Suriye rejimi Hama'nın kuzeyini ele geçirdi

Dün Maarat el-Numan’a düzenlenen bombardımanın neden olduğunu  yıkıma mücahale eden sivil savunma ekipleri (AFP)
Dün Maarat el-Numan’a düzenlenen bombardımanın neden olduğunu yıkıma mücahale eden sivil savunma ekipleri (AFP)
TT

Suriye rejimi Hama'nın kuzeyini ele geçirdi

Dün Maarat el-Numan’a düzenlenen bombardımanın neden olduğunu  yıkıma mücahale eden sivil savunma ekipleri (AFP)
Dün Maarat el-Numan’a düzenlenen bombardımanın neden olduğunu yıkıma mücahale eden sivil savunma ekipleri (AFP)

Rusya tarafından desteklenen rejim güçleri dün İdlib’te bir grup muhalif savaşçının ve Türk gözlem noktasının etrafına konuşlandı. Esad rejiminin savaş bölgelerinde kaybettiği toprakları yeniden ele geçirmeye hazırlandığı bildirildi.
Suriye'de hükümet güçleri İdlib'in güneyini ve Hama’yı bu hafta içerisinde havadan ve karadan birçok kez bombaladı, akabinde yüz binlerce Suriyeli daha evini terk etmek zorunda kaldı. Birleşmiş Milletler (BM) nisan ayından bu yana artan son gerginliğin ardında yüzlerce ölü bıraktığını duyurdu.
Suriye’nin kuzeybatısının, sekiz yıldan daha uzun bir süredir devam eden savaşta ülke genelinde bir dizi ezici darbeye maruz kalan muhalif grupların kontrolünde olan tek bölge olduğuna dikkat çekiliyor.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Rusya ve İran’ın desteğiyle ülke topraklarının büyük bir kısmının kontrolünü ele geçirmesinin ardından yönünü İdlib’e çevirdi. Ancak daha fazla ilerlemesinin ülkenin kuzeydoğusundaki Türkiye ile karşı karşıya gelmesine, terör örgütü YPG unsurlarının ve ABD birliklerinin varlığı için bir engel oluşturmasına neden olabileceği belirtiliyor.
Suriye ordusunun son ilerleyişi İdlib’teki Türk askerlerinin çapraz ateş arasında kalmasına neden olabileceği belirtiliyor. Bu durumun Türkiye sınırına yönelik yeni bir mülteci akınını engelleme girişimlerini de tehdit ettiği kaydediliyor.
Suriye’de dün hükümetin kontrolüne geçen bölgeler, savaşın ilk yıllarından bu yana muhalif grupların elinde olan bir dizi belde ve çevresini kapsıyor.
Muhalif gruplardan son gelişmelere dair bir açıklama gelmezken Suriye devlet televizyonu el-İhbariye, ordunun sabahın erken saatlerinde Hama kırsalındaki muhalifleri sıkı bir kuşatmaya aldığını aktardı.
Hükümet güçlerinin 6 belde ve 12 tepenin kontrolünü ele geçirdiği ve Şam'dan Halep'e kadar uzanan bölgede ana yol üzerindeki hakimiyetini genişlettiği bildirildi.
El-İhbariye’nin muhabiri, Kafr Zita kasabasından yaptığı canlı yayında Hama’nın kuzey kırsalının şu anda tamamen güvenli olduğunu ve askerlerin bölgeyi mayın taraması için aradığını duyurdu.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nden (SOHR) yapılan açıklamaya göre Rusya destekli hükümet güçleri 2012 yılından bu yana muhalif grupların elindeki Kafr Zita ve komşu kasabaların kontrolünü yeniden ele geçirdi.
İngiltere merkezli SOHR ve Suriye devlet televizyonu eş zamanlı olarak Türkiye’ye ait Morek üssünün kuşatmanın ardından belirsizliğini koruduğunu belirtti. Türkiye’nin Astana anlaşmaları çerçevesinde Suriye’de 12 farklı askeri gözlem noktası bulunuyor.
Moskova ve Şam ise, İdlib’in baskın gücü olan Heyetu Tahriru'ş Şam'ın (HTŞ) saldırılarına cevap verdiklerini duyurdu.
Esad rejimi ve Rusya’nın İdlib ve çevresine üç aydan daha fazladır süren yoğun bombardımanının ardından hükümet güçleri bu ayın 8’inde İdlib’in güney kırsalında ilerleme kaydetti. Geçen çarşamba günü ise HTŞ ve muhalif grupların çekildiği, stratejik öneme sahip Han Şeyhun kentini ele geçirmişlerdi.
Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Suriye'nin kuzeybatısındaki gözlem noktasına gitmekte olan Türk askeri konvoyuna pazartesi günü saldırı düzenlendiği duyurulmuştu. Konvoy, Han Şeyhun’a ilerleyen rejim güçlerinin Şam-Halep Uluslararası Karayolu'nu kesmesinin ardından ilerleyişini tamamlayamamıştı.
Türkiye ise askeri konvoyunun hedef alınmasını şiddetle kınadı. Bu bağlamda Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “İdlib'teki 9'uncu Gözlem Noktası'nın kapanması ya da başka bir yere kaydırılması söz konusu değil. 12 gözlem noktası da bulundukları yerde faaliyet göstermeye devam edecek’’ dedi.
Nisan ayından bu yana sürekli tırmanmaya devam eden gerilimin bir sonucu olarak Hama'nın kuzeyindeki ve İdlib'in güneyindeki birçok bölge, halkın Türkiye sınırına kaçmasıyla birlikte neredeyse boşaldı. BM, 400 binden fazla Suriyelinin bölgeyi terk ettiğini bildirirken SOHR, 900 sivilin bombardımanlar sonucu öldüğü bilgisini verdi.
Rusya ve Suriye savaş uçakları İdlib'in güney kırsalındaki kuşatılmış alanının dışında başta Han Şeyhun’ın kuzeyindeki Maarat el-Numan olmak üzere birçok bölgeyi bombalamaya devam ediyor.
Suriye savaş uçaklarının dün Maarat el-Numan yönelik hava saldırılarında aralarında bir çocuğun da bulunduğu 3 kişinin öldüğü, 6 kişinin de yaralandığı aktarıldı.
Şam yönetimi, İdlib de dahil olmak üzere kontrolü dışındaki tüm bölgeleri ele geçirme niyetinde olduğunu defalarca kez tekrarlamıştı. Esed bu bağlamda geçen salı günü yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Terör örgütlerinin birçok Batılı ve bölgesel taraflardan destek almaya devam etmesine rağmen elde edilen zaferler, halkın ve ordunun, Suriye topraklarının son karışı kurtulana dek teröristlere karşı koymakta kararlı olduğunu kanıtladı.”
Suriye’deki son gelişmeler geçen eylül ayında Rusya ile Türkiye arasında imzalanan ve İdlib’te ateşkesi, silahsız bölge kurulmasını ve radikallerin bu bölgeyi terk etmesini öngören Soçi mutabakatına rağmen yaşandı. Söz konusu anlaşma, ilk etapta rejim güçlerinin İdlib’e saldırmasının önüne geçmişti. Bir süreliğine bölgeye sükûnet hakim olmuş ancak ardından bombardımanlar ve çatışmalar kaldığı yerden devam etmişti. Akabinde 15-20 km genişliğindeki sınır çizgisi boyunca belirlenen bölgelerden çekilen radikal gruplar Halep, Hama ve Lazkiye sınırları boyunca yayılmıştı.
Masadaki anlaşma sahada uygulanamadı
Şam rejimine yakın el-Vatan gazetesinin dün yayınladığı habere göre Suriye ordusu, Soçi mutabakatının muadilini gerçekleştirme umuduyla Hama ve İdlib’te yeni bir yol haritası çizdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğü'nden yapılan açıklamada İbrahim Kalın’ın Rus ve İranlı mevkidaşlarını Suriye’deki gelişmeleri ele almak üzere Ankara’da ağırlayacağı bildirildi. Beşincisi düzenlenecek Türkiye-İran-Rusya Zirvesi'nin 16 Eylül tarihinde gerçekleştirileceği duyuruldu.
Analistler, Rusya'nın “İdlib konusunda otoritesini ve üstünlüğünü yeniden sağladığı’’ göz önüne alındığında rejim güçlerinin bölgeye yönelik saldırılarına devam etmesini bekledikleri görüşünde.
Rusya konusunda uzman olan Samuel Ramani duruma dair “Esed, mevcut durumdan yararlanarak saldırılarını sürdürmeye ve böylece İdlib’te daha fazla bölgeyi ele geçirmeye devam ediyor’’ değerlendirmesinde bulundu.



