​Sudan Egemenlik Konseyi üyesi Aişe es-Said: Sudan dünya sahnesine geri dönüyor

Aişe es-Said: Sudan vatandaşlarının talepleri benim en büyük endişemdir (AFP)
Aişe es-Said: Sudan vatandaşlarının talepleri benim en büyük endişemdir (AFP)
TT

​Sudan Egemenlik Konseyi üyesi Aişe es-Said: Sudan dünya sahnesine geri dönüyor

Aişe es-Said: Sudan vatandaşlarının talepleri benim en büyük endişemdir (AFP)
Aişe es-Said: Sudan vatandaşlarının talepleri benim en büyük endişemdir (AFP)

*İsmail Muhammed Ali
Sudan Egemenlik Konseyi üyesi Aişe es-Said, Sudanlıların karakterlerinin ayrılmaz bir parçası olan hoşgörüye dayanarak, ülkenin çeşitli bölgelerinde barışın hızla sağlanacağı yönündeki beklentisini dile getirdi.
Ekonomik açıdan ise durumun daha farklı olduğunu dile getiren es-Said, Independent Arabia ile gerçekleştirdiği özel röportajda, “Gün geçtikçe daha da kötüleşen Sudan ekonomisiyle baş etmek oldukça zor. Ekonomik durumun düzeltilmesi için zamana, sabra ve hükümet ile halkın ortak çabalarına ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
Ordu ile siviller arasındaki ortaklığı ‘düzeltme, değişim ve koruma için en güçlü araç’ olarak niteleyen es-Said, bu ortaklığın her şeyi açığa çıkaracağını ve yine her şeyi doğal pozisyona yeniden döndüreceği değerlendirmesine bulundu.
“Eski rejimin devletin eklemlerine sızması ve derin devlet karşısındaki en büyük kaygı, demokrasinin korunmasıdır” diyen Said, hükümetin derin devleti köklerinden sökmeye ve ülkeyi güvenli bir limana çıkarmaya hazır olduğunu kaydederek, dünya ülkeleriyle dış ilişkilerde denge politikasının izleneceğine dikkat çekti.
Kadınların rolü
Sudan halkının uzun zamandır sivil bir hükümeti beklediğini ve bunun için yüksek bir bedel ödediğini dile getiren es-Said, hükümeti kurmanın üzerlerine bir borç olduğunu ve devrimin hedeflerine ulaşmak amacıyla çaba göstermek için önemli bir motivasyon kaynağı olduğunu vurguladı. Öte yandan Sudanlı kadınların devrim sürecinde önemli bir rol oynadıklarını ve şu an en yüksek devlet organında yer sahibi olduklarını kaydeden Said, bunun daha sonra devletin yasama, yürütme ve organlarında kadınların daha fazla rol alacaklarının göstergelerinden biri olduğunu belirtti.
Bu durumun tabii bir durum olduğunu ve aslında yıllar önce gerçekleşmesi gerektiğini ifade eden Said, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sudanlı kadınlar, 1964 Ekim Devrimi'nden sonra seçimle parlamentoya girdiler ve gerek yargı gerekse de diğer devlet kurumlarında bazı pozisyonlara görev aldılar. Eğer 30 yıllık baskı ve şiddet dönemi olmasaydı, şu an kadınların devletin tepesinde yer aldıklarını görüyor olurduk.”
Sudanlı kadınların yavaş yavaş basamakları tırmandıklarını ve ileri derecelere ulaştıklarını dile getiren Said, kadınların henüz istenildiği kadar güçlü olmadığını belirterek, “Geçiş döneminin sona ermesinin ardından yapılacak seçimlerde, kadınların daha güçlü şekilde yer almalarını ve çeşitli devlet organlarında yüzde 50 oranını aşacak şekilde görev almalarını umuyorum” ifadesini kullandı.
Halkın talepleri
Sudan vatandaşlarının yaşam, barınma, yiyecek ve içecek konusundaki endişelerinin en büyük kaygısı olduğunu dile getiren es-Said sözlerine şöyle devam etti:

