Mısır: Sudan ile ikili ilişkileri güçlendirmeye ve Hartum’a desteğe hazırız

Sudan Dışişleri Bakanı ile Mısırlı mevkidaşı arasına gerçekleşen görüşmelerden bir kare (EPA)
Sudan Dışişleri Bakanı ile Mısırlı mevkidaşı arasına gerçekleşen görüşmelerden bir kare (EPA)
TT

Mısır: Sudan ile ikili ilişkileri güçlendirmeye ve Hartum’a desteğe hazırız

Sudan Dışişleri Bakanı ile Mısırlı mevkidaşı arasına gerçekleşen görüşmelerden bir kare (EPA)
Sudan Dışişleri Bakanı ile Mısırlı mevkidaşı arasına gerçekleşen görüşmelerden bir kare (EPA)

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, ülkesinin Sudan ile olan tarihi ilişkilerini güçlendirmeye istekli olduğunu ve hem ikili hem de bölgesel ve uluslararası platformlar aracılığıyla Sudan’a her türlü desteği sunmaya hazır olduklarını söyledi. Şukri, Sudan hükümetinin kurulmasından sonra Hartum'a yaptığı ilk ziyarette, ülkede yaşanan son gelişmelerle birlikte Sudan'ın ABD'nin terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılması için çalışacaklarını dile getirdi.
Sudan’daki geçiş hükümetinin ilk çalışma gününde Hartum’da Sudan ile Mısır arasında gerçekleştirilen ortak görüşmelere tanık olundu. Görüşmelerde iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve Mısır’ın Sudan’a yönelik desteği ele alındı. Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’yi kabul etti. Ayrıca Başbakan Abdullah Hamduk ve Sudan Dışişleri Bakanı Esma Muhammed Abdullah, Mısırlı bakan ile ikili görüşmelerde bulundu.
Şukri, Sudan Dışişleri Bakanı ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Egemenlik Konseyi Başkanı el-Burhan, Başbakan Hamduk ve Sudan Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmelerde, Sudan'ın terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılması meselesini ele aldıklarını açıkladı. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin Mısır'ın uluslararası, Afrika ve Arap ortaklarıyla yaptığı görüşmeler ve istişarelerde ağırlığı Sudan tarafına verdiğini belirterek, “Bütün bu toplantılarda, Sudan'ın bu listeden çıkarılması çağrısında bulundu. Ayrıca ülkede istikrarın temin edilmesi için daha fazla destek olunması gerektiğini söyledi” ifadelerini kullandı. Bununla birlikte Şukri, bu hedefe ulaşmak ve Sudan'ın terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılması için Sudan hükümetiyle koordineli olarak çalışmaların sürdürüleceğini taahhüt etti.
Sudan hükümetini ve halkını, geçiş hükümetinin kurulması ve devlet kurumlarında istikrarı sağladıkları için tebrik eden Şukri, Sudan'daki olayların başlamasından bu yana Sudan halkının iradesine saygı duyduklarını, desteklediklerini ve tüm taraflara ayı mesafede durduklarını belirtti. Ayrıca Sudan’ın demokratikleşme sürecini ilerletmesi ve ülkedeki temel ve acil ihtiyaçların karşılanması için bölgesel ve uluslararası ortaklarla koordineli bir şekilde hareket edileceğini taahhüt etti. Bunun yanı sıra, egemenlik konseyi başkanı ve başbakan ile yaptığı görüşmelerin, siyasi, ekonomik ve sosyal düzeylerde yakın iş birliğinin sürdürülmesi yönünde güçlü bir siyasi iradeyi ortaya koyduğunu belirtti.
Öte yandan Sudan Dışişleri Bakanı Esma Muhammed Abdullah'ı Kahire'ye davet eden Şukri, iki ülke arasında ortak bir vizyona ulaşılmasını sağlayacak ve somut bir işbirliğini temin edecek çerçevelerin görüşüleceği siyasi istişareleri sürdürme isteklerini dile getirdi.
Sudan Dışişleri Bakanı Esma Abdullah ise gazetecilere verdiği demeçte, Mısırlı mevkidaşıyla yaptığı görüşmelerin, iki ülke arasındaki köklü ilişkiler dolayısıyla oldukça olumlu bir atmosferde gerçekleştiğini söyledi. Ayrıca görüşmeler sırasında tüm alanlarda işbirliğinin sürdürülmesi ve iki ülke arasındaki tüm ortak ve teknik komitelerin aktif hale getirilmesi hususunda anlaşmaya varıldığını ifade eden Mısırlı bakan, her ne olursa olsun iki ülke halkının dost kalmaya devam edeceğini vurguladı. Şukri ile görüşmelerinde Halaib Üçgeni konusundaki anlaşmazlığa değinilmediğini kaydeden Sudan Dışişleri Bakanı Esma, “Bu sorunu özel olarak ele almadık. Çünkü işbirliği yaptığımız başka dosyalarımız var. Bu dosyalara ilişkin işbirliğini güçlendirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.



Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalında meydana gelen patlamada 33 kişi yaralandı

Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
TT

Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalında meydana gelen patlamada 33 kişi yaralandı

Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)

Güney Suriye'deki Dera vilayetinin sağlık müdürlüğü dün yaptığı açıklamada, Dera kırsalının batısındaki Abidin kasabasında bir düğün merasimi sırasında meydana gelen ve kaynağı bilinmeyen patlamada 33 kişinin yaralandığını duyurdu.

Dera Sağlık Müdürü Ziyad el-Mehamid, yaralılar arasında çocukların da bulunduğunu söyledi.

Dera Ulusal Hastanesi 19, Tafas Ulusal Hastanesi 6 ve el-Şecere kasabasındaki sağlık merkezi 8 yaralıyı tedavi altına aldı.

Abidin kasabası sakinleri Alman Basın Ajansı'na (DPA) şunları söyledi: “Ne olduğunu bilmiyoruz. Patlayıcı bir cihaz mıydı yoksa bir top mermisi miydi? Bazıları düğün kutlaması sırasında patlayan bir el bombası olduğunu söyledi ve çoğunluğu çocuk olmak üzere yüzlerce insan toplanmıştı.”

Suriye medyası, İsrail ordusuna ait bir devriyenin batı Dera kırsalındaki patlama bölgesine doğru ilerlediğini bildirdi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Bu arada, Suriye devlet televizyonu, güneydeki Süveyda vilayetinde silahlı grupların el-Mezra kasabasında İç Güvenlik Güçlerine ait bir aracı silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) hedef aldığını bildirdi.

Bir güvenlik kaynağı televizyon kanalına, "isyancı grupların bombardımanı ateşkes anlaşmasının ihlali anlamına geliyor ve güvenlik güçleri bu ihlallere kararlı bir şekilde karşılık verecektir" ifadelerini kullandı.


İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.