Eşcinsellik korkusu Filistin’de yerleşirken kargaşa ve İsrail ile normalleşme suçlamaları

Filistin ve İsrail’de faaliyet yürüten Yay Kurumu, normalleşmeye katkı sağladığını kabul etmiyor (Yay Kurumu internet sitesi)
Filistin ve İsrail’de faaliyet yürüten Yay Kurumu, normalleşmeye katkı sağladığını kabul etmiyor (Yay Kurumu internet sitesi)
TT

Eşcinsellik korkusu Filistin’de yerleşirken kargaşa ve İsrail ile normalleşme suçlamaları

Filistin ve İsrail’de faaliyet yürüten Yay Kurumu, normalleşmeye katkı sağladığını kabul etmiyor (Yay Kurumu internet sitesi)
Filistin ve İsrail’de faaliyet yürüten Yay Kurumu, normalleşmeye katkı sağladığını kabul etmiyor (Yay Kurumu internet sitesi)

* Fentina Şuli
“Tüm dinler buna karşı çıkıyor. Bu özgürlükten tamamen uzak bir şey.” Bu ve benzer ifadeler, Yay Cinsel Çoğulculuk ve Cinsiyet Vakfı’nın niyetine itiraz olarak Filistin’deki sosyal iletişim ağlarında gittikçe yayılıyor. Bu meselelerin Filistin toplumunda konuşulmasını amaçlayan vakıf, “Ben, Cinsiyetlerim ve Toplum” başlığıyla Batı Şeria’da, eşcinsel ve biseksüel, farklı cinsel yönelime sahip genç kız ve erkekleri bir araya getirdiği bir kamp düzenlemeyi hedeflediğini açıklamıştı.
İnsanlığın doğasına mı yoksa özgürlüğe mi aykırı?
İletişim sitelerinde konuya dair birçok görüş öne sürüldü. Görüş sahipleri arasında destekleyenler ve karşı çıkanlar olduğu gibi konuyu ortaya atıp yorumu takipçilerine bırakanlar da vardı. Örneğin karşı çıkanlardan biri kurumun varlığının, insanlığın bir erkek ve bir kadın şeklinde iki ayrı türle başladığı gerçeğiyle örtüşmediğini ve bunun kötüye gidip toplumu bozmadan ve bulaşmadan önce tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu, bu durumun dinler, adetler ve geleneklere de aykırı olduğunu belirtiyor. Birçokları, yerin dibine geçirilen Lut kavminin başına gelenleri örnek gösteriyor. Bir kısım insansa eşcinselliğe yönelen ve davet eden herkesin cezalandırılması gerektiğini düşünüyor.
Bununla birlikte tüm görüşler muhalif değil. Batı Şeria’da bu etkinliğin gerçekleştirilmesine izin verilmesi yönünde çağrı yapan sesler de mevcut. Bu kesime göre bu, Filistin toplumunda her bireyin sahip olması gereken özgürlüğün göstergelerinden biri olup bu tür etkinliklerin varlığı, cinsel kimlikleri farklı olanlara alan açmak ve çoğulculuk meselelerinde ortak bir çalışma fırsatı, güvenli bir ortam sağlamak için önemlidir. Zira bu grup toplumun ayrılmaz bir parçasıdır.
“Ailem bilse öldürülebilirim”
Lina (Biseksüel eğilime sahip bir genç kızın takma adıyla), Independent Arabia’ya yaptığı açıklamasında, adet ve gelenekler konusunda tutucu ve muhafazakâr olan toplum ve aile hayatını hayli zor olarak tarif ediyor. Bu süre boyunca sırrını korumaya çalıştığını, ailesinin öğrenmesi durumunda cezalandırılacak, belki öldürülecek olduğunu söyleyen Lina, hem psikolojik hem de toplumsal olarak büyük bir eziyet gördüğünü belirtiyor. Lina, sadece farklı olduğu için uzaklaştırma, aşağılanma, iş ve üniversiten atılmaya maruz kalabileceğine dikkat çekiyor.
Lina, Yay Vakfı’nın varlığının oldukça önemli olduğunu düşünüyor. Zira ona göre bu işle ilgilenen kurumlar az. Üstelik yasal ve dini gerekçeler, eşcinsellik-biseksüellik meselesini kötü gösterirken, eğitim kurumlarında da nefret söylemi, şiddet ve toplumdan uzaklaştırma teşvik ediliyor. Lina, bu toplumda kabul göreceklerine dair bir umut beslemiyor.
