​Filistinli İsra Garib’in ölümüyle ilgili soruşturma açıldı

Filistinli İsra Nasır Garib (Facebook)
Filistinli İsra Nasır Garib (Facebook)
TT

​Filistinli İsra Garib’in ölümüyle ilgili soruşturma açıldı

Filistinli İsra Nasır Garib (Facebook)
Filistinli İsra Nasır Garib (Facebook)

Filistinli genç bir kızın dövülerek öldürüldüğü anlarda attığı çığlıkları ortaya çıkaran ses kaydı, sosyal medya kullanıcıları arasında şok ve öfkeye neden oldu.
Ölümünün ardından arkadaşları tarafından aktarılanlara göre Beytu’l Lahm bölgesinde yer alan Beytu’l Sahur kasabasında yaşayan Filistinli İsra Nasır Garib (21), kendisiyle evlenmek isteyen bir genç ile çektiği videosunu sosyal medya hesabında yayınlamasının ardından ölümüne yol açan aile içi şiddete maruz kaldı.
Filistin polis sözcüsü Louay Arzikat, Beytu’l Lahm Başsavcılığı’nın, genç kızın cesedinin Beyt Cala Devlet Hastanesi'ne gelmesinin ardından İsra Nadır Garib’in ölümüne ilişkin soruşturma başlattığını açıkladı.
Genç kızın cesedinin otopsi yapılmak üzere adli tıpa gönderildiğini aktaran Arzikat, “Savcılık tanık ifadelerini dinlemeye ve kanıtları toplamaya başladı. Davaya ilişkin soruşturma hala devam ediyor. Bu nedenle adli rapor henüz yayınlanmadı” dedi.
Sözcü, vatandaşların, konuyla ilgili herhangi bir bilgi veya ayrıntıyı medya ya da sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yayınlamamalarını isteyerek, savcılığın gerçeği ve adaleti gösterecek herhangi bir bilgiyi ciddiye almaya açık olduğunu vurguladı.
Sosyal medya kullanıcıları ve kadın haklarını destekleyen kurumlar ‘Hepimiz İsra Garib’iz’ etiketi ile konuyu gündeme getirerek, genç kızın babası ve erkek kardeşleri tarafından kötü muamele gördüğü ve öldüresiye dövüldüğünü ifade etti.
Güzellik uzmanı olan İsra, geçtiğimiz ayın başında Instagram hesabından fotoğraflarını paylaşarak, omurgasından yaralandığını ve ameliyat geçireceği için iki ay çalışamayacağını yazdı.
Ölümünden sonra arkadaşları, annesinin izniyle, kendisiyle evlenmek isteyen gençle buluşmaya ablası ile birlikte gitmesi ve burada genç erkekle kısa bir video çekip Instagram hesabında paylaşmasının ardından babası, erkek kardeşleri ve ablasının eşi tarafından ciddi bir şekilde dövüldüğünü bildirdi.
Arkadaşlarına göre hastanede tedavi altına alınan İsra’nın Kanada’da yaşayan erkek kardeşi bir erkekle dışarı çıkması nedeniyle kızı öldürme sözü verdi ve hastanede kızı dövmeye başladı. Hemşirelerden biri, kızın erkek kardeşi ve eniştesinden dayak yerken attığı çığlıkları kaydetti.
Öte yandan, genç kızın ailesi sosyal medyadan kendilerine yöneltilen bütün suçlamaları reddetti.
İsra’nın ablasının eşi Muhammed Safi, Facebook hesabından yayınladığı bir videoda, İsra’nın evde geçirdiği kalp krizi nedeniyle öldüğünü ve sosyal medyada yayınlanan çığlıklarını ortaya koyan ses kaydının ölümünden birkaç gün önce kaydedilmiş olduğunu iddia etti.
Safi, İsra’nın söz konusu çığlıkları dayağa maruz kalması nedeniyle değil, daha sonra açıklayacağı bir sorun nedeniyle attığını savundu.
İsra'nın herhangi bir zihinsel ya da psikolojik bozukluk yaşamadığını aktaran Safi, söz konusu sorunu daha sonra kanıtlarıyla açıklayacaklarını söyledi.
Konuya ilişkin ilk resmi tepki, Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye’den geldi.
Başbakan, Facebook hesabından yaptığı açıklamada, “İsra Garib bir toplum sorunu haline geldi. Sokağın bu konuya yönelik nabzını hissediyoruz.  Filistin hukuku hükümleri ve soruşturmaların gizliliğine tam olarak bağlı kalarak, hayatını kaybedenlerin ruhu ve ailelerinin duyguları konusunda önyargılı olmak için acele etmemekle birlikte annelerimiz, kız kardeşlerimiz ve mücadeledeki ortağımız Filistinli kadınları koruyan yasa sistemini güçlendirmemiz şart. Aksi takdirde bir toplum olamayız” dedi.
Istiyye açıklamasının sonunda, herhangi bir insanın öldürülmesinde yer alan herkese azami ceza uygulama sözü de verdi.
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi de(EuroMed Rights), Filistinli yetkilileri genç kızın ölüm koşullarını ortaya çıkarmak için ciddi ve acil bir soruşturma başlatmaya çağırdı.
Gözlemevi ayrıca, kadınlara yönelik Filistin mevzuatının, Filistin devletinin imzaladığı sözleşmeler ve anlaşmalardaki yükümlülüklerine uygun olarak uyumlu hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Bununla birlikte, cinsiyet temelinde kadına karşı ayrımcılığı teşvik eden kavramları, gelenekleri, gelenekleri ve davranışları etkilemek ayrıca kadınların herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadan tüm haklardan yararlanması için toplum eğitimi ve bilinçlendirme programları üzerinde çalışma gereğinin altını çizdi.
Filistin polisi tarafından 2018'de yayınlanan resmi istatistiklere göre, Batı Şeria, 12’si ‘namus cinayeti’ olarak adlandırılan çıkan 24 kadın cinayetine tanık oldu.



