Tunus'ta yaklaşan seçim mi yoksa endişe mi?

Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun kurulmasını devrimin başarılarından biri olarak görüyor (AFP)
Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun kurulmasını devrimin başarılarından biri olarak görüyor (AFP)
TT

Tunus'ta yaklaşan seçim mi yoksa endişe mi?

Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun kurulmasını devrimin başarılarından biri olarak görüyor (AFP)
Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun kurulmasını devrimin başarılarından biri olarak görüyor (AFP)

Basil Turceman
Tunus’ta 15 Eylül’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine sayılı günler kala, seçim kampanyalarında “dolandırıcılık ve gücün kötüye kullanılması” gibi bir takım endişeler hâkim.
Endişenin odak noktası ise, Başbakan ve Savunma Bakanı’nın cumhurbaşkanı adaylığını açıklaması ile birlikte seçimlerin adaletli olup olmayacağı meselesi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi 6 Ekim 2019 yapılacak olan genel seçimlere de Yaşasın Tunus ve Nahda Hareketi’nden 7 bakan katılacak.
Cumhurbaşkanlığına Safi Said’i aday gösteren Halk Hareketi Genel Başkanı Zuheyr el-Megzavi, Tunus’taki genel havanın gergin olduğunu söyledi. Bu gerginliğin ise dört nedeni var. Birincisi; Yusuf eş-Şahid seçim kampanyası sırasında hükümet ve kurumların potansiyelini kullanıyor. İkincisi; birkaç adayın bazı partilerden yasadışı elde ettiği paraların kullanımı. Üçüncüsü; medyayı, tehlikeli bir kontrolle kamuoyunu yönlendirmek için kullanmak. Dördüncü ise; Bağımsız Seçim Komisyonu’nun kendisini yalnızca teknik ve lojistik seçim hazırlığı ile ilişkilendirmek. Tüm bunların yanı sıra mali harcamalar ve medyanın bazı adayların siyasi söylemini sömürdüğünü de unutmamak gerekiyor.
Büyük Güç
Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu üyelerinden Hüsna bin Süleyman, komisyonun 7 milyonu aşkın seçmenin kaydını düzenlemek için büyük çaba sarf ettiğini belirterek, listelerin daha sonra çeşitli bölgelere yayıldığını ifade etti. Bunun adalet ve şeffaflık için bir ön şart olduğunu söyleyen Süleyman, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin şeffaf bir şekilde yapılması gerektiğini ve diğer tüm seçimlere örnek olması gerektiğini ifade etti.
Hüsna bin Süleyman açıklamasında, komisyonun sandık noktalarında gerekli önlemleri aldığını belirterek, seçim görevlilerinin yasaları ihlal edenleri haklarında tutanak tutarak güvenlik güçlerine teslim edeceğini ifade etti. Süleyman 26 adayın yarıştığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaklaşık 4 bin Tunuslu gözlemcinin yanı sıra 400 yabancı gözlemcinin yer alacağını belirtti.
Kuşku ve güven eksikliği
Independent Arabia'nın haberine göre sivil toplum aktivistlerinden Refik el Helevani, Zeynel Abidin Bin Ali rejimin yıkılmasının ardından bağımsız bir seçim komisyonu kurulmasının her zaman öncelikli talepleri arasında olduğunu ve bunun devrimin kazanımlarından biri olduğunu ifade etti.
Helevani komisyonun kuruluşundan bu yana birçok partinin bunu kurumsallaştırmaya çalıştığını ancak komisyonun en son teknolojiyi kullanan ve yönetmeliklere uyan anayasal bir organ haline geldiğini belirtti.
Komisyonun 2011 ve 2014 yıllarından düzenlenen seçimleri başarılı bir şekilde organize ettiğini vurgulayan Refik, “Komisyon Başkanı Şefik Sarsar’ın istifası sonrası sorunlar çıktı. O dönemden bu yana çalışmaların sürdürülmesi konusunda bazı şüpheler meydana geldi. Komisyon, eski tarzda faaliyet göstermeye başladı ve meclis üyeleri arasında sorunlar yaşandı” dedi.
Siyasi güçlere, seçimlere ve komisyona duyulan şüphe iklimine ek olarak sosyal medyada yer alan yanlış haberlere de değinen aktivist, seçmenlerin bu süreçte iradeli olması gerektiğini dile getirdi.
Gerçek tehlike
Öte yandan seçim döneminde, yasaklanan “şüpheli anketler”, seçimlerin bütünlüğüne önemli bir tehdit oluşturuyor.
Bağımsız Seçim Komisyonu üyelerinde Muhammed el-Arusi, komisyonun Tunuslu ve yabancı gözlemcilerin seçim çalışmalarını takip etmeleri için en iyi yolları aradığını söyledi.



