ABD raporu: Afganistan'daki DEAŞ tehdidi küçümsenmemeli

Afganlar, DEAŞ’ın sorumluluğunu üstlendiği, Kabil’deki bir düğünde düzenlenen intihar saldırısında ölenlerin fotoğraflarına bakıyor. Saldırıda, kadın ve çocuklar da dahil 63 kişi ölmüş, 180’den fazla kişi de yaralanmıştı (AP)
Afganlar, DEAŞ’ın sorumluluğunu üstlendiği, Kabil’deki bir düğünde düzenlenen intihar saldırısında ölenlerin fotoğraflarına bakıyor. Saldırıda, kadın ve çocuklar da dahil 63 kişi ölmüş, 180’den fazla kişi de yaralanmıştı (AP)
TT

ABD raporu: Afganistan'daki DEAŞ tehdidi küçümsenmemeli

Afganlar, DEAŞ’ın sorumluluğunu üstlendiği, Kabil’deki bir düğünde düzenlenen intihar saldırısında ölenlerin fotoğraflarına bakıyor. Saldırıda, kadın ve çocuklar da dahil 63 kişi ölmüş, 180’den fazla kişi de yaralanmıştı (AP)
Afganlar, DEAŞ’ın sorumluluğunu üstlendiği, Kabil’deki bir düğünde düzenlenen intihar saldırısında ölenlerin fotoğraflarına bakıyor. Saldırıda, kadın ve çocuklar da dahil 63 kişi ölmüş, 180’den fazla kişi de yaralanmıştı (AP)

Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin (CSIS) yayınladığı bir raporda, ABD birliklerinin Afganistan’dan geri çekilmesi sonrasında bölgedeki DEAŞ tehdidinin küçümsenmemesi gerektiği belirtildi.  Rapor, sorumluluğunu DEAŞ’ın üstlendiği, Kabil’deki bir düğünde 60’tan fazla kişinin ölmesine yol açan intihar eyleminin ardından, ABD kuvvetlerinin Afganistan’dan geri çekilmesi için yürütülen müzakerelerin gerçekleştiği bir zamanda yayınlandı.
Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin saldırının sorumluluğunu yüklediği Taliban’da söz konusu saldırıyı kınamış ve her türlü haberi yalanlamıştı. Pazar günü ilerleyen saatlerde de saldırının sorumluluğunu DEAŞ üstlenmişti.
Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin (CSIS) yayınladığı bir raporda, Afganistan’daki DEAŞ unsurlarının sayısının 2 bin 500 ila 4 bin arasında olduğu tahmin edildiği ve bunların çoğunlukla Nangarhar’da yoğunlaştığı ortaya koyuldu.
Raporda, DEAŞ’ın Afganistan’daki faaliyetlerinin 2015 yılında ‘Horasan Vilayeti’ sancağı altında yürütüldüğüne dikkat çekildi. Horasan Vilayeti ile Afganistan, İran ve Orta Asya bölgelerini kapsayan bölgeler kastediliyor.
Rapora göre yeni örgüt, 2014 yılında DEAŞ lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’ye bağlılık sözü veren Pakistanlı Hafız Zeyd Han tarafından kuruldu. Ülkenin doğusundaki Nangarhar bölgesinde çoğu Pakistanlı olan küçük bir savaşçı grup olarak ortaya çıkarken, daha sonra Taliban’ın bazı savaşçılarını da bünyesine kattı.
Raporda, 2014 yılında Irak ve Suriye’deki DEAŞ’ta olduğu gibi Afganistan’daki şubesinde de geniş topraklarını kontrol etme arzusu taşıdıkları belirtildi. Örgütün, kadınlar ve çocuklar da dahil sivillere karşı acımasız saldırılar düzenlediği biliniyor.
Rapora göre şu ana kadar Horasan’daki DEAŞ örgütü, Afganistan topraklarını hiçbir zaman kontrol altına alamadı. Rapor, Afganistan’ın ‘merkezi İslam devletinin, saflarını birleştirmesi adına verimli bir zemin olabileceğine’ dair uyarıda bulundu.
Bu ayın başlarında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, ‘Irak ve Suriye’de hezimete uğradıktan sonra bu terör grubunun, terör finansmanı için yüz milyonlarca dolar sakladığını ve Afganistan’ın verimli bir çatışma bölgesi olmaya devam ettiğini’ açıkladı.
Geçtiğimiz Salı günü ABD haber kaynakları, Afganistan’daki ABD kuvvetlerinin bölgedeki DEAŞ unsurlarıyla birçok defa çatışma yaşadığını belirtti. Saldırılar, kurucusu da dahil olmak üzere Horasan Vilayeti’ndeki DEAŞ’ın ana hedeflerine ve kilit liderlerine odaklandı. 2017 yılında ABD kuvvetleri, ülkenin doğusundaki Nangarhar’da teröristlerin saklandığı bir mağaraya GBU-43/B MOAB türü güdümlü bir bomba fırlattı. ABD, devam eden savaşta cephaneliğinin en güçlüsü olan söz konusu bombayı ilk defa kullanmış oldu.
Bütün bu olanlara rağmen haber kaynakları, örgütün kendini koruyabildiğini ve üye sayılarını artırabildiğini ifade etti. ABD ve Taliban arasında müzakere edilen son barış anlaşmasına göre Afganistan’daki 14 bin ABD askerinin yaklaşık 5 bini, Taliban’ın El Kaide’den ayrılması karşılığında ülkeden geri çekilecek. ABD hükümeti, Taliban’dan DEAŞ’ı da terk etmesini isterken, ancak barış anlaşması taslağının yalnızca El Kaide’den söz ettiği belirtildi.