Polisin açıklaması şiddete çağırıyor
Bu konu, sosyal iletişim sitelerinden gerçeklik zeminine taşındı. Şöyle ki Filistin polisi, bir açıklama yayınlayarak Batı Şeria’da Yay Vakfı ile ilişkili herhangi bir etkinliğin yasaklanacağını belirtti. Bunları, kargaşa yaratmaya ve toplumsal barışa zarar vermeye çalışan odaklar olarak gören polis, bu etkinlikleri gerçekleştirenlerin kovuşturulup gözaltına alındıkları takdirde yargıya teslim edileceğini duyurdu. Ayrıca, bu topluluk ile alakası olan kişileri ihbar etmeleri yönünde vatandaşlara da çağrıda bulundu.
Polisin açıklaması sonrası Yay Vakfı bir açıklama yaptı. Vakıf bu açıklamasında, kargaşa çıkarma ve toplumu yıkma yönündeki suçlamaları hoş bulmadığını ifade ederek vakfın, İsrail ve Filistin’de profesyonel ve eğitim programları çerçevesinde cinsel çoğulculuk ve cinsiyete dair faaliyetler yürüttüğünü, eşcinsel veya cinsiyet değiştiren kimselere, farklı cinsel eğilimler yaşayan kişilere yönelik İsrail ve toplum şiddetine karşı çıktığını belirtiyor.
Polisin açıklaması, toplumsal şiddete ve suça teşvik ettiği gerekçesiyle eşcinsel etkinliğin gerçekleştirilmesine karşı çıkan bazı gruplar tarafından da kınandı. Zira bu kimselere göre Yay Vakfı’nın etkinliklerine karşı çıkan kimseler, bu açıklamayı eşcinsellerin kanının helal sayılıp tekfir edilmelerinin haklı olacağı şeklinde anlayabilir. İçlerinden birinin ifadesine göre açıklamanın dili ürpertici.
Polisin açıklamasına itiraz eden bir kimse, emniyet güçlerinin gerek etkinliği yasaklama gerekse koruma şeklinde olsun, hiçbir şekilde olaya müdahil olmaması gerektiğini söylüyor. Çünkü böyle bir müdahale, yasalara, özgürlüklere ve insan haklarına saygıya değil, baskıcı temellere, toplumsal referanslara ve gelenek göreneklere dayalı olacaktır.
Bir başkası ise polisin müdahalesini, bu meseleyi emniyet gücünün müdahalesi olmaksızın masaya yatırması gereken sivil toplum kurumlarının ve yasama meclisinin olmamasına bağlıyor.
Yay, İsrailli bir kurumdur
İnsanların, Nablus şehrinde etkinlik yapılmasına karşı çıkma sebeplerinden biri Yay Vakfı’nın İsrail’de faaliyet yürütüyor olması ve bu faaliyete izin verilmesinin bir nevi normalleşme olacağını düşünmesidir. Bununla birlikte vakıf kendisini Filistinli olarak tanıtıyor ve bu kurumun varlığının önemini dile getirenleri savunarak, İsrail’de faaliyet yürütüyor olsa da normalleşme yanlısı olmadığını ifade ediyor. Vakfa göre bu tür kurumların durdurulup kendileri ile başa çıkmada şiddet çağrısı yapmaktansa, yolsuzluk vd. meselelere odaklanıp İsrailli malların yasaklanması daha iyidir.
Bu bağlamda sosyal medyada meydana gelen bu tartışmayı ve polisin açıklamasını, siyasi yanını ve Filistin halkına karşı işlediği ihlalleri ört bas etme uğraşısı gösteren İsrail’e, kendisini cinsel çoğulculuğa hoşgörülü yaklaşan özgürlükler ülkesi olarak tanıtma fırsatı verdiğini düşünerek eleştirenler de var. Nitekim ortaya çıkan tabloda Filistin halkı eşcinsellere karşı baskıcı görünürken; İsrail, onlara kucak açmış durumda. Buna pembe aklama denir ki, kimilerine göre oldukça tehlikelidir.
Son günlerde eşcinsellik-biseksüellik meselesine dair konuşulan tek şey bu olmadı. Nitekim temmuz ayının sonunda İsrail’deki Tamra kasabasından bir genç erkek, cinsel kimliğinden ötürü 16 yaşındaki erkek kardeşine eşcinseller vakfının yanında zarar verdi. O anda bir gösteri yapılarak bu şiddete karşı protesto gösterileri düzenledi.



