendimi kaptırdım ve finalde iki gözü iki çeşme ağladım" diye yazdı. 

Metal Gear, Boktai ve Death Stranding gibi serilere imza atan Japon oyun tasarımcısı, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Gerçekten çok ama çok iyiydi.

Netflix tarihinin en çok izlenen filmi

Yönetmenler Maggie Kang ve Chris Appelhans'ın, Danya Jimenez ve Hannah McMechan'la birlikte kaleme aldığı K-Pop: İblis Avcıları, Huntr/x adlı bir kız grubunu merkezine alıyor. 

Bu müzik grubu, seslerinin gücünü kullanarak dünyayı şeytani varlıklardan koruyor. Ancak karşılarına, aslında iblis oldukları sonradan ortaya çıkan rakip erkek grubu Saja Boys çıkıyor. 

Filmin seslendirme kadrosunda Arden Cho, May Hong, Ji-young Yoo, Ahn Hyo-seop, Ken Jeong ve Lee Byung-hun gibi isimler yer alıyor.

K-Pop: İblis Avcıları, kısa sürede 365 milyon izlenmeye ulaşarak Netflix tarihinin en çok izlenen orijinal filmi olmuştu. 

Animasyon türündeki yapımın tarihi başarısının ardından Sony ve Netflix, hızla harekete geçerek devam filmi için anlaşmaya varmıştı. Ancak K-Pop: İblis Avcıları 2'nin izleyiciyle buluşması 2029'u bulacak.

"Bana yeniden cesaret verdi"

Video oyun dünyasının efsane isimlerinden biri olan Kojima, aynı zamanda sinema yorumları da yakından takip edilen bir figür. Bir filmi pek beğenmediğinde genellikle yalnızca "İzledim" ya da "İzliyorum" demekle yetinen Kojima'nın, Avatar: Ateş ve Kül (Avatar: Fire and Ash) hakkında yaklaşık 200 kelimelik bir yorum kaleme alması da bu nedenle dikkat çekmişti. 

Kojima, sözkonusu film için "Geleceğe bakarken bana yeniden gurur ve cesaret verdi" ifadelerini kullanmıştı.

K-Pop: İblis Avcıları, halen Netflix'te izlenebiliyor.

Independent Türkçe, GamesRadar, ScreenRant


Charlie Chaplin'in yeni Avatar'da oynayan torunundan soyadı itirafı

Avatar serisine Ateş ve Kül'le katılan 39 yaşındaki Oona Chaplin, volkanlarda yaşayan Mangkwan kabilesinin lideri Varang'ı canlandırıyor (20th Century Studios)
Avatar serisine Ateş ve Kül'le katılan 39 yaşındaki Oona Chaplin, volkanlarda yaşayan Mangkwan kabilesinin lideri Varang'ı canlandırıyor (20th Century Studios)
TT

Charlie Chaplin'in yeni Avatar'da oynayan torunundan soyadı itirafı

Avatar serisine Ateş ve Kül'le katılan 39 yaşındaki Oona Chaplin, volkanlarda yaşayan Mangkwan kabilesinin lideri Varang'ı canlandırıyor (20th Century Studios)
Avatar serisine Ateş ve Kül'le katılan 39 yaşındaki Oona Chaplin, volkanlarda yaşayan Mangkwan kabilesinin lideri Varang'ı canlandırıyor (20th Century Studios)

Avatar: Ateş ve Kül'de (Avatar: Fire and Ash) kötü karakter Varang'a hayat veren Oona Chaplin, sinema tarihinin efsane ismi Charlie Chaplin'in torunu. 

Game of Thrones'daki rolüyle de tanınan Chaplin, kısa süre önce The Times of London'a verdiği röportajda, Kraliyet Dramatik Sanatlar Akademisi'nden (RADA) mezun olduktan sonra oyunculuk kariyerine başlarken soyadını değiştirmeyi düşündüğünü anlattı.

"O noktaya layık olduğumu hissetmek benim için bir yolculuk oldu çünkü bu kadar parlak bir isimle anılmasaydım bazı kapılar bana belki de hiç açılmayacaktı" diyen Chaplin, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Bulunduğun yeri hak etmediğini düşünmek gerçekten zorlayıcı bir his.

Ancak daha sonra bu fikrinden vazgeçtiğini söyleyen oyuncu, bakış açısının "suçluluk duygusundan minnettarlığa" evrildiğini belirtti:

Ne kadar çalışırsam çalışayım dedemin yaptıklarıyla asla kıyaslanamayacağını kabul ederek bu noktaya geldim. Eğer bu dünyadaki tek amacım insanların 'Aa, Charlie Chaplin'in torunu' deyip onu Google'da araması ve bir filmini izlemesiyse, buna da razıyım. Çünkü o gerçek bir dâhi.

Oona Chaplin'in annesi Geraldine Chaplin de Charlie Chaplin'in kızıydı ve kendisi de oyunculuk kariyerine sahipti. 

2007'den beri kamera önünde

Avatar: Ateş ve Kül, Chaplin'in Hollywood'daki ilk büyük gişe filmi olsa da oyuncu, 2007'den bu yana profesyonel olarak kamera karşısına çıkıyor. Filmografisinde Taboo ve Black Mirror gibi yapımlar da yer alıyor.

Chaplin, The Times of London'a verdiği röportajda dedesinin Avatar filmlerini seveceğini düşündüğünü de söyledi: 

James Cameron, aralarındaki tüm farklılıklara rağmen bugün Chaplin'e en yakın isimlerden biri gibi geliyor bana. Ne yaptıklarını biliyorlar ve bu yüzden insanlar onları dinliyor.

"Mutlak cesaretiyle beni şaşırttı"

James Cameron ise Avatar'ın basın turu sırasında geçen hafta IndieWire'a yaptığı açıklamada, Chaplin'i seçme sürecini şöyle anlatmıştı: 

Tanıdık yüzlerden ve isimlerden vazgeçmek zor bir karardı ama Oona, karaktere bakışı, hareket biçimi ve mutlak cesaretiyle beni şaşırttı. Üstelik son derece hazırlıklıydı; sahneyi ezbere biliyordu ve metin 7-8 sayfa uzunluğundaydı.

Avatar: Ateş ve Kül, sinemalarda gösterimde.

Independent Türkçe, The Times of London, Variety, IndieWire