Fenerbahçe: Bir kez daha tescillendi; şike, delil, örgüt yok 'kumpas' var!

Fenerbahçe: Bir kez daha tescillendi; şike, delil, örgüt yok 'kumpas' var!
TT

Fenerbahçe: Bir kez daha tescillendi; şike, delil, örgüt yok 'kumpas' var!

Fenerbahçe: Bir kez daha tescillendi; şike, delil, örgüt yok 'kumpas' var!

Fenerbahçe Spor Kulübü, resmi sitesinden Ergenekon Davası gerekçeli kararıyla ilgili bir açıklama yayımladı.
Sarı-lacivertli kulüp, resmi sitesinden Ergenekon Davası gerekçeli kararıyla ilgili bir açıklama yayımladı. Açıklamada, "Bir kez daha tescillendi; şike, delil, örgüt yok 'kumpas' var!" ifadelerine yer verildi. 
Fenerbahçe Kulübü'nün açıklaması şöyle:
"3 Temmuz 2011'de; ülkemizin hukuk, adalet, polis teşkilatı, medya başta olmak üzere tüm damarlarına sızmış Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından devletin tüm imkanları kullanılarak kulübümüze, önceki başkanımız Aziz Yıldırım ve yöneticilerimize kurulan kumpas tüm kamuoyunun malumudur.
3 Temmuz yaşandığı an itibariyle tavrını ortaya koyan, dik duruşuyla inandığı değerleri ve gerçekleri asla ve asla bu kumpasa, bu kurguya, bu yalana ve terör örgütüne teslim etmeyen Fenerbahçe Spor Kulübü, başkanı, yönetimi ve camiası; tam 8 yıldır hukuk mücadelesini sürdürmektedir.
Bu mücadele kimi zaman Fetö mensubu polislere, emniyet müdürlerine, kimi zaman Fetö mensubu hakim, savcılara ve itirafçılara kimi zaman Fetö medya mensuplarına karşı verilmiş ancak bir gerçek hiç değişmemiştir: Fenerbahçe bu operasyonun “kumpas” olduğunu ilk gün haykırdığı gibi üzerinden geçen 8 yılda da aynı inançla haykırmıştır ve haykırmaya devam edecektir.
Dün (03.09.2019) akşam saatlerinde, Türk Milleti adına yargılama yapmaya ve hüküm vermeye yetkili İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açıklanan, aynı örgüt (FETÖ) tarafından düzenlenen Ergenekon Davası'nın gerekçeli kararında, Fenerbahçe'ye kurulan kumpas, bir çok yönüyle artık adalet tarafından da bir kez daha resmen kayıtlara geçirilmiş ve Fenerbahçemize kurulan kumpas gözler önüne serilmiştir.
Bahsi geçen Ergenekon Davası Gerekçeli Kararında şu hükümlere yer verilmiştir;
* Şike soruşturması öncesi "Futbol'un Ergenekon'u" denilerek toplum nezdinde algı çalışması yürütüldüğü,
* Telefon Dinleme kararlarının hukuka aykırı olduğu, hukukun "arka kapısından dolanıldığı",
* Yasanın açık hükmüne göre suç oluşmamasına rağmen sanıklara ceza verildiği,
* Yargıtay'ın onama kararında hukuka aykırı değişiklikler yaparak kötü niyetli davrandığı,
* Başta önceki başkanımız Aziz Yıldırım, yöneticilerimiz ve diğer kişilere ceza verilmeyeceği açık olmasına rağmen cezaları verebilmek için tüm hukuki şartların zorlandığı ve başta hukuk güvenilirliği ilkesi olmak üzere evrensel hukuk ilkelerinin ihlal edildiği,
* Yargıtay'ın anayasaya aykırılık iddialarını Anayasa Mahkemesinin yerine geçercesine uzun uzun inceleyerek aykırılık iddiasını ciddi bulmadığını belirtmesi, geçmiş uygulamaları kimse bilmiyormuş gibi yasa değişikliğini bekleyemeyeceklerini belirtmesi, benzer dosyaların dönüş hızı bilinirken bu dosyanın tutuklu dosyalardan bile hızlıca karara bağlanması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesine aykırı yönleri de olmasına rağmen Türkiye'de ilk defa uygulanan bir yasayla ilgili Yargıtay Başsavcılığının da dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna taşımak istememesi gibi dosyadaki bir çok uygulamalar alt alta konulup bir de Yüksek mahkemenin 14/04/2011 tarihi öncesi eylemlerle ilgili beraat kararlarını onarken gerekçe değişikliği yapıp örgüt suçuna ilişkin dosyaya uymayan bir mütalaayı kullanarak hem örgütten hem de şikeden mahkumiyeti onamadaki eylem ile Yüksek Yargıdaki görevliler açısından görevde yetkiyi kötüye kullanmanın gerçekleştiği,
* Şike soruşturmasında yapılan teknik hukuk yanlışlarının ilk derece mahkemesinde devam ettiği, Yargıtay nezdinde de "kalıbına uydurularak tamirine çalışan" yargı içinde bir örgütlenmenin olduğunun tespit edildiği,
* İlk mahkumiyet hükmünü kuran hakimlerin, duruşma savcısının ve iddianameyi yazan savcının; ayrıca Yargıtay'da onama kararı veren hakimlerden üçünün Fetö terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edildiği tespit ve sonuçlarına varılmıştır.
Karar göstermektedir ki yargılaması bugünlerde de devam eden şike kumpası iddianamesinde de belirtildiği üzere temel amaç Fenerbahçemizi ele geçirmektir ve bu amaç uğruna hukukun tüm ilkeleri ihlal edilmiş, önceki başkanımıza, yöneticilerimize ve Fenerbahçe ile bağlantısı olan pek çok kişiye adalet duygusu ile değil sırf bu nedenle kumpas kurulmuştur!
Ancak unutulmamalıdır ki bu köklü camiayı bugüne kadar kimse ele geçirememiştir bundan sonra da kimse ele geçiremeyecektir.
Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti Yargıtay'ın değerli üyelerinden beklentimiz; 3.5 yılı aşkın süredir Yargıtay'da bekleyen ‘3 Temmuz Şike Kumpası Beraat kararının' artık bir gün dahi geciktirilmeden onanmasıdır.
Unutulmamalıdır ki “Bir kişiye karşı yapılmış haksızlık, bütün insanlığa karşı yapılmış haksızlık demektir.”
Bu tarihi haksızlık 3 Temmuz'dan itibaren Türk sporuna hizmet eden, milyonlarca taraftarıyla Türkiye'nin en büyük spor kulübü ve sivil toplum örgütü olan Fenerbahçe'ye yapılmıştır.
Ve bir kez daha dile getirmek istiyoruz ki; Fenerbahçe'ye yapılan bu hukuksuzluklara tereddütle bakmak, “ama” veya “fakat”larla ulaşılacak her değerlendirme Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik varlığına kast eden FETÖ'nün meşrulaştırılmasından başka artık hiçbir anlam taşımamaktadır.
Tüm Fenerbahçelilerin ve hukuksuzluğa karşı hassasiyet gösteren herkesin bilgilerine, saygılarımızla."  



