Moskova: İdlib'de askerlerimiz var

Moskova: İdlib'de askerlerimiz var
TT

Moskova: İdlib'de askerlerimiz var

Moskova: İdlib'de askerlerimiz var

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İdlib'deki silahlı gruplara karşı ‘sert bir eylemde’ bulunacaklarını belirtirken, Rusya ile Türkiye arasında bu konuda sürekli ve yoğun askeri temaslar olduğunu kaydetti.
Ülkesinin artık ‘durumu sadece oturup izlemekle’ yetinmeyeceğine dikkati çeken Lavrov, “Türk yetkililerin, ateşkese katılmaya hazır olan silahlı muhalifler ile terörist grupları bir birbirinden ayırmasını beklediğimiz İdlib’deki Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde askerlerimiz bulunuyor” şeklinde konuştu.
İdlib’de ortaya çıkan son durumun, silahlı gruplara İdlib’in komşusu olan bölgelere saldırılar gerçekleştirmeleri ve kontrol alanlarını genişletme girişimlerine devam etmelerine neden olduğunu söyleyen Lavrov, Rus ve Türk orduları arasında duruma ilişkin temasların sürdüğünü vurguladı. Moskova’nın Türk tarafına, isyancıların İdlib çevresini hedef alan saldırılarına sert bir şekilde cevap vermekte tereddüt etmeyeceğini bildirdiğini belirten Lavrov, “Şu an ortaya çıkan durum, aşırılık yanlılarının İdlib’in komşusu olan bölgeleri hedef alma girişimlerini durdurmadıkları ve Rus askerinin bulunduğu Hmeymim Hava Üssü’ne saldırı niyetinde oldukları gerçeğiyle ilişkili” ifadelerini kullandı.
Moskova’nın Ankara’ya, bölgedeki herhangi bir terörist saldırıyı sert bir şekilde bastırılacağını bildirdiğini kaydeden Lavrov, “Durumu sadece yakından takip etmekle kalmıyoruz. İdlib’deki Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde askerlerimiz bulunuyor. Bu bölge, Türk yetkililerin ateşkese katılmaya hazır olan silahlı muhalifler ile terörist grupları bir birlerinden ayırmakla yükümlü olduğu yer” dedi.
Mevcut gerginliğe ilişkin bir başka nedene dikkati çeken Lavrov, Heyet-i Tahriru'ş Şam (HTŞ)  tarafından kontrol edilen bölgenin eskiye kıyasla önemli ölçüde genişlediğini söyledi.
Ankara ve Moskova arasında geçtiğimiz yıl Soçi’de imzalanan anlaşma uyarınca Türk askerlerinin İdlib’deki varlığının teröristlerin saldırılarının önünü kesmesi gerektiğini belirten Lavrov, İdlib’den saldırılar olması halinde sert bir biçimde bastıracaklarını açık bir biçimde söylediklerinin altını çizerek, “Teröristlerin provokasyonları tüm yıl boyunca devam etti” dedi.
Söz konusu saldırılara cevap verecekleri konusunda Türk yetkilileri önceden uyardıklarını ve tutumlarını değiştirmeyeceklerini söyleyen Lavrov, Soçi Anlaşması’nın teröristlere karşı ateşkes yapılmasını içermediğini vurguladı.
Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, önceki gün yaptığı açıklamada, ülkesinin ‘İdlib’deki teröristlerle mücadelede Suriye ordusuna gerekli tüm desteği sağlamaya devam ettiğine’ işaret ederken, Türkiye’nin tutumu ve Moskova ile Ankara arasında artan gerginliğe değinmekten kaçındı. Ancak Putin, “Geçen yıl Soçi Anlaşması imzalandığında teröristler İdlib'deki Gerginliği Azaltma Bölgesi’nin neredeyse yüzde 50'sini kontrol ediyorlardı. Şimdi ise bölgenin yüzde 90'ını kontrol ediyorlar. Bu kabul edilemez” diye konuştu.
Rusya merkezli Nezavisimaya Gazeta adlı günlük gazetenin güvenlik kaynaklarından aktardığı bilgilere göre Moskova ve Şam’ın İdlib’de yürüttüğü ortak güvenlik operasyonları, Rus kökenli veya eski Sovyetler Birliği cumhuriyetlerinden militanların ortadan kaldırılmasını hedefliyor.
Kaynaklara göre ortak operasyonlar sayesinde, savaş eğitimi veren ve yasadışı silahlı gruplara danışmanlık yapan ‘özel bir askeri grup’ üyeleri etkisiz hale getirildi. Kaynaklar, bu kişilerin arasında grubun lideri olan Belarus kökenli Ebu Selman el-Belarusi’nin de olduğunu belirtti. Basında yer alan haberlerde Belarusi’nin Özbek kökenli olduğu ve Belarus özel kuvvetlerinde paraşütçü taburunda görev yaptığı belirtilirken, yardımcılarından 6 tanesini Rusça ve Özbekçe konuşabildiklerini ve en az birinin Kafkas kökenli gibi göründüğü kaydedildi.
Nezavisimaya Gazeta’ya konuşan askeri uzman Albay Şamil Gariyev, “Suriye’de rejime karşı savaşan terörist gruplar, hazırlamaya çalışan özel askeri gruplar ve örgütlerin varlığı görmezden gelinemez” dedi. Henüz Suriye’de rejime karşı savaşan Rus kökenli veya eski Sovyet cumhuriyetlerinden kaç savaşçı olduğuna dair kesin bir bilginin olmadığını belirten Gariyev, “Bence sayıları oldukça fazla. İdlib'de yasadışı savaşçı sayısının yaklaşık 80 bin olduğu düşünüldüğünde, Rusça konuşan savaşçı sayısıcda en az 5-6 bin olabilir” ifadelerini kullandı.