Gazze ateşkesi: Philadelphia Koridoru 2 ile ilgili anlaşmazlıklar arabulucuların çabalarını zorlaştırıyor

Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
TT

Gazze ateşkesi: Philadelphia Koridoru 2 ile ilgili anlaşmazlıklar arabulucuların çabalarını zorlaştırıyor

Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)

ABD-İsrail görüşmelerinde Hamas ile İsrail arasında anlaşmazlık konusu ‘tek nokta’ olan, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki stratejik bir bölgenin kontrolünü ele geçirmesi ve Kahire'nin bunu reddetmesi konuşuluyor.

Mısırlı ve Filistinli kaynaklar, Katar’ın başkenti Doha'da devam eden ateşkes görüşmelerinde ‘taraflar arasında uçurumlar’ ve ‘İsrail'in inatçılığı’ olduğunu vurguladılar.

İsrail basını, müzakere masasında bir ‘kriz’ olduğu yönünde sızıntıları aktarırken özellikle Mısır'ın, arabulucuların anlaşmaya varmak için çabalarını desteklemek üzere uluslararası toplumun ve Avrupa ülkelerinin arabulucu rolü almasını talep etmesi ve Katar heyetinin ABD'de bulunması bu sızıntılara neden oluyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki bölgelerden, özellikle de ‘Philadelphia Koridoru 1 ve Philadelphia Koridoru 2’ bölgelerinden çekilmemeyi sürdürmesi halinde müzakerelerin çıkmaza girebileceğini düşünüyor.

gthy
Salı günü Gazze'nin güneyindeki Morag Ekseni’nde seyir halindeki İsrail askeri araçları (AP)

Mısır, geçtiğimiz yıl sınırlarına yakın olan Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’nun İsrail tarafından yeniden işgal edilmesini reddetmiş ve iki taraf arasında bu konuda gerginlikler yaşanırken derhal geri çekilmesini talep etmişti. Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz nisan ayında, ‘Philadelphia Koridoru 2’ olarak nitelendirdiği, Han Yunus’un hemen güneyinde uzanan bir askeri yol olan Morag Ekseni’nin kontrol altına alınması gerektiğini ve bu koridorun işgal edilmesinin Filistin'in Refah bölgesini Gazze Şeridi'nden ayırmaya imkan vereceğini açıklamıştı.