Kadınların erkekleri geçmesi beklenen ekstrem sporlar açıklandı

Kenya'dan Sharon Lokedi, 21 Nisan 2025 tarihinde 129. Boston Maratonu Kadınlar klasmanında bitiş çizgisini geçerek yarışı kazandı (Reuters)
Kenya'dan Sharon Lokedi, 21 Nisan 2025 tarihinde 129. Boston Maratonu Kadınlar klasmanında bitiş çizgisini geçerek yarışı kazandı (Reuters)
TT

Kadınların erkekleri geçmesi beklenen ekstrem sporlar açıklandı

Kenya'dan Sharon Lokedi, 21 Nisan 2025 tarihinde 129. Boston Maratonu Kadınlar klasmanında bitiş çizgisini geçerek yarışı kazandı (Reuters)
Kenya'dan Sharon Lokedi, 21 Nisan 2025 tarihinde 129. Boston Maratonu Kadınlar klasmanında bitiş çizgisini geçerek yarışı kazandı (Reuters)

Yeni bir araştırmaya göre kadın sporcular, erkek rakipleriyle aralarındaki performans farkını kapatıyor ve yakında ultra maraton gibi ekstrem spor etkinliklerinde onları geçebilir.

Erkekler tarihsel olarak Olimpik 100 metre müsabakaları gibi atletizm yarışlarında kadınlardan daha iyi performans gösterirken, kadınlar atıcılık ve binicilik gibi sporlarda üstünlük sağlıyor.

Atletizmde cinsiyetler arasındaki performans farkı da 20. yüzyıldan bu yana daraldı ve sonrasında bir durağanlık dönemi yaşandı.

