​Abbas: İsrail, Batı Şeria’yı ilhak ederse tüm anlaşmalar feshedilecek

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (AFP)
TT

​Abbas: İsrail, Batı Şeria’yı ilhak ederse tüm anlaşmalar feshedilecek

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (AFP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Ürdün Vadisi, Lut Gölü'nün (Ölü Deniz) kuzeyi ve 1967 yılında işgal edilen Filistin topraklarının herhangi bir kısmının ilhakı söz konusu olduğu takdirde İsrail ile imzalanan tüm anlaşmaların, verilen taahhütlerle birlikte feshedileceğini açıkladı.
Öte yandan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun açıklamaları, Filistin, Arap devletleri ve uluslararası toplumdan öfkeli tepkilere neden oldu.
Netanyahu’nun 17 Eylül’de gerçekleştirilmesi beklenen seçimleri kazandığı takdirde, Batı Şeria'da yer alan Ürdün Vadisi, Ölü Deniz’in kuzeyi ve çok sayıda yerleşim bölgesini ilhak edeceğini bildirdiği açıklamasına yanıt veren Abbas, Filistinlilerin, ‘hedeflerine ulaşmak için, sonuç ne olursa olsun’ haklarını savunacaklarını vurguladı.
Netanyahu, televizyonda yayınlanan bir açıklamasında, 'İsrail'in doğu sınırı' olarak tanımladığı Batı Şeria'daki Ürdün Vadisi'nde ve Ölü Deniz'in kuzeyinde 'egemenlik kuracağını' ifade etti. İsrail Başbakanı, seçimlerden sonra İsrail-Filistin ihtilafını çözme planı olan Yüzyılın Anlaşması’nı duyurması beklenen ABD Başkanı Donald Trump ile koordineli olarak Batı Şeria'daki yerleşim bölgelerini ilhak etme niyetini yineledi.
Abbas, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn’u kabul etmesinin ardından yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun İsrail’in Ürdün Vadisi, Ölü Deniz’in kuzeyi ve Batı Şeria’daki bazı yerleşim bölgelerinin ilhak edileceğine dair açıklamasının barış için tüm şansların sonu ve Filistin-İsrail anlaşmazlığını sona erdirmek için tüm uluslararası çabaları baltalamak olduğunu ifade etti.Ayrıca Netanyahu’nun açıklamalarının tüm uluslararası meşruiyet ve hukuk kararlarının açık bir ihlali olduğunun altını çizdi.
Lüksemburg ve Avrupa Birliği’nin (AB), İsrail’e uyarılarını öven Abbas, uluslararası topluma, İsrail’i benzeri adımlardan vazgeçmeye zorlayan sağlam bir pozisyon alma çağrısında bulundu.
FKÖ: Netanyahu barış ihtimalini bitirecek
Netanyahu’nun tutumu, Filistin, Arap devletleri ve uluslararası tepkilere neden oldu. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Konseyi Genel Sekreteri Saib Ureykat, “Netanyahu, ilhakı gerçekleştirdiği takdirde gelecek 100 yıl boyunca barış ihtimalini gömmeyi başaracak” şeklinde konuştu.
FKÖ’deki yetkililerden Hanan Aşravi, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Netanyahu, tüm tarihi Filistin topraklarında büyük İsrail hayalini dayatmaya ve bir etnik temizlik planını uygulamaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Fetih Hareketi'nden uyarı
Fetih Hareketi ise İsrail’in Batı Şeria’da Filistin topraklarını ilhak etme teşebbüsüne karşı uyardı.
Fetih tarafından yapılan açıklamada, Hareket ve Filistin halkının Netanyahu ve ırkçı sağcı hükümetinin kararlarına boyun eğmeyeceği vurgulandı. Bu kararlara direnip ve başarısızlığa uğratılacağına dikkat çekildi. Hareket tarafından yapılan açıklamada, Filistin ile İsrail arasındaki anlaşmaların feshedilme kararının desteklendiği ifade edildi. Yıllardır mücadele eden Filistin halkının, özgürlük ve bağımsızlık konusundaki meşru ulusal haklarını elde etmek için aynı kararlılık ve sebatla mücadelelerini sürdüreceği vurgulandı.
Filistinli diğer gruplar da Netanyahu’nun planını reddeden açıklamalarda bulundu.  Hamas hareketi, Netanyahu’nun açıklamalarını, Filistin halkı, toprakları ve gücüne ‘düşmanca politikalar izlemek’ olarak niteledi. Hareket, Netanyahu'nun tutumlarının gerçekleri değiştirmeyeceğini, ayrıca halkın, işgal ve planlarla mücadele etmek için her şekildeki direncini durduramayacağını söyledi.
İslami Cihad Örgütü: Filistin halkının yerinden edilmesine izin vermeyeceğiz
İslami Cihad Örgütü, Filistin halkının tekrar yerinden edilmesine izin vermeyeceğini herhangi bir gerekçe ve hakka dayanmayan bütün yanlış politikalar karşısında karar durmaya devam edeceğini bildirdi.
Netanyahu’nun açıklamalarına uluslararası ve Arap dünyasından verilen tepkiler, dün de devam etti. AB, dün, Netanyahu’nun açıklamasının, ‘bölgedeki barış şansını baltaladığı’ konusunda uyarıda bulundu.
AB Sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, “Doğu Kudüs’te de dahil olmak üzere yerleşim kurma ve genişletme politikası, uluslararası yasalar çerçevesinde yasadışı sürdürülmesi ve bu bağlamda gerçekleştirilen eylemler, iki devletli bir çözüm olasılığını ve kalıcı barış ihtimalini baltalıyor” ifadelerine yer verildi.
BM tarafından yapılan açıklamada, Netanhayu'nun ifadelerinin, uluslararası yasal etkiye’ sahip olmayacağı, ancak barış umutlarına zarar vereceği belirtildi.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, yaptığı açıklamada, “Genel Sekreter'in konumu her zaman açıktı. Tek taraflı adımlar barış sürecine yardımcı olmuyor. Böyle bir olasılık, müzakerelerin canlandırılması, bölgesel barış ve iki devletli bir çözümün özü konusunda yıkıcı olabilir” şeklinde konuştu.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.