"Stratejik riskler"

Dün Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı bir kaynak, Kahire'nin İsrail'in Philadelphia Koridoru veya Morag Ekseni gibi bölgelerden çekilmesinin önemine ilişkin tutumunun sarsılmaz olduğunu ve ‘Filistinlileri Refah'ta toplama gibi, bölgedeki istikrarı bozacak ve onların zorla yerlerinden edilmesine yol açacak başka planlar dayatılmasının kesinlikle kabul edilemez’ olduğunu belirtti.

Doha’daki mevcut müzakerelerin ‘gizli’ olduğunu ve ABD ve İsrail çevrelerinde yayılan söylentilerin aksine, müzakerelerin sona ermiş ve çıkmaza girmiş olabileceğini düşünen kaynak, buna karşın ABD’nin baskısıyla İsrail'in tutumunun değişmesi halinde bu durumun değişebileceğini belirtiyor.

fvbfrg
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Gazze şehrinde İsrail'in saldırısının ardından dumanların yükseldiği görüntü (AFP)

Filistinli bir kaynak, Morag Ekseni’nin müzakere belgesinde kalan veya temel sorun olmadığını, işgalci İsrail’in geri çekileceği bölgeler konusunda bir anlaşmaya varılması ve uluslararası toplum ile Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarının insani yardımları ulaştırma rolünün yeniden aktif hale getirilmesi gerektiğini, bunun da Washington'ın işgalci İsrail’e karşı ciddi bir tutum sergilemesi ve anlaşmayı engellememesi veya başarısızlığa uğratmaması için baskı yapması halinde gerçekleşebileceğini’ belirtti.

Dün Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, Mısır’ın İsrail’in önerisini reddettiği ve bu konuda net bir tavır sergilediğini belirterek, Kahire’nin İsrail’in Refah bölgesindeki işgalinin Mısır'ın ulusal güvenliği için doğrudan bir tehdit oluşturduğunun ve Morag Ekseni gibi sınır şeridine yakın bölgelere düzensiz bir şekilde çekilmenin gelecekte ciddi gerginliklere yol açabilecek stratejik riskler barındırdığının farkında olduğunu da sözlerine ekledi.

Öte yandan İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, başlıca anlaşmazlık noktasının İsrail'in Morag Eksenini kontrol altında tutma planıyla ilgili olduğunu aktardı. Gazete  bu konuyla ilgili olarak İsrail’de, rehinelerin serbest bırakılmasını geciktirebileceğini düşünenler ile İsrail'in, yerinden edilmiş kişileri Hamas üyelerinden ayırmak için bir şehir inşa etme girişimleri çerçevesinde bunun hayati önem taşıdığını düşünenler arasında görüş ayrılığı olduğunu bildirdi.

bgy
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Nasır Hastanesi önünde cenaze töreni düzenleyen Filistinliler (AFP)

Öte yandan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz pazartesi günü yaptığı açıklamada, bakanlığın Refah bölgesinde en az 600 bin Filistinliyi kabul etmek üzere yeni bir insani bölge kuracağını ve bu bölgenin Hamas’tan arındırılmış olacağını söyledi.

‘ABD baskısı’ kartı

Eski Mısır Dışişleri Bakanı ve Mısır Dışişleri Konseyi Başkanı Büyükelçi Muhammed Urabi, İsrail'in Mısır için kabul edilemez olan sınırlarda kalma gibi tutumunu değiştirmediği sürece ateşkes için bir fırsat olduğunu düşünmüyor. Masada birtakım zorluklar olduğunu ve anlaşma için son şansın giderek azaldığını belirten Büyükelçi Urabi, İsrail'in anlaşmayı kabul etmek için henüz ciddi bir adım atmadığını vurguladı.