Güvenlik Konseyi, Trump'ın Gazze barış planına ilişkin ABD'nin taslak kararını pazartesi günü oylayacak

Güvenlik Konseyi (DPA)
Güvenlik Konseyi (DPA)
TT

Güvenlik Konseyi, Trump'ın Gazze barış planına ilişkin ABD'nin taslak kararını pazartesi günü oylayacak

Güvenlik Konseyi (DPA)
Güvenlik Konseyi (DPA)

Diplomatik kaynaklar, BM Güvenlik Konseyi'nin pazartesi günü ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'de barış planını destekleyen bir ABD karar tasarısı üzerinde oylama yapacağını bildirdi.

Birkaç kez değişikliğe uğrayan taslak kararda, teorik olarak Trump başkanlığında Gazze için geçiş yönetim organı olacak bir "barış konseyi"nin oluşturulmasına Aralık 2027 sonuna kadar süre verilmesi ve bölgeye "geçici uluslararası istikrar gücü" konuşlandırılması öngörülüyor.


Filistinliler, Batı Şeria'da yerleşimciler tarafından yakılan bir camide cuma namazını kılıyor

Filistinliler, İsrailli yerleşimciler tarafından yakılan camide cuma namazını kılıyor (AP)
Filistinliler, İsrailli yerleşimciler tarafından yakılan camide cuma namazını kılıyor (AP)
TT

Filistinliler, Batı Şeria'da yerleşimciler tarafından yakılan bir camide cuma namazını kılıyor

Filistinliler, İsrailli yerleşimciler tarafından yakılan camide cuma namazını kılıyor (AP)
Filistinliler, İsrailli yerleşimciler tarafından yakılan camide cuma namazını kılıyor (AP)

Filistinliler, artan saldırılar nedeniyle yerleşimcilerin hedef aldığını söyledikleri bir camideki grafitileri, kırık camları ve kundaklama hasarını temizledikten sonra, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'daki bir köyde cuma namazını kıldılar.

Camiyi temizleyen Deyr İstiya köyü sakinleri, Reuters'a, yerleşimcilerin camları kırdığını, Hz. Muhammed'e (s.a.v.) hakaret içeren sloganlar yazdığını ve çarşamba akşamı düzenlenen saldırıda binayı ateşe vermeye çalıştığını söyledi.

Görsel kaldırıldı.Bir Filistinli, Batı Şeria'nın Deyr İstiya kentindeki El-Hac Hamida Camii'nde cuma namazı öncesi yanmış bir camı temizliyor (DPA)

Reuters'ın perşembe günü caminin içinde çektiği bir videoda, duvar yazıları ve yangın hasarı, ayrıca kırık camlar, kömürleşmiş iç döşemeler ve yanmış bir Kur’an-ı Kerim görülüyordu.

İsrail ordusu, güvenlik güçlerinin saldırı ihbarlarını aldıktan sonra camiye geldiğini, ancak herhangi bir şüpheliyi tespit etmediğini veya gözaltına almadığını belirtti.

Ordu, Reuters'e yaptığı açıklamada, "her türlü şiddet eylemini kınadığını ve bölgede güvenlik ve düzeni sağlamak için çalışmaya devam edeceğini" ifade etti.

Görsel kaldırıldı.Batı Şeria'nın Deyr İstiya kentindeki El-Hac Hamida Camii'nde cuma namazı öncesi yanan pencerenin önünde Kur'an okuyan bir Filistinli.

