Yemen'deki Olayları Değerlendirme Ortak Ekibi: Sivil bölgelerin askeri amaçlar için kullanılması yasal korumayı kaldırdı

Olayları Değerlendirme Ekibi Sözcüsü Mansur el-Mansur
Olayları Değerlendirme Ekibi Sözcüsü Mansur el-Mansur
TT

Yemen'deki Olayları Değerlendirme Ortak Ekibi: Sivil bölgelerin askeri amaçlar için kullanılması yasal korumayı kaldırdı

Olayları Değerlendirme Ekibi Sözcüsü Mansur el-Mansur
Olayları Değerlendirme Ekibi Sözcüsü Mansur el-Mansur

Yemen'deki Olayları Değerlendirme Ortak Ekibi, maruz kalınan zararların ve mağdurların yasal sorumluluklarını, sivillerin yaşadığı bölgeleri askeri amaçlar için kullanan taraflara yükledi. Yetkili, yasal korumanın, askeri amaçlar doğrultusunda kullanılması nedeniyle bu birimlerden kalktığını açıkladı.
Yemen’de Olayları Değerlendirme Ekibi Sözcüsü Mansur el-Mansur, “Cenevre Anlaşması ve uluslararası insan hakları yasaları, sivil bölgelerin askeri amaçlar için kullanılmasını açıkça engelliyor. Bu birimleri kullanan taraflar sorumluluğu da üstlenen taraftır” dedi.
Mansur el-Mansur, 10 Eylül’de Riyad’da düzenlediği bir basın toplantısında, Yemen’in güneyindeki Abyan vilayetinde bulunan Hanfar kasabasındaki bir evin, Ağustos 2015’te SAM (Surface to Air Missile) füzeleriyle yerle bir edilmesi de dahil Değerlendirme Ekibi’nin incelediği bazı raporlara değindi. 2015 yılındaki söz konusu saldırıda, 1’i çocuk 3 kişi ölmüş, 6 kişi de yaralanmıştı. Yetkili, koalisyonun söz konusu evden 86 kilometre uzaklıkta bulunan meşru bir askeri alanda hava operasyonu yürüttüğünü, bu mesafesinin hiçbir alana zarar vermemek için uygun mesafe olduğunu ve koalisyon güçlerinin söz konusu evi hedef almadığını belirtti.
Başka bir rapora değinen Mansur, koalisyon güçlerinin Hudeyde’deki bir hastaneye saldırı düzenlediği ve 7 sivilin öldüğü iddialarını da yalanladı. “Olayın doğrulanması sonrasında koalisyon güçlerinin, iddia edilen tarihte Hudeyde’de herhangi bir hastaneyi hedef almadığı ortaya çıktı. Hudeyde’nin 100 kilometre uzağında bulunan Husi mevziilerine doğru, hassas güdümlü bir bomba kullanılarak isabetli bir hava saldırısı düzenlendi. Koalisyon, iddia tarihinden önce Hudeyde’nin 99 kilometre uzağında askeri bir hedefe daha saldırı düzenledi” ifadelerini kullandı.
Mansur el-Mansur, ekibin, Yemen’deki uzmanlar ekibinin 2018 yılındaki raporunu, Sana’da bir sivil binaya isabet eden bir hava saldırısı olması ihtimali çerçevesinde incelediğini belirtti. Rapora göre bir füze eve isabet etti ve 4 kişi öldü, 2 kişi de yaralandı. Durumun, Yemen’deki İnsan Hakları İhlalleri Ulusal Komitesi raporunda da yer aldığı ifade edildi.
Sözcü, koalisyonun Sana’nın güneyindeki Cumhuriyet Muhafızları’na bağlı bir kampta bulunan silah depolarına dair güvenilir bir istihbarat elde ettiğini ve bir hava saldırısı düzenlediğini açıkladı. Mansur el-Mansur, “Uzman raporlardan ve Yemen komitesinden bombadaki bir hasardan dolayı, söz konusu eve füze isabet etiği bilgisini teyit ettik. Bu çerçevede ekip, koalisyonun hasar dolayısıyla bölgeye yardım sağlamasını ve olayın tekrarlanmaması için füzedeki hasarın nedenlerini araştırmasını talep etti” dedi.
Mansur, ekibin 2018 yılında Sana’da hava saldırısı düzenleyen koalisyonun alan dışı infazları hakkında kararı da incelediğini belirtti. Yetkili, “Koalisyon, Husi milislere ait mevziilerde Suudi Arabistan’a saldırı düzenlemek amacıyla Sana’da balistik füze depolama hususunda güvenilir bir istihbarat elde etti. Bu nedenle koalisyon, hassas güdümlü füzeler kullanarak, bu hedefe hava saldırısı düzenledi” dedi.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.