UBH: Genelkurmay Başkanı'nın uçağının iki kara kutusunun Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldı

Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
TT

UBH: Genelkurmay Başkanı'nın uçağının iki kara kutusunun Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldı

Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı dün, Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve beraberindekileri taşıyan uçağın kara kutularının doğru teknik analiz için Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türk yetkililerle anlaşmaya varıldığını duyurdu.

Bakanlık, Facebook'ta yaptığı bir paylaşımda, yasal işlemleri tamamlamak amacıyla, talihsiz uçaktaki yolcuların ailelerinin bazılarından alınan DNA örneklerinin karşılaştırma ve kurbanların kesin kimlik tespiti için Türk yetkililere verildiğini belirtti.

Bakanlık, Genelkurmay Başkanı ve beraberindekilerin ölümüne yol açan uçak kazasıyla ilgili soruşturma komisyonunun Türk makamlarıyla koordinasyon içinde çalışmalarına devam ettiğini ifade etti.

Bakanlık ayrıca, Türk Başsavcısının olayla ilgili tüm belgeleri ve kamera kayıtlarını Libya makamlarına vermeye hazır olduğunu teyit ettiğini ve ortak soruşturma için izlenen prosedürleri ve verilen onayları özetleyen resmi bir muhtıranın Libya Başsavcısına gönderileceğini kaydetti.

Korgeneral Muhammed el-Haddad'ın ölümü Libya kamuoyunda birçok soru işaretine yol açtı (AFP)Korgeneral Muhammed el-Haddad'ın ölümü Libya kamuoyunda birçok soru işaretine yol açtı (AFP)

Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdülhamid Dibeybe, Ankara üzerinde uçağıyla temasın kesilmesinin ardından Libya Genelkurmay Başkanı'nın hayatını kaybettiğini duyurdu.

Dibeybe ayrıca, Ankara'ya yaptığı resmi bir gezi dönüşünde meydana gelen trajik bir kaza sonucu Haddad'ın yol arkadaşlarının da hayatını kaybettiğini açıkladı: Kara Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Korgeneral Futuri Gribel; Askeri Sanayi Şirketi Direktörü Tuğgeneral Mahmud Al Katavi; Libya Ordusu Genelkurmay Başkanı Danışmanı Sayın Muhammed el Assavi Diyab ve Genelkurmay Başkanı'nın medya ofisindeki fotoğrafçı Sayın Muhammed Ömer Ahmed Mahcub.

"Bu trajik kayıp, millet, askeri kurum ve tüm halk için büyük bir kayıptır. Ülkelerine samimiyet ve özveriyle hizmet etmiş, disiplin, sorumluluk ve milli bağlılık konusunda örnek teşkil etmiş insanları kaybettik" ifadelerini kullandı.

Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, salı akşamı Ankara'dan ayrıldıktan kısa bir süre sonra Libya Genelkurmay Başkanı'nı taşıyan uçakla temasın kesildiğini açıklamıştı.

Bakan, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, "Bu akşam saat 20:52'de (GMT 17:52) Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan Trablus'a doğru 20:10'da kalkan 9H-DFJ tescil numaralı Falcon 50 tipi özel jetle temas kesildi" dedi.