Hakemli dergi Frontiers in Physiology'de yayımlanan yeni bir çalışma, kadın atletlerin ultra maraton ve Arktik keşif gezilerinde erkeklerle aralarındaki performans farkını hızla kapattığını ve bu alanlarda bir gün onları geçebileceklerini ortaya koyuyor.

Bilim insanlarının egzersiz veya spor performansındaki cinsiyete özgü farklılıklar hakkında bildiklerinin çoğu bugüne kadar laboratuvar temelli çalışmalardan elde edildi.

Araştırmacılar bu çalışmaların iyi kontrol edilmesine ve fizyolojik mekanizmalarla ilgili bilgiler ortaya koymasına rağmen "gerçek dünya"yla pratik bir bağlantı eksikliği taşıdığını söylüyor.

Ekstrem sporlarda gerçek dünyadaki atletik performans daha yakından gözlemlendiğinde, erkekler ve kadınlar arasındaki farkın genel olarak kapandığı ortaya çıkıyor.

Örneğin erkekler maraton dünya rekoru halihazırda 2 saat 35 saniyeyle, hayatını kaybeden Kenyalı atlet Kelvin Kiptum'a ait ve bu rekor 2023'teki Chicago Maratonu'nda kırılmıştı.

Buna karşılık, kadınlar rekoru aynı etkinlikte yine Kenyalı Ruth Chepng'etich tarafından 2 saat 9 dakika 56 saniyeyle kırılmuştu. Bu rekor, erkek atletin sadece 10 dakika kadar gerisinde.

Daha önce 2002'de koşu efsanesi Pamela Reed, Kaliforniya'daki Death Valley'de düzenlenen 218 km'lik zorlu bir yarış olan Badwater Ultra Maratonu'nu tüm erkek rakiplerini yenerek kazanmıştı.

Güç, kuvvet ve hız gibi özellikler genellikle erkeklerde daha yüksek olsa da son zamanlarda yapılan çalışmalar, bir etkinliğin mesafesi veya süresi arttıkça cinsiyetler arasındaki atletik performans farkının azaldığını gösteriyor.

Bilim insanları rüzgarı kesmek için geliştirilmiş ayakkabılar ve tavşan atletler gibi gelişmelerin yanı sıra daha iyi beslenmenin, bu türden ekstrem atletizm etkinliklerinde performans açığını kapatabileceğini söylüyor.

Ayrıca ekstrem koşullar altında kadınlar erkeklerden daha fazla metabolik verimlilik sergiliyor gibi görünüyor.

Özellikle aşırı soğuk koşullarda gerçekleştirilen etkinlikler sırasında böyle bir durum olduğu anlaşılıyor.

Son çalışmaya göre uzak bir yerde desteksiz bir şekilde yapılan 200 kilometrelik bir Arktik kış keşif gezisi olan Alaska Mountain Wilderness Ski Classic sırasında, kadınların yük taşımada harcadığı toplam enerji erkeklere kıyasla daha düşüktü.

Kadın sporcularda soğuğa bağlı vücut ısısı üretiminin, erkeklere kıyasla daha düşük bir sıcaklıkta aktive olduğunu fark eden araştırmacılar, bu olguya "Arktik kayma" adını veriyor.

Bilim insanları, bu fizyolojik sürecin soğuk stresi altındaki metabolik taleplerini azaltıyor olabileceğinden şüpheleniyor.

Son 40 yılda, 6, 72, 144 ve 240 saat süren etkinliklerde erkekler ve kadınlar arasındaki yarış süreleri arasındaki fark yaklaşık yüzde 3 oranında azaldı.

Erkekler ve kadınlar benzer sayılarda yarıştığında fark daha da azalıyor ancak elit erkek sporculara kıyasla bu tür ultra etkinliklere daha az sayıda elit kadın sporcu katılıyor.

Bilim insanları, dünyanın en uzun ve en soğuk ultra maratonu olan Yukon Arktik Ultra (YAU) gibi zorlu ekstrem spor etkinliklerine katılanlardan alınan plazma, serum, dışkı, saç, kas ve yağ dokusu örneklerini analiz eden daha ileri çalışmalar yapmayı umuyor.

Araştırmacılar şöyle diyor: 

Ekstrem ortamlarda gerçekleştirilen dayanıklılık etkinliklerinden elde edilen veriler, kadınların fiziksel ve besinsel stres altında metabolik olarak daha fazla olmasa da eşit derecede dirençli olabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe