Trump ve Macron, G7 Zirvesi öncesi öğle yemeği yedi

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve ABD Başkanı Donald Trump Biarritz’da öğle yemeğinde (AP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve ABD Başkanı Donald Trump Biarritz’da öğle yemeğinde (AP)
TT

Trump ve Macron, G7 Zirvesi öncesi öğle yemeği yedi

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve ABD Başkanı Donald Trump Biarritz’da öğle yemeğinde (AP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve ABD Başkanı Donald Trump Biarritz’da öğle yemeğinde (AP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve ABD Başkanı Donald Trump bugün, gergin bir ortamda başlayacak olan G7 Zirvesi öncesi bazı tartışma konularını ele almak için Biarritz’da öğle yemeğinde bir araya geldi.
İki lider Fransa’nın güneybatısında bulunan sahil beldesindeki “Hotel duPalais” de bir araya geldi. Otel ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Japonya ve Kanada’nın katılacağı G7 Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak.
Fransa Cumhurbaşkanı açıklamasında, zirvede birçok önemli konunun tartışılacağını söyleyerek, Suriye’de yaşananlar ve Avrupa’nın ABD ile aynı fikirde olmadığı İran nükleer dosyası meselelerinin ciddi tartışmalara neden olabileceğini belirtti.
Macron açıklamasında ayrıca, ”Ekonomik konuları da ele alacağız, böylece gerginliği mümkün olduğunca sakinleştirebiliriz. Hatta dijital alan, iklim değişikliği, kadın ve erkek eşitliği gibi konulara fikir birliği ile iyi çözümler bulabiliriz” dedi.
AFP’nin haberine göre ABD Başkanı Trump ise açıklamasında, “Gerçekten çok ortak noktamız var. Uzun zamandır arkadaşız. Bazen kavga ediyoruz ama çok değil. İlişkimiz özel ve işlerimiz iyi gidiyor… Tartışmamız gereken çok önemli şeyler var” ifadelerini kullandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron ayrıca, tüm G7 liderlerini Amazon yangınları ile mücadele etmek için birlikte hareket etmeye ve ticari savaşları önlemek için birlikte çalışmaya çağırdı.



“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
TT

“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)

İngiltere Prensi William, Ortadoğu'daki acılardan duyduğu endişeyi dile getirerek Filistinli yardım görevlilerini ağırladı.

Prens William, perşembe günü İngiliz Kızılhaçı ve Filistin Kızılayı temsilcileriyle bir araya geldi.

Şarku'l Avsat'ın The Telegraph gazetesinden aktardığına göre, her iki yardım kuruluşunun da öncelikleri arasında yer alan Gazze'deki çatışmalar, görüşmelerin ana gündem maddesi oldu.

Uluslararası bir devlet adamı olarak rolü giderek artan Prens, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın saldırısından bu yana İsrail ve Gazze'deki gelişmeleri yakından takip ediyor.

Kensington Sarayı sözcüsü dün yaptığı açıklamada, “Galler Prensi, Ortadoğu'daki insani durumu yakından takip etmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Filistin Kızılayı Derneği'nden bin 600'den fazla çalışan ve gönüllü, Gazze'de hayat kurtaran destek sağlıyor, acil yardım malzemeleri dağıtıyor ve 100 binden fazla kişiye tıbbi destek sunuyor.

Filistin Kızılayı Derneği'nden sekiz sağlık görevlisi mart ayında, Gazze'de görev yaparken öldürüldü ve bir meslektaşları hala kayıp. Dernek, Gazze'deki insani durumun “dayanılmaz” olduğunu ve hızla kötüleştiğini ifade etti.

Prens, Şubat 2024'te, İsrail ile diplomatik anlaşmazlığın fitilini ateşlemekle tehdit eden sert ifadeli bir müdahalede bulunarak, çatışmaların sona erdirilmesi çağrısında bulundu.

Prens'in açıklaması, insani yardım çalışmalarına katılan İngiliz Kızılhaç çalışanlarıyla yaptığı görüşme ve bölgede çalışan meslektaşlarına hitaben yaptığı konuşma sırasında yapıldı. Prens, şiddetin kendisini “bir baba olarak çok etkilediğini” belirtti.

Prens, "Çok sayıda kişinin öldüğünü" söyleyerek, daha fazla insani yardım, rehinelerin serbest bırakılması ve "çatışmaların en kısa sürede sona erdirilmesi" çağrısında bulundu.

Bu müdahalesi, İngiliz başbakanının desteğini aldı ve başbakan, ulusun “tek ses” olarak konuşması gerektiğini söyledi.