Ben-Gvir, itfaiye aracı bağışı ve 17 gencin eğitimiyle Suveyda sakinlerinin gönlünü kazanmaya çalışıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
TT

Ben-Gvir, itfaiye aracı bağışı ve 17 gencin eğitimiyle Suveyda sakinlerinin gönlünü kazanmaya çalışıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yaklaşık bir yıldır İsrail’in işgali altında bulunan Suriye’nin güney bölgelerine yaptığı provokatif turdan ve aynı anda Suriye’den yürütülen silah kaçakçılığı ağının ortaya çıkarılmasından bir gün sonra, İsrail makamları dikkat çeken bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre İsrail, Suveyda’dan 17 Dürzi gencine profesyonel yangın söndürme eğitimi vermeyi ve vilayete bir itfaiye aracı hediye etmeyi planlıyor.

Bu açıklama, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Paylaşımların çoğunda, İsrail’in niyetlerine yönelik eleştiriler ve uyarılar öne çıktı. Sosyal medya kullanıcıları, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana İsrail’in 450 kilometrekareyi aşan Suriye toprağını işgal ettiğine (1967’den beri işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri’ne ek olarak) ve Şam’dan ülkenin güney ve güneybatı sınırlarına uzanan bölgede güvenlik kontrolünü dayattığına dikkat çekti.

İsrail güçlerinin Suriye topraklarına ilk adım attığı günden bu yana bölgede gerilim yarattığı, toplumsal çatışmaları körüklemeye çalıştığı, hava saldırıları ve topçu bombardımanları düzenlediği, hatta Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı hedef aldığı belirtildi. Bu adımların, Şam yönetimine baskı kurmak ve onu güvenlik anlaşmalarına zorlamak amacı taşıdığı ifade edildi.