“Hayatı kolaylaştırmak için çaba göstermekten geri durmayacağız ve tembellik yapmayacağız. Barış ve adalet için umutlarımız olması gerektiğine inanıyorum. İyi bir yaşam, hayatımızdaki temel sorun olmaya devam ediyor. Benim düşünceme göre bu, kaynaklarımız yerinde kullanıldığı takdirde hızlı bir şekilde çözülebilecek bir problemdir.”
Sudan halkına son 30 yıl içinde vurulan en büyük darbelerden birinin eğitim alanında yapıldığı kaydeden es-Said, “Eğitim, yoksulluk, hastalık, geri kalmışlık ve temel insan haklarının ihlali gibi toplumda hakim olan her şeye karşı mücadelemizde ilk ve en önemli silahımızdır. Eğitim ile toplumun mustarip olduğu pek çok şeyin üstesinden gelebiliriz. Bence barış konusunda da en önemli silahımız eğitimdir” dedi.
İç ortaklık ve dış ilişkiler
Ordu ile siviller arasındaki ortaklığı ‘düzeltme, değişim ve koruma için en güçlü araç’ olarak niteleyen Said, bu ortaklığın her şeyi açığa çıkaracağını ve yine her şeyi doğal pozisyona yeniden döndüreceği değerlendirmesine bulundu. Ordunun bir zamanlar, askerlerin güzel sıfatlara sahip olmalarından dolayı, Sudan toplumunda ideal olarak kabul edildiğini vurgulayan es-Said, ordunun güvenlik, barış ve sükuneti sağlamak olan temel görevine döneceği yönündeki umudunu dile getirdi.
Öte yandan Sudan’ın eski rejimin politikaları nedeniyle yaşadığı dış izolasyondan nasıl kurtulacağına değinen es-Said, “Dünya ülkeleriyle dış ilişkilerimizde denge politikası takip edeceğiz. Şairlerin dediği gibi, düşmanlarımız çok az ve dünya üzerinde birçok dostumuz var. Hayranlıkla deneyimlerimizi takip ediyorlar ve bu ülkenin iyi şeyler ve hazinelerle dolu olduğunu biliyorlar. Başbakan Dr. Abdullah Hamdok’un tecrübesi ve ilişkileri, dünya ülkeleriyle olan ilişkilerimizin daha güçlü bir şekilde yeniden sağlanmasına katkıda bulunacaktır” ifadelerini kullandı.
Barış ve ekonomi
Barış ve ekonomi meseleleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Said, şu ifadeleri kullandı;

“Barış dosyasının hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulacağını düşünüyorum. Hoşgörü, Sudan halkının karakterinin ayrılmaz bir parçasıdır. Sudan halkı daima diğer halklarla iyilik, barış ve hoşgörü içerisinde yaşamaya gayret etmiştir. Kuşkusuz göçmenlerin Sudan’a geri dönmesi, ülke ekonomisinin kalkınması hususunda katkıda bulunacaktır. Çünkü sermayelerini ve uzmanlıklarını da kendileriyle beraber ülkeye getirecekler. Öte yandan yeni hükümet tarafından uygulanması beklenen mali politikalar da kalkınmayı ileriye taşıyacaktır. Bununla birlikte önemli olan şeylerden biri, vatandaşlar arasında etraflarında neler olup bittiğiyle ilgili bir farkındalığın olmasıdır. Verilmesi gerek tavizler olduğunun bilincinde olmalılar ve bundan dolayı mütevazi taleplerde bulunmalılar. Bu sorunların bir gecede çözülmesini beklemiyoruz. Bilakis bu sorunlar, zaman içerisinde ve halk ile devletin ortak çabalarıyla çözülecek.”
Açıklamalarının devamında demokrasinin nasıl korunacağına da değinen Said, sözlerini şöyle bitirdi;
“Demokratik dönüşümü Sudan’da bir yönetim modeli olarak koruma meselesi en büyük endişelerimiz arasında yer alıyor. Çünkü derin devletle ve devletin bütün eklemlerine sızan eskim rejimle karşı karşıya bulunuyoruz. Her gün, bu derin devletin daha derine gittiğine ve demokrasiyi yıkmaya çalıştığına tanık oluyoruz.”



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.