Bishara Bahbah... Hamas-Trump anlaşmasının arkasındaki gölge isim

Bishara Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile birlikte (Bahbah'ın X hesabı)
Bishara Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile birlikte (Bahbah'ın X hesabı)
TT

Bishara Bahbah... Hamas-Trump anlaşmasının arkasındaki gölge isim

Bishara Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile birlikte (Bahbah'ın X hesabı)
Bishara Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile birlikte (Bahbah'ın X hesabı)

Sessiz arabuluculuğuyla ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın Hamas tarafından serbest bırakılmasına katkıda bulunan Bishara Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ve yönetimindeki üst düzey yetkililer üzerinde perde arkasında önemli bir etkiye sahip.

Bu, ailesi 1948 Arap Nekbe'si sırasında Ürdün'e kaçmak zorunda kalan ve iki yıl sonra 1958'de doğduğu Eski Kudüs'e dönmeye karar veren Kudüslü Bahbah'ın çabalarından kaynaklanıyor.

Bahbah, Utah'taki Brigham Young Üniversitesi'nde eğitim gördü ve ardından burslu olarak Harvard Üniversitesi'nde siyaset bilimi ve ekonomi alanlarında yüksek lisans eğitimine devam etti. Ortadoğu çalışmaları ve uluslararası ilişkiler alanında 1981 yılında yüksek lisans derecesi alan Bahbah, bölgesel güvenlik konularında 1983 yılında doktorasını tamamladı.

dvfgbhty
Bishara Bahbah Aralık 2024'te Ürdün Kralı 2. Abdullah ile birlikte (Bahbah'ın X hesabı)

Bahbah daha sonra Harvard Üniversitesi'nde profesör olarak Ortadoğu meseleleri üzerine çalıştı ve üniversitenin Ortadoğu Enstitüsü'nde müdür yardımcısı olarak görev yaptı. 1991-1993 yılları arasında silah kontrolü ve bölgesel güvenlik konulu çok taraflı barış görüşmelerinde Filistin delegasyonunun bir üyesiydi.

Bahbah, İsrail ile ‘çelik gibi bir ilişkisi’ olan ABD'de siyasetle ve Filistin davasıyla ilişkisinde kendine özgü bir yol çizdi.

Parti değişimleri

ABD'deki siyasi kariyerinin başında Demokrat Parti'yi desteklemesine rağmen, bu ilişkinin en son bölümünde Başkan Donald Trump'ı başkanlık seçim kampanyalarında desteklemeyi seçti. Diğer Arap Amerikalılarla birlikte ‘Trump için Arap Amerikalılar’ grubunu kurdu ve Cumhuriyetçi başkanın Demokrat rakibi eski Başkan Yardımcısı Kamala Harris'e karşı zafer kazanmasına katkıda bulundu. Sonuç Başkan Trump için oldukça olumlu oldu.

Bahbah geçtiğimiz günlerde Demokrat Parti'den ve eski Başkan Barack Obama'nın Ortadoğu politikalarından duyduğu memnuniyetsizlik nedeniyle 2016 seçimlerinde Trump'a oy verdiğini açıkladı.

#NewProfilePic pic.twitter.com/BEZen0w0ug

— Dr. Bishara A. Bahbah (@BahbahBishara) November 9, 2024

 

Ancak Trump'ın ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs'e taşıması ve İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanımasının ardından Bahbah, 2020 seçimlerinde Joe Biden'a oy vermeye karar verdi.

Ancak 2024'te Cumhuriyetçi kampanyayı desteklemek ve Biden'ın 7 Ekim 2023 saldırılarından bu yana İsrail yanlısı olarak nitelendirdiği politika ve yönetimine tepki olarak ‘Trump için Arap Amerikalılar’ grubunu kurmaya karar verdi.

Arabuluculuk ekseni

Bununla birlikte Bahbah'ın, ABD'nin Filistinliler ve İsraillilerle ilişkisine dair vizyonu ve anlayışı belirsizliğini korurken, Bahbah'ın Trump yönetimi ile Hamas liderleri arasında arabuluculuk yaptığı süreçte, Hamas'ın pazartesi günü herhangi bir İsrail iadesi olmaksızın Edan Alexander'ı serbest bırakması da dahil olmak üzere yeni bir katkısı ortaya çıktı. Bahbah'ın Trump'a verdiği destek, Trump'ın Filistinlileri Gazze Şeridi'nden çıkarmaktan ve orada Ortadoğu’nun Rivierası’nı inşa etmekten bahsettiği Şubat 2024'ten sonra bir yük haline geldi.

“İsrail'i memnun etmek için insanlar topraklarından sürülemez. Bu kabul edilemez ve biz bunu asla kabul etmeyeceğiz” diyen Bahbah, bunun üzerine kurduğu grubun adını ‘Barış için Arap Amerikalılar’ olarak değiştirmeye karar verdiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Axios'tan aktardığına göre Hamas, Alexander'ın serbest bırakılmasına yol açan ‘gizli görüşmeler’ için ‘beklenmedik bir arabulucu’ olan Bahbah ile temasa geçti.

İsrailli bir yetkili, iki taraf arasında ‘son iki hafta içinde Bahbah'a gönderilen mesajlar aracılığıyla yaklaşık 20 mesaj alışverişi yapıldığını ve Bahbah'ın Hamas'ın baş müzakerecisi Halil el-Hayye ile de konuştuğunu’ söyledi. Yetkili, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un ‘Katarlı yetkililer ve Bahbah'ın yardımıyla Hamas'ı Alexander'ın serbest bırakılmasının Trump nezdinde büyük önem taşıyacağı konusunda ikna etmeyi başardığını’ belirtti.

dfvgbhty
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander (Beyaz Saray'ın resmi X hesabı)

Filistinli bir yetkiliye göre Trump yönetimi Hamas'a, Edan Alexander'ın serbest bırakılması halinde ABD'nin on esirin serbest bırakılması karşılığında önceki tekliflerden daha uzun bir süre olan 70-90 günlük bir ateşkes için bastıracağını, ateşkes döneminde nihai bir anlaşma için müzakerelere başlanacağını ve ABD, Katar ve Mısır'ın görüşmeler devam ettiği sürece savaşa geri dönülmeyeceğini garanti edeceğini bildirdi.