Gelen son bilgilere göre, Arap karşıtı söylemleri, aşırı sağcı tutumu ve ırkçı görüşleriyle bilinen İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir bakanlığına bağlı İtfaiye Kurumu’na Suveyda’ya bir itfaiye aracı gönderilmesi yönünde talimat verdi. Ben-Gvir bu adımı ‘üst düzey insani bir girişim’ olarak tanımladı. Ancak bölge kamuoyu, özellikle Araplarla ilgili politikaları göz önüne alındığında, Ben-Gvir’in bu girişiminin insani amaçlar taşıdığına pek ihtimal vermiyor. Bu nedenle söz konusu adımın gerçekten Suveyda’da çıkabilecek yangınlara destek olmayı mı hedeflediği, yoksa bölgede yeni fitneler ve çatışma alanları yaratmayı mı amaçladığı yönünde soru işaretleri doğmuş durumda.

cdft
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 28 Ocak 2024 tarihinde Gazze Şeridi ve Batı Şeria'nın kuzeyinde yerleşim yerlerinin yeniden inşası için çağrıda bulunan bir konferansta konuşuyor. (Reuters)

Gelen bilgiler, söz konusu girişimin İsrail’in güney Suriye’deki nüfuzunu ‘insani yardım’ görünümü altında genişletmeyi hedefleyen daha kapsamlı bir planın parçası olabileceği yönünde. Bu çerçevede İsrail’in, Suriye toplumunda ayrışma yaratmak amacıyla Dürzi topluluğu ile ‘özel bağlara’ sahip olduğu iddiasını öne çıkardığı değerlendiriliyor.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Dürzi topluluğundan 17 genç, üç hafta sürecek yoğun bir itfaiyeci eğitimine tabi tutulacak. Programın ardından her bir katılımcı, tam teçhizatlı şekilde Suriye’ye dönecek. Ayrıca Suveyda’da yeni bir itfaiye istasyonu kurulacağı ve bölgeye bir itfaiye aracı gönderileceği bildirildi.

Haberde, Ben-Gvir’in “Suriye’deki itfaiye istasyonu acil durumlarda kurtarma kapasitesi sağlayacak” dediği aktarıldı. Haberin devamında, İsrail’in, güney Suriye’deki Dürzilerle ilişkisini ‘derin bir stratejik bağ’ olarak nitelendirdiği ve sınırın ötesinde yaşayan Dürzi aileleri de bu çerçevede değerlendirdiği ifade edildi.

Ben-Gvir’in ayrıca şu sözlerine yer verildi: “İsrail’deki Dürzi topluluğuyla ilişkileri güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Bunu hem ulusal güvenlik kurumlarında Dürzi subayların üst görevlere getirilmesiyle hem de ihtiyaç duyulan her alanda destek ve yardım sağlayarak yapacağız.”

xsd
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nden İsrail ile Suriye sınırında kaçakçılık faaliyetlerinin artması, bu bölgeyi ‘Ekim 2023'ten bu yana silah ve uyuşturucu kaçakçılığının aktif bir merkezi’ haline getirdi. (İsrail Ordusu)

Söz konusu haber, çarşamba günü ortaya çıkarılan Suriye kaynaklı silah kaçakçılığı ağına ilişkin polis tarafından yayımlanan yeni detaylarla aynı dönemde gündeme geldi. Tel Aviv tarafından ‘Dürzi ağı’ olarak adlandırılan yapılanmanın tüm üyelerinin (18 kişi) Dürzi kökenli olduğu açıklandı.

Ağda yer aldığı belirtilen bazı isimler kamuoyuyla paylaşıldı. Buna göre Şefa Amr kentinde yaşayan 49 yaşındaki Rami Ebu Şah, yapılanmanın lideri olarak gösteriliyor. Diğer üyeler arasında Suriye’nin Hadr köyünden Yaser Burcas (29), Revad el-Bassar (25) ve Selman Ebu Kays (51) bulunuyor.

