Paris ‘Yüzyılın Anlaşması’ için alternatif öneriler üzerinde çalışıyor

Batı Şeria’daki Ofer Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Filistinlilere destek için gösteri düzenleyen grubun arasındaki yaşlı bir adam (Reuters)
Batı Şeria’daki Ofer Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Filistinlilere destek için gösteri düzenleyen grubun arasındaki yaşlı bir adam (Reuters)
TT

Paris ‘Yüzyılın Anlaşması’ için alternatif öneriler üzerinde çalışıyor

Batı Şeria’daki Ofer Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Filistinlilere destek için gösteri düzenleyen grubun arasındaki yaşlı bir adam (Reuters)
Batı Şeria’daki Ofer Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Filistinlilere destek için gösteri düzenleyen grubun arasındaki yaşlı bir adam (Reuters)

Fransa’daki diplomatik kaynaklar, Filistin-İsrail dosyasının, ülkenin güneyindeki Biarritz kentinde 24-26 Ağustos'ta düzenlenecek olan G7 Zirvesinin gündeminde yer alıp almayacağı konusunda net bir açıklamada bulunmadı.
Bunun altında yatan asıl sebebin ise, Beyaz Saray’ın İsrail-Filistin çatışmasının sona ermesi için planladığını öne sürdüğü ‘’Yüzyılın Anlaşması’’ projesinin kamuoyuna açıklanmasına yönelik izlediği erteleme politikasından kaynaklandığı belirtildi.
Elysee Sarayı’nda önceki gün açıklamalarda bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, artık ABD Başkanı Donald Trump'ın planına (Yüzyılın Anlaşması) umut bağlamayacağını dile getirdi. Uzlaşmak istemeyen taraflara bir anlaşma dayatmanın zorluğuna dikkat çeken Macron alternatif öneriler üzerine çalışmaya devam ettiklerini söyledi.
Paris’teki Arap diplomatik kaynaklar ise Macron’un Elysee Sarayı’na çıkmasından bu yana Filistin-İsrail sorunuyla pek ilgilenmediğini ifade etti. Ayrıca bu sorunun Suriye, Lübnan ve İran gibi masaya yatırılan Ortadoğu dosyaları arasında en az dikkat çekeni olduğu da öne sürüldü. Diğer taraftan Fransa’nın Filistin-İsrail sorunuyla ilgili fikir ve öneriler geliştirmekten bahsettiği ilk sefer olmadığına da vurgu yapıldı.
Fransız çevreler ise Paris’in tutumunu, Washington’un tek başına hükmetmek istediği karmaşık bir dosyaya dâhil olmasına imkân tanıyacak siyasi bir boşluğun olmamasına bağlıyor.
Macron’un uzlaşmayı kabul etmeyen taraflara bir anlaşma dayatmanın zor olduğu tezinin gerçeği yansıtmadığını söyleyen Arap diplomatik kaynaklar, “Sadece kendini temize çıkarmak için bu tür ifadeler kullanıyor. Macron, İsrail’in yerleşimci politikasını ve Trump’ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyarak ABD Büyükelçiliğini oraya taşımasını göz ardı ediyor. İşte tüm bunlar da Filistin yönetiminin ABD liderliğindeki bir müzakere sürecini reddetmesine neden oluyor” dedi.
Fransa’nın 'Yüzyılın anlaşması' planındaki pozisyonu ne?
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Fas’a gerçekleştirdiği ziyareti sırasında ABD’nin planına ilişkin ironi içeren ifadelerde bulunmuş ve “ABD’nin projesine ilişkin bilgisi olan varsa, bizi de bilgilendirirse minnettar oluruz” demişi. Jean-Yves Le Drian’ın söz konusu açıklamasında hatırlattığı gibi Fransa, ‘bir Filistin devleti kurulmasını’ ve ‘yan yana barış içinde yaşaması gereken’ iki devletin de tanınmasını ve Kudüs’ün ortak başkent olması fikrini savunuyor.
Öte yandan bu pozisyonun diplomatik hamleler düzeyinde bir karşılığı yok. Ancak Paris’in bu konudaki siyasi çabasının Avrupa Birliği’ndeki (AB) herhangi bir ülkenin ABD gibi büyükelçiliğini Kudüs’e taşımamasına ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) faaliyetlerini sürdürmesini desteklemesine neden olduğu da savunuluyor.