İran'ın, «Snapback» mekanizması devreye girmeden önce "son bir şansı" var

Koruyucu kıyafet giyen bir İranlı güvenlik görevlisi, İsfahan'ın dışındaki bir uranyum dönüştürme tesisinde (AP)
Koruyucu kıyafet giyen bir İranlı güvenlik görevlisi, İsfahan'ın dışındaki bir uranyum dönüştürme tesisinde (AP)
TT

İran'ın, «Snapback» mekanizması devreye girmeden önce "son bir şansı" var

Koruyucu kıyafet giyen bir İranlı güvenlik görevlisi, İsfahan'ın dışındaki bir uranyum dönüştürme tesisinde (AP)
Koruyucu kıyafet giyen bir İranlı güvenlik görevlisi, İsfahan'ın dışındaki bir uranyum dönüştürme tesisinde (AP)

İran için son bir fırsat gibi görünse de Avrupa ülkeleri İran'ı, «Snapback» olarak bilinen yaptırım mekanizmasının devreye girmesinden önce kalan sınırlı süreyi iyi değerlendirmeye çağırdı.

Avrupa Birliği Dışişleri Temsilcisi Kaja Kalas, «Snapback» mekanizmasının yürürlüğe girmesine az bir süre kala, İran'ın Washington ile iletişime geçmeye hazır olmasının son derece önemli olduğunu vurguladı.

Almanya Dışişleri Bakanı Johannes Wadephul ise "Zaman çok kısa olduğunu ve İran'ın yaptırımların yeniden uygulanmasını önlemek için ciddi bir şekilde müzakerelere başlaması gerektiğini” söyledi.

Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, mekanizmanın etkinleştirilmesinin "sonuçları" konusunda uyardı ve "Avrupa'nın yasal olarak buna başvurma yetkisi olmadığını" vurguladı.

Tahran ile Avrupa tarafı arasındaki görüşmelerin önümüzdeki salı günü dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yeniden başlaması planlanıyor.


İran Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri: Hizbullah'a hiçbir şey dayatmıyoruz

İran Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Laricani (EPA)
İran Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Laricani (EPA)
TT

İran Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri: Hizbullah'a hiçbir şey dayatmıyoruz

İran Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Laricani (EPA)
İran Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Laricani (EPA)

İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Laricani, Cumadün yaptığı açıklamada, Tahran'ın Lübnan Hizbullahı'na ihtiyacı olduğunu ve ona hiçbir dayatmada bulunmadığını belirtti.

Laricani, "Bizim de Lübnan Hizbullahı'nın bize ihtiyacı olduğu gibi desteğine ihtiyacımız var. Hizbullah'a hiçbir dayatmada bulunmuyoruz ve Lübnan'ın sorunları iç diyalog yoluyla çözülür" dedi. Laricani, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ı silahsızlandırma kararına ve grubun bu karara karşı çıkışına atıfta bulundu.

Başka bir bağlamda, Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan çekilme olasılığının, Avrupa Üçlüsü'nün nükleer anlaşma kapsamındaki yaptırım mekanizmasını devreye sokma tehdidine yanıt olarak "her zaman mümkün" olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Tesnim Haber Ajansı'ndan aktardığına göre İran Dini Lideri'nin de danışmanı olan Laricani açıklamasında, "İran'a baskı yaparak teslim olmaya zorlamak saçmalıktır" ifadesini kullandı.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Said Hatibzade, bugün erken saatlerde yaptığı açıklamada, yaptırımların "Snapback" mekanizmasını devreye sokmanın, Avrupa'nın İran nükleer kriziyle ilgili müzakerelerde elinde kalan son pazarlık kozunu da boşa harcaması anlamına geldiğini söyledi.

İran televizyonu, Tahran ile Avrupa tarafı arasındaki görüşmelerin önümüzdeki salı günü dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yeniden başlayacağını bildirdi.


Putin: Trump'ın liderlik vasıfları ABD ile ilişkilerin yeniden canlandırılması için iyi bir garanti

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (EPA)
TT

Putin: Trump'ın liderlik vasıfları ABD ile ilişkilerin yeniden canlandırılması için iyi bir garanti

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (EPA)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün yaptığı açıklamada, "(ABD Başkanı Donald) Trump'ın liderlik vasıfları, Amerika ile ilişkilerin yeniden canlandırılması için iyi bir garantidir" dedi.

Prtin, bir nükleer araştırma merkezine yaptığı ziyarette, "Başkan Trump'ın gelişiyle birlikte nihayet bir umut ışığı belirdiğine inanıyorum. Alaska'da iyi, amaçlı ve samimi bir görüşme gerçekleştirdik. Bundan sonraki adımlar artık Amerika Birleşik Devletleri'nin liderliğine bağlı. Ancak, mevcut Başkan Trump'ın liderlik vasıflarının, ilişkilerin yeniden canlandırılması için iyi bir garanti olduğuna inanıyorum" ifadelerini kullandı.