İsrail tarafında gözaltına alınanlar arasında ise Rami Ebu Şah’ın yanı sıra Yarka köyünden Emir Selman (25) ve Munir Ebu Davud (26) yer alıyor. Ayrıca İsrail ordusuna mensup askerler arasında İyad Halebi (45), Emel Selim (26), Suheyl Meadi (21) ve Şefa Amr’dan Salih Hanayfis’in (23) tutuklandığı bildirildi. Kimliklerinin açıklanmasına izin verilmeyen sekiz kişinin daha gözaltında olduğu ifade edildi.

xsdf
Suriye'den İsrail'e silah kaçakçılığı… Tel Aviv, düzenli ve yedek askerler dahil olmak üzere beş kişinin olayla ilgisi olduğunu açıkladı. (Polis Sözcüsü)

İsrail basınında yer alan sızıntılara göre, silah kaçakçılığında kullanılan araçların orduya ait kamyon ve askeri taşıtlar olduğu iddia edildi. Silahları ülkeye getirenlerin ise Bedevi aşiretlerin saldırısı sırasında Suveyda’yı savunmak için Suriye’ye geçtiklerini öne süren İsrailli Dürziler olduğu belirtildi. Bu kişilerin bölgede çok büyük miktarda silah buldukları ve bunları son derece düşük fiyatlara satın aldıkları ifade edildi. Aktarılan bilgilere göre bir tabanca bin şekel (yaklaşık 300 dolar), bir makineli tüfek 3 bin şekel, bir RPG roketatar ise 4 bin şekele alınmış; bu silahların İsrail’de beş ila on katı fiyatlarla satıldığı kaydedildi. Ayrıca, Suveyda’ya gönderileceği duyurulan itfaiye aracına ilişkin haberin, silah ticareti skandalının üzerini örtmeye yönelik bir girişim olabileceği ihtimali de gündeme geldi.


Menfi, Dibeybe ve Takala, çatışmada ‘yeni bir cephe’ açarak Başkanlar Konseyi’ni kurdu

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İletişim ve Siyasal İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Velid el-Lafi, UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Muhammed Takala (Libya Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İletişim ve Siyasal İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Velid el-Lafi, UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Muhammed Takala (Libya Başkanlık Konseyi)
TT

Menfi, Dibeybe ve Takala, çatışmada ‘yeni bir cephe’ açarak Başkanlar Konseyi’ni kurdu

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İletişim ve Siyasal İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Velid el-Lafi, UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Muhammed Takala (Libya Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İletişim ve Siyasal İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Velid el-Lafi, UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Muhammed Takala (Libya Başkanlık Konseyi)

Libya’nın başkenti Trablus’ta, ‘üst düzey liderlerin tutumlarını birleştirmeyi’ amaçlayan Başkanlar Konseyi’nin kurulduğu duyurulurken, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’in oğulları Saddam ve Belkasım’ın Türkiye ve Rusya’da ortak iş birliği ve ‘yeniden inşa’ dosyasıyla ilgili görüşmeler yürüttüğü bildirildi.

d
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, LUO Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter'i karşıladı. (LUO Genel Komutanlığı)

Libya’daki üç üst makam, dün Trablus’ta düzenlenen üst düzey bir toplantıda Başkanlar Konseyi’nin kurulduğunu açıkladı. ‘Egemen en üst otorite’ olarak tanımlanan bu yapı; Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Muhammed Takala’yı bir araya getiriyor.

Bu adımın, ‘ulusal karar birliğini sağlamak’ ve kurumlar arası uyumu güçlendirmek amacıyla oluşturulan ‘ortak ulusal yaklaşım’ çerçevesinde atıldığı belirtildi.

Libya Başkanlık Konseyi’ne göre yeni heyet, ulusal karar alma süreci için ortak bir yöntem geliştirmek, siyaset, ekonomi ve güvenlik başlıklarında resmi tutumları uyumlaştırmak, Libya’nın egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve siyasi, toplumsal ve ekonomik istikrarını koruyacak ortak politikalar üretmekle görevlendirildi. Açıklamada, bunun için yeni bir kurum kurulmayacağı ve ek idari yük oluşturulmayacağı vurgulandı.

fgt
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İletişim ve Siyasal İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Velid el-Lafi, UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Muhammed Takala (Libya Başkanlık Konseyi)