Putin ve Lukaşenko'ya kafa tutan çift yeniden bir arada

İkili, 9 Ağustos'ta Varşova'da düzenlenen Belarus için Özgürlük Yürüyüşü'ne katıldı (AFP)
İkili, 9 Ağustos'ta Varşova'da düzenlenen Belarus için Özgürlük Yürüyüşü'ne katıldı (AFP)
TT

Putin ve Lukaşenko'ya kafa tutan çift yeniden bir arada

İkili, 9 Ağustos'ta Varşova'da düzenlenen Belarus için Özgürlük Yürüyüşü'ne katıldı (AFP)
İkili, 9 Ağustos'ta Varşova'da düzenlenen Belarus için Özgürlük Yürüyüşü'ne katıldı (AFP)

Belarus'ta 5 sene boyunca hapis yatan Sergey Tihanovski, eşi Svetlana'ya kavuştu.

Donald Trump yönetiminin girişimleriyle birlikte haziranda serbest kalan 47 yaşındaki muhalif, artık siyasi mücadelesini hapse girmeden önce ev hanımı olan eşiyle birlikte yürütüyor. 

Fransa parlamentosunda Belarus konulu bir toplantıya katılmak üzere gittikleri Paris'te Washington Post'a röportaj veren Sergey Tihanovski, 42 yaşındaki Svetlana'yı şöyle anlatıyor:

Ev hanımıydı. Şimdiyse başkan oldu. Evde hâlâ benim sevgili eşim ama işte bir kabus gibi. Bir iş kadını gibi oldu. Daha önce bu yanını hiç görmemiştim. Başka birine dönüştüğünü fark ettim.

Svetlana ise şu ifadeleri kullanıyor:

Sergey yeniden benim yanımda olduğu için kaos ve sükuneti aynı anda hissediyorum. Ancak sonrasında ne kadar çok kişinin hâlâ hapiste olduğunu düşününce 'Duramayız, çalışmayı sürdürmek zorundayız' diyoruz.

Çift, Rusya'nın en yakın müttefiki Belarus'a uyguladıkları baskıyı artırmaları için ABD ve AB'yi ikna etmeye çalışıyor. Siyasi mahkumların serbest bırakılması için verdikleri mücadele sırasında dünyanın farklı yerlerine gittiklerini ve çok yorulduklarını sözlerine ekliyorlar. 

2003'te bir gece kulübünde tanışan çift, bir yıl sonra evlenmiş. Sonrasında Svetlana, işitme engelli çocuklarının konuşmayı öğrenmesi için İngilizce öğretmenliği kariyerini bırakmış. 

2019'da Sergey'in açtığı YouTube kanalında yolsuzluk, toplumsal problemler ve Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko hakkında konuşması, onlara 100 binden fazla takipçi kazandırdı. 

2020'de devlet başkanlığı seçimlerinde aday olmaya çalışan Sergey'e tahmin edildiği gibi izin çıkmadı.

Sonrasında Svetlana aynı yolu deneyince ona onay verildi. 

Sergey, "Diktatör, bir kadının başkan olamayacağını söyledi ve onun kaydını sessizce yaptılar. Kimsenin ona oy vermeyeceğinden emindi" diyor. 

Svetlana'ya binlerce kişi destek verirken Sergey, 29 Mayıs 2020'de eşi adına imza topladığı sırada tutuklandı. Svetlana da Ağustos 2020'de sürgüne zorlandı.

Yüzbinlerce protestocu sokakları doldursa da Vladimir Putin'in de desteğini arkasına alan Lukaşenko eylemleri bastırmayı başardı. Sonrasında Batı ülkeleri, Belarus'a çok sayıda yaptırım açıkladı.

2021 sonunda 18 yıl hapis cezası alan Sergey şu yorumu yapıyor:

Ukrayna ve Belarus'un bir tek düşmanı var. İki ülkeyi de kendi nüfuz alanında gören ve buralarda ne bağımsızlığa ne de özgürlüğe alan tanıyan Putin Rusyası.

Svetlana da "Bu yolu ben seçmedim. Hayat sizi bir şeyler yapmaya zorluyorsa ya yaparsınız ya da yapmazsınız. Sergey yaptı. Sonuçlarını bilmeden ben de yaptım" ifadesini kullanıyor. 

Çift, artık bir yandan 240 bini aşkın takipçisi olan YouTube kanalını yönetiyor diğer yandan da Batı ülkelerindeki Belarus diyasporasıyla bir araya geliyor. İkili, ülkelerine demokrasi getirmek istediklerini öne sürüyor.  

1994'ten bu yana Belarus'u yöneten Lukaşenko ülkedeki muhalefeti baskı ve polis gücüyle susturmakla eleştiriliyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in güçlü desteğini alan Belarus lideri, Ukrayna savaşı için ülke topraklarını Rus birliklerine açmıştı.

Independent Türkçe, Washington Post, AP


Washington, Charlie Kirk suikastıyla ilgili paylaşımlar nedeniyle 6 yabancının vizesini iptal etti

ABD Başkanı Donald Trump, Özgürlük Madalyası'nı Charlie Kirk adına Erica Kirk'e takdim ediyor. Madalya, ölümünden sonra Beyaz Saray Gül Bahçesi'nde düzenlenen bir törenle verildi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, Özgürlük Madalyası'nı Charlie Kirk adına Erica Kirk'e takdim ediyor. Madalya, ölümünden sonra Beyaz Saray Gül Bahçesi'nde düzenlenen bir törenle verildi. (DPA)
TT

Washington, Charlie Kirk suikastıyla ilgili paylaşımlar nedeniyle 6 yabancının vizesini iptal etti

ABD Başkanı Donald Trump, Özgürlük Madalyası'nı Charlie Kirk adına Erica Kirk'e takdim ediyor. Madalya, ölümünden sonra Beyaz Saray Gül Bahçesi'nde düzenlenen bir törenle verildi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, Özgürlük Madalyası'nı Charlie Kirk adına Erica Kirk'e takdim ediyor. Madalya, ölümünden sonra Beyaz Saray Gül Bahçesi'nde düzenlenen bir törenle verildi. (DPA)

ABD Dışişleri Bakanlığı, muhafazakar aktivist Charlie Kirk suikastıyla ilgili sosyal medya paylaşımları nedeniyle altı yabancı uyruklunun vizelerinin iptal edildiğini duyurdu.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre bu gelişme, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kirk'e Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en yüksek sivil madalya olan Özgürlük Başkanlık Madalyası'nın verileceğini açıklamasının ardından geldi.

Bakanlığın dün X platformunda yaptığı paylaşımda, "Amerika Birleşik Devletleri, Amerikalıların ölümünü isteyen yabancılara ev sahipliği yapmakla yükümlü değildir" denildi. Bakanlık, vatandaşlıkları iptal edilen yabancıların Güney Afrika, Arjantin, Meksika, Brezilya, Almanya ve Paraguay vatandaşları olduğunu belirtti.

Bakanlık, bir Arjantin vatandaşının Kirk'ü “ırkçı, yabancı düşmanı ve kadın düşmanı söylemler yaymakla” suçladığını belirtti. Bakanlık, başka bir yabancının Almanca paylaşımda,“Faşistler öldüğünde, demokratlar yas tutmaz” yazdığını ifade etti. Dışişleri Bakanlığı, geçen ay Utah Üniversitesi'nde düzenlenen bir etkinlikte Kirk'ün suikastını kutladığını iddia ettiği vize sahiplerini tespit etmeye devam edeceğini vurguladı.

Amerika Birleşik Devletleri daha önce “Kirk'ün ölümünü öven, haklı gösteren veya önemsizleştiren” yabancılara karşı önlem alacağı konusunda uyarıda bulunmuştu.


Trump, yetersiz savunma harcamaları nedeniyle İspanya'ya gümrük vergisi uygulamayı düşünüyor

ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
TT

Trump, yetersiz savunma harcamaları nedeniyle İspanya'ya gümrük vergisi uygulamayı düşünüyor

ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
ABD Başkanı Donald Trump (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, dün yaptığı açıklamada, NATO üyelerinden talep ettiği GSYİH'nın yüzde 5'i oranında askeri harcama hedefini tutturamayan İspanya'ya gümrük vergisi uygulamayı düşündüğünü söyledi.

Trump, Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bunun NATO'ya karşı çok büyük bir hakaret olduğunu düşünüyorum" dedi ve söyle devam etti: "Yaptıklarının karşılığında onları ticarette gümrük vergileriyle cezalandırmayı düşünüyorum ve bunu yapabilirim." Trump geçen hafta, daha önce vurguladığı GSYİH'nın yüzde 5'i oranında savunma harcaması şartını yerine getiremediği için İspanya'nın NATO'dan çıkarılmasını önermişti.

32 ülkeden oluşan NATO, haziran ayında, Trump'ın baskısı altında önümüzdeki on yıl içinde savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmayı kabul etti. İspanyol Sosyalist Başbakan Pedro Sánchez, Madrid'in bu yüksek rakamı karşılamasına gerek olmayacağını vurguladı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İspanya, NATO ülkeleri arasında savunma harcamaları en düşük olan ülkelerden biri.

Trump, İspanya'yı NATO'dan çıkarmakla tehdit ettikten sonra, Madrid'deki hükümet kaynakları cuma günü ülkenin NATO'ya olan “bağlılığını” ve ittifaka “tam üyeliğini” vurguladı.