Hamas konusunda uzman Filistinli siyasi analist İbrahim el-Medhun, İsrail'in çekilmeyi engellemeye ve uluslararası kuruluşların çalışmalarını aksatmaya çalıştığını belirterek, “İsrail'in Gazze'nin güneyinden ve doğusundan çekilmeme konusundaki ısrarı, zorla yerinden etme planının hâlâ geçerli olduğu yönündeki endişeleri güçlendiriyor ve bu da gerçek bir sükunet veya kapsamlı bir siyasi çözüm için gösterilen çabaları baltalıyor” dedi.

dfrgt
Dün Gazze şehrinin batısındaki Şati Mülteci Kampı’nda İsrail'in saldırısının yol açtığı yıkıma derin düşüncelerle bakan Filistinli bir genç (AFP)

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal ise İsrail'in Morag Ekseni’nde kalma ısrarının arabulucuların çabalarını zorlaştırdığını ve İsrail'in yerinden etme planını sürdürme niyetini ortaya koyduğunu belirtti. Mısır'ın ‘ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğu için bunu kabul etmeyeceğini’ ifade eden Nazzal, “Ancak genel olarak, ABD’nin Netanyahu üzerindeki baskısı, onun bu eksende güçlerini azaltmasına ve geçici bir anlaşmaya varmaya yöneltebilir” şeklinde konuştu.

Avrupa Birliği'nin rolü

İsrail’in ateşkes ve esir takası anlaşmasını tehdit eden bu hamleleri devam ederken Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ve ve Hollanda Dışişleri Bakanı Kasper Veldkamp ile dün Gazze'de ateşkese ilişkin müzakerelere dair son gelişmeleri, uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi ihtiyacını ve ateşkes çabalarını destekleme konusunda Avrupa Birliği'nin (AB) rolünün önemini görüştü.

Yedioth Ahronoth gazetesi, Katar heyetinin bu hafta Washington'a giderek ABD yönetiminin üst düzey yetkilileriyle görüşmelerde bulunduğunu, Başkan Donald Trump'ın ise salı günü İsrail Başbakanı Netanyahu ile Beyaz Saray'da ikinci kez bir araya gelerek ‘Gazze konusunda azami baskı uygulamak’ için görüşmelerde bulunduğunu bildirdi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar dün düzenlediği basın toplantısında,İsrail'in ‘Gazze'de ateşkes sağlanması konusunda ciddi olduğunu ve bunun gerçekleştirilebilir bir hedef olduğunu’ vurguladı. Sa’ar, “Geçici bir ateşkes sağlanırsa, kalıcı bir ateşkes için müzakerelere başlayacağız” dedi.

İsrail ve ABD'nin anlaşmayı desteklemesinin ‘gerçekte hiçbir karşılığı olmadığını’ düşünen Urubi, “Washington İsrail’e baskı yapmadığı sürece, ateşkes anlaşması olmayacak ve bu da İsrail’in bölgede barışı engellemeden veya geciktirmeden gerçek bir yol izlemesini sağlayacak. Mısır’ın şu anki girişimleri akıllıca ve sorumluluk sahibidir ve arabulucuların çabalarına uluslararası ve Avrupa desteği sağlamak ve bölgede istikrarı sağlamak amacıyla yapılıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan Medhun’a göre İsrail'in bu yaklaşımını sürdürmesi, daha fazla tırmanışa ve 60 günlük sınırlı bir ateşkes fikrinin önünü açacak, ancak nihai bir çözüm getirmeyecek. Medhun, böyle bir durumun ise Filistinliler tarafından kabul edilmeyeceğinin altını çizdi.

Nazzal ise, anlaşmanın açıklanmasının ardından ABD'nin baskısıyla ‘İsrail'in, Hamas’ın çok sayıda rehineyi serbest bırakmasının ardından bölgeyi yeniden savaşa sürükleyecek mayınlar döşeyeceğini’ öngörüyor.