Üç üst Libyalı makam, yeni yapının mevcut dönemin gerekliliklerine yanıt niteliği taşıdığını vurgulayarak, bu adımın ‘bölünmelerin aşılması ve ulusal sorumluluk ruhuyla çalışma’ yönündeki taahhüdü yansıttığını bildirdi. Açıklamada, diğer egemen kurumlara da ‘bu koordinasyon sürecine katılarak istikrarın güçlendirilmesine ve Libya devletinin yüksek çıkarlarının korunmasına katkı sunma’ çağrısı yapıldı. Ayrıca güçlü, birleşik, egemenliğini ve halkının kaynaklarını koruyabilen bir devlet inşa etme hedefi vurgulandı.

UBH İletişim ve Siyasal İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Velid el-Lafi, Başkanlar Konseyi’nin kuruluş bildirisini kamuoyuna duyurdu.

Kuruluş bildirisinde el-Lafi, söz konusu konseyin yeni bir kurum oluşturmadığını ve devlete herhangi bir idari yük getirmediğini belirtti. Konseyin, düzenli ve acil toplantılar yoluyla makamlar arasındaki koordinasyonu artırmayı, siyaset, ekonomi ve güvenlik alanlarındaki zorlukları ele almayı ve Libya devletinin resmi mesaj ve tutumlarında birlik sağlamayı amaçladığını ifade etti.

El-Lafi, konseyin kurulmasının mevcut ulusal koşullara bir yanıt olduğunu, istikrar sürecini desteklediğini ve egemenliğin korunması ile devletin yüksek çıkarlarının savunulmasına yönelik çabaları birleştirdiğini söyledi. Ayrıca diğer egemen kurumların da bu konseye katılması çağrısında bulundu.

Yeni heyet, Bingazi’deki otoriteyle yeni bir gerilim hattı yaratacak bir adım olarak değerlendirilirken, bu hamlenin ‘LUO’nun artan nüfuzuna karşı bir denge arayışı’ olduğu yorumları yapıldı.

Konseyin ilanının ardından, LUO’ya yakın isimler yapı hakkında sert eleştiriler yöneltti. Bu kişiler, yeni oluşumu ‘Trablus yönetiminin daralan etkisine verilmiş bir tepki’ olarak nitelendirdi. Bu değerlendirmeyi dile getirenler arasında Libyalı diplomat Hasan es-Sağir de yer aldı.

xsdfrg
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, LUO Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter'i kabul etti. (LUO Genel Komutanlığı)

Bu arada LUO Genel Komutanlığı, dış faaliyetleri genişletme kapsamında dün, LUO Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter’in resmi bir ziyaret için Türkiye’ye gittiğini ve burada Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştüğünü açıkladı.

LUO Genel Komutanlığı tarafından yapılan kısa açıklamada, iki tarafın ‘ortak ilgi alanlarına ilişkin çeşitli dosyaları ele aldığı, bölgesel gelişmeleri değerlendirdiği ve ikili iş birliği perspektiflerini tartıştığı’ bildirildi.

Saddam Hafter, başkent Ankara’daki Savunma Bakanlığı’nda Savunma Bakanı Yaşar Güler ile de bir araya geldi. LUO Genel Komutanlığı, görüşmede uluslararası gelişmelerin değerlendirildiğini ve ‘iki ülke arasında ortak askeri iş birliğinin güçlendirilmesine, güvenlik zorluklarıyla başa çıkılmasına ve bölgedeki güvenlik ve istikrar çabalarının desteklenmesine yönelik yolların tartışıldığını’ aktardı.

Saddam Hafter’in geçtiğimiz ağustos ayında babasının yardımcısı olarak yemin etmesinin ardından ilk görevlerinden biri, Bingazi Limanı’nda bir Türk askeri heyetiyle görüşmek olmuş, görüşmede taraflar deniz ve askeri iş birliğinin güçlendirilmesi konusunu ele almıştı.