Bakan, "Haymana bölgesinden acil iniş talebi alındı, ancak daha sonra uçakla temas kesildi" diye belirtti. "Uçakta Libya Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed Ali Ahmed el-Haddad da dahil olmak üzere beş kişi bulunuyordu" diyen Bakan, daha sonra uçağın enkazının bulunduğunu ifade etti.


Rusya, İsrail ile Suriye arasında güvenlik anlaşması için gizli arabuluculuk yapıyor

İsrail askerleri, işgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye’yi ayıran tampon bölgede, Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında zırhlı personel taşıyıcı üzerinde (AFP)
İsrail askerleri, işgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye’yi ayıran tampon bölgede, Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında zırhlı personel taşıyıcı üzerinde (AFP)
TT

Rusya, İsrail ile Suriye arasında güvenlik anlaşması için gizli arabuluculuk yapıyor

İsrail askerleri, işgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye’yi ayıran tampon bölgede, Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında zırhlı personel taşıyıcı üzerinde (AFP)
İsrail askerleri, işgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye’yi ayıran tampon bölgede, Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında zırhlı personel taşıyıcı üzerinde (AFP)

Tel Aviv’deki siyasi kaynaklar, Rusya’nın İsrail ile Suriye arasında bir güvenlik anlaşmasına varılması amacıyla gizli arabuluculuk yürüttüğünü, bu sürecin ABD yönetiminin bilgisi ve onayı dâhilinde ilerlediğini açıkladı.

İsrail devlet televizyonu Kan 11, Azerbaycan’ın şu anda üst düzey yetkililerin katıldığı toplantı ve görüşmelere ev sahipliği yaptığını; temasların Bakü’de sürdüğünü bildirdi.

Bilgi sahibi bir güvenlik kaynağı, Rus arabuluculuğuna rağmen İsrail ile Suriye arasındaki temaslarda hâlâ bir boşluk bulunduğunu, ancak son haftalarda sınırlı da olsa ilerleme kaydedildiğini söyledi.

Kan 11’e konuşan kaynaklar, Moskova ile Şam’ın ilişkileri güçlendirmek için çalıştığını; Rusya’nın geçen ay Lazkiye kıyı bölgesine asker ve askeri teçhizat sevk ettiğini aktardı. Aynı kaynaklar, İsrail’in Suriye’nin güneyinde Türkiye’nin varlığını pekiştirme girişimleri yerine, Rusya’nın sahadaki varlığını tercih ettiğini kaydetti.

Dün (çarşamba) Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani Moskova’yı ziyaret ederek Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile görüştü ve iki ülke ilişkilerinin stratejik düzeye taşınmasının hedeflendiğini belirtti.

İkili ilişkilerdeki en dikkat çekici gelişme ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, 15 Ekim’de Suriye’de geçiş döneminin başkanı Ahmed eş-Şera’yı kabul etmesi oldu. Görüşmede taraflar, stratejik ve siyasi ilişkilerin güçlendirilmesi ile enerji ve gıda alanlarında iş birliğinin önemine vurgu yapıldı.

İsrail’in Rusya ile iyi ilişkiler sürdürdüğü ve Tel Aviv’in Suriye dosyasında Moskova ile çıkar paylaşımı konusunda uzlaşı aradığı biliniyor. Mayıs ayından bu yana Putin ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Suriye başta olmak üzere çeşitli başlıkları ele alan dört uzun telefon görüşmesi yaptığı ifade ediliyor.

scd
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani’nin, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Moskova’da çarşamba günü gerçekleştirdiği görüşmeden bir kare  (SANA)

Suriye Dışişleri Bakanlığı Enformasyon İdaresi, mayıstaki temasların ardından yaptığı açıklamada, Putin’in Suriye’yi bölmeye yönelik her türlü İsrail müdahalesini kesin biçimde reddettiğini ve Moskova’nın yeniden imar ile istikrarın sağlanmasına desteğini yinelediğini duyurmuştu.

