İsrail angajman kuralını ihlal etti: Lübnan'da İsrail'e ait iki İHA düştü

EPA
EPA
TT

İsrail angajman kuralını ihlal etti: Lübnan'da İsrail'e ait iki İHA düştü

EPA
EPA

İsrail’e ait iki insansız hava aracı (İHA) ile Lübnan’ın başkenti Beyrut’a düzenlenen operasyonda, birinci İHA düşerken, ikincisi ise Hizbullah’ın basın bürosunun yakınlarında infilak etti.
İsrail, saldırıdan saatler önce de Suriye’nin başkenti Şam’ın güneyinde İran mevzilerini hedef aldığını doğruladı. Suriye’deki saldırıda Hizbullah’a bağlı iki unsurun öldürüldüğü bildirildi.
İsrail’e ait İHA’lar, dün, sabah saatlerinde Beyrut’un güneyine düştü. İnfilak eden İHA’lardan biri Hizbullah’a ait basın ofisinde maddi hasara yol açtı.
Lübnan ordusundan önceki gün yapılan yazılı açıklamada, “Düşman İsrail’e bağlı uçaklardan biri düştü, ikincisi ise havada infilak ederek maddi hasara yol açtı” denildi.
Açıklamada, ordudan ilgili birimlerin bölgeyi çembere aldığı ve askeri polislerin olay hakkında soruşturma başlattığı belirtildi.
Lübnan basınında çıkan haberlerde, basın ofisinde kırılan cam parçaları nedeniyle üç kişinin yaralandığı ileri sürüldü.
Hizbullah Sözcüsü Muhammed Afifi de olaya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu olay, genellikle hakkında inceleme başlatılan sahadaki suçlardan farklı. Bu görevi ordu üstlenecek. Düşman İsrail’in Lübnan içinde operasyon düzenlemekten vazgeçtiğini asla görmedik. Bu, genellikle yaptığı operasyonların bir halkasıdır” ifadelerini kullandı.
Afifi, Hizbullah’ın ele geçirdiği birinci İHA ile ilgili açıklama yapıp yapmayacakları sorusuna, “Biz bir devletiz. Her şeyi açıklayacağız” diye yanıt verdi.
Lübnan Savunma Bakanı İlyas Bu Saab, saldırının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararının ihlali olduğunu belirterek, uluslararası topluma sadece Lübnan’ın egemenliğini ihlal etmekle kalmayıp BMGK kararlarını da tanımayan bu tehlike karşısında sessiz kalmama çağrısında bulundu.
Olayla doğrudan bilgisi olan kaynakların Şarku’l Avsat’a aktardığı bilgilere göre söz konusu saldırının Temmuz Savaşı’ndan bu yana İsrail’in Lübnan topraklarında düzenlediği ilk ‘nitelikli operasyon’ olduğuna dikkat çekildi. Ayrıca İsrail’in saldırılarını Lübnan toprakları içine çekerek, Hizbullah ile yapılan ‘angajman kurallarını ihlal ettiği’ belirtiliyor.
İsrail’in daha önce Lübnan topraklarında gizlediği dinleme cihazlarının takibi için İHA kullandığı veya Lübnan topraklarına hata sonucu düşen İHA’larını ordunun veya Hizbullah’ın eline geçmemesi için imha ettiği bilinen durumlardı. Ancak İsrail’in ilk kez patlayıcı yüklü bir İHA’yı Lübnan topraklarına gönderdiğine ve Hizbullah’a ait bir ofisin yakınlarında infilak ettiğine tanıklık edildi.
Şarku’l Avsat’a bilgi veren Lübnanlı kaynaklar, saldırıda kullanılan İHA’nın tek yönlü görevlerde kullanılan (one way) Mini-İHA olduğunu belirtti. Kaynaklar, İHA’nın hedefine ilişkin bilginin İsrail’deki bilgi merkezinde tutulduğu ve buna ulaşmanın pek de kolay olmadığına dikkat çekti. Patlayıcı yüklü ikinci İHA infilak etse de söz konusu İHA’ların hedeflerin fotoğraflarını çekmek mi yoksa saldırı için mi orada bulundukları sorusu halen cevap bekliyor.
Kaynaklar, birinci İHA’nın teknik arıza nedeniyle düştüğünü belirtirken, bu arızanın İHA’nın kendisinden mi kaynaklandığı yoksa birilerinin elektronik yönlendirme sistemlerini hackleyerek mi düşürdüğü henüz bilinmiyor. Ayrıca birinci İHA’nın da patlayıcı taşıyıp taşımadığı hususu belirsizliğini koruyor. Tüm bu soruların yanıtları için gözler incelemelere çevrilmiş durumda.
Hizbullah’ın İHA’yı düşürdüğü yönündeki iddiaları yalanlama konusundaki ısrarına dikkati çeken siyasi bir kaynak, bu yalanlamanın arkasında Hizbullah’ın ‘saldırıya maruz kaldığı ve İsrail’in angajman kurallarını ihlal ettiğinin’ onaylanması beklentisi bulunduğunu ifade etti. Kaynak, 1701 sayılı kararın daha önce hava, kara ve deniz yoluyla birçok kez ihlal edildiğini, ancak Lübnan’ın ilk kez Tel Aviv’in sessiz kaldığı bir İsrail operasyonuna tanık olduğunu kaydetti.
Lübnan resmi haber ajansı NNA’da yer alan habere göre olay sonrasında İsrail uçaklarının Lübnan’ın güney sınırlarındaki uçuşlarında yoğunluk gözlemlendiği ifade edildi.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.