Saddam Hafter, temmuz ayında İstanbul’daki IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’na resmi davet üzerine katılmış ve burada üst düzey Türk askeri liderlerle bir araya gelmişti. Görüşmelerde, ‘ortak askeri iş birliğinin güçlendirilmesi ve savunma alanındaki deneyimlerin paylaşılması’ üzerinde durulmuştu.

sdf
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün Moskova'da Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu Genel Direktörü Belkasım Hafter ile görüştü. (Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu)

Diğer yandan Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu Genel Direktörü Belkasım Hafter, Rusya’nın başkenti Moskova’yı ziyaret etti. Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu tarafından yapılan açıklamaya göre Belkasım Hafter, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ‘yeniden inşa ve kalkınma alanlarında ortak iş birliği yollarını’ görüştü. Açıklamada, Rusya’nın Libya’nın doğusundaki otoritelerle güvenlik, ekonomi ve teknoloji alanlarında dikkat çeken ilişkiler geliştirdiği vurgulandı.

Libya-ABD ilişkileri çerçevesinde ise UBH, Washington’daki Atlantik Konseyi’nin Ulusal Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Konseyi ile ortaklaşa düzenlediği üst düzey yuvarlak masa toplantısına ev sahipliği yaptığını duyurdu.

UBH’nin dün yaptığı açıklamaya göre, ‘Libya-ABD İlişkilerinde Yeni Ufuklar’ başlığıyla düzenlenen toplantıya üst düzey Libyalı yetkililer ile Kongre, yönetim ve düşünce kuruluşlarından Amerikalı temsilciler katıldı. Toplantı, iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve güvenlik iş birliğini güçlendirmeyi amaçlıyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre yuvarlak masa toplantısında üç ana konu ele alındı: Demokratik sürecin ve ulusal seçimler için yol haritasının desteklenmesi, enerji ve altyapı sektörlerindeki yatırım fırsatlarının değerlendirilmesi, bölgesel güvenlik zorlukları ve dış müdahalelere karşı alınacak önlemler.

UBH, Libyalı heyetin ‘yönetişim ve şeffaflığı güçlendirme, ABD ile kapsamlı stratejik ortaklık geliştirme taahhüdünde bulunduğunu’ ve bunun istikrarı destekleyerek iki ülke ve bölge arasındaki iş birliğine yeni ufuklar açmayı hedeflediğini belirtti.


İsrail, Han Yunus'ta bir Hamas lideri ve tünel görevlisinin hedef alındığını duyurdu

İsrail, Han Yunus'ta bir Hamas lideri ve tünel görevlisinin hedef alındığını duyurdu
TT

İsrail, Han Yunus'ta bir Hamas lideri ve tünel görevlisinin hedef alındığını duyurdu

İsrail, Han Yunus'ta bir Hamas lideri ve tünel görevlisinin hedef alındığını duyurdu

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ndeki Hamas hedeflerine saldırı düzenlediğini duyurdu ve saldırının "Gazze Şeridi'ndeki Hamas Deniz Kuvvetleri Komutanı Abdullah Ebu Şemela'yı" hedef aldığını belirtti.

İsrail ordusunun Arap medyası sözcüsü Avichay Adraee, "X" platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, Ebu Şamala'nın "hareketin en önde gelen üyelerinden biri olduğunu, yıllar boyunca deniz kuvvetlerinde çeşitli görevlerde bulunduğunu, Zikim üssündeki deniz kuvvetlerine baskın girişiminde yer aldığını ve 7 Ekim'deki deniz saldırısı için sistemin eğitimini ve planlamasını denetlediğini" belirtti. Şamala ayrıca savaş sırasında deniz hedeflerine odaklanarak, orduya karşı birçok terör operasyonu düzenledi.

ser4
İsrail askerleri, Hamas'ın Gazze Şeridi'nin kuzeyinde tasarladığı demir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters) 

Adraee açıklamasında, "Hamas hareketine ait Han Yunus bölgesindeki taburlardan birinin tünel sorumlusu olan ve rehine alma olayına katılan Fadi Ebu Mustafa hedef alındı" ifadelerine yer verildi.