cdfr
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Şam’da düzenlenen ortak basın toplantısından bir kare (EPA)

Tel Aviv’de ise “Türkiye nüfuzuna karşı Suriye’de Moskova ile ortak çıkarlar bulunduğu” değerlendirmesi yapılıyor. Maariv gazetesine göre Rusya, hem Türkiye hem de İsrail ile iyi ilişkiler sürdürüyor ve iki ülke arasında gerilimin tırmanmasını engellemeye çalışıyor. Aynı zamanda, tüm tarafların—Suriye dâhil—onayıyla ülkedeki pozisyonlarını korumayı hedefliyor.

dfgt
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, İstanbul’da cumartesi günü ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile yaptığı görüşmeler sırasında, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani’nin de hazır bulunduğu an (EPA)

ABD’nin İsrail-Suriye güvenlik düzenlemelerinde başat rolü üstlenmesine rağmen, Washington’un Rusya dâhil diğer müttefiklerden gelecek “olumlu katkılara” kapıyı kapatmadığı belirtiliyor.

Eski diplomat ve Suriye-Ortadoğu uzmanı akademisyen Mihail Harari’ye göre, Ahmed eş-Şera’nın Suriye’yi temkinli ve dengeli biçimde yönetmesi, ülkeye bölgesel ve uluslararası destek kazandırdı. Harari, İsrail’in Suriye’de kaosun sürmesini isteyen bir aktör gibi görünmekten kaçınması gerektiğini savundu.

Şarku’l Avsat’ın Harari’nin Maariv’de yayınlanan makalesinden aktardığı analize göre İsrail’in çıkarlarını sağlıklı yönetebilmesi için Şam ile bir güvenlik anlaşmasını hızla sonuçlandırması gerekiyor. Harari, son savaşta elde edilen askerî kazanımların siyasi kazanca dönüştürülmesinin, mevcut “pasif” tutumla mümkün olmayacağını ifade etti.


Gazze’de ilk kez silahlı bir grup sivilleri göçe zorladı

Gazze’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta bir Filistinli kadın, yardım mutfağından yemek alırken (AP)
Gazze’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta bir Filistinli kadın, yardım mutfağından yemek alırken (AP)
TT

Gazze’de ilk kez silahlı bir grup sivilleri göçe zorladı

Gazze’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta bir Filistinli kadın, yardım mutfağından yemek alırken (AP)
Gazze’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta bir Filistinli kadın, yardım mutfağından yemek alırken (AP)

Gazze’nin doğusundaki Tuffah Mahallesi’nde faaliyet gösteren silahlı bir grup, İsrail ile Hamas’ın kontrol alanlarını ayıran “sarı hat”a yakın bir konut alanında yaşayan sivillerin tamamını silah tehdidi altında tahliyeye zorladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan saha kaynakları, “Rami Halis Grubu” olarak anılan silahlı yapıya mensup kişilerin perşembe sabahı erken saatlerde Şuaf ve Kibbutz bölgelerinde ayakta kalan evlerin yakınına gelerek havaya ateş açtığını, ardından bölgeden çekildiğini aktardı. Aynı grubun öğle saatlerinde geri dönerek megafonla, gün batımına kadar tahliye edilmemesi halinde ateş açılacağı uyarısında bulunduğu belirtildi.

Kaynaklara göre silahlı kişiler, olası bir saldırıdan kaçınmak amacıyla sivillerle doğrudan temas kurmadı ve yüzlerce metre mesafeden megafonla seslendi. Grup, tahliyenin İsrail ordusunun talimatıyla yapıldığını iddia ederken, İsrail güçlerinin sarı hattın doğusunda, bu ailelerin kısa süre önce döndüğü evlere yaklaşık 150 metre uzaklıktaki bölgeleri kontrol ettiği ifade edildi.

Tehditler üzerine bölge sakinleri fiilen göç etmek zorunda kaldı ve Gazze kentinin batısındaki alanlara yöneldi. Kaynaklara göre, bir kısmı ağır hasarlı evlerde, bir kısmı ise çadırlarda yaşayan 240’tan fazla kişi yeni ve zorlu bir göç yolculuğuna çıktı.

Önceki İsrail adımı

Saha kaynakları, İsrail güçlerinin salı ve çarşamba akşamları söz konusu bölgelere patlayıcı içermeyen sarı renkli variller attığını, ancak o aşamada tahliye talep edilmediğini ifade etti. Bugünkü zorla tahliye adımının ise, ateşkes anlaşması kapsamındaki çekilme hattı doğrultusunda “yeşil ve güvenli” olarak sınıflandırılan bölgelerde yaşayan daha fazla sivili yerinden etmeye yönelik İsrail planlarının uygulanması anlamına geldiği kaydedildi.

tgrhy
Gazze kentinin doğusundaki Tuffah Mahallesi’nde yıkılmış bir bina (EPA)

İsrail güçlerinin son haftalarda sarı hattın kapsamını genişlettiğine işaret eden kaynaklar, yeni hamlenin Tuffah Mahallesi’nin içine doğru yaklaşık 150 metre derinlikte ve 300 metre genişlikte yeni bir alanın fiilen kontrol altına alınması anlamına geldiğini vurguladı. Bu sürecin, zaman zaman bombardıman, zaman zaman tehdit yoluyla mahallenin adım adım ele geçirilmesi şeklinde ilerlediği belirtildi.

Ek bir tampon bölge

Görünen o ki İsrail, Gazze’nin doğusunda, özellikle Selahaddin Caddesi’nden 7 Ekim 2023 öncesindeki sınırlara kadar uzanan ve en az 2,5 kilometre derinliğinde bir tampon bölge oluşturma planını fiilen hayata geçiriyor. Bu plan, Filistinli kaynaklar tarafından haftalar önce Şarku’l Avsat’a açıklanmıştı.

sd
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Gazze’nin kuzeyinden güneyine uzanan Selahaddin Caddesi, savaş boyunca büyük askerî öneme sahipti ve İsrail ordusu bu yolu farklı eksenlerden kesmeye odaklandı. Ateşkes anlaşmasında “ilk çekilme hattı” olarak sunulan sarı hattın, birçok bölgede fiilen ileri taşındığı; bunun da çevredeki yerleşim alanları üzerinde İsrail kontrolünü genişlettiği ifade ediliyor.

Süregelen ihlaller

Bu gelişmeler, Gazze Şeridi’nde İsrail’in ateşkes ihlallerinin sürdüğü bir döneme denk geldi. Beyt Lahiya’da bir insansız hava aracı saldırısında bir Filistinli hayatını kaybederken, diğer bölgelerde de İHA’lardan ve zırhlı araçlardan açılan ateş sonucu yaralanmalar yaşandı. İsrail hava kuvvetleri, Han Yunus’un doğusu ve Refah’ın kuzeyinde çeşitli hedefleri vurdu.

10 Ekim 2023’te yürürlüğe giren ateşkesten bu yana İsrail ihlallerinde hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısının 413’ü aştığı bildiriliyor. Hamas ise ihlal sayısının 900’ü geçtiğini belirterek, arabulucularla temas halinde olduklarını ve anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesini değerlendirdiklerini açıkladı.

rgh
Gazze’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta, bir yardım mutfağından yemek almak için bekleyenler arasında duran Filistinli bir kız (AP)

Hamas, İsrail’in anlaşmaya uyması konusunda ABD’nin rolüne dikkat çekiyor. Hareketin sözcüsü Hazım Kasım, “Başkan Trump’ın Gazze ve bölgede barışı sağlayabilecek tek kişi olduğuna inanıyoruz. Netanyahu’yu barışın gereklerini yerine getirmeye zorlayabilecek tek aktör odur” dedi.