Artan saldırılar

Birleşmiş Milletler, Batı Şeria'da yerleşimci saldırılarının arttığını belirtirken, uluslararası örgütün ekim ayında Filistinlilere yönelik en az 264 saldırı kaydettiğini, bunun 2006'da bu tür olayları takip etmeye başladığından bu yana kaydedilen en yüksek aylık sayı olduğunu söyledi.

Fetih liderlerinden Raid Selman, bunun yerleşimcilerin Batı Şeria'daki toprakları ele geçirme girişimi olduğunu, ancak Filistinlilerin kararlı bir şekilde topraklarına bağlı kaldıklarını söyledi.

Filistinliler, 2,7 milyon Filistinlinin yaşadığı Batı Şeria'yı uzun zamandır gelecekteki bağımsız devletlerinin bir parçası olarak görmeyi arzuluyorlardı, ancak ardışık İsrail hükümetleri oradaki yerleşimleri genişleterek bölgeyi parçaladı.

Birleşmiş Milletler, Filistinliler ve çoğu ülke, yerleşimleri uluslararası hukuka göre yasadışı kabul ediyor. İsrail ise Batı Şeria ile dini ve tarihi bağları olduğunu öne sürerek buna itiraz ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bu yerleşimlerde yarım milyondan fazla İsrailli yaşıyor.

Filistinliler, İsrail güçlerinin kendilerini yerleşimci şiddetinden korumadığını söylerken, İsrail ordusu herhangi bir sorunla karşılaştıklarında sık sık askerlerini gönderdiğini söylüyor.


Wittkoff, Halil el-Hayye ile yakında görüşmeyi planlıyor

ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)
ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)
TT

Wittkoff, Halil el-Hayye ile yakında görüşmeyi planlıyor

ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)
ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)

New York Times gazetesi, dün iki güvenilir kaynağa dayandırdığı haberinde, ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff'un yakın zamanda Filistin Hamas hareketinin baş müzakerecisi Halil el-Hayye ile görüşmeyi planladığını bildirdi.

Amerikalı arabulucular, birkaç gün önce, Gazze ateşkes anlaşmasının ikinci ve daha karmaşık aşamasına odaklanılırken, tünellerde saklanan bir grup Hamas savaşçısıyla ilgili krizin ortasında, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ile Netanyahu arasındaki görüşme, ABD ve bölge ülkelerinin İsrail ve Hamas'a iki yıllık yıkıcı savaşı sona erdirmeleri yönündeki baskıları altında ateşkes sağlanmasından bir ay sonra gerçekleşti.

Ancak ateşkes planında ilerleme kaydedilebilmesi için yalnızca iki taraf arasında daha önceki barış çabalarını engelleyen konularda anlaşmaya varılması değil, aynı zamanda tünellerde saklanan Hamas savaşçılarının krizine de bir çözüm bulunması gerekiyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre İsrail hükümet sözcüsü, Netanyahu ile Kushner'in Hamas'ın silahsızlandırılması, Gazze'nin silahsızlandırılması ve hareketin Gazze Şeridi'nin yönetiminde rol oynamamasının sağlanması konularını görüştüğünü, bütün bu konuların ateşkes görüşmelerinin bir sonraki aşamasında çözüme kavuşturulması gerektiğini söyledi.

Görüşmenin detaylarına yakın bir kaynak, görüşmede tünellerde sıkışan savaşçılar ve Trump'ın planında belirtilen Gazze'ye gelmesi beklenen uluslararası istikrar gücü konularının ele alındığını belirtti.

İsrail askeri kontrolü altında olan Refah'taki tünellerde yaklaşık 200 Hamas savaşçısı bulunuyor. Hamas, tünellerden çıkmak için izin istiyor ancak İsrail bu talebi şu ana kadar reddetti.

Wittkoff geçen hafta, Gazze'de Hamas kontrolündeki bölgelere savaşçıların silahlarını teslim etmeleri karşılığında geri dönmeleri için güvenli bir geçiş sağlanması yoluyla krizi çözme çabalarını, ateşkes planının uygulanması yönünde atılacak gelecekteki adımların bir testi